Birleşmiş Milletler

'Lütfen el ele verin'

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve BM Genel Sekreteri Ban Ki Mun düzenledikleri ortak basın toplantısında dünyada süregelen insani krizle ilgili tüm ülkelerin el ele vermesi gerektiğini söyledi.

BM Genel Sekreteri Ban Ki Mun [Fotoğraf: AA]

cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan, dünya insani zirvesi için istanbul'da bulunan birleşmiş milletler genel sekreteri ban ki mun ile harbiye muhsin ertuğrul sahnesi'nde düzenlediği ortak basın toplantısı düzenledi.

dünya insani zirvesi'nin ilk kez düzenlendiğini ve hem içeriği hem de düzenleniş biçimi bakımından benzersiz olduğunu vurgulayan ban, "bu zirve daha önce hiç yaşanmadığı ölçüde insani trajedilerinin yaşandığı bir dönemde gerçekleşiyor. artık elde ettiğimiz bilgi ve birikimle birbirimizin ihtiyaçlarına cevap verebilecek konumdayız." diye konuştu.

artık 5 temel sorumluluk alanında harekete geçmek gerektiğini ifade eden ban, bu alanları "siyasi liderlik, insanlığı koruma altına alacak normların uygulanması, bu süreçte hiç kimsenin tecrit edilmemesi, yardımların eksiksiz bir şekilde ulaştırılması ve insanlık değerlerine yatırım yapılması" olarak sıraladı.

bm genel sekreteri ban, bu nedenle devletlere, mağdurlara, sivil toplum kuruluşlarına, özel sektörlere ve bölgesel kuruluşlara, "lütfen bm’ye katılın bu konuda bizlerle elele verin ve kalıcı sonuca birlikte imza atalım" çağrısında bulundu. ban, şöyle devam etti:

"zirveye 173 ülke katıldı. 55 devlet ve hükümet başkanı yer aldı. 350 özel sektör kuruluş temsilcisi ve binlerce kişi bu zirveyi onurlandırdı. hem sivil toplumdan hem de diğer sivil toplum kuruluşlarından pek çok kişi enerji ve dinamizmleriyle kararlılıkla bu zirveye katıldılar ve katkılarını sundular. şimdiye kadar başardıklarımızla gurur duyabiliriz ancak birlikte bir adım ileri taşımamız gerekiyor elde ettiğimiz başarıları. g7 liderlerinden bazılarının burada olmalarını beklerdik, özellikle de almanya başbakanı angela merkel’in. çünkü bu ülkeler insani eylem faaliyetlerinde finansman desteği sağlıyorlar. özellikle de siyasi çözümlerin bulunması aşamasında onların katkısını sürekli olarak bekliyoruz. şimdiye kadar 400’den fazla kurum, kuruluş ve diğer gruplar, bin 500 taahhütte bulundu zirve kapsamında. bu atılan adımlar dönüşüm niteliğinde değişimi beraberinde getirecek."

kriz ortamlarında çocuklara ve gençlere nitelikli eğitimin ulaştırılması gerektiğini anlatan ban, müzakere ve anlaşmanın yatırımların etkinliğini artıracağını, küresel hazırlık ortaklığının 20 farklı ülkeyi, özellikle de krizlere maruz kalan ülkeleri hazırlıklı hale getireceğini vurgulayarak, "aynı zamanda, direnci artırmaya dair ortaya koyduğumuz taahhüt milyonlarca kişinin ve topluluğun krizler karşısındaki direncini ve gücünü artıracaktır." dedi.

"liderlerin zirveye katılmamış olmaları mazeret olamaz"

dünya insani zirvesi’nde çok farklı aktörlerin bir arada olduğunu ve ciddi taahhütlerin altına imza attıklarını ifade eden ban, şunları söyledi:

"bunların uygulanması bir takım güçlükleri beraberinde getiriyor. birleşmiş milletler güvenlik konseyi’ndeki (bmgk) tıkanıklık geçtiğimiz yıllarda bir takım çözümlere ulaşılmayı yavaşlattı. hem barış çabalarında hem de insani kriz ortamlarında. o nedenle, bu vesileyle bmgk’ya üye daimi ülkelere de bir çağrıda bulunmak istiyorum. lütfen üst düzey bir adım atın. bu liderlerin yokluğu, zirveye katılmamış olmaları atalet için herhangi bir şekilde mazeret olamaz. bu liderlerin omuzlarında benzersiz bir sorumluluk var. barışı, refahı desteklemek ve en mağdur olan halkları destekleme sorumluluğudur bu."

