Duvarların ressamı: Burhan Doğançay
Kentlerin kültürel ve politik değişimini keşfetmek için 114 ülke dolaşan sanatçının 'toplumun aynası' dediği duvarlar, çalışmalarının odak noktasında yer alıyor.
Haberin Öne Çıkanları
23 Mayıs-23 Eylül
En kapsamlı retrospektif
Paralel etkinlikler düzenleniyor
‘kent duvarlarının yarım yüzyılı’ başlıklı burhan doğançay retrospektif sergisi istanbul modern’de başladı.
23 eylül’e kadar sürecek sergide sanatçının 50 yıllık çalışmalarını yansıtan, sanatının 14 farklı döneminden örnekler sunuluyor. doğançay’ın dünyaca ünlü 13 müzede sergilenen 35 eserlerinin de aralarında bulunduğu toplam 120 iş sergileniyor.
şimdiye kadar düzenlenen en kapsamlı burhan doğançay retrospektifinin odak noktasında sanatçının eserlerinin birçoğunda olduğu gibi yine ‘duvarlar’ var.
hayatı boyunca 114 farklı ülkede 500’den fazla şehir gezerek, bu şehirlere kimliğini veren duvarları inceleyen, onları fotoğraflayan ve kimi zaman da tuvaline aktaran doğançay, duvarların toplumun aynası olduğuna, o toplumun politik, ekonomik ve sosyal durumu hakkında bilgi verdiğine inanıyor.
bir diğer değişle usta sanatçı duvarlar aracılığı ile kentlerin kültürel ve politik dönüşümünü araştırıyor.
serginin tanıtımı için düzenlenen basın toplantısında sorulan bir soru üzerine doğançay türkiye’deki kent duvarlarının 1960’lara nazaran çok daha boş olduğunu söyledi. “politik söylemler yok artık duvarlarda. en fazla ‘buraya çöp dökmeyin’ uyarısı var” diyen sanatçı tüm dünyada benzer bir eğilim gözlediğini belirtti.
duvarların bu ‘boşluğunu’ herkesin teknoloji ile fazlasıyla meşgul olmasına ve gençlerin her istediğinin elinde altında olmasına bağlayan doğançay, “gençlerin kızgınlıkları da yok. kız arkadaşları erkek arkadaşları yanlarında. bizim zamanımızda bu kadar kolay değildi” dedi gülerek.
doğançay'ın new york'un renkli tuğla duvarlarından esinlendiği 'grego duvarları' serisinden. [ajt]
çağdaş sanatın öncüsü
türk çağdaş sanatı denildiğine akla gelen ilk isim olan burhan doğançay 1929 yılında istanbul’da doğdu.
doğançay orduda harita subayı olan, ressam babası adil doğançay’ın teşviki ile sanat ile ilgilenmeye başlar.
üniversite çağı geldiğinde tercihini ankara üniversitesi hukuk fakültesi’nden yana kullanır. paris üniversitesi’nde ekonomi doktorasını tamamladıktan sonra 1955’te ankara’ya döner ve ticaret bakanlığı’nda çalışmaya başlar.
bir yandan kariyerinin bu alanında yükselmeye devam ederken bir yandan da sanattan hiç kopmaz.
türk turizm ve enformasyon ofis müdürü olarak 1962 yılında gönderildiği new york’ta bile geceleri odasına çekildiğinde üretmeye devam eder.
1963’te new york’ta jasper johns, andy warhol, willem de kooning gibi ünlü isimlerin yer aldığı sergilere doğançay’ın eserleri de girmeyi başarır.
çalışmalarında kent duvarları motifi ağırlıktadır bu dönem. manhattan’da karşılaştığı duvarları kağıt üzerinde yeniden yaratmaya başlar ve böylece ‘genel kent duvarları serisi’nin temelleri atılır.
1964’te artık görevinden istifa edip, kendini yalnızca sanata adamanın zamanı geldiğine karar verir.
doğançay’ın bundan sonraki başarıları yükselen bir ivmeyle devam eder.
50 yıllık bu başarı hikâyesinden zengin örnekler ve sanatçı hakkında detaylı bilgiler ‘kent duvarları’nın yarım yüzyılı’ sergisinde ziyaretçiler ile buluşuyor.
duvarların vazgeçilmez parçası kapılar da doğançay'ın esin kaynaklarından biri. [ajt]
'herkes gelsin görsün'
al jazeera’nin sorularını yanıtlayan doğançay, sergi hazırlıklarından ve tüm gün basına röportaj vermekten dolayı yorgun ama bir o kadar da mutlu ve umutluydu.
“çok güzel bir sergi herkes gelsin görsün. böyle bir sergi türkiye’de ya da başka bir yerde kolay kolay açılmaz” diyen doğançay, sergiyi en çok gençlerin ziyaret etmesini istediğini vurguladı.
“okulların ve çocukların özellikle gelmesini istiyorum. en önemli şey bu. o nesli kültürlü ve sanatla ilgili bir nesil olarak yetiştirmeliyiz. çünkü aksi takdirde bir yaştan sonra gençler bu alanlardan uzaklaşıyor. daha çok maddiyata önem vermeye başlıyor” dedi.
en sevdiği şehirleri sorduğumda “new york ve paris şehircilik bakımında bambaşka ama her şehrin ayrı güzelliği var” diye cevap verdi.
konu hükümetlerin ördüğü ‘ayrımcı duvarlara’ gelince, “ilk zamanlar doğaya ve düşmanlara karşı korunma amaçlı yapılmış duvarlar. ama onlar bile yıkılmaya mahkumdur. bu tarz duvarlar hiçbir zaman başarıya ulaşamaz. ne yaparsanız yapın, meseleyi başka şekilde çözmek gerekiyor” dedi.
ilklerin ressamı
- 1980’li yıllarda new york’ta devam eden gökdelen çalışmaları sırasında özel izinle işçileri fotoğraflayan ilk sanatçı oldu. 1986 yılında brooklyn köprüsü’nün onarımı sırasında çektiği fotoğraflar dünyaca üne kavuştu.
- 1995’te tc cumhurbaşkanlığı kültür ve sanat büyük ödülü madalya ve rozetine layık görüldü.
- doğançay müzesi 6 ekim 2004’te resmi olarak açıldı.
- 2004 yılında duvarlar v portfolyosu ile new york’taki metropolitan sanat müzesi’nin daimi koleksiyonuna giren ilk çağdaş türk ressamı oldu.
- 2009 yılında mavi senfoni (1987) adlı çalışması açık artırmada yaşayan bir türk sanatçıya verilen en yüksek fiyattan alıcı buldu.
- 2012 yılında ribbon mania (1982) adlı eseri metropolitan müzesi’nin daimi resim koleksiyonuna eklenen ilk türk çağdaş sanat yapıtı oldu.
kaynak: al jazeera
Yorumlar