Yunanistan Ekonomik Krizi

Yunanistan seçimleri: Siyasetin dönüşü

Yunanistan'da yaklaşık on milyon seçmen sandık başında. Radikal sol Syriza'yı destekleyenler yalnızca Yunanistan'ı değil, AB'yi de değiştireceklerini umuyor. Yarışın diğer kuvvetli adayı merkez sağ Yeni Demokrasi Partisi. Seçimin ana temasıysa, korku, endişe, umut ve değişim isteği. Katılımın yüksek olması bekleniyor.

beş yıldan beri devam eden ve orta sınıfı derinden etkileyen ekonomik kiriz, insanları duygusallaştırdı. kitleleri harekete geçirdi. her seçim biraz duygulara hitap eder ama bu seçimde duygular gerçekten de ön plandaydı.  korku, endişe, aşağılanmış hissetme, umut ve çaresizlik, seçim kampanyalarının ana temasıydı.”

atina üniversitesi ekonomi ve siyaset bilimi fakültesinden profesör maria komminos yunanistan’da bugün yapılan genel seçimlerin özelliklerini al jazeera’ya böyle tanımladı.

2014 aralık ayında yunan parlamentosu cumhurbaşkanı seçmeyince anayasa gereği genel seçimlere gidilme kararı alındı. bu seçimler, her dört yunanistanlıdan birinin işsiz olduğu,  ekonominin küçüldüğü, maaşların düşürüldüğü ve avrupa birliği’ne 317 milyar euroluk borcunu ödemek için sağlık ve sosyal güvenliğin de dâhil olduğu kamu harcamalarında ciddi kısıtlamalara giden yunanistan’da 2012 yılından beri yapılan üçüncü genel seçimler.  2012 mayıs ayında yapılan seçimlerin ardından hükümet kurulamayınca seçimler aynı yıl haziran ayında da tekrarlanmış, merkez sağ yeni demokrasi partisi ile merkez sol pasok koalisyon kurmuştu.

ancak bugün yaklaşık on milyon  seçmeni tekrar sandık başına götüren seçimlerin diğer seçimlerden önemli farkları bulunuyor.

“syriza, mobilize olmuş insanları toplamayı başardı” 

yapılan bütün seçim anketlerinde radikal sol koalisyon syriza yarışı önde tamamlayacak gözüküyor.  bu ittifakın içinde maocu, troçkist, sosyalist, ekolojik çeşitli sol oluşumlar var. 2004 yılında yola solun birliğini hedefleyen bir platform olarak ortaya çıkıp, daha sonra parti haline dönüştü ancak adındaki koalisyon kelimesinden vazgeçmedi. syriza, yunanca’da radikal sol koalisyon anlamına geliyor.

syriza’nın seçim vaatleri arasında yunanistan’a borç veren ab’yi ve imf’yi memnun etmeyen sözler var;  büyük özelleştirmelerden geri dönülmesi; neo-liberal ekonomik uygulamalara son verilmesi, kamu harcamalarının arttırılması; emekli maaşlarının kesintilerden önceki haline döndürülmesi; toplumun en yoksul kesimlerine bedava elektrik, ısınma ve ulaşım; gelir durumuna göre kira yardımı; vatandaşların  bankalara ödeyemediği  borçların yeniden yapılandırılması, ab ile borçlar konusunda yeni müzakerelere girip, bir kısmının silinmesini talep etme.

syriza, şu mantığı savunuyor, borç ödemek için kemer sıktıkça nefes alamıyoruz, üretimi arttıramıyoruz, ülkedeki sorun talebin olmaması. eğer kemer sıkma politikalarını gevşetirsek, talep artar, üretime geçebiliriz ve ekonomi yeniden işlemeye başlar.

 “umut geliyor” ve “gelecek başladı” sloganlarını kullanan, yalnızca yunanistan’daki siyasi atmosferi değil, avrupa birliği siyasi atmosferini de değiştirmeyi amaçladığını kampanyaları sırasında dile getiren syriza, seçim sonuç tahmin anketlerine göre yüzde 35-36 oy alacak.  oysa daha önce oy oranı tek haneli sayılarla ölçülüyordu, 2012 yılında yapılan seçimlerin ilkinde de yüzde 17, ikincisinde yüzde 27 oy almıştı.

