bundan tam 10 yıl önceydi. 2005 nisanı türkiye için yeni bir spor oluşumunun kapısını açmıştı. türk tenis tarihinin en büyük uluslar arası turnuvası istanbul cup’ın ilk yılıydı. sporla çok da ilişkisi olmayan türkiye, henüz bu organizasyonun büyüklüğünün ve öneminin farkında değildi. öyle ki turnuvanın bir yayıncı kuruluşu bile yoktu. tribünler boştu. yoldan geçenler “burada ne var?” diye birbirine soruyordu. 

o gün turnuvanın yine medya ilişkilerini yürüten cahit yavuz televizyonları kapı kapı dolaşıp destek olmalarını, yayın yapmalarını istiyordu. para istediği falan da yoktu. tek isteği yayın yapılmasıydı. insanların burada uluslar arası bir turnuva olduğunu, çok önemli tenisçilerin istanbul’a geldiğini görmesini istiyordu. en büyük lansman hamlesi de o yıl turnuvanın en büyük yıldızı olan venus williams’ı boğaziçi köprüsüne çıkarıp ipek şenoğlu ile gösteri maçı yaptırması oldu. istanbul’un tanıtımı için önemli bir hamleydi. 
 

yıl 2015. ilk istanbul cup’ın üzerinden 10 yıl geçti. 7 grand slam şampiyonluğu bulunan venus williams yine istanbul’da ve turnuvanın yine en büyük yıldızıydı. turnuvanın tanıtım etkinliği için seçilen yerse 10 yıl önce olduğu gibi yine boğaziçi köprüsü’ydü. ama bu kez durum biraz daha farklıydı. köprü trafiğe kapatılamadığı için köprünün kıyısı, köşesi, kenarı, yürüme yolu ya da kedi yolu (nasıl yorumlarsanız yorumlayın) tenis maçı için seçilmişti. 10 yıl önceki fotoğraflar tekrarlanmaya çalışılmıştı. ama olmadı. binlerce yıllık tarihe sahip, medeniyetler ve kültürler beşiği istanbul, bir kez daha 42 yıllık köprüyle tanıtılmaya çalışıldı. tarihi yarımada, sultanahmet meydanı, çamlıca tepesi, veya kız kulesi gibi çoğaltabileceğimiz onlarca örnek varken. üstüne üstlük burada ne oluyor diye bakmak için yavaşlayan arabalar arkalarından gelenlere zor anlar yaşattı. neyse ki kötü bir kaza olmadan etkinlik bitti.

bitti ama etkinliğin sporcularımız üzerinde yarattığı psikolojik sorunları çözmek de venus’e kaldı. basına yapılan duyuruda venus williams’ın gösteri maçını ipek soylu ile yapacağı yazıyordu. türkiye’nin 1 numarası çağla büyükakçay unutulmuştu. biraz geç de olsa bu hata fark edildi ve çağla da programa dahil edildi. bu kez de “venus iki türk oyuncuyu karşısına alırsa türk oyuncular küçük düşer” dendi. bu problemi fark eden venus, bir oyuncuyu yanına alarak ve karşısındaki rakibi sürekli değiştirerek çözdü. görev tamamlandı.

venus beklentileri karşılayamadı

turnuva sportif açıdan da sürprizlere sahne oldu. dünya 15 numarası ve 1 numaralı seri başı venus williams’ın ilk turda, üstelik set alamadan eleneceğini kimse tahmin etmiyordu. aynı gün turnuvanın 2. büyük yıldızı ve eski dünya 1 numarası jelena jankovic’in de elenmesi organizatörlerin doğal olarak canını sıktı. ilk turda tam 5 seri başı tenisçi elendi. 2. turdaysa iki. çeyrek finaldeki tek seri başı tenisçi dünya 42 numarası tsvetana pironkova idi. o da yarı finalden önce turnuvaya veda etti. tenisin dünya yıldızlarını seyretmek için hafta sonunu bekleyenler büyük bir hayal kırıklığı yaşadı. çünkü klasmanda ilk 45’te bulunan kimse hafta sonunu göremedi. şampiyonluk maçıysa dünya 71 numarası lesia tsurenko ve 99 numara urszula radwanska arasında oynandı. ilk sette her ne kadar set puanları kullanamayan radwanska olsa da, son 10 oyunun dokuzunu kazanan tsurenko kariyerinin ilk finalinden şampiyonluk çıkarmayı bildi. finalde rakibine set vermeyen ukraynalı tenisçiyi ilerleyen dönemde çok daha iyi yerlerde göreceğimizden şüphem yok.

