Görüş

15 Temmuz ve Kürt Meselesi

Yenikapı fırsatı kaçtı ancak fırsatlar tamamen bitmiş değil. Kamuoyunda belirecek kararlı bir irade PKK'ye bir durum değerlendirmesi yapma fırsatı verebilir. Darbeye karşı sessiz kalan ancak hükümete HDP’yi dışlamama çağrısı yapan aydınlar benzer bir çağrıyı PKK için yapabilir ve PKK bu çağrıya bir değer atfederek eylemlerini durdurabilir.

Ekmen'e göre 15 Temmuz darbe girişimi siyasi bir felaketti ve ‘ama'sız bir dayanışmayı gerektirirdi, fakat HDP/PKK kanadının tavrı bu yönde olmadı. [Fotoğraf: AA-Arşiv]

türkiye, sadece bir darbe girişimini değil, kaçınılmaz olarak iç savaşa dönüşecek bir işgal hareketini başarıyla savuşturmuş gözüküyor.

cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan’ın ilk saatlerde ifade ettiği, bu girişimin allah’ın bir lütfuna dönüşeceği düşüncesi daha çok fetö’nün tasfiyesine yönelik bir fırsat olarak anlaşıldı şu ana kadar.

oysa bu “lütuf” bir çok alanda kendini hissettirdi ve hissettirecek gibi.

en önemli kazanımlardan biri, türkiye’yi oluşturan farklı etnik, mezhebi, ekonomik sınıflardan gelen milyonların, belki de ilk kez “millet olma” duygusunu yakalamış olmasıydı. kaderin bir cilvesi olarak yıllarca statüko ve derin devlet yapılarının canlı tuttuğu tüm fay hatları, bu kez iki elin kavuşması gibi sıkıca sarıldı birbirine ve sadece fetö darbesi değil, dış müdahaleyi getirecek bir işgal girişimi de başlamadan bitirilmiş oldu.

bir diğer “lütuf”, devlet kadrolarını ele geçirmiş, derin devlet refleksi ile hareket eden, bürokratik yapıyı kanser hücreleri gibi saran fetö’nün sistemden atılma ihtimalinin belirmiş olması oldu. bunun tam olarak yapılması imkansız gibi gözükse de güçlü bir temizliğin yapılacağı söylenebilir.

fetö'nün çeşitli müdahaleler ile gelişmeleri manipüle ettiği, hükümet ve pkk'nın karar alma mekanizmalarını etkilediği, hükümet ve toplumu karşı karşıya getirdiği, devlet ve pkk'yı sert çatışmalara sürüklemeyi hedeflediği ve başarılı olduğu söylenebilir.

sivil siyasetin güçlenmesi

çok gündeme gelmeyen bir “lütuf” da, sivil siyasetin güçlenip, güvenlik/istihbarat ve yargı bürokrasisinin gerileyecek olmasıdır. böyle bir gerilemenin kendini ilk hissettireceği alan ise “kürt meselesi” olacaktır ki bu, tek başına yeni ve pozitif bir durum demektir.

bir çok konuda olduğu gibi “kürt meselesinde” de çok yüzlü duran örgütün bu meseledeki bazı yüzlerini, anadilde eğitimi ve federasyonu savunan gazeteci ve yazarlar vakfı (gyv) ve abant platformu, kürtlere açıkça hakaret ve küfür eden şefkat tepe ve tek türkiye isimli diziler, kck davalarını yürüten emniyet ve yargı ayağı olarak sayabiliriz.

türkçe olimpiyatlarında kürtçe şarkı okutup, mahkemelerde anadilde savunma krizi yaratan, kck ile tutukladığı seçilmişleri gyv aracılığı ile cezaevinde ziyaret edenler hep aynı ahtapotun farklı kolları idi. bunlara oslo sürecinin ifşası, hatip dicle’nin vekilliğinin düşürülmesi, son bir yılda yürütülen terörle mücadele konsepti ve daha birçok örnek eklenebilir.