"orta sınıf radikal solu desteklemeye başladı"

prof. komninos’a göre, syriza’nın beklenen bu başarasının arkasında birkaç neden var. bunlardan ilki, ekonomik krizle birlikte yaşanan ilk şaşkınlık geçtikten sonra, insanların harekete geçmesi, meydanlara çıkmaya başlaması,  dayanışmaya başlaması ve farklı politik arayışlara girmesi. yunanistan’da geleneksel olarak sol hareketin güçlü olduğunu anımsatan komninos, syriza’nın bu hareketliliği kendi bünyesine katabildiğini, insanları kendi çevresinde mobile etmeyi başardığını ama bu arada kendisinin de pragmatikleşmeye başlayarak, örneğin yunanistan’ın avro bölgesinden çıkması gerektiği gibi söylemlere son verdiğini söyledi:

syriza’daki değişim 2012’de başladı hem oylarını arttırmaya hem de pragmatik bir parti olmaya başladı. ‘biz stalinist değiliz, bize güvenebilirsiniz, kirli siyasete karışmadık,  bürokratik bir parti hiç değiliz” mesajı verdi. seçim kampanyasında bunları ön plana çıkardı. böylece krizin en ağır biçimde vurduğu, neredeyse yok ettiği, geleneksel olarak sol-merkez sol partilere oy veren orta sınıfı yanına çekmeyi başardı.”

[[Fotoğraf: Al Jazeera Türk]]

komninos, syriza’nın bir koalisyon olmasının ve karar mekanizmalarının katılımcı bir biçimde düzenlenmesinin, tipik geleneksel kravatlı politikacılar imajından uzak olmasının ve partinin lideri alexis tsipras’ın geleceklerinden umudu kesmiş ve çıkış yolu arayan yunanistan gençlerine hitap edebilmesinin partinin başarasında önemli olduğunu düşünüyor.

 tsipras, öğrenciliğinden beri sokak hareketlerine katılıyor, kravat takmıyor,  evli değil ancak uzun süreden beri iki çocuğunun annesi ile birlikte. çocuklarından birinin adı, che guevara’dan esinlenilerek ernesto.  motorsikletle gezmesini seviyor, inşaat mühendisi.1974 doğumlu ve 33 yaşından beri de syriza’nın liderliğini yapıyor.

“eğer syriza kazanırsa mahvolacağız”

komninos’a göre,  her beş seçmenden birinin 71 yaşının üstünde olan yunanistan’da geliri azalmış olsa bile, bir biçimde hala ekonomik olarak bir güvenlik ağı içinde kalan, değişimden endişe eden, kemer sıkma politikalarının ülkenin önündeki tek yol olduğunu düşünen ve syriza’nın vaatlerini gerçekçi bulmayan seçmenler iktidardaki yeni demokrasi partisi’ni destekliyor. seçim sonucu tahminleri anketlerine göre, yeni demokrasi partisi’nin yüzde 30 civarında oy alması bekleniyor.

komninos, başbakan antonis samaras’ın, partisinin aldığı destekten daha fazla kişisel desteğe sahip olduğunu bu anlamda seçmenlere güven verdiğini fakat yine de yeni arayışlar içindeki seçmene hitap etmediğini anlattı.

yeni demokrasi, seçmenlere, kemer sıkma politikalarının tek yöntem olduğunu söyledi. ‘biz size gerçeği söylüyoruz’ sloganı kullandı.  ‘biz sorumlu davranıyoruz, syriza kazanırsa ülke felakete sürüklenir’ mesajı verdi.”  

yeni demokrasi partisi hazırladığı reklam filminde gerçekten de syriza’nın kazanması durumunda kaç karanlık bir tablo oluşabileceğini vurguladı.  “tarih iki şekilde yazılabilir işte bunlardan biri” başlayan reklam, gelecekteki gazete manşetlerini gösteriyor. buna göre, syriza hükümet kurduktan sonra şubat ayında ab ile her şey baştan pazarlık edilmeye başlanacak; mart ayında görüşmeler çökecek, ve beklenen yeni borç dilimi verilmeyecek, nakit para sıkıntısı baş gösterecek; nisan ayında ülkedeki kriz daha da artacak, çiftçiler ab’den aldıkları fonları tamamıyla kaybedecek, mayıs ayında bütün turist rezervasyonları iptal edilecek, emekli maaşları ödenmeyecek, bankalar kapanacak. bütün bunları anlatan reklam, şu spot cümleyle sona eriyor: “her yunanistanlı tarihin nasıl yazılacağına karar verme gücünde. sorumlu iktidar; yeni demokrasi.”

