Görüş
Pahalı etin çözümü, sütte
Et fiyatları son bir yılda yüzde 25 arttı. Kırmızı et fiyatının düşürülememesinin kaynağında çiğ sütte yaşanan kriz yatıyor. Süt krizi çözülmeden kırmızı ette fiyatın düşürülmesi çok zor.
et fiyatları son bir yılda yüzde 25 arttı. bu durum ise hayatımızı ciddi anlamda etkiliyor. zira insan beslenmesinde ihtiyaç duyulan proteinlerin temin edilmesi için hayvancılık özel bir öneme sahiptir. bu nedenle protein tüketimi yüksek olan gelişmiş ülkelerde toplam tarımsal üretimde hayvancılığın payı yüzde 50'nin üzerinde, bazılarında yüzde 75'e ulaşırken, türkiye'de durum bunun tam tersidir. tarımda bitkisel üretimin payı yüzde 70 iken, hayvancılığın payı yüzde 30 seviyelerindedir.
bu çarpık yapı ve uygulanan yanlış hayvancılık politikası, ülkeyi sütte ve kırmızı ette sürekli bir kriz ortamına sürüklüyor.
oysa hatırlanacağı gibi, türkiye,1980'li yıllara kadar kendi kendine yeterli olan ve ortadoğu'nun kırmızı et ihtiyacını büyük ölçüde karşılayan bir hayvancılık potansiyeline sahipti.
türkiye hayvancılıkta nasıl ithalatçı konuma düştü?
ne oldu da canlı hayvan ve kırmızı et ihraç eden türkiye, ithalatçı konuma düştü?
öncelikle1980 sonrası dışa açılma politikaları ile hayvancılık sektörü büyük oranda destekleme kapsamı dışına çıkarılırken, hayvansal ürün ithalatı serbest bırakıldı.
ikinci olarak sektörü ayakta tutan ve piyasayı düzenleyen et ve balık kurumu, süt endüstrisi kurumu, yem sanayi a.ş. bu dönemde özelleştirildi. korumasız bırakılan sektörde üretim azalırken, ithalat arttı.
o yıllarda hayvancılığın yoğun olarak yapıldığı doğu ve güneydoğu'da başlayan ve bugüne kadar da devam eden terör olayları sektörü olumsuz etkileyen bir başka faktör oldu.
işletme yapısı bakımından yüzde 90-95 oranında küçük aile işletmesine dayalı olan hayvancılık, kırsaldan büyük kentlere yaşanan göç ile büyük yara aldı.
bir diğer etken ise, hayvancılık için olmazsa olmaz kabul edilen mera alanlarının hızla azalması oldu. türkiye istatistik kurumu (tüik) verilerine göre, türkiye'nin çayır ve mera varlığı 1940’da 44,2 milyon hektar iken, 20 yıl sonra 1960'ta 28,7 milyon hektara geriledi. 1990'da 14,2 milyon hektara düşen çayır ve mera alanı 2014 verileriyle 14,6 milyon hektar olduğu tahmin ediliyor.
hayvancılıkta toplam girdi maliyetinin yüzde 70'ini oluşturan hayvan materyali ve yem konusunda türkiye dışa bağımlı hale geldi. bu bağımlılık, girdi fiyatlarının kontrolünü güçleştirdiği gibi, yetiştiricilerin maliyetini yükseltiyor. rekabet gücünü zayıflatıyor.
uygulanan yanlış politikalar, mera alanlarının daralması, yüksek girdi maliyetleri, tüketicilerin gelirlerindeki artış sonucu kırmızı et talebi artsa bile hayvan varlığının aynı oranda artırılamaması nedeniyle kırmızı et fiyatındaki artış kontrol edilemiyor. çünkü kırmızı ette arz-talep dengesi büyük oranda bozuldu.
tüik verilerine göre, 2015 yılı kırmızı et üretimi 1 milyon 142 bin ton. türkiye'nin kırmızı et ihtiyacı 1 milyon 300 bin ton. bu durumda talebin karşılanması için hayvan varlığının dolayısıyla üretimin artırılması veya açığın ithalatla kapatılması gerekiyor.
kırmızı et fiyatının yükselmesine neden olan yukarıda sıraladığımız yapısal sorunların çözümü yerine ithalatla fiyat düşürme girişimleri her defasında başarısızlıkla sonuçlandı. ayrıca yapılan her ithalat, rekabet edemeyen yerli besicilerin bir bölümünü sektörün dışına itiyor.
gıda, tarım ve hayvancılık bakanlığı hayvancılık genel müdürlüğü'nün 2015'te yayınladığı "kırmızı et stratejisi"nde de ithalatın çözüm olmadığı vurgulanmasına rağmen çözüm ithalatta aranıyor.
