Haber analiz

'Abine güzel bir poz ver!'

Polis ve jandarma, Hrant Dink suikastinde tetiği çeken Ogün Samast'ın eline Türkiye bayrağı verip birlikte fotoğraf çektirdi.

Güvenlik güçleri, poster çekimi sırasında Samast'ın başının Atatürk'ün sözünü kapatmaması için çaba gösterdi.
gazeteci hrant dink'i 19 ocak 2007 tarihinde istanbul'da vuran ogün samast, suikastten bir gün sonra samsun otogarı'nda yakalandı ve ilk sorgu için otogar içindeki jandarma karakoluna götürüldü.
 
nezarethane yerine sorgusu çay ocağında yapılan samast'ın, polis ve jandarmayla birlikte çektirdiği fotoğraflar gazetelere yansıyınca skandal ortaya çıktı.
 
jandarma genel komutanlığı ve emniyet genel müdürlüğü'nden peş peşe açıklamalar geldi, yanıtı aranan soru fotoğrafların nerede çekildiğiydi.
 
1 şubat 2007 tarihinde sorgunun görüntü kayıtları bulundu. görüntülerde jandarma erleri, subaylar ve polis, ogün samast'ın koluna girerek hatıra fotoğrafı çektiriyordu.
 
eline türk bayrağı verilen samast'ın saçları düzeltiliyor ve bazı güvenlik görevlileri çay servisi yapıyordu. 7 dakika süren görüntülerde fotoğraf çeken kişi samast'ın başının atatürk'ün 'vatan toprağı kutsaldır, kaderine terk edilemez' sözlerini kapamaması için kadraj ayarı yapıyordu.
 
fotoğraf çekimi sırasında güvenlik görevlileri ile samast arasında geçen diyaloglar:
 
görevli: tek çekelim kardeş, bak bakalım. bir tarafınıza biriniz geçin. tamam... şimdi dur yanına geçin abi, bir kişi daha geçsin. gerekli biri gelsin bana.
 
görevli: salih bey’i çağır bana, salih bey’i.
 
görevli: polis yelekli arkadaş gelsin, gir koluna ismail abi.
 
samast: abi... (fotoğraflarla ilgili yanındaki polise bir şeyler söylüyor.)
 
görevli: bunlar bizim arkadaşlar basın değil.
 
görevli: dosyana konulacak, savcılığa gidecek de...
 
görevli: nasıl dönelim, tam yan dönecek. şu şekilde mi? (dönüyor)
 
görevli: (arkadaki) ben yandan alacağım, tam yandan siz duvara bakıyorsunuz karşı duvara bakıyorsunuz. komiserim sen şey yaparsın.
 
görevli: gel sen şöyle, ikimizi beraber çeksinler. rahatsız olma samimi söylüyorum. (bu sırada yanındaki samast’a sarılıyor)
 
samast: zaten olmuyorum. olsun bitsin abi.
 
görevli: (samast’la konuşuyor) ogün, kendi şeyimiz. kendi arşivimiz deriz ya hani. dosyaya koyarız. (eliyle kamera arkasındakileri işaret ederek) bu abi mesela olay yeri inceleme, bu abi yardımcısı.
 
görevli: (samast’la konuşuyor) abine güzel bir poz ver lan, hem de gülerek hadi şöyle.
 
görevli: arkadan şeyi de çıkarsın. (bayrağı kastediyor) çıkart, tut şöyle. tut tut güzelce aç. şöyle güzelce indir yüzünü görelim bak bize abi.
 
görevli: (yüzü görünmeyen) aslanım benim.
 
görevli: (soldaki, kravatlı, cep telefonu çalıyor) efendim abi, nasıl abi (bu sırada ogün samast, elindeki bayrağı katlamaya başlıyor)
 
görevli: o elindekini ne yapacağını biliyorsun değil mi? (bu söz üzerine samast bayrağı öpüp tekrar kot montunun cebine koyuyor.)
 
görevli: (telefonla konuşan) abi ondan bilgim yok abi... o zaman dur şeyi arayayım... (bu sırada samast sigara yakıyor yanına başka biri geçiyor)
 
görevli: (cep telefonuna bakıyor. sonra samast’a gösteriyor, veriyor. sırtını sıvazlıyor, bu sırada çay servisi yapılıyor) buraya bak çok kötü bakıyorsun, işte gözleri kaldırıyorsun.
 
görevli: sonunu güzel bağladın ama, gülüyorsun. (jandarma ve polisle atatürk’ün sözünün yer aldığı takvimin önünde yan yana fotoğrafı çekiliyor.)
 
görevli: (jandarmaya dönüyor.) bunu çıkartmak istiyorum abi. çıkartacağım. (jandarma hiçbir şey söylemiyor ve bayrağı çıkarıp poz veriyor.)
 
görevli: (samast’a sesleniyor.) duvara bakıyorsun arkadaş. karşı duvara, bu tarafa şimdi karşı tarafa bakıyosun. (bir polis diğer tarafa döndürüyor.)
 
görevli: arkadan salih, sen de geç beraber gideriz.
 
seni değil bizi tefe koyarlar...
 
(çekyatlı başka bir odadalar...) 

görevli:sadece bizim kendi arşivimiz için anlatabildim mi, sadece kendi arşivimiz için.
 
samast: ben ne anlatacağım.
 
görevli: hayır hayır... yani trabzon’dan biletini alıyorsun, otobüse binip gidişin bizim kendi arşivimiz için yani bu jandarma ve emniyet müdürlüğü’nün kendi arşivine.
 
görevli: söylüyorum sana. yoksa bir tek gazetede bir tek yayın kuruluşunda geçerse ben o..... çocuğuyum, kendi adıma anladın mı? sana da onun için söylüyorum kendi arşivimiz için anlatabildim mi yani?
 
görevli: bunları zaten biz verirsek biz sorumluyuz.
 
görevli: seni değil bizi tefe koyarlar.
 
görevli: orasını geçtik ogün, tatmin oldu. orasını geçtik, sen şimdi abinin sorduğu soruları tatlı tatlı... he sor abisi.
 
görevli: gece mi çıktın trabzon’dan hatırlıyor musun?
 
samast: 03.30- 03.00 sıraları.
 
görevli: gündüz 03.30. o zaman 17’sinde çıktın trabzon’dan, bir gün öncesi vardın oraya. 12 saat zaten sanırım. kaçta indin sabah? 03.30 olsa, kaç gibi indin istanbul’a? akşam 8 falan olur. o zaman kaç gibi indiğini hatırlıyor musun esenler'e?
 
görevli: tamam çok sıkıştırmayalım. tamam, şeye geliyoruz. çok önemli değil banka kısmına geliyoruz.
 
görevli: şimdi bir-iki gün yattın, hayır hayır bir saniye.
 
görevli: hiç şey yapmana gerek yok abi, gittim direkt...

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;