Portre

Portre: 'Diplomatik şeyh' Hasan Ruhani

Reformcuların desteğiyle 2013 yılında Cumhurbaşkanı seçilen 'diplomatik şeyh', nükleer anlaşmada İran'ın başmüzakereciliğini yürüttü. Şii eksenli politikası nedeniyle bölgeyi domine etmekle suçlanan Ruhani, İran siyasetini bilenlere göre, "uyanık, pragmatik ve idealist bir ortayolcu."

Hasan Ruhani
Espri üretmeyi seven İranlılar, pragmatikliği yüzünden ona ‘diplomatik şeyh’ diyorlar. [AFP]

Hasan Ruhani

  • doğum yeri: sorkeh, iran
  • doğum tarihi: 1948
  • mesleği: anayasa hukukçusu
  • siyasi görevi: iran cumhurbaşkanı

batı’yla nükleer müzakerelerin fayda etmediği, yaptırımlar labirentinde kaybolan iran’da 2013 cumhurbaşkanlığı seçimi ülkeye yeni bir umut havası getirdi. reformcuların desteklediği ve seçime imam hüviyeti ile giren tek aday olan hasan ruhani sandıktan zaferle çıktı. ilımlı mı, reformist mi, muhafazakâr mı; yoksa iranlıların son dönemde yetiştirdiği sıkı pazarlıkçı bir diplomat mı? bunu biraz içerideki derin imam devletini rahatsız etmeden batı'yla ilişkileri nasıl yoluna koyacağı belirleyecek. ama ilk birleşmiş milletler (bm) genel kurulu’nun ardından amerika birleşik devletleri (abd) başkanı barack obama ile yaptığı telefon görüşmesi tarihi nitelikteydi. 34 yıl sonra ilk kez amerikan ve iran liderleri telefonda da olsa diyalog kurabildi.

humeyni'ye 'imam' diyen ilk kişi

hasan ruhani, 12 kasım 1948’de tahran’ın doğusundaki sorkreh kasabasında doğdu. gittiği her okulda parlak bir öğrenciydi. tahran üniversitesi’nde anayasa hukuku okurken, koltuğunda son günlerini yaşayan şah rıza pehlevi’ye karşı protestolarda en ön saflardaydı. 16 yaşındayken tutuklandı.

ruhani 18 yaşındayken irak sınırını sessizce geçti ve ilk kez ayetullah humeyni'yle buluştu. iran islam devrimi sonrasında da humeyni’nin yakın çevresindeydi. hatta humeyni’ye ‘imam’ ünvanını veren ilk kişi de oydu. dini liderlerle bu yakın ilişkisi onun akademik kariyerinde de önünü açtı. glasgow caledonian üniversitesi’nde anayasa hukuku alanında yüksek lisans yaptı. tezinde cesur bir konu seçti ve ülke yönetimlerinde şeriatın nasıl esnetilebileceğini araştırdı.

bu özenli çalışma ona ultra-muhafazakârların ülkesi iran’da dini otoritelerden biri olma payesini de getirdi. şiiliğin nasıl yaşanacağına dair fetva verme ehliyeti olan müçtehitlerden biri oldu. yüksek milli güvenlik konseyi üyeliği, iran dış siyasetinin en önemli koltuklarından olan nükleer başmüzakerecilik pozisyonuna oturdu. espri üretmeyi seven iranlılar, pragmatikliği yüzünden ona ‘diplomatik şeyh’ diyorlar.

'hep askeri beyin takımındaydı'

ruhani’nin ülkenin askeri savunma gücünün tesisinde çok eskiye dayanan önemli bir rolü var. iran hava kuvvetleri’nin eski komutanı. savunma konseylerine başkanlık etti, iran-irak savaşında tahran’ın askeri beyin takımındaydı. selefi mahmud ahmedinecad’dan 13 yıl öncesine kadar cumhurbaşkanlarına askeri danışmanlık yapıyordu. tanıyanlara göre de entelektüel kapasitesi yüksek ve iyi bir diplomat.

gerçi reformcu görünenlerle aşırı muhafazakârlar arasında çok gel git yaşayan iran siyaseti ruhani gibi ‘pragmatik’ cumhurbaşkanlarına aşina. ruhani, ne selefi mahmud ahmedinecad kadar aşırı uçlarda gezen ve batı’ya kafa tutarak ülke içindeki popülaritesini artıran biri, ne de muhammed hatemi gibi arka plandaki imamların derin devletiyle her daim reform umutları taşıyanlar arasına sıkışıp kalmış bir başkan. iran siyasetiyle içli dışlı olan hemen herkes ruhani’yi, nükleer başmüzakereci olduğu dönemde cumhurbaşkanı olan eski patronu ali ekber rafsancani’ye benzetiyor: ‘uyanık, pragmatik, idealist bir ortayolcu ve dini lider hamaney’le devrimin sözü geçen kurumları üzerinden uzun süreli-yakın irtibatı olan bir lider."

