Görüş

Denenmemiş tek çare: Sosyal demokrasi

CHP'nin herkesi temsil etme iddiasıyla ve "korkanların sayısı yetmiyor daha fazla insanı korkutmalı" perspektifiyle çoğunluğu sağlaması mümkün değil. Sağa giderek CHP'nin oyları artmıyor ve CHP 'koruyacağım' dediği şeyleri koruyamıyor. İdeoloji sanıldığından daha önemli ve CHP için çıkış çok uzakta değil, sosyal demokraside.

Yunus Emre'ye göre CHP, toplumla sosyal demokrat bir parti gibi ilişki kurmuyor. [AA]

yerel seçim sonrası sayın kemal kılıçdaroğlu'nun şu sözleri basına yansıdı: "zaman zaman şu eleştiriler geliyor; 'chp sağa mı kayıyor?' diye. bugün geldiğimiz nokta, sağ - sol olayı olmanın ötesinde bir noktaya geldik biz. cumhuriyet, demokrasi bunlar tartışılır hale geldi. toplumun cumhuriyet'ten yana, demokrasiden, seküler sistemden, kadın - erkek eşitliğinden yana, bütün güçlerini kucaklamak zorundayız. işçi de olur, esnaf da, memur da, sanayici de olur. toplumun geleceğinden endişe duyan bütün güçlerini, bütün bireylerini kucaklamak zorundayız. demokrasi gidiyor, başka işlerle uğraşıyoruz."

bu ifadeler chp sözcülerinin hemen her seçim yenilgisinden sonra tekrarladığı ezberlere dayanıyor. ama bu ifadelerle ortaya konulan yaklaşım seçimlerden çıkarılması gereken sonuç değil, seçim sonuçlarının gerçek sebebi. chp'nin herkesi temsil etme iddiasıyla ve "korkanların sayısı yetmiyor daha fazla insanı korkutmalı" perspektifiyle çoğunluğu sağlaması mümkün değil. sağa giderek chp'nin oyları artmıyor ve chp 'koruyacağım' dediği şeyleri koruyamıyor. ideoloji sanıldığından daha önemli ve chp için çıkış çok uzakta değil, sosyal demokraside. okumakta olduğunuz yazı tam da bunu göstermek için yazıldı.

chp sosyal demokrattır diyenler neden yanılıyor?

cumhuriyet halk partisi sosyal demokrat bir parti midir? sorunun cevabını baştan verelim. değildir ve geçmişteki bütün girişimlere rağmen olamamıştır. chp içinde sosyal demokrat kimseler bulunmuş ve bu kişiler partiye sosyal demokrat bir doğrultu vermeye çalışmıştır. ancak bu çabalar sonuca ulaşmamış chp sosyal demokrat bir partiye dönüşememiştir.

chp’yi sosyal demokrat bir parti olarak değerlendiren gözlemcilerin gündeme getirdikleri en önemli kanıt chp’nin sosyalist enternasyonal’in (se) üyesi olmasıdır. günümüzde se’ye 95 farklı ülkeden 101 parti üyedir. bu sayıya arap baharı öncesi tunus’ta yönetimde bulunan anayasal demokratik birlik ve mısır’da yönetimde bulunan ulusal demokratik parti dahildir. eğer se’ye üyelik sosyal demokrat olmak için bir kriter olarak kabul edilecekse, hüsnü mübarek’in dünya sosyal demokrat hareketi içinde ne derece saygın bir figür olduğunun yorumunu okuyucuya bırakıyoruz. nitekim, kimi anti-demokratik rejimlerin devlet partilerinin se’ye üyeliği se içinde de önemli bir tartışma başlatmıştır. se’de yaşanan krizin başlangıcı kuruluşun en önemli üyelerinden alman sosyal demokrat partisi spd’nin 2012 başında 100.000 €’luk aidatını ödemeyeceğini açıklamasıyla başlamıştır. spd tarafından başlatılan girişim kısa sürede yaygın bir destek görmüş kırkın üzerinde ülkeden partilerin katılımıyla ilerici ittifak (progressive alliance, pa) adıyla yeni bir partiler birliği kurulmuştur. yani se dünya sosyal demokrat partilerinin bir kulübü değildir. chp'nin se üyeliği de sosyal demokrat olduğu anlamına gelmez. 