hükümetin “eski dosyaları” açma eğilimi

fetö'nün bu müdahaleler ile gelişmeleri manipüle ettiği, hükümet ve pkk'nın karar alma mekanizmalarını etkilediği, hükümet ve toplumu karşı karşıya getirdiği, devlet ve pkk'yı sert çatışmalara sürüklemeyi hedeflediği ve başarılı olduğu söylenebilir.

fetö’nün tasfiyesinin ilk etkisi, enerji bakanı berat albayrak’ın uludere soruşturmasının yeniden açılabileceğine dair yaptığı açıklamada gözüktü. yargı alanında ise 2007’de erdoğan’a suikast iddiası ile tutuklanan idris nakçı’nın tahliyesi gerçekleşti. gazetelerin kck için emsal olabileceği şeklinde duyurduğu tahliyenin gerekçesi ise, bu davanın fetö’nün kumpası olduğu yönünde fetö ana dava iddianamesinde geçen tespitler oldu. aynı şekilde pkk'nın alelacele önce üstlenip sonra reddettiği 2 polisin şehit olduğu ceylanpınar baskınında fetö’nün rolüne dair detaylı haberler hükümete yakın medyada yer buldu.

bu gelişmeler, hükümetin, yeni durumun yarattığı imkanlar hakkında pozitif bir duruşa sahip olduğunun göstergesi olarak okunabilir. bu iradenin güçlenerek şaibeli dosyaların ele alınması bir yandan fetö'yü deşifre edecek diğer yandan ise süreci yakından takip eden kamuoyunda bir güven inşa edecektir.

hdp/pkk kanadının darbe sonrası tutum ve söylemlerinde ise aynı pozitif işaretleri bulmak zor gözüküyor.

hdp/pkk ve darbe süreci

kck, dtk, hdp, hdk, dbp gibi pkk ile senkronize tüm kurumlar, ilk saatten itibaren “darbe girişiminin bir tiyatro olduğu, erdoğan’ın bunu planladığı, erdoğan özel ordu'sunun sahada olduğu, ordu içerisinde güç kavgası olduğu, darbecilerin fetö’cü olmadığı” gibi iddiaları tekrarlayıp, sokaklardaki milyonları ise işid’çi olarak yaftalamaktan çekinmediler.

örgütlü tabanını sokak direnişlerine katmayan hdp’nin yaptığı sınırlı mitinglerde ise 28 şubat sürecinin “ne şeriat ne darbe” ve 7 haziran seçiminin “seni başkan yaptırmayacağız” söyleminin tekrarlandığı görüldü. bu mitinglerde ifade edilen halkın döner ekmek ile alanlarda tutulduğu” ifadesinin ise hazin bir elitist anlayışı yansıttığını ifade etmek bile lüzumsuz olabilir.

hdp’nin bırakın uzak kalmak, saldırmakla tehdit ettiği meydanlar, tüm kürt illerinde onbinlerin coşkulu katılımı ile doldu. demokrasi nöbetlerinde bayraklar sallandı, ölürüm türkiyem ve benzeri şarkıların kürtçe versiyonları çaldı.

ilk gece eylem yapmamakla övünen pkk ise 19 temmuz’da tekrar başlattığı saldırılar ile en az 36 şehite sebebiyet verdi. kck yürütme konseyi eşbaşkanı cemil bayık yaptığı yeni açıklamada ise, şu ana kadar farklı durmuşlar gibi, terörü tüm türkiye’ye ve şehirlere yaymakla tehdit etti.

15 temmuz sonrası “tüm hesaplaşmalar” ertelenebilir, çatışmalar durdurulabilir, fetö’ye dair pkk’nın elinde olduğunu iddia ettiği belgeler açıklanabilir ve fetö’nün pkk’ya dair eylemleri afişe edilerek siyasi iradeye bir “yeniden değerlendirme” çağrısı yapılabilirdi.