1990’larda kendi nüfuzundaki düşünce kuruluşlarında gösterdiği performans, ruhani’den iran siyasetinde çığır açmasını bekleyenleri hayal kırıklığına uğrattı. demokratik reformla ilgili her türlü öneri, karşısında ruhani’yi buluyordu. çalıştığı kurumlara bu tür tekliflerle gelenler de kendilerini hep kapının dışında buldu.

hamaney ile ilişkisi

ruhani, seçimin hemen ardından eski patronu rafsancani’nin, dini liderin sert ve tehditkâr fetvalarının gölgesinde oldukça naif bulunan batı’yla iyi geçinme sloganını ödünç alarak işe koyuldu. ama iran’da askeri-siyasi denklem tamamen dini lider ayetullah hamaney’in iki dudağının arasına sıkıştığı için ruhani’nin cumhurbaşkanlığının batı’ya yaydığı reformist umutları da bu iki dudak arasından okumak gerekiyor. gerçi yeni cumhurbaşkanı, hamaney’i eleştirmeye cüret edebilen sayılı diplomatlardandı.

hamaney’in uluslararası ilişkilerde fazla dik kafalı olduğunu söylemekten de çekinmedi. iran’ın nükleer başmüzakerecisi olan stanford üniversitesi’nden abbas milani, ruhani’nin açıkça olmasa da satır aralarında hamaney’i eleştirdiğini vurgularken, “ruhani kendi kitabında, nükleer mesele kendisine bırakılsaydı, iş bm’ye gitmeden bir çözüm bulabileceğini ancak iran ve batı’daki bazı insanların sorunun altını dinamitlediklerini yazdı” diyor. ruhani cumhurbaşkanı seçilmeden önce dini lideri seçen ya da görevden uzaklaştıran uzmanlar konseyi’nin üyesiydi. dolayısıyla ruhani’nin, 74 yaşındaki hamaney’in halefinin seçiminde belirleyici bir rol oynaması muhtemel.

temmuz 2015'te iran, p5+1 ülkeleriyle nükleer müzakerelerinde anlaşma sağladı. ülkenin en büyük diplomatik başarılarından biri olarak gösterilen anlaşma sonrası hamaney, "küstah abd'nin bölge siyasetine muhalefet sürecek" dedi

"gereksiz kriz çözüldü" diyen ve zamanla karşılıklı güvenin inşa edileceğini söyleyen ruhani ise, 5+1 ülkeleri anlaşmaya sadık kaldığı sürece iran'ın da sadık kalacağını her fırsatta vurguladı.

anlaşma sonrası bölge siyaseti

uzmanlar, ruhani'nin anlaşma sonrası ortadoğu politikasının kısa vadede değişmeyeceğini düşünüyor. suriye, irak ve yemen'de şii eksenli faaliyetlerini sürdüren iran'ın batı ülkeleriyle vardığı anlaşma, bu ülkelerdeki nüfuzuyla doğrudan ilişkilendirilmiyor.

suriye'de esed rejimine verdiği desteği sürdüren ruhani yönetimi bu konumundan geri adım atmayı düşünmüyor. bu durum, hamaney'in danışmanı ali ekber velayeti'nin "suriye'de çözüm için iran askerleri ve hizbullah dahil tüm yabancı savaşçılar çekilmeli" açıklamasıyla çelişiyor.

erdoğan'dan tahran'a tepki

7 nisan 2015'te iran ziyareti planlanan türkiye cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan, bu ziyaretten 10 gün önce france 24 televizyonuna bir söyleşi verdi. iran'ı ilk defa 'bölge üzerinde hegemonya kurmaya çalışmak' ile suçlayan erdoğan, "iran bölgeyi adeta domine etmeye çalışmaktadır. bu durum bizi, körfez ülkelerini rahatsız etmeye başlamıştır. buna gerçekten tahammül etmek mümkün değil" dedi.

erdoğan, iran'ın irak, suriye ve yemen'den de askerlerini çekmesini istedi. iran'da tepki çeken bu açıklamaya rağmen, 7 nisan'da ruhani erdoğan'la sadabat sarayı’nda serilen kırmızı halıda el ele ve samimi bir şekilde yürüdü. erdoğan, ortak basın açıklamasında "yemen " demedi ancak kaynaklar bu konunun ruhani ile erdoğan arasında ayrıca görüşüldüğünü söyledi.

kaynak: al jazeera

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;