kitle partisi kadro partilerinin aksine toplum içinde belli bir kitleye organik kurumlarla dayanan ve o kitleyi temsil etme iddiasındaki partidir. yani kitle partisi “ne olursan ol yine gel” partisi değildir. 

by Yunus Emre

chp’nin sosyal demokrat olduğu görüşünün ikinci kanıtı olarak partinin 1960’lı yıllarda başlayan dönüşüm süreci gösterilmektedir. bu görüşün savunucularına göre bu dönemden sonra chp sosyal demokrat bir parti haline gelmiştir. chp’nin sosyal demokrasiye yönelişinin başlangıç dönemi üzerine yaptığım kapsamlı bir çalışmada ulaştığım temel sonuç, yeni yönelişin chp’nin kendi tercihinden kaynaklanmadığıdır. 1960 - 1980 döneminin özel konjonktürü, yükselen örgütlü işçi hareketi ve sol hareketler bu değişimin gerçek nedenidir. bu dönemde chp sosyal demokrat bir parti olmadı ama chp tarihi içinde partinin sosyal demokrasiye en çok yaklaştığı alt dönem bu evreydi. 1960 - 1980 parantezi kapandıktan sonra, ama özellikle kimlik siyasetlerinin yükseldiği 1990’larla birlikte chp’deki sosyal demokrasi yöneliminin izi silikleşti. chp 1960 - 1980 parantezinde oluşturduğu ideolojik ve politik birikimden de uzaklaştı.

gündeme getirilen bir diğer önemli kanıt da chp’nin program, tüzük gibi belgelerinde kendini sosyal demokrat bir parti olarak tanımlamasıdır. tanım ya da kullanılan sıfatlardan öte bir partinin adı bile sosyal demokrat parti etiketi için yeterli değildir. örneğin portekiz’in merkez sağ eğilimli en büyük partisinin adı sosyal demokrat parti’dir (partido social democrata).

bir partinin sosyal demokrat olup olmadığın partinin örgütlenme biçimi, programı, temel ilkeleri, temsil ettiği toplumsal kesimler, tarihsel olarak sınıf temelinde ya da sınıf dostu politikalar yürütüp yürütmediği gibi kriterlere göre değerlendirilebilir.

chp neden sosyal demokrat değildir?

ilk olarak chp sosyal demokrat bir parti gibi örgütlenmemektedir. chp’de işleyiş, sosyal demokrat bir partideki işleyişten farklıdır ve chp toplumla sosyal demokrat bir parti gibi ilişki kurmamaktadır. üyelerin demokratik katılımının ve finansal katkılarının çok sınırlı olduğu, aday tespitlerinin merkezden yapıldığı, lider kadrolarının partinin emektar üyelerinden değil de kamusal ve özel sektörün tepe yöneticilerinden oluşturulduğu, topluma organik olarak bağlı bir örgütü bulunmayan partilerin sosyal demokrat olarak tanımlanması oldukça zordur.

chp’liler bir süredir siyasal bilimlerinin önemli bir kavramını yanlış anlamda kullanmaktadır. bu yaklaşıma göre chp bir kitle partisidir. bu nedenle her kesimden insan parti içinde bulunmalıdır ve toplumun bütün renkleri partide temsil edilmelidir. bu iddiayı neresinden düzelteceğimizi bilememekle birlikte hatırlatalım. kitle partisi kadro partilerinin aksine toplum içinde belli bir kitleye organik kurumlarla dayanan ve o kitleyi temsil etme iddiasındaki partidir. yani kitle partisi “ne olursan ol yine gel” partisi değildir.

rejim sorunları, laiklik, ulusal bütünlük, olağanüstü yargılama rejimi chp sözcülerinin temel ilgi alanlarıdır. böyle bir yaklaşım toplumu anlamaya dönük ve seçmen çoğunluğunu ikna etmeye dayalı bir strateji izlenmesini imkansız kılmaktadır.

