Görüş

FIFA'da değişim rüzgarları

40 seneden beri FIFA'da görev yapan Sepp Blatter artık yolun sonuna geldi. 5'nci başkanlık döneminin dört gün sonrasında istifa eden Blatter geride nasıl bir kurum bıraktı? Emir Güney yazdı.

Konular: Spor, Futbol
Bu fotoğraf özellikle sosyal medyada çok paylaşıldı. [AFP]

dünya futbolunun en üst yönetim birimi olan uluslararası futbol federasyonları birliği'nde (fifa) yapılan seçimlerin ardından beklenen oldu ve sepp blatter rahat bir şekilde seçimi kazandı. hiç beklenmeyen ise seçime yalnızca iki gün kala fifa delegelerinin kaldığı otele düzenlenen fbi baskınıyla tutuklamaların yapılması ve seçimden dört gün sonra blatter'in istifa etmesiydi. 2000'lerin başından bu yana çokça tartışılan yozlaşma konusu en sonunda fifa'nın kapısını çaldı. hem de ne çaldı…

fifa'da sepp blatter dönemi

dile kolay, tam kırk sene. isviçreli sepp blatter fifa'da teknik müdür olarak görevlendirildiği 1975 yılından bugüne tam kırk sene geride kaldı. 1981'de genel sekreterlik görevine geldiğinde başkan brezilyalı joao havelange'dı. 1998'deki genel kurulda ise havelange'ın aday olmamasını fırsat bilen blatter adaylığını koydu ve başkan seçildi.

fifa'daki on yedi yıllık başkanlık döneminde birçok yolsuzluk, rüşvet, para aklama, vb. iddialarla karşı karşıya kalmasına rağmen hiçbir zaman resmi olarak suçlanamadı ve dolayısıyla yargılanamadı isviçreli. ancak çekirgenin bile sınırlı sayıda zıplama hakkı olduğu şu dünyada blatter de en son çırpınışlarını sergiliyor bu günlerde. başkanlıktaki art arda beşinci dönemine seçilmesinin yalnızca dördüncü gününde görevi bırakacağını açıklaması da yolun sonuna yaklaştığının en önemli göstergesi.

fifa'da bir devrin daha sonuna gelindi. yeni başkan ve yönetim kurulunun seçeceği yol ise dünya futbolunun geleceği açısından büyük önem arz ediyor. zira fifa'ya karşı neredeyse dünya çapında bir güvensizlik oluşmuş durumda ve futbolun zirvesi dünya kupaları da dahil tüm uluslararası organizasyonların ihalelerinde ve finansmanında birtakım usulsüzlüklerin olduğu artık herkesçe biliniyor. dolayısıyla da bu organizasyonlar güvenilirlikleriyle birlikte mali desteklerini de kaybediyorlar.

aslında bu düşüşün başlangıcı blatter'den önceye kadar gitmekte. isviçreli'nin genel sekreter olduğu dönemde spor pazarlaması şirketi isl'den fifa başkanı havelange'a rüşvet olarak ödenmesi gereken 1 milyon dolar'ın yanlışlıkla fifa'ya gönderilmesi ve blatter'ın bu durumu örtbas etmesi sonun başlangıcını getiren ilk adımlardan biri olacaktı.

dünya kupası ev sahibi seçiminde usulsüzlük

1994'te amerika birleşik devletleri'nde düzenlenen fifa dünya kupası'na kadar yalnızca avrupa ve güney amerika kıtalarında düzenlenen futbolun zirve organizasyonu, 2002'de ilk defa asya (güney kore&japonya) ve 2010'da da ilk defa afrika (güney afrika) kıtasına gidecekti. 2022 dünya kupası'nın katar'da yapılmasının planlanmasıyla ise bu dev organizasyonun ilk defa bir müslüman orta doğu ülkesine gitmesi söz konusu. dışarıdan bakıldığında bu durum, dünya kupasını avrupa-güney amerika ikileminden kurtarmak için yapılmış bir hamle gibi gözükse de, özellikle 2010 güney afrika ve 2022 katar tercihlerinin arka planında cömertçe yapıldığı iddia edilen bağışlar ilgili gözlerden kaçmadı. 
 

