Sağlık
Her yıl 30 bin akciğer kanseri
Türkiye'de her yıl 27 bin erkeğin, 3 bin de kadının akciğer kanserine yakalandığı tahmin ediliyor. Sigara içilmese bile pasif içiciliğe bağlı akciğer kanseri riski erkeklerde yüzde 37, kadınlarda yüzde 22 artış gösteriyor.
türk akciğer kanseri derneği (takd) ve türk göğüs cerrahisi derneği'nin (tgcd) birlikte düzenlediği "vi. ulusal akciğer kanseri kongresi", antalya belek’te düzenlendi. kongrede her yıl 30 bin yeni akciğer kanserli hasta görüldüğü, bunun 27 bininin erkek, 3 bininin kadın hasta olacağının düşünüldüğü açıklandı. 50 yaşında başlayan akciğer kanseri görülme sıklığındaki artışın 70 yaşında zirveye ulaştığına dikkat çekildi.
türk akciğer kanseri derneği başkanı ve kongre eşbaşkanı doç. dr. ufuk yılmaz, sigara ve diğer tütün ürünlerinin tüketilmesinin akciğer kanserinin en önemli nedenlerinden biri olduğunu belirterek çevresel etkenlere de dikkat çekti:
"hiç sigara içmiyor olsanız bile, çevresel sigara dumanı, radon gazı, asbest, silika pestisid maruziyeti, akciğer kanseri riskini değişen oranlarda artırmaktadır. ev dışı hava kirliliğinin sigara içmeyenlerde akciğer kanseri riskini arttığı yönündeki veriler yeterli değildir. östrojen içeren hormon tedavisi alan sigara içmeyen kadınlarda, akciğer adenokanser riski yüzde 76 artmaktadır. ailesinde akciğer kanseri bulunan kişilerde akciğer kanseri gelişme riskinde, yüzde 40-50’lik bir artış vardır. yeni bir araştırmaya göre, akciğer kanser riski birinci derece yakınlarında akciğer kanseri bulunan hiç sigara içmemiş erkeklerde 2.71 kat, kadınlarda 2.59 kat artmıştır."
kanserli hastalar nasıl beslenmeli?
türk akciğer kanseri derneği marmara bölge temsilcisi prof. dr. nil molinas mandel ise kanser beslenme ilişkisi konusunda doğru bilinen yanlışlara açıklık getirdi:
“aslına bakarsanız beslenmenin direkt akciğer kanseriyle bir ilgisi gösterilememiştir. ama belirli kanser türlerinde kilo artışının risk faktörü olduğunu biliyoruz. rahim kanseri, prostat kanseri, meme kanseri gibi kanser türleri bunlar arasında. fakat kanser hastalarının özel beslenmesi gerekir. hem bağışıklık sistemlerinin yüksek olması hem de bizim vereceğimiz tedavilerle başa çıkabilmeleri için dikkatli olmaları ve düzenli beslenmeleri gerekir. onun için de riskli grup, hele ki evre 4 olan hastalar -yani bu uzun sürecek bir hastalık anlamına geliyor- kronik bir hastalık gibi tedavi edilebilmesi için vücut direncinin yüksek olması lazım. her zaman için spor yapmak, günlük kalorileri sınırlı tutmak yani kilo almamak şarttır.”
kaynak: al jazeera
Yorumlar