bm’ye üye devletlere ortaya konan çabalara destek olmaları çağrısında bulunan ban, "elde ettiğimiz ilerlemeyi takip etmeye ve değerlendirmeye devam edeceğiz. hükümetlerarası süreçleri güçlendirmeye, diğer forumları düzenlemeye devam edeceğiz. mülteci ve göçmen hareketleriyle ilgili 19 eylül’de üst düzey bir toplantıya gerçekleşecek." ifadelerini kullandı.

dünya insani zirvesi'nin suriye'deki durumla iligili de doğrudan bir takım sonuçları bulunduğunu kaydeden ban, sözlerini şöyle sürdürdü:

"suriye'deki durum aslına bakarsanız milyonlarca insanın ülkelerinden kaçmasına yol açtı, ülkelerini terk etmek zorunda kalan en az 4,5 milyon kişiden bahsediyoruz. 12 milyon kişinin ise günlük insani yardıma ihtiyacı var. bunun yanı sıra aynı anda dünyanın çeşitli yerlerinde pek çok kriz var. bu nedenle de gerekli ve acil olduğu için zirve düzenlemeye karar verdik. amacımız siyasi düzeyde bilinç artırmak ve aynı zamanda dünya liderlerinden siyasi destek alabilmekti. 2000 yılındaki istatistikleri karşılaştırırsanız,  yıllık 20 milyar dolarlık bir insani yardım ihtiyacı vardı ancak bu rakam son dönemde ciddi bir şekilde arttı. suriye'deki kriz 6 yıldır devam ediyor. libya'da, yine güney sudan'da, orta afrika cumhuriyeti'nde kriz devam ediyor. bu durumu yönetemiyoruz ve artık yıllık 245 milyar dolarlık bir ihtiyaç ortaya çıktı. bu son 15 yıl içinde 12 katlık bir artışa işaret ediyor. peki böyle bir sorumluluğu nasıl yerine getirebiliriz? aynı zamanda bu resmi kalkınma yardımlarının yıllık olarak hesaplanan rakamının da iki katı. gerçekten istisnai olarak zorlu bir dönemden geçiyoruz. o nedenle de bm,  dünya liderlerinin dikkatini çekmek ve bu konuları tartışmak için bu tür bir zirve düzenlemeye karar verdi."

bm genel sekreteri ban, burada önemli olan şeyin kaynaklar ya da imkanlar olmadığına dikkati çekerek," eğer siyasi irade varsa ve siyasi kararlılık söz konusuysa o zaman bu meseleyi halledebiliriz." ifadesini kullandı.

bm'nin şimdiye kadar pek çok taahhütlerin ortaya konduğu konferanslara ev sahipliği yaptığını bildiren ban, üye ülkelerin bu tür taahhütler içeren konferanslardan bıktığını aktardı.

mevcut krizlerin hemen sona ereceğini düşünmediğini kaydeden ban, bu nedenle 5 sorumluluğun kendileri için çok önemli olduğunu, bu ilkeler sayesinde kendilerinin öncelikli olarak yardım ihtiyacını azaltabileceğini ve böylelikle de daha az kaynakla mevcut sorunların çözümüne yaklaşabileceklerini anlattı.

ban, "maalesef krizler devam edecek gibi görünüyor. dünya insani zirvesi bana kalırsa ciddi bir siyasi ivme yarattı. dünya liderlerinin küresel dayanışma ve birlik ruhlarını ortaya koydukları bir zirve oldu. ​aynı zamanda mağdur olan kişilerin hayatlarını sürdürebilmek için bizden destek bekleyen kişilere şefkat eli uzatmamızı sağladı. bu toplantı sayesinde bm ve bütün uluslararası camiadan temsil edilen liderler umuyorumki bu hedefe baş koyacaklar."​ diye konuştu.