“demokrasi için uç”

gerçekten de bu seçimlerde yunan halkı ‘kendi kaderini eline almaya’ hevesli gözüküyor.  büyük şehirlerde yaşayan ancak seçim kütükleri çevre ilçelerde olan yunanistan seçmenleri cuma gününden itibaren oy kullanacakları yerlere gitmeye başladı. atina sokakları, hafta sonu daha az kalabalıktı. bir yandan seçim kampanyaları devam ederken, bir yandan da halk birbirini oy kullanmak için teşvik etmeye çalıştı. biz de sokak sanatçılarının halkı özellikle kadınları oy vermeye çağıran bir gösterisine şahitlik ettik.

işsizlik nedeniyle ülkelerinden göç eden gençlerin bir kısmı da, oy kullanmak için geri dönmeye başladı. ülkeli terk etmiş 200 bin eğitimli gencin ve yurtdışında okuyan öğrencilerin gelebilmesi için başlatılan “demokrasi için uç” kampanyasına katkıda bulunan 38 yaşındaki anastasia spiliopoulou, al jazeera’ya kendisinin de yakın bir zamana kadar londra’da yaşadığını, birçok yunanistanlı gibi, iş bulmak için ülkesini terk etmek zorunda kaldığını anlattı:

bu kampanyaya destek verdim çünkü ülkesini terk etmek zorunda kalan, oy kullanmak için ülkeye gelecek ekonomik şartlara sahip olmayan bu insanların görüşleri de dikkate alınmalı. onların oy kullanmasına katkıda bulunmak benim için yalnızca ülkelerini terk etmelerine neden olan koşulları protesto etmek değil, ekonomik krizle birlikte yaralar almaya başlayan demokrasimizi de desteklemek.”

siyaset geri döndü

yunanistan’da seçimlere katılım diğer ab ülkelerine göre, genelde de yüksek seyrediyor. komninos’un verdiği bilgiye göre bu oran  yüzde 70 civarı.  ancak komninos gibi yorumcular bugün yapılacak olan seçimlerde daha yüksek bir katılım bekliyorlar. bu kadar güçlü bir hareketlenme komninos’a göre, siyasetin de geri dönmesi:

“ 20. yüzyılın sonunda, bize tarihin ve siyasetin sonunun geldiğini söylemişlerdi.  tüketicilik artacaktı, ab bürokratları gerekli kararları alacaktı çünkü zaten büyük ve hayatı etkileyecek kararlara alınmasına gerek yoktu. öyle yaşayıp gidecektik. ama 2009 yılından itibaren ekonomik kriz, arap ülkelerindeki devrimler, işid, artan göçmen sorunu ortaya çıkmaya başladı. yunanistan’da halkın seçime ilgisi de bundan bağımsız değil. siyaset, katılımcı siyaset, insanların mobilize olduğu ve kendi kaderlerini tayin etmek istediği siyaset geri döndü.”

seçimin sürprizi ırkçı altın şafak olabilir mi?

seçimlerde asıl yarış üçüncü partinin hangisi olacağı. ilk iki partinin oy oranı anketlere göre, yüzde 35-30 iken, üçüncü partiler için yapılan tahminler yüzde 6.5-yüzde 6’den başlıyor. seçim barajının yalnızca yüzde 3 olduğu yunanistan’da ırkçı altın şafak partisi anketlere göre, bir önceki seçimlere göre oylarını kaybediyormuş gibi gözükse de hala 3. parti olarak sandıktan çıkabilir.

komninos, altın şafak gibi partiler söz konusunu olduğunda seçim tahmin anketlerine güvenilmemesi uyarısında bulunuyor ve bu tip partilerin seçmenlerinin görüşleri beyan etmekte isteksiz olabileceklerine dikkat çekiyor.

her toplumda yabancı düşmanlığı vardır ancak bizim içinden geçtiğimiz kriz zamanlarında olduğu gibi, bu tip görüşler de toplumun kutuplaşmaya başlamasıyla birlikte ağırlık kazanır. yunanistan’da askeri cunta zamanlarından başlayarak, para-militer, anti-semitik, anti göçmen oluşumlar vardı, krizle birlikte bu tip hareketlerin içinde yer alanların görüşleri de eylemleri keskinleşmeye başladı.