fifa'yı zora sokan bir diğer konu da kurumsal yönetişimin en önemli unsurlarından biri olan şeffaflık hususu. özellikle 2010 yılı aralık ayında düzenlenen 2018 ve 2022 dünya kupaları'nın evsahibinin belirleneceği oylamaların arka planında yaşandığı iddia edilen olaylar o günden beri büyük tartışma konusu.  

by Emir Güney

her ne kadar bu tercihler dünya medyasında büyük yankı uyandırsa da blatter hiçbir sıkıntı yokmuş gibi hanedanlığını sürdürüyordu. ta ki fifa'nın her zaman direttiği ‘sporun özerkliği' ilkesini umursamayan abd savcılığı ve abd federal soruşturma bürosu'nun (fbi) açtığı dava ile fifa'nın 29 mayıs'taki başkanlık seçimlerinden yalnızca iki gün önce delegelerin kaldığı otele baskın yaparak on dört delege hakkında tutuklama kararı çıkarılana kadar. 27 mayıs'taki bu baskına kadar yıllarca kendi içerisinde ve kapalı kapılar ardında ‘halledilen' fifa'nın iç meseleleri artık uluslararası bir davaya dönüşmüştü.

peki bu zamana kadar isviçreli nasıl başkan kalabildi ve dünya kupalarını istediği gibi ülkelere yönlendirebildi. tam da bu noktada fifa'nın yönetişim yapısının bu modele izin verdiğini görüyoruz. 209 üye ülkeye sahip fifa'nın genel kurulu'nda her ülkenin bir oy hakkı var. dolayısıyla nüfusu istanbul'un kadıköy ilçesini bile aşamayan lüksemburg, surinam ve bahamalar gibi bazı ülkelerle almanya, ispanya, italya, brezilya ve arjantin gibi futbolda ekol olmuş yüksek nüfuslu ülkelerin oyları eşit ağırlıkta. matematiksel olarak demokratik bir yöntem gibi gözükse de aslında oy manipülasyonunu kolaylaştıran bir yapı var önümüzde. özellikle de fifa gibi dev sponsorları olan bir gücün bu ülkelere yapmayı vaat edeceği futbol yatırımları sayesinde genel kurulda başkan seçilmek o kadar da zor değil.

fifa yıllık ortalama 130 milyon doları futbolun gelişimine ayırıyor. ‘gelişmekte olan ülkelere destek verme' adı altında yatırımlarda bulunup karşılığında seçimlerde oy istemek doğal bir hal almış durumda. bir kere seçildikten sonra da fifa dünya kupası'na hangi ülkenin ev sahipliği yapacağını belirleme konusunda bütün koz yönetim kuruluna geçiyor. çünkü fifa tüzüğü'ne göre evsahipliği konusundaki kararı yirmi beş kişiden oluşan yönetim kurulu'nda yapılan oylama belirliyor.

haliyle bir dünya kupasına evsahipliği yapmak isteyen herhangi bir ülkenin adaylık komisyonunun 209 üyenin peşinden tek tek koşup (gerekirse rüşvet/destek teklif edip) oylarını kendine çekmeye çalışmasıyla yirmi beş kişi üzerinden bu mekanizmayı çalıştırması aynı zorlukta olmuyor. tabii o yirmi beş üye de bu durumun farkında. blatter şahsi olarak henüz böyle bir suçlamayla karşılaşmamış olsa da, isviçreli'nin geride kalan on yedi yılda oluşturduğu yönetim kurullarındaki onlarca kişinin rüşvet almak suçlamasıyla ya hakkında disiplin soruşturması açılmış ya da son baskında tutuklama emri çıkartılmış durumda.

bu noktada bir diğer tepe organizasyon uluslararası olimpiyat komitesi'nin (ioc) olimpiyat oyunları'nın ev sahibi şehri seçme prosedürü ile karşılaştırma yapılabilir. ioc'de ev sahibi şehri genel kurul seçiyor ancak ioc'nin genel kurulunda bütün ülkelerin temsilcileri bulunmuyor. 101 üyeye sahip bu kurulda bazı ülkelerden hiç kimse bulunmazken bazılarından birçok sayıda üye bulunuyor. dolayısıyla ioc'nin seçimleri de spor yönetişimi anlamında eleştiriye açık.

