Çanakkale Savaşları

Erdoğan: Kazdıkları çukurlara onları gömüyorlar

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi'nin 102. yılı töreninde "Dün analar, babalar 'Ya şehit ol ya gazi' diyerek Çanakkale'ye gönderiyorlardı, bugün terör örgütlerinin üzerine gönderiyorlar, Suriye'ye gönderiyorlar. Silahlı kuvvetlerimiz o çukur kazanları, hendek kazanları şu anda Cudi Dağları'nda, Tendürek'te, Bestler Dereler'de kazdıkları çukurlara onları gömüyorlar" dedi.

[Fotoğraf: AA]

cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan, 18 mart şehitleri anma günü ve çanakkale deniz zaferi'nin 102. yılı töreninde "dün analar, babalar 'ya şehit ol ya gazi' diyerek çanakkale'ye gönderiyorlardı, bugün terör örgütlerinin üzerine gönderiyorlar, suriye'ye gönderiyorlar. silahlı kuvvetlerimiz o çukur kazanları, hendek kazanları şu anda cudi dağları'nda, tendürek'te, bestler dereler'de kazdıkları çukurlara onları gömüyorlar" dedi.

çanakkale deniz zaferi'nin 102. yıl dönümü dolayısıyla tüm şehitleri rahmetle yad eden erdoğan, "yıllar gelip geçiyor ama şehitler tepesi boş kalmıyor." diye konuştu. cumhurbaşkanı erdoğan, çanakkale'nin son 1,5 yılda terörle mücadelede asker ve polis olarak 10 şehit verdiğini belirterek, tüm şehitlere rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi. erdoğan, şunları söyledi:

"dün analar, babalar 'ya şehit ol ya gazi' diyerek çanakkale'ye gönderiyorlardı, bugün terör örgütlerinin üzerine gönderiyorlar, suriye'ye gönderiyorlar. türk milleti işte böyle bir millettir. vatanı, bayrağı, ezanı, istiklali ve istikbali söz konusu olduğunda gözü hiçbir şeyi görmez. 15 temmuz'da sokaklara, meydanlara inip darbecilerin karşısına aslanlar gibi dikilen bu milletin önünde kim durabilir. şehadeti göz önüne almış insanların elde edemeyeceği hiçbir başarı yoktur. hep ne diyoruz, 'korkaklar zafer anıtı dikemez.' diyoruz. milletimiz cesaretini 15 temmuz'da f-16'lara, tanklara, helikopterlere, silahlara... evet, arkadaş yurduma alçakları uğratma sakın/siper et gövdeni dursun bu hayasızca akın/ doğacaktır sana vadettiği günler hakkın/ kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın."

erdoğan, millete şükran borçlarını ödemek için 14 yıldır gecelerini gündüzlerine katarak çalıştıklarını belirterek, şu değerlendirmede bulundu:

"türkiye'yi 14 yılda 3 kat büyüterek geri kalmışlık zincirini kırdık. şimdi hedefimiz türkiye'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline getirmektir ama geldiğimiz noktada görüyoruz ki mevcut sistemle daha fazla ileriye gidebilme imkanımız yok. türkiye'nin gelmiş geçmiş en yenilikçi, en reformcu projelerine imza atmış bir kadro olarak milletimize, yönetim sistemimizde de tarihi bir değişim teklif ediyoruz. 16 nisan'da halk oylamasına sunulacak olan anayasa değişikliğiyle türkiye, yönetim sistemini değiştiriyor. sistemin esası istikrar ve güven ortamını garanti altına almaktır. çok partili hayata geçtiğimiz 1950'den beri 48 hükümetin değiştiği, hükümet ömürlerinin ortalama 16 ay olduğu mevcut sistem milletimize çok büyük bedeller ödetti. madem en büyük 10 ekonomi arasına girmeyi hedefliyoruz, öyleyse bu ülkelerle rekabet edebilmemize imkan sağlayacak bir yönetim sistemine ihtiyacımız var."

"ülkemizde böyle bir kesim her zaman olmuştur"

cumhurbaşkanı erdoğan,  konuşmasında, darbelerin, krizlerin, kaosların sebebi olan ve istikrarsızlığı üreten mevcut sistem yerine, dünyanın en gelişmiş ülkelerindeki yönetim sistemine geçileceğini belirtti.

bunun adını "cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi" olarak belirlediklerini ve milletin huzuruna getirdiklerini anlatan erdoğan, bu sistemin tercüme değil, yerli ve milli olduğunu vurgulayarak, onun için anayasa değişikliğiyle gelen cumhurbaşkanlığı sistemini milli, yerli ve demokrat olan herkesin sahiplendiğini ve herkesin sahipleneceğine inandığını bildirdi.

gayelerinin, çanakkale'de yedi düvele meydan okuyan, dönemin en modern ordularını dize getiren, tarihin akışını değiştiren ecdada layık olabilmek olduğuna işaret eden cumhurbaşkanı erdoğan, "çanakkale savaşlarını bilmeyen, oradaki ruhu, heyecanı, azmi, kararlılığı kalbinde hissetmeyen hiç kimsenin yüreği bu ülke için, bu millet için çarpmaz. ülkemizde böyle bir kesim her zaman olmuştur." diye konuştu.