sütteki kriz aşılmadan kırmızı et fiyatı düşmez
oysa kırmızı et fiyatının düşürülememesinin kaynağında çiğ sütte yaşanan kriz yatıyor. birçok ülkede olduğu gibi türkiye'de de süt hayvancılığına dayalı bir üretim yapısı var. esas olarak süt hayvancılığı yapılıyor. süt ineklerinden elde edilen erkek danalar, süt verimi düşük ve doğurganlığını yitiren yaşlı inekler kesilerek et üretiminde değerlendiriliyor. bu nedenle süt hayvancılığında yaşanan her sorun kırmızı et üretimini, tüketimini ve fiyatını doğrudan etkiliyor. bugün kırmızı ette yaşanan fiyat sorunu da çiğ sütteki krizden kaynaklanıyor.
bunun en somut örneği yakın geçmişte yaşandı. 2007-2008 yıllarında dünyada ve türkiye'de etkili olan kuraklık nedeniyle üretimi azalan yem hammaddelerinin fiyatı yüzde 100'ü aşan oranlarda arttı. birçok ülke çiftçilerin zarar görmemesi için ek önlemler alarak hayvancılığı destekledi. türkiye'de ise, 2008'de hayvancılıkta politika değişikliğine gidilerek yem bitkileri desteği yarı yarıya azaltıldı. çiğ sütün litre fiyatı aynı dönemde 80 kuruştan 40 kuruşa kadar düştü. yetiştiriciler sattıkları sütle yem alamaz duruma düştü. bu nedenle, 2007-2008 döneminde gıda, tarım ve hayvancılık bakanlığı verilerine göre 1 milyon süt ineği kesildi.
süt ineklerinin kesilmesi ile bu ineklerden alınacak buzağılar da kaybedilmiş oldu. 2009'dan itibaren kırmızı et fiyatı yükselmeye başladı. önlem olarak bir yandan kasaplık hayvan, besilik hayvan ve nihayetinde karkas et ithal edildi. bir yandan da devlet kaynakları ile hayvancılık yatırımlarına sıfır faizli kredi verildi.
bakanlığın açıklamalarına göre, ağustos 2010'dan 2015 sonuna kadar 390 bin yatırımcıya 9,3 milyar lira düşük faizli kredi verildi. bu kredilerle birçok yeni yatırım yapıldı. mevcut işletmeler büyüdü.
tüik verilerine göre, çiğ süt üretimi bu dönemde 13,5 milyon tondan 18,6 milyon tona ulaştı. üretim artarken tüketim aynı oranda artmadığı için çiğ sütte kriz yaşandı. temmuz 2014'ten bu yana ulusal süt konseyi tarafından litre başına 1 lira 15 kuruş olarak açıklanan çiğ sütün fiyatı 1 temmuz 2016'ya kadar sabit tutulması yönünde karar alındı. ancak, rusya krizinin ortaya çıkması, süt ürünlerinde türkiye'nin en büyük pazarı olan ortadoğu ülkelerine ihracatın azalması nedeniyle süt sanayicileri ellerinde yeterince süt olduğunu belirterek çiğ süt alımını azalttı, fiyatı da1 liranın altına düşürdü. 2008'de olduğu gibi çiğ süt fiyatındaki düşüş nedeniyle süt inekleri kesilmeye başlandı.
gıda, tarım ve hayvancılık bakanlığı 19 şubat'ta 81 il valiliği'ne süt ineklerinin kesilmemesi yönünde talimat verdi.
bu gelişmeler yaşanırken bakanlık kırmızı et sektörünün temsilcileri ile toplantılar yaparak kırmızı ette yıllar sonra ilk kez tavan fiyat uygulamasına geçti. üreticinin sattığı yağsız karkas etin kilogram fiyatı 23,3 lira, yağlı karkasın kilosu ise 21,8 lira olarak belirlendi. tüketicilerin en çok satın aldığı et ürünü kıymanın kilosu 32 lira, kuşbaşının kilosu da 34 lira olarak belirlendi. ancak 24 saat geçmeden bu fiyatın uygulanamayacağı anlaşıldı.
özetle, çiğ sütte yaşanan kriz bir kez daha kırmızı ette de krize yol açtı. süt krizi çözülmeden kırmızı ette fiyatın düşürülmesi çok zor.
ali ekber yıldırım, ‘dünya’ gazetesi tarım yazarı ve ‘4 mevsim tarım’ dergisi yayın yönetmeni. ege üniversitesi basın yayın yüksek okulu gazetecilik bölümü'nden mezun oldu. dünya gazetesinin çeşitli kademelerinde görev yaptı. 1996'dan beri çalışmalarını tarım alanında yoğunlaştırarak bu konuda uzmanlaştı. türkiye gazeteciler cemiyeti ve nezih demirkent özel ödülü dahil olmak üzere ekonomi gazeteciliği ve tarımla ilgili yazılarından dolayı çok sayıda ödül aldı.
twitter’dan takip edin: @tarimyazari
bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera’nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.
Yorumlar