İran Nükleer Programı

'Anlaşma Ortadoğu’yu değiştirmeyebilir'

İran ile 5+1 ülkelerinin yaptığı nükleer anlaşmanın Ortadoğu bölgesinde ne gibi etkileri olacağını sorduğumuz uzmanlar eli güçlenen Tahran'ın bölge politikasında tutum değiştirmeyebileceğini hatta tam tersi olabileceğini söyledi.

Müzakereler Kasım 2013'ten beri sürüyordu. [Fotoğraf: Reuters]

iran ile birleşmiş milletler güvenlik konseyi (bmgk) üyesi 5 ülke ve almanya (5+1 ülkeleri) arasında sürdürülen nükleer müzakerelerde anlaşmaya varılması, uzmanlara göre, tahran’ın ortadoğu politikasını değiştirebileceği anlamına gelmiyor, hatta tam tersi de olabilir.

dışişleri bakanlığı eski müsteşarlarından emekli büyükelçi özdem sanberk, silahsızlanma alanında çalışan mef üniversitesi bölüm başkanı mustafa kibaroğlu ve iran uzmanı arif keskin’e göre, nükleer anlaşma kısa vadede ortadoğu’daki dengeleri değiştirmeyebilir. hatta anlaşmayla elini güçlendiren iran, ortadoğu bölgesine yönelik politikasında ısrarcı olmaya devam edebilir.  

tahran’ın nükleer gücünü sıkı denetime bağlayan anlaşma, iran’a uygulanan çeşitli yaptırımlar ve ambargoların kaldırılmasını getiriyor ancak birleşmiş milletlerin iran'a uyguladığı silah ambargosu beş yıl, füze ambargosu ise sekiz yıl daha etkin kalacak.

“anlaşma sonrası iran ortadoğu’da tutum değiştirmez”

emekli büyükelçi sanberk, üzerinde mutabakata varılan anlaşmanın henüz imzalanmadığını hatırlatarak, uygulanmasında da sorunlar çıkma olasılığı olduğunu söyledi. sanberk’e göre, iran’a meşruluk kazandıran bu anlaşma yürütülebilirse, almanya, fransa gibi batı ülkeleri iran’ı daha da güçlendirecek ve ekonomik olarak büyük projelerin peşine düşecek. türkiye de ekonomi anlamında fayda sağlayabilir ama iran’ın izin verdiği ölçülerde. yeni enerji boru hatları içinse zaman var, bölgesel anlamdaysa iran’ın tutumunu değiştirmesi beklenmemeli:

iran için oyunun adı zero sum game, yani sıfır toplamlı oyun. örneğin suriye konusunda çözüm arıyormuş gibi gözükebilir, bazı ara çözümler önerebilir ama suriye rejimini desteklemekten vazgeçeceğini sanmıyorum.”

"nükleer anlaşma, iran’ın ortadoğu tutumuyla ilintili değil"

mef üniversitesi'nden prof. kibaroğlu da, nükleer anlaşma ile iran’ın ortadoğu politikaları arasında müzakere aşaması da dahil olmak üzere bir illiyet bağı kurulmadığını anımsattı:

nükleer anlaşmaya varılmış olmasıyla iran’ın dış politikası, izlediği şii eksenli politika, sahayı kontrol etme yeteneği, lübnan’dan yemen’e kadar takındığı tutumla bağlantılı süreçler yaşanacağı anlamına gelmiyor. iran’a uygulanan ambargolar da nükleer tutumuyla ilgiliydi ve çok spesifikti. yoksa örneğin 'yemen’de şunu yaparsan' gibi şartları yoktu, 'nükleerde şunu yaparsan' şartı vardı.”

kibaroğlu’na göre, anlaşmayla, iran’ın nükleer gücü tam bir denetime açıldığından, israil’in nükleer silaha sahip olması gibi bir etken dışarıda bırakılırsa, ortadoğu’da nükleer silahlanma yarışı yaşanmayabilir ama böyle bir yarışın başlamaması için önemli bir koşul var; o da iran ile yapılan nükleer anlaşmanın tam olarak uygulanması.

iran ile varılan anlaşma tahran’ın batı ile sorunlarının bittiği anlamına de gelmez. iran nükleer anlaşma yaptı diye dış politikasında tutum değiştirebilir diye düşünmemek lazım. bu ancak iran yönetiminin bu konuda bir revizyona gitme kararı almasıyla olur.”

“iran bölge istikrarsızlığını güce çeviriyor”

iran uzmanı keskin böyle bir revizyon beklemenin iyimser bir tutum olduğunu düşünüyor. hatta keskin tam tersi bir duruma işaret ediyor:

iran bölgenin istikrarsızlığını kendi gücü lehine kullanıyordu. bu daha da artabilir. çünkü nükleer anlaşmadan başarıyla çıkmasını, kazanmasını bu tutumuna bağlıyor. örneğin suriye’de geri adım atmayacaktır. ‘bunları bırakırsak elimiz zayıflar’ diye düşünecektir. belki suriye rejimini koruma merkezli ara çözümler gündeme getirebilir ama daha ötesini beklememek gerek.”

keskin’e göre, altı güçlü dünya devletine karşı yürüttüğü müzakerelerden elini güçlendirerek çıktığını düşünen iran, bu müzakerelerden aldığı gücü başka alanlarda da kullanmak isteyebilir ama böyle müzakerelere girse bile, bu olası müzakereleri ortadoğu’nun kendi çıkarları çerçevesinde şekillenmesi için kullanmaya çabalayacak.

"birkaç ay öncesine kadar vurulması bile gündemde olan iran artık batı için müzakere edilebilir bir ortak. 1979 iran devrimi’nden beri sistem dışı görülen bir unsurun sistem içi kabul edilmesi bu. iran’ın verdiği mesaj da ‘konuşulabilir bir gücüm ve isteklerim kabul edilirse makul olurum'. ayrıca iran rasyonel davranırsa ileride batı için askeri anlamda bile işbirliği yapılabilecek bir ülke konumuna geldi. en azından bunun yolu açıldı. zaten iran, özellikle işid ile mücadelede batı karşısında kendisini böyle konumlandırıyordu."

keskin, iran’ın dış politikada enerjisinin önemli bir kısmını nükleer meseleye ayırdığını hatırlatarak, yaptırımlar da kaldırıldıktan sonra ekonomik anlamda rahatlayacağı için bu enerjisini başka dış politika alanlarına kaydırabileceğini de söyledi.

kaynak: al jazeera

Ayşe Karabat

1970 yılında ankara'da dünyaya geldi. orta doğu teknik üniversitesi siyaset bilimi bölümünden mezun oldu. 1995’den beri çeşitli dergi, gazete ve tv kanallarında muhabir olarak çalıştı. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;