tribünler boş, karaborsacılar aç kaldı

1 hafta boyunca garanti koza arena’da maalesef birbirinden çekişmeli maçlar oynansa da tribünler boş kaldı. nisan ayında federerli istanbul açık’ta tamamen dolu tribünler önünde oynanan maçlar hem bizlerin hem de tenisçilerin yüzünü güldürmüştü. ama istanbullu tenisseverler aynı ilgiyi kızlara göstermedi. işin belki de en trajikomik yanı karaborsacıların yaşadıklarıydı. istanbul açık’ta tribünlerin tamamen dolması onları çok etkilemiş olacak ki, istanbul cup’ta da kapıda kalanlara satmak için bol bol bilet almışlardı. ama gelin görün ki onların biletlerine kimsenin ihtiyacı olmadı.

Çağla, Jankovic ile birlikte çiftlerde final oynadı. [AA]

türkler yükselişte

bu turnuva türk tenisçiler için de son derece önemli bir deneyim oldu. çiftlerde çağla büyükakçay partneri jelena jankovic ile birlikte kariyerinde 2. kez wta finali oynadı. türk tenis tarihinde daha önce sadece 2 wta finali vardı. biri yine çağla’nın geçen sene bükreş’te karin knapp ile oynadığı, diğeri ise 2008 yılında ipek şenoğlu’nun mervana jugic salkic ile estoril’de oynadığı çiftler finali. ama istediğimiz şampiyonluk yine gelmedi. seyirci desteği ve jankovic’in büyük tecrübesine rağmen, maçı daria gavrilova - elina svitolina çifti kazandı. dizindeki sakatlıktan mıdır bilinmez, jankovic’in özellikle file önündeki pasif oyunu dikkat çekiciydi. bu sonuçla ilk wta şampiyonluğunu kazanma hayalimiz de başka bahara kaldı.

istanbul cup bu yıl 5 itf turnuvası kazanan melis sezer ve ayla aksu ikilisinin de çıkış yaptığı turnuva oldu. yakaladıkları uyum ve burada gösterdikleri performans gelecek için umut verdi. ana tabloda 2. tur görmeleri onların özgüvenini de bir basamak yukarıya taşıdı. türkiye fed cup için yeni bir çiftler takımı bulmuş oldu.

ve tabii ki ipek soylu. son yıllarda yakaladığı çıkışla türk tenisinin göz bebeği haline gelen ipek soylu kendisine verilen şansı çok iyi kullandı ve istanbul cup’ta 2. tur görerek kariyer zirvesi yaptı.

türkiye 15 yaşındaki türkiye gençler şampiyonu berfu cengiz ile de bu turnuvada tanıştı. istanbul cup’a wild card ile eleme tablosundan katılan dünya 848.si berfu cengiz ilk turda 1 numaralı seri başı, dünya 174 numarası yuliya beygelzimer’i yenerek olağanüstü bir başarı yakaladı. her ne kadar 2. ön elemede takılsa da ilk wta turnuvası deneyimini yaşamak onun için büyük tecrübe oldu.

“venus williams ve diğer üst düzey oyuncuların bu kadar ağır antrenman yaptıklarını bilmiyordum” diyen berfu, bu turnuvanın belki de en çok kazananıydı. genç bir oyuncunun bu tecrübeyi yaşamış ve gördüklerini analiz etmiş olması son derece güzel. umarım diğer tenisçilerimiz de bu turnuvadan gerekli dersi çıkarmışlardır. çünkü bu turnuvalar türk tenisçisinin gelişimi için var.

1978 malatya dogumlu. orta ögrenimini malatya anadolu lisesi'nde, yüksek öğrenimini istanbul üniversitesi iletişim fakültesi'nde tamamladi. 2002 yılında radyo, televizyon ve sinema bölümü'nden birincilikle mezun oldu. spikerliğe eurosport türkiye'de basladi. 4 yıl bu kurumda görev yaptiktan sonra 2008 yılında ntv spor'a transfer oldu. olimpik branşlar ve amatör sporlar üzerine uzmanlaştı.

bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera’nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.