by Yunus Emre

herkesi temsil etme iddiasındaki partilere ise herkesi kucaklayan parti (catch-all party) denir. bu kavramı ilk olarak 1966’da otto kirchheimer ortaya atmıştır. kirchheimer'e göre herkesi kucaklayan partiler ikinci dünya savaşı sonrası dönemin dönüşümlerinin bir sonucu olarak doğmuştur. siyasal partiler böylesi bir yola girerek bireylerin ve grupların çıkarlarını temsil etmeyi bırakmışlar ve devletle halk arasındaki önemli bir bağ ortadan kalkmıştır. yani kirchheimer bu parti tipini övmek için değil, eleştirmek için herkesi kucaklayan parti kavramını üretmiştir. ayrıca savaş sonrası dönemde dönüşüm yaşayan sosyal demokrat partiler 'biz artık değiştik herkesi temsil ediyoruz' demediler. 'eskiden sadece işçileri temsil ediyorduk artık diğer emekçileri de temsil edeceğiz' diyerek ortaya çıktılar.

yazılarımı takip edenleri sıkmayı göze alarak, yine turan güneş’ten bir hatırlatma yapacağım. güneş, 1962’de chp’ye 'herkesi zengin edeceğiz demekten vazgeçelim' diyerek seslenmektedir. bugün de aynı hatırlatmada fayda var. açıklıkla görülmesi gerekiyor: chp’nin herkesi zengin edeceğiz önerisine kimse inanmamaktadır. chp’nin ihtiyacı olan şey babadan kalma usullere geri dönmek, hangi toplumsal sınıfları temsil ettiği belli olan kitleyle organik olarak bağlı bir parti olmaktır.

chp’ye sosyal demokrat dememizi zorlaştıran diğer bir neden ise doğrudan ideolojik yönelimle ilgilidir. program ve ilkelerin öncelik taşımadığı ve güncel siyasi gelişmelere göre temel ilkeler olduğu düşünülen uygulamaların bir kenara bırakılabildiği bir siyaset anlayışı chp’yi sosyal demokrasiden uzaklaştırmaktadır.

sosyal demokrat partilerin kullandığı siyaset dilinin kimi öncelikleri vardır. sosyal demokratlar ekonomiyi, finansal piyasalarla sınırlı olarak düşünmez. yoksulluğa, ekonomik büyümeyle ortadan kaldırılabilir bir sorun olarak bakmaz. işsizlik onu yaratan politik tercihlerden bağımsız olarak anlaşılmaz. dayanışma ise sosyal demokrat toplum görüşünün temelidir. cemaatler ve benzeri enformel dayanışma örüntülerinin yerine sosyal refah devleti uygulamaları yurttaşlık ve toplumsal haklar temelinde savunulur.

sosyal demokrat partiler toplumu sınıfsal ayrımlar üzerinden okurlar ve bu partiler için eşitlik ve eşitsizliklere karşı mücadele bir kutup yıldızı olarak temel yön belirleyicidir. buna karşılık chp’nin söyleminde eşitlik, sosyal politika, yeniden dağıtım, toplumsal sınıflar gibi konular ikincil derecede öneme sahiptir. rejim sorunları, laiklik, ulusal bütünlük, olağanüstü yargılama rejimi chp sözcülerinin temel ilgi alanlarıdır. böyle bir yaklaşım toplumu anlamaya dönük ve seçmen çoğunluğunu ikna etmeye dayalı bir strateji izlenmesini imkansız kılmaktadır. bu nedenle chp çoğunluk adına ya da çoğunluk için konuşamamakta, azınlığın endişelerinin sözcüsü olmaktadır. bu durum chp’nin potansiyel destekçilerinin genel seçmen içindeki oranını azaltmaktadır.

chp'nin doğrultusunu sola ve sosyal demokrasiye çevirmesi hem partiyi kısa erimde seçim sonuçları ve etkinlik bakımından daha güçlü kılacak hem de türkiye'nin ihtiyaç duyduğu sosyal demokrat dönüşüme imkan yaratacaktır. ancak mevcut koşullar bu gelişme için daha uzunca bir süre beklememiz gerektiğini gösteriyor.

by Yunus Emre

chp temsil ettiği kesimler itibariyle de sosyal demokrat olarak nitelendirilemez. batı avrupa sosyal demokrasisi örgütlü işçi sınıfının siyasal hareketi olarak doğmuştur. chp’nin geldiği kökenler bilindiği gibi farklıdır. bunun yanında chp her ne kadar bütün kesimlerden oy alma iddiasında olsa da chp’nin seçmen desteğinin yoğun olduğu toplumsal kesimler belirgindir. kentli orta sınıflar ve aleviler chp seçmenlerinin büyük bir kesimini oluşturmaktadır. bu kesimlerin chp’ye yönelen desteğinin sebebi ise chp’nin sosyal demokrat bir parti olması değil akp karşısında seküler yaşam tarzını savunan tek önemli güç merkezi olmasıdır.