"küresel siyasi liderlik rolüne ihtiyaç var"

ban, bm’nin şu anda toplamaya çalıştığı rakamın küresel yıllık askeri harcamaların sadece yüzde birine tekabül ettiğinin altını çizerek, devletler tarafından silahlanmaya harcanan para azaltıldığı takdirde bu paranın bulunabileceğini kaydetti.

bm’nin finansal kaynaklarının ve imkânlarının yüzde 80’ini insan kaynaklı krizlerin çözülmesine harcandığını ifade eden ban, “eğer daha hızlı ve daha bütüncül birtakım adımlar atılabilseydi, siyasi diyalog ve katılımcı diyalog devreye alınabilmiş olsaydı bence bu rakamı çok daha aşağı çekebilirdik. bu rakamı daha iyi kullanabilirdik.” değerlendirmesinde bulundu.

ban, "suriye, libya, güney sudan ve orta afrika cumhuriyeti ve daha pek çok yerde henüz sonun başlangıcı denilebilecek bir umut ışığının görülmediğine" dikkati çekerek, küresel siyasi liderlik rolüne ihtiyaç duyduklarını vurguladı.

ban, zirveye katılan 173 ülke, devlet 55 devlet başkanı ve sivil toplum kuruluşlarına teşekkür ederek, “pek çok stk’dan 'hepimiz tekiz' mesajını aldım. çok büyük bir dayanışma ortaya koyduk. gerçekten en mağdur olanlara umut olduğumuzu düşünüyorum. bu kimseler gerçekten güçlü şekilde taahhütlerini ortaya koydular.” ifadelerini kullandı.

bm genel sekreteri ban ki-mun, g7 ülkelerinin liderlerine de seslenerek, “onlar dünyanın en zengin gelirine sahip ülkeler. örnek teşkil etmeliler. insani zirve'nin sonuçlarının uygulanması aşamasında daha fazla katkı sağlayacaklar. zengin ülke liderinin ve oecd ülkelerinin sürekli katkısını bekliyoruz, g7 liderlerine bunu doğrudan ileteceğim. bir daha ifade etmek istiyorum. dünyada hangi örgüt ne kadar kaynağa sahip olursa olsun bu mücadeleyi tek başına yürütemez”. diye konuştu.

"şu istanbul'da şu anda suriyeli ve iraklı olmak üzere 500 bin kişi var"

bir gazetecinin, "savaş durmadan, suriye'ye yapılan insani yardımlar nereye kadar devam edebilir?" sorusu üzerine erdoğan, savaş durmadan yapılan insani yardımların yine faydasının olduğunu söyledi.

bu tür yardımların fizıbl hale gelebilmesinin başka bir şey, netice almanın başka bir şey, yapılanların kaybolmasının başka bir şey olduğunu belirten erdoğan, "sadece bizim faturalı yardımlarımız ülkemizde 10 milyar doları aştı. sivil toplum kuruluşlarımızla beraber yapılan bir o kadar yardım var. bu insanlar nerede kalıyor? çadır kamplarında, konteyner kentlerde kalıyor, bir de değişik şehirlerimize dağılmış vaziyette kalıyor. şu istanbul'da şu anda suriyeli ve iraklı olmak üzere 500 bin kişi var. diğer 2,5 milyon, değişik şehirlere dağılmış. bunun 280 bini sadece 26 çadır kent ve konteyner kenttedir." diye konuştu.

türkiye olarak, terörden arındırılmış güvenli bölge olarak suriye'nin kuzeyinde bir bölge kurulması teklifleri olduğunu anımsatan erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"orada yeniden bir şehir inşa edelim' diyoruz ve inşa ettiğimiz bu şehre suriye'den göç etmek isteyenleri yerleştirelim, türkiye'de kamplarda yaşayanları oraya yerleştirelim. bunu dünyadaki gelişmiş ülkelerin liderleriyle görüştüm. sayın obama'yla da görüştüm, sayın merkel'le, şansölyeyle dün de görüştüm. ve hala da görüşüyorum, görüşeceğim. fakat tabi herkeste şu endişe var. 'bunun güvenliği ne olacak?' ben de diyorum ki, şu anda hani bir zamanlar amerika - meksika arasında, malum güvenlik hattı vardı, kıbrıs'ta yeşil hat var, o da bir güvenlik hattı. buralarda bunu nasıl sağlamışsak, nasıl başarmışsak, orada da uçuşa yasak bölgeler ilan ederiz ve bm burada gerekli güvenlik tedbirini alır, hatta hatta gerekirse nato'yu devreye sokmak suretiyle buranın güvenliği temin edilir. yeter ki biz terör örgütünden, daiş'ten, pyd, ypg, bunlardan ne yapmayalım? çekinmeyelim, korkmayalım ve tüm terör örgütlerinin üzerine korkusuzca gidelim. şunu unutmayalım ki eğer biz teröristler kadar cesur değilsek insanlığın bağımsızlık mücadelesini veremeyiz."

kaynak: aa

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;