cumhurbaşkanı erdoğan, bundan bir asır önce de kahraman askerlerin çanakkale sırtlarında, kıyılarında, düşmana dünyayı dar ederken, birilerinin ise "bu savaşa ne gerek var" havasında olduklarına dikkati çekerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"fırsat bulsalar istanbul'un ve vatanın anahtarlarını, düşmana kendi elleriyle teslim ederlerdi. öylesine bir idrak tutulması içindeydiler. tıpkı 'bugün suriye'de, irak'ta ne işimiz var, balkanlar'da kafkaslar'da, afrika'da ne işimiz var' diyenler gibi. o zaman da milletimizin verdiği mücadeleyi sorguluyorlardı. ama milletimiz çanakkale savaşı'nı da kazandı, üstüne kurtuluş savaşı'nı da kazandı, kendine yeni bir devlet kurdu. türkiye cumhuriyeti bizim ilk değil, son devletimizdir. dolayısıyla osmanlı da bizimdir, selçuklu da bizimdir, binlerce yıllık tarihimizde gelip geçmiş tüm devletler bizimdir."

"ne yaparsak yapalım, iş geliyor bir yerde tıkanıyor"

devleti yaşatmanın yolunun insanı yaşatmaktan, insanı yaşatmanın yolunun da onun kendisini huzur ve güven içinde hissetmesini sağlamaktan geçtiğini anlatan erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"bu ülke, geçmişte önceliği insanı yaşatmaya vermek yerine, kendi saplantılarının esiri olan bir anlayışı... bu anlayış yüzünden çok bedel ödedi. sadece 1991 yılından beri türkiye, kesintisiz bir istikrar dönemi içinde yaşamış olsaydı bugün, şu anki yerimizin tam iki kat ilerisinde bulunacaktık. milli gelirimiz şu anda 11 bin dolarda, fakat o dediğim yıldan itibaren eğer şu anki istikrar ve güveni yakalasaydık, 22 bin dolar olacaktı. 2023 hedeflerimize çoktan ulaşmıştık. geçtiğimiz 14 yılda telafi edebileceğimiz kadar zararı telafi ettik. ülkemizi götürebileceğimiz kadar ileriye götürdük ama ne yaparsak yapalım, iş geliyor bir yerde tıkanıyor. 2007 yılını hatırlayın, türkiye büyümesiyle, kalkınmasıyla, yatırımlarıyla gayet güzel yolundan ilerlerken, birden karşımıza olmadık bir engel çıkardılar, meclis'te bize cumhurbaşkanı seçtirmek istemediler."

cumhurbaşkanı erdoğan, çözümü millete gitmekte bulduklarını, cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesinin, o krizin aşılmasında hayata geçilmiş bir reform olduğunu kaydetti.

bunun bedeli olarak ise o zaman kendisinin başında bulunduğu partiye kapatma davası açıldığını hatırlatan erdoğan, "2011 seçimlerinde 'gelin ülkemizi yeni bir anayasaya kavuşturalım' dedik, ona da engel oldular. küçük çaplı anayasa değişiklikleriyle işler bir yere kadar yürüdü." dedi.

"darbecileri tasfiye etmeye başladık"

cumhurbaşkanı erdoğan, 2013'ten itibaren yaşanan her hadisenin artık köklü bir değişimin kaçınılmaz olduğu haberini verdiğini bildirdi.

17-25 aralık'ta girişilen emniyet-yargı darbesinin, gücünü milletten almayan bir çetenin ürünü olduğuna işaret eden erdoğan, değerlendirmelerine şöyle devam etti:

"milletimizin desteğiyle bu saldırıyı püskürttük ve darbecileri tasfiye etmeye başladık. bu defa diğer terör örgütlerini devreye soktular, bölücü örgüt, bir yandan 'deaş' denilen cani örgüt, diğer yandan pkk, kanlı eylemlere girişti. hendekler, çukurlarla güneydoğu'da benim vatandaşlarımın yaşam hürriyetini, özgürlüğünü ellerinden aldılar. güvenlik güçlerimiz çukurlarla ülkeyi böleceğini sanan teröristleri, o çukurlara gömdü. 

ben bu vesileyle, silahlı kuvvetlerimizin değerli temsilcilerine, askerimize, polisimize, korucularımıza huzurlarınızda çanakkale'den şükranlarımı bildiriyorum, teşekkür ediyorum. onlar o çukur kazanları, hendek kazanları şu anda cudi dağları'nda, tendürek'te, bestler dereler'de kazdıkları çukurlara onları gömüyorlar. sınırlarımız dışından saldırarak ülkemizi hedef alan teröristleri ise fırat kalkanı operasyonu'yla gittik, bulundukları yerlerde imha ettik. bu ülkenin ne teröriste ne de onların arkalarındaki güçlere verilecek tek bir karış toprağı, feda edecek tek bir insanı yoktur. işte bunun için her fırsatta 'tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet' diyoruz. işte bu bizim rabia'mızdır."

kaynak: aa

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;