fifa'nın yanlışları

27 mayıs baskını ile ortaya çıkan en önemli delillerden biri de amerikalı iş adamı ve aynı zamanda 1996-2013 arasında fifa yönetim kurulu üyesi olan chuck blazer'ın fbi'ya verdiği itiraf. blazer verdiği beyanda 1998 fransa ve 2010 güney afrika dünya kupalarının ev sahipliğinin belirlendiği oylamalardan önce rüşvet aldığını kabul etti. bu kadar üst düzey bir futbol yöneticisinin itirafı blatter'ın fifa'yı savunmasını bir hayli güçleştirmekte.

fifa'yı zora sokan bir diğer konu da kurumsal yönetişimin en önemli unsurlarından biri olan şeffaflık hususu. özellikle 2010 yılı aralık ayında düzenlenen 2018 ve 2022 dünya kupaları'nın evsahibinin belirleneceği oylamaların arka planında yaşandığı iddia edilen olaylar o günden beri büyük tartışma konusu. 2022'nin yaz aylarında düzenlenecek dünya kupasının katar gibi yaz aylarında 50 derece sıcaklığa ulaşan bir iklimde gerçekleşecek olması 2010'dan bu yana tartışılmakta. bu hususta inceleme yapmak üzere 2012'de fifa etik kurulu soruşturma birimi'nin başına getirilen eski abd savcısı michael garcia'nın hazırladığı 350 sayfalık raporun, fifa etik kurulu yargı birimi tarafından kamuoyuna açıklanmasının hukuken doğru bulunmaması fifa'daki şeffaflık anlayışını da gözler önüne sermekte! her ne kadar fifa bu raporu açıklamaktan kaçınsa da, 27 mayıs baskını ve hemen ardından isviçre mahkemelerinin (fifa'nın merkezi isviçre'de olduğu için yerel anlamda yetkili) başlattığı dava süreci nedeniyle bu raporun gün yüzüne çıkacağı aşikar. dolayısıyla artık kontrol fifa ve sepp blatter'in elinden çıkmış durumda.

bir diğer önemli konu ise fifa bünyesindeki fahri ve profesyonel görevlerin hiçbirinin zaman sınırlamasına tâbi olmaması. blatter'in on yedi yıllık başkanlık süresinin onu tüm başkanlar arasında ancak üçüncü sıraya koyması durumu gayet net açıklıyor aslında. birinci sırada tam otuz üç yıl (1921-1954) fifa'ya başkanlık yapmış fransız jules rimet ve ikinci sırada da yirmi dört yıl (1974-1998) başkanlık yapmış brezilyalı joao havelange bulunuyor. yukarıda bahsi geçen şeffaflık hususu ve yönetim kurulunun gücü göz önünde bulundurulduğunda tüm fahri ve gerekirse profesyonel görevlere süre kısıtlaması getirilmesinin kurumsallık anlamında faydalı olacağını söyleyebiliriz.

sepp blatter istifasını açıkladığı toplantıda artık rahatladığını ve yerini bir sonraki başkana bırakana kadarki süre içerisinde keskin reformlar yapacağını belirtti. seçimin yapılacağı olağanüstü genel kurulun aralık ayından önce düzenlenmesi beklenmiyor. blatter'in önünde yaklaşık altı aylık bir süre mevcut. bu süre zarfında yapacağı değişiklikleri hep birlikte bekleyip göreceğiz. umarız bu değişim rüzgarlarıyla birlikte kurumsallık ve şeffaflık anlamında doğru adımlar atılır ve fifa kurumsal güvenilirliğini tekrar kazanır. 

emir güney 1984 istanbul doğumlu. boğaziçi üniversitesi ve suny binghamton çift diploma programı küresel ve uluslararası ilişkiler bölümü mezunu. marmara üniversitesi’nde spor yönetimi doktora öğrencisi. 2010’dan beri kadir has üniversitesi spor çalışmaları merkezi müdürü.

bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera’nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Emir Güney

Kadir Has Üniversitesi Spor Çalışmaları Merkezi Müdürü Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;