Görüş

Transferde son hafta raporu

Galatasaray, özellikle Şampiyonlar Ligi için yetersiz kalacak bir transfer politikasıyla Ağustos’u kapadı. Fenerbahçe, Ocak’a kadar alternatif santrafor eksikliği çekebilir. Beşiktaş’ın ve Trabzonspor’unsa eksik bölgelerine nokta atışı takviyeler yaptığı başarılı bir transfer dönemiydi bu...

Felipe Melo Mancini'nin çalıştırdığı Inter'e imza attı. [AA]

felipe melo:
tarihin en absürt krizi

galatasaray’ın tanju çolak’ı kaybettiği yazdan beri herhalde en kötü yönettiği krizdi bu... sarı-kırmızılılarda her sezon başlangıcını krize dönüştüren melo, bir kez daha temmuz-ağustos’u boş geçirmedi, bir kez daha kamp programına eksik katıldı. ilk hata, sneijder-muslera gibi milli oyunculara verilen iznin ona da ekstra olarak verilmesiydi. onun 20 temmuz’a kadar kampa katılmamak için geçerli bir nedeni yoktu ve hamzaoğlu ona verdiği ekstra izinle adalet duygusunu ilk kez zedeledi. bundan daha büyük hata ise, melo halen transfer görüşmeleri yürütürken sanki ona mahkummuşçasına erken oynatılması idi. hamzaoğlu’nun 24 ağustos’taki osmanlıspor maçında sahanın yıldızı rodriguez’i 60’ta çıkarıp melo’yu sokması küçük bir felaketti. bu hafta sonu rodriguez’i kesip melo’yu oynatması ise daha büyük felaket.

melo’nun gidişi bir oyuncunun kaybedilmesinden daha büyük yaralar açtı galatasaray’da. hamzaoğlu, melo krizini çok kötü yöneterek brezilyalı oyuncunun valizinde adalet duygusunu da gönderdi italya’ya. oysa osmanlıspor ve konyaspor maçlarını rodriguez’le oynayıp zaten hazır olmayan melo’yu kenarda oturtsa muhtemelen sonuçlar değişmeyecek ama takımla hoca arasındaki güven ilişkisi daha sağlam kalacaktı.

alex telles:
kalsa mutsuz olurdu

galatasaray’ın telles’i inter’e gönderme tercihiyse, nispeten olumlu bir hamle. brezilyalı oyuncu zaten formasını fransa’dan transfer edilen carole’e kaptırmıştı ve böyle bir ortamda onu inter’e vermeyip kenarda oturtmak muhtemelen genç adamı çok mutsuz edecekti. mutsuz bir oyuncuyu kadroda tutmaktansa hayalini kurduğu lige göndermek, daha sevimli ve iyi niyetli bir hareket...

gremio’dan 6,150 milyon euroya alınan oyuncu, inter’e 8 buçuğa satılırsa da çok kötü bir operasyon sayılmaz sanırım.

kevin grosskreutz:
sağ bekte oynamalı

hafta sonu borussia dortmund-hertha berlin maçının canlı yayın yorumcusuydum ve westfalya ekibinin çizgi tercihlerini yakından izleme şansı buldum. sağ bekte sezona harika giren ve geçen hafta 1 gol-1 asistle oynayan ginter’in form durumu çok yüksek. piszczek de sırada. sol bekte schmelzer iyi gidiyor. açıkta reus-mkhitaryan oynuyor. hofmann’ın yanısıra şimdi kulübeye januzaj da eklendi. grosskreutz, klopp’un dortmund’unun önemli bir parçasıydı ama tuchel ana planında onu düşünmüyor.

daha 27 yaşında... 1. bundesliga’da 200’e yakın maç oynamış, yaşından büyük tecrübesi olan bir oyuncu. evet, hemen hemen sahanın her yerinde oynuyor, iki beke de iki açığa da kaydırılabilir. ama galatasaray eboue’yi transfer ettiğinde de böyle bir rüzgara kapılmıştı, sanki grosskreutz’da da aynı hatayı yapıyor. eboue’yi sağ açığa ya da sol açığa koyarsanız da bir miktar fayda sağlarsınız. ama yetenekleri itibariyle ideal pozisyonu bektir. aynen grosskreutz gibi. grosskreutz’u da galatasaray öncelikli olarak sağ bekte düşünmeli. tabii ki carole bir sağlık sorunu yaşarsa sol beke kayacaktır. ama bence ana pozisyonu sağ bek olmalı grosskreutz’un... 2010-11 sezonunda dortmund’da orta sahada süper bir yıl geçirip milli takıma kadar çıkmıştı, ama kariyerinin son bölümü daha çok bek olarak geçti alman oyuncunun. üstelik galatasaray’ın ona ihtiyaç duyduğu bölge de şüphesiz sağ bek...

jason denayer:
opsiyonsuz alınmamalıydı

denayer söylentisi çıktığından beri zaten bu oyuncunun potansiyelinin çok yüksek olduğunu defalarca söyledim ve yazdım... city arama tarama ekibinin başarılı bir keşfi. daha 20 yaşında belçika gibi üst düzey bir milli takımın kulübesinde oturuyor. celtic’te de duran toplarda attığı kafa golleriyle ligi salladığı süper bir sezon geçirdi. ama tüm bu veriler, oyuncuyu opsiyonsuz kiraladığınızda anlamsızlaşıyor. çünkü galatasaray’da 20 maç oynayıp semih-chedjou’yu zorlasa bile, gelecek yıl city kadrosunda izleyecek onu sarı-kırmızılılar...

