ilkokul 5. sınıf öğrencisi laleş'in hayatı, bir pazar günü arkadaşlarıyla top oynarken değişti. 23 şubat’ta ilçenin hemen dışında, etrafında tel örgü ya da uyarı levhası bulunmayan, mayınlardan temizlendiği söylenen arazide mayına bastı. sol ayağını kaybetti. 

laleş o günü şöyle anlatıyor:

“okul yoktu. pazar günüydü. evimizin yakınında arkadaşlarımla top oynuyorduk. ama komşular bize kızıyordu. biz de boş araziye gittik. arkadaşlarla top oynadık. eve dönerken, arazide topa benzer yeşil bir şey gördüm. top sandım. o anda ayağımla vuracaktım. arkadaşım beni itince üstüne düştüm. birden patladı. çok acı çekiyordum. bağırıyordum. sonra gözümü hastanede açtım.”

laleş hemen hastaneye götürüldü. buradan sevk edildiği diyarbakır dicle üniversitesi’nde 13 gün tedavi gördü. ayağı da orada kesildi.

mayınlarla iç içe yaşam

nusaybin, türkiye suriye sınırının sıfır noktasında. tel örgülere neredeyse bitişik olan evler ile sınır hattı arasında sadece bir sokak var. karşıda kamışlı kenti bulunuyor. sınır hattında güvenliği türk askerleri sağlıyor. sınırda birçok yer tel örgülerle çevrili. nusaybinliler bu bölgenin mayınlı arazi olduğunu biliyor. ama bazı yerlerde tel örgüler veya mayınlarla ilgili uyarı yazıları yok. birkaç yerde küçük “mayın” yazıları dikkat çekiyor. bu alanlarda çocuklara, hayvanlarını otlatan ve güneşten istifade ederek oturan insanlara rastlamak mümkün. 

çiftsüren ailesi 12 çocuklu. baba aziz çiftsüren belediyede temizlik işçisi olarak çalışıyor. anne behiye ev kadını. evleri ilçenin suriye sınırına yüz elli metre uzaklıkta. ilçede zaman zaman mayına basma olayları yaşandığından çiftsüren ailesi de çocuklarına mayınlı araziye gitmemeleri konusunda uyarılarda bulunuyordu. 

“oğlumun ayağını devlet aldı”

anne behiye çiftsüren, “devletten oğlumun ayağını istiyorum. oğlumun ayağını alan mayın değil, devlettir. eğer devlet buralara tel örgüleri çekseydi, oğlumun ayağı kopmayacaktı. devletten şikayetçiyim” diyor.

laleş’in ağabeyi eyüp çiftsüren, sınır boyunca mayınlı olan bölgelerin birçok yerinin tel örgülerle kapatıldığına ama bu alanın açık olduğuna dikkat çekiyor. ağabey, içişleri bakanlığı hakkında hem maddi hem de manevi tazminat davası açtıklarını hatırlatarak, şöyle devam ediyor:

“kardeşimin mayına bastığı yerde tel örgüler olmadığı gibi ‘mayınlıdır’ uyarı levhaları da yok. bu arazinin mayınlardan temizlendiği söyleniyor. insanlar gidip orada hayvanlarını otlatıyor, piknik yapıyor. madem bu arazi mayınlardan temizlendi, kardeşimin bastığı mayın nereden çıktı. ben, bu mayınların suriye savaşının ardından sınırın öte yanından yaşanan mülteci akınını engellemek için bırakıldığını düşünüyorum. eğer eski mayın olsaydı, toprağın altında olurdu. oysa kardeşimin bastığı mayın toprağın üstündeydi.”

"çocukların oyun parkı"

laleş çiftsüren olayıyla ilgili soruşturma ise sürüyor. ailenin avukatı cüneyt alkandemir, olayla ilgili kusuru olduğu için hem milli savunma bakanlığı hem de içişleri bakanlığı hakkında suç duyurusunda bulunduklarını söyledi. nusaybin emniyet müdürlüğü'ndeki soruşturmayla ilgili kendilerine ne olumlu ne de olumsuz bir cevap verildiğini anlatan avukat alkandemir, mayınlı araziyle ilgili ise şunları söyledi: "bu bölgede herhangi bir güvenlik duvarı ya da set yok. tel örgüler güvenliği sağlayacak nitelikte değil. burada yaşayan insanların o telleri geçme durumları çok kolay, çok rahat. suriye savaşıyla birlikte bu alan çocukların oyun parkı haline geldi. uzman bir ekip burayı temizlemeli. burası askeri bölge, bu tür olayların yaşanmaması ya da ölümlerle sonuçlanmaması için tebdirler alınmalıdır.”  

laleş yarım kalan okuluna şimdi koltuk değnekleriyle devam ediyor. o şimdi ayağına protez takılmasını bekliyor.

milli savunma bakanlığı ve içişleri bakanlığı'na laleş çiftsüren'in mayına bastığı arazinin mayınlı olup olmadığı, gerekli tedbirlerin neden alınmadığı, bu alanda tel örgülerinin niye olmadığı ve bundan sonra ne gibi tedbirlerin alınacağını sorduk. milli savunma bakanlığı yetkilileri konunun adli makamlara intikal ettiğini hatırlatarak "yargı sonucunu beklemeden herhangi bir açıklama yapamayız" dedi. içişleri bakanlığı'ndan ise haberimiz yayına girdiği ana kadar herhangi bir yanıt alamadık. 

kaynak: al jazeera