chp’nin çok övündüğü 'eğitimli kesimlerden daha fazla oy alıyoruz' avuntusu da sosyal demokratlaşamamanın önemli bir göstergesidir. türkiye gibi ülkelerde toplumun tüm kesimleri eğitim imkanlarına eşit bir şekilde erişemez. varlıklı kesimlerinin çocukları daha iyi eğitim alır. chp şu kuralı hatırlamalıdır: eğitim imkanlarına yeterince erişememiş seçmenlerin chp’yi tercih etmemesi onların cahil olduğunu değil, chp’nin sosyal demokrat olmadığını gösterir.

sonuç

bu kısa yazının sınırları içinde chp ve sosyal demokrat ideoloji arasındaki ilişkiyi ve ayrımı derinlikli bir biçimde analiz etmek mümkün değil. ancak chp tarihi ve güncel siyasal gelişmeleri göz önünde bulundurarak, chp'ye sosyal demokrat sıfatının çok da uymadığını tespit edebiliriz. bununla birlikte türkiye'nin sosyal demokrat bir harekete büyük bir ihtiyaç duyduğunu düşünüyoruz. chp'nin doğrultusunu sola ve sosyal demokrasiye çevirmesi hem partiyi kısa erimde seçim sonuçları ve etkinlik bakımından daha güçlü kılacak hem de türkiye'nin ihtiyaç duyduğu sosyal demokrat dönüşüme imkan yaratacaktır. ancak mevcut koşullar bu gelişme için daha uzunca bir süre beklememiz gerektiğini gösteriyor.

şu sözleri tekrar hatırlatalım: "sağ - sol olayı olmanın ötesinde bir noktaya geldik" "işçiyi de, esnafı da, sanayiciyi de temsil edeceğiz" "herkesi kucaklayacağız" "cumhuriyet, demokrasi bunlar tartışılır hale geldi" "demokrasi gidiyor".  bu yaklaşım seçimlerden çıkarılması gereken sonuç değil, seçim sonuçlarının ve chp'nin her seçimde tekrarlanan seçim yenilgisinin gerçek sebebidir.

chp'de bugüne kadar gerçekleştirilmeye çalışılan sosyal demokrat yönelimlerin başarısızlığı umut kırıcı olmamalı. dünya örnekleri içinde başka kökenlerden gelerek sosyal demokrasiye yönelen birçok hareket var. chp'nin sosyal demokrat olamaması, bundan sonra sosyal demokrat olamayacağı anlamına gelmiyor. chp'liler ideolojinin önemini kaybettiği ve popüler olanın başarılı olacağı iddialarını bir kenara koymalı. ne yapmalı ve nasıl yapmalı sorularını ideoloji ekseninde tartışmalı. ideolojiler öldü ve tarihin sonu geldi iddiası çok uzun süre önce geçerliliğini yitirdi. daha da gecikmeden bunu görmeli.

altı ok neden kazanamıyor?

chp'nin çok az oy aldığı 8 şehirde yapılmış halk röportajları, bu şehirlerin chp il başkanlarının görüşleri, akademisyenlerin konuyla ilgili makaleleri, interaktif haritalarla chp'nin oy yoğunluğu ve değişimi için tiklayiniz.

yunus emre, sosyal demokrasi vakfı (sodev) üyesi ve toplumcu düşünce enstitüsü kurucularındandır. chp gençlik kolları’nın eski genel başkanıdır. türkiye’de siyasal hayat ve kurumlar, tarih yazımı ve karşılaştırmalı siyaset alanlarında çalışmaktadır. siyasal partiler, chp tarihi ve sosyal demokrasi alanında makaleleri yayımlanmıştır. "chp, sosyal demokrasi ve sol" kitabının yazarıdır. halen istanbul kültür üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümü öğretim üyesidir.

bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera’nın editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Yunus Emre

doç. dr. yunus emre istanbul kültür üniversitesi uluslararası ilişkiler bölümü öğretim üyesi. ayrıca sosyal demokrasi vakfı (sodev) üyesi, toplumcu düşünce enstitüsü kurucu üyesi ve cumhuriyet halk partisi (chp) gençlik kolları eski genel başkanı. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;