aslında pellegrini onu bu yıl da kadroda tutacaktı, kompany-mangala ve demichelis’ten sonra 4’üncü stoper olarak düşünüyordu. ama city, la liga’da geçen yılın en iyi stoperi olan otamendi’yi transfer edince denayer’i bir yıl daha kiralama kararı aldılar. galatasaray burada sadece oyuncuyu city’ye hazırlama rolü üstlenmiş oluyor maalesef.

yine de dünyanın en iyi arama-tarama ve yatırım kabiliyetine sahip kulübüyle galatasaray’ın böyle bir ilişki kurması, bir teselli olarak haneye yazılabilir.

lazar markovic:
liverpoolular da şaşırdı

2013-14’te benfica’yla harika bir yıl geçirmişti ama daha 20 yaşında premier lig’de aynı performansı gösteremedi. bu performansı gösterememesinde liverpool’un dikey düşüşünün de etkisi var. bu yıl rodgers, ileri üçlüsünde firmino-benteke ve coutinho’yu kullanıyor. alternatif olarak da ings, ibe, origi, lallana, borini gibi bolca seçenekleri var. gerçi liverpoollu taraftarların önemli bir kısmı ibe’ın tutulup markovic’in kiralanmasını mantıksız buluyorlar ama herhalde bu da fenerbahçe’nin şansı.

sol açık ve sağ açık oynayabiliyor. 94’lü olduğu için kulübede beklemeyi de sorun etmeyecektir. yalnız onun da opsiyonsuz alınması, bir transfer başarısızlığı.

erik lima:
heyecan verici

süper lig’in büyükleri, son yıllarda batıdan transfer yapıp, oynatıp, doğuya pahalı satma işini iyi becermeye başladı. moussa sow da bu rotanın belki de en başarılı transfer hamlesi. fenerbahçe, 3 yıl yüksek verimle faydalandığı bir oyuncuyu 17 milyon euroya dubai’ye satarak büyük iş başardı gerçekten.

bu transferde ufak eksik sayılacak tek konu, ocak’a kadar sow’un yerine bir santrafor alternatifi olmaması. örneğin 15 gün sonra bir talihsizlik yaşanır, van persie sakatlanır ve merkeze kayma ihtimali ortadan kalkarsa, fernandao’nun arkasında kulübede bir santrafor olmayacak mı? son dakikadaki erik lima hamlesi bence heyecan verici. lucescu’nun shakhtar donetsk’teki 11 yılında yaptığı yatırım transferlerini hatırlatan güzel bir hamle. tek sorun, lima’nın ocak’ta gelecek olması. 

marko marin:
ritim oyuncusu

onu 16-17 yaşından beri yakından izliyoruz... almanya’nın da çok umut bağladığı bir gençti doğrusu. daha 19 yaşında euro 2008 geniş kadrosundaydı. daha 21’inde güney afrika’daki dünya kupası’na da götürüldü. ama yanlış chelsea tercihinden sonra her geçen gün geriledi. özgüvenini kaybetti. oysa marin, tam bir özgüven oyuncusu. ritim oyuncusu. rakibinin üstüne gitmesi için geçeceğine inanması gerek. tekrar eski günlerini bulması için onun büyük bir oyuncu olduğuna tekrar inandırılması gerek. trabzon’da rüya gibi bir ilk maç oynadı. ve ritmini bulursa olağanüstü katkı verecektir trabzon’a. aksi takdirde ise, muhtemelen başka bir rota ekleyecek uzun transfer listesine.

lucas leiva:
beşiktaş şanssızlığı

2015 baharında sakatlanmış ve rodgers’ın gözünden düşmeye başlamıştı. yeni sezonun ilk iki maçında da 18’de bile yoktu. liverpool orta sahasının lideri henderson, arsenal maçı öncesi sakatlık problemi yaşayınca, müsabaka da arsenal’e karşı olunca, rodgers böyle günlerin tecrübelisi leiva’yı bir anda 11’e koydu. o da o gün iyi oynayınca, west ham önünde de 11’deki yerini korudu. ve sezon başı onu 18’de bile düşünmeyen rodgers, leiva’nın değerini hatırladı bir anda!

acaba henderson sakatlanmasa, rodgers, arsenal önünde bournemouth 11’ini bozar mıydı? leiva’yı hatırlar mıydı? bilinmez... ama beşiktaş’ın daha bir oyuncuyla ilgilenmeye başlar başlamaz böyle bir şanssızlık yaşaması enteresan gerçekten. 2011’de uzun süreli bir diz sakatlığı yaşayan leiva, eski parlak günlerine dönebilir mi, tahmin etmek güç; ama beşiktaş’ın veli-tolgay’ın uzun süreli yokluğu nedeniyle bir merkez oyuncuya ihtiyacı vardı. başarılı geçirdikleri transfer sezonunda tek eksiklikleri bu.

uğur meleke, milliyet gazetesi spor yazarı.

bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera’nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;