irkçı altın şafak partisi’nin 2012 seçimlerinde yüzde 7’ye yakın oy almıştı. altın şafak partisi’nin oylarının düşmesinin arkasında, liderleri nikos mihaloliakos’un ‘yasadışı faaliyetleri’ nedeniyle tutuklanması ve ülkede artan ırkçılık kadar anti-ırkçı hareketin de güç kazanmaya başlaması var. partinin yedi diğer yöneticisi de tutuklu, sekizi de ev hapsinde.

altın şafak da tıpkı syriza gibi, kemer sıkma politikalarına ve ab’nin borç verme karşılığı yapılmasını istediği yapısal ekonomik reformlara karşı. kendileri yerine ülkeyi zor ekonomik şartlara sürükleyen siyasetçilerin cezaevinde olması gerektiğini söylüyorlar.  ‘yunanistan’ın ulusal kimliğini hedefleyen  ordu’ olarak tanımladıkları göçmenlere karşı fiziki saldırılarda bulunmaktan çekinmiyorlar ve göçmenlerin sınır dışı edilinceye kadar yerleşimlerden uzak çalışma kamplarında tutulmalarını öneriyorlar.

nehir partisi ve diğerleri

seçimlerden 3. parti olarak çıkmaya aday bir değer parti de bir yıldan az bir süre önce kurulan to potami, yani nehir partisi. avrupa yanlısı, merkez sol politikalar öneren to potami görüşlerinden dolayı değil, eski bir tv gazetecisi olan lideri stavros theodorakis in popülerliği nedeniyle tanınıyor.

seçim barajını geçmesi beklenen başka bir parti de stalinist komünist kke. kke, syriza’nın bileşenlerden biri olmaya karşı olduğu gibi, syriza’nın seçimi kazanması durumunda, koalisyon ortaklığı yapmayacağını kampanyasının başında duyurmuştu. kke, gerçek komünistlerin kendilerini olduğunu söylüyor.

seçim barajını geçip geçemeyeceği henüz belli olmayan başka bir partiyse türkiye’nin yakından bildiği eski bir siyasetçi george papandreou’nun kurduğu kinima, yani demokratik sosyalist hareket. kemer sıkma politikalarını tam olarak benimsemeyen ve avrupa birliği’nin yapısında da reforma gidilmesi gerektiğini söyleyen papandreu, uzun yılar babasının ve kendisinin başkanlığını yaptığı pasok’tan ayrılmıştı. şimdiki hükümetin ortağı olan merkez sol pasok da seçim barajını geçmesi beklenen partiler arasında ama bir zamanlar yüzde 40’a kadar çıkan oy oranın çok altında bir desteği var.

seçimde ne kadar oy alacağı merek edilen başka bir parti de anel yani bağımsızlar. kemer sıkma politikalarına karşı oldukları için iktidardaki yeni demokrasi partisinden ayrılan bir grup milletvekilinin kurduğu bu parti kiliseye olan yakınlığı, yasadışı göçmenlerle mücadele konusunda daha kararlı bir tutum takınılmasını istemesi ile biliniyor.

anel seçim kampanyaları sırasında yaptığı reklamda, kendi lideri panos kammenos’u adı tıpkı syriza lideri gibi alexis olan bir çocuğunun oyuncak treninin yoldan çıkmasına engel olurken gösteriyor ve reklam kammenos’un, “biz ülkenin güvenlik vanası olacağız” demesiyle son buluyor.

koalisyon seçenekleri     

anel gibi, syriza’nın koalisyon ortağı olmaya hevesli olduğunu şimdiden ilan eden bir parti olmasına rağmen, syriza kiminle ya da kimlerle koalisyona gideceği konusunda net bir tavır takınmış değil. syriza’yı destekleyenler, kemer sıkma politikalardan yeni demokrasi kadar pasok’u da sorumlu tutuyorlar ve syriza’ya bu iki partiyle yapılacak bir koalisyondan memnun olmayacakları sinyalini veriyorlar.

yunanistan parlamentosunda 300 sandalye bulunuyor. genel seçimler ise 250 sandalye için yapılıyor, en fazla oy alan partiye geri kalan 50 sandalye otomatik olarak veriliyor. ancak yine de bir partinin tek başına iktidar olabilmesi için yüzde 36 ya da daha fazla oy olmasını gerektiriyor.  

kaynak: al jazeera

Ayşe Karabat

1970 yılında ankara'da dünyaya geldi. orta doğu teknik üniversitesi siyaset bilimi bölümünden mezun oldu. 1995’den beri çeşitli dergi, gazete ve tv kanallarında muhabir olarak çalıştı. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;