2009’da fetö’nün yargısal faaliyetlerini deşifre eden ve fetö’nün en önemli mağdurlarından olan hdp/pkk’nın darbe girişimi ve fetö’nün tasfiyesine karşı bu kadar steril durmasını anlamak doğrusu oldukça zor. pkk’nın üst düzey isimlerinden mustafa karasu’nun darbenin fetö eseri olamayacağına dair makale yazması, milyonların işid’çi olarak suçlanması ise akıl sınırlarını zorlayan tutumlar.

türkiye darbecilerin saldırıları ve direniş öykülerine odaklanmış iken, yeni bir “öcalan kampanyası” başlatmak ise şüphesiz kendi tabanını darbe odaklı türkiye gündeminden uzak tutma çabası olarak okunabilir.

siyasi tsunami ve yeni fırsatlar

oysa fetö’nün tasfiyesi ilk ve en önemli etkisini “kürt meselesinde” gösterebilirdi. 2004’te endonozya’da yaşanan tsunami felaketinin özgür aceh hareketi (gam) gerillaları ile endonezya hükümeti arasında barış görüşmelerinin ivme kazanmasında ve başarıyla sonuçlanmasında yarattığı etkiyi türkiye’de de bu darbe girişimi yaratabilirdi.

bu bir siyasi felaketti ve ‘ama'sız bir dayanışmayı gerektirirdi. üstelik başarılı bir darbenin ilk kurbanlarından biri de, önceki darbelerde olduğu gibi, kitlesel olarak kürtler olacaktı.

“tüm hesaplaşmalar” ertelenebilir, çatışmalar durdurulabilir, fetö’ye dair pkk’nın elinde olduğunu iddia ettiği belgeler açıklanabilir ve fetö’nün pkk’ya dair eylemleri afişe edilerek siyasi iradeye bir “yeniden değerlendirme” çağrısı yapılabilirdi.

böyle bir tutum ak parti, mhp ve chp arasında yaşanan ve olağanüstü değerli, normalleşme ve darbe karşıtı dayanışmaya hdp’yi de katabilirdi. pkk 7 haziran’da esirgediği türkiyelileşme şansını bu kez hdp'ye tanıyabilir ve öcalan’ın bu projesi yeniden hayat bulabilirdi.

vekilleri canlı bomba cenazelerine giden, belediye araçları hendek kazan, yenikapı'ya toplanan milyonları işid'çi, ihaleci, döner ekmekçi olarak yaftalayan bir partinin, genel başkanının kitle huzuruna çıkartılmasının pek de akıllıca bir hareket olmayacağı açıktı.

hâlâ bir fırsat var

yenikapı fırsatı kaçtı ancak fırsatlar tamamen heba edilmiş değil. pkk'nın girdiği fasit daireden, akıl tutulmasından çıkması gerekir.

bunun için de kamuoyunda belirecek kararlı bir irade pkk'ye bir durum değerlendirmesi yapma fırsatı verebilir.

darbeye karşı sessiz kalan ancak hükümete hdp’yi dışlamama çağrısı yapan aydınlar benzer bir çağrıyı pkk için yapabilir ve pkk bu çağrıya bir değer atfederek eylemlerini durdurabilir. eylemlerin durması ise devamında hdp'ye siyasi bir değer atfını, geri çekilmeyi ve çözüm süreci’nin buzdolabından çıkarılmasını tetikleyebilir.

darbe karşıtlığının meşruiyyeti, direniş öykülerinin yarattığı manevi iklim ve oluşan ulusal atmosfer bize her alanda yeni hatta yepyeni bir başlangıç yapma fırsatı veriyor. umarım bu fırsat heba edilmez.

mehmet emin ekmen, avukat. batman barosu yönetim kurulu, kadın/çocuk ve insan hakları kurullarında bulundu. 23. dönem batman milletvekilliği yaptı. akil insanlar heyeti güneydoğu anadolu grubu'nda görev aldı.

twitter'dan takip edin: @emin_ekmen

bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera’nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Mehmet Emin Ekmen

avukat. batman barosu yönetim kurulu, kadın/çocuk ve insan hakları kurullarında bulundu. 23. dönem batman milletvekilliği yaptı. akil insanlar heyeti güneydoğu anadolu grubu'nda görev aldı. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;