Görüş

İç çekişme ile sahadaki kayıp arasında Şebab hareketi

Somali'de 2008'den beri etkin olan silahlı grubun gücü son yıllarda gerilese de, Kenya'daki Westgate saldırısını üstlenerek ses getirdi.

Konular: Afrika, Somali
Eş Şebab savaşçıları silahlarıyla poz veriyor.
Örgütün Somali'deki etkinlik sahası son yıllarda geriledi. [Fotoğraf: Reuters]
eş şebab (mücahit genç) hareketi "organik bir güçle, yönetimin hiyerarşik zincirini korumakla ve emire mutlak bağlılıkla beslenen bir hareket" olarak tarif edilebilir. emir, medya, güvenlik ve nitelikli operasyonlar gibi hassas konuların yönetiminde tek söz sahibidir. hareket bu iç kenetlenme üzerinden askeri olarak genişledi ve somali cumhuriyeti'nin 18 bölgesinden güneydeki 9 bölgeyi kontrol altına alabildi.

Örgütün ideolojisi

somali'de kontrol altında tutuğu tüm bölgelerde şeriat kanunlarını uygulayan eş şebab, bunu tüm ülkeye yaymayı planlıyor. selefi-vehhabi inancına bağlı olan grup, cihad hareketiyle 'kafirlere' karşı savaş yürütülmesini savunuyor. örgüt aynı zamanda sufilik inancına bağlı somalili gruplarla da çatışıyor.

yakın zamana kadar hareketin medya söylemi, cihatçı fikirlerin yayılmasına, özelde abd ve genelde batı planlarıyla mücadelede islam'ı savunma çağrısına dayalıydı ve bu söylem gençlerden belli kesimlerin kabulünü almıştı. ayrıca gene aynı söylem, (dini ve siyasi seslerin hareketin davranışlarına karşı çıkmasına, kınamasına, savaşılması ve kökünün kurutulması çağrısı yapmasına rağmen) hareketin islam'ı savunduğunu, değerlerini ve ilkelerini taşıdığını düşünen dindar birçok çevrede azımsanmayacak bir bilinç yarattı.
oluşumundan beri geçirdiği süreci takip edenler, hareketin hızla ulaştığı başarılarının, sahadaki siyasi kazanımlarının ve fikri varlığının en önemli sebebinin, öncelikle hareketin liderleri ile mensuplarına gönderdiği ortak mesaj arasındaki iç kenetlenme olduğundan şüphe etmezler.
ikinci sebep hareketin ana oklarını hükümet ve afrika güçleri gibi sadece siyasi çevrelere yöneltmesi. ancak liderleri arasındaki büyük anlaşmazlıkların boyutu su yüzüne çıkınca ve keza hareket silahını yerel dini gruplara çevirince halkın şebab'a bakış açısı köklü şekilde değişti. bunun yanı sıra hükümet ve afrika güçleri hareketin kontrolünde tuttuğu stratejik bölgeleri istila etti. bu da sahadaki varlığının zayıflaması anlamına geliyordu.
iç çekişmeden fiziksel tasfiyeye
şebab hareketi 2008 yılında kurulduğunda bu yeni oluşumun önemli isimleri ve şahsiyetleri açıklanmıştı. bu liderlerin ağırlığı sayesinde birçok engeli aşabildi ve hatta genel hatlarıyla kendine dini bir kucak edindi. ayrıca bazı bölgelerde kısmi sempati oluşturabildi; tüm bunlar askeri genişlemeye, çoğunluğu ülkenin güneyinde bulunan bölgeler ve şehirleri kontrol altına almaya zemin hazırladı. ancak emir ile önde gelen liderler arasındaki fikri, metodolojik ve hatta idari anlaşmazlığın patlak vermesi sonrası hareket, bazı şehirlerde askeri ağırlığını, idari ve yürütme varlığını kaybetti. ayrıca mensupları ve gidişatını takip edenler üzerindeki etkisi geriledi.
emirle ters düşen önemli şahsiyetlere ve akıbetlerine işaret edilebilir. şöyle ki, bu isimlerin bir kısmı suikasta uğradı ve bazısı da gizemli şekilde öldü. aralarında en önemlileri şunlar:
şeyh ibrahim hac cami: ibrahim afgani adıyla tanınıyor, hareketin ilk kurucusu ve manevi lideri. abdullah azzam ve ebu musab suri'nin arkadaşı. hac cami, 1980'li yıllarda afgan cihadına katıldı ve abd öldürülmesi veya hakkında bilgi verenler için ödül olarak başına 5 milyon dolar koydu. ayrıca hareketin sahil kenti kismayo'yu ele geçirmesi sonrası bu yerleşimin valisi oldu. harekete bağlı coğrafi alanın, aşağı cuba ve orta cuba'nın yanı sıra cedvu bölgelerine genişlemesini sağladı. yalnız bu isim, brava kentinde tutuklanması sonrası şebab'a mensup silahlı kişilerin suikastına uğradı ve yargılanmadan öldürüldü.
beraberinde "muallim burhan" ismiyle tanınan şeyh abdulhamid haşi de öldürüldü. haşi, hareketin davet bürosunun başkanı ve yürütme ofisi üyesiydi. iki ismin öldürülmesi şebab savaşçıları nezdinde şok etkisi yaptı ve temel öldürülme sebebinin ibrahim afgani'nin el kaide lideri eymen zevahiri'ye gönderdiği "ben çıplak bir uyarıcıyım" başlıklı yazısı olduğu düşünülüyor. ibrahim afgani bu yazıda emiri eleştirdi, nezihliğinden şüphe etti. yöntem, örgütlenme ve yargıya tâbi sınırsız yetkileri ve özel mahkemeler kurması bağlamında işlediği hataları uzunca açıkladı. muallim burhan'ın suçu ise ibrahim afgani'nin mektubunu desteklemesi ve ebu mansur amriki gibi hareket liderlerinin hedef alınmasının dinen caiz olmadığı fetvası vermesiydi.
şeyh muhtar rubu: ebu mansur adıyla tanınıyor. hareketin kurucu üyesi ve ilk sözcüsü. bazı dönemde emirin yardımcılığını yaptı. örgütte ılımlı ve topluma hoşgörülü yaklaşılması düşüncesine sahip bir isim olarak görülüyordu. şebab'a bazı bölgelerde ve kabilelerde kucak açan bir çevre sağlayan siyasi ve medyatik tutumları oldu. şeyh rubu sözcülük görevinden azledildi. ayrıca rolü somut şekilde sınırlandırıldı, hareketin savaşçıları ve mensuplarıyla teması kesildi. şartlar kendisini somali'nin güney bölgelerindeki ormanlara kaçmaya zorladı. bir kırsaldan diğerine geçti. bir zamanlar en saygın liderlerinden biri olmasına rağmen beraberinde az bir savaşçı grubu vardı. şebab hareketinin saldırıları ve takibi gölgesinde bu grup kendisini korumakta zorlanıyordu.
ebu zubeyr muhacir: hareketin şura meclisi üyesi ve emir ile muhalifleri arasında tahkim mahkemesi başkanı. köken olarak komor adaları'ndan. şeri yapısının yanı sıra askeri bir eğitmendi. ebu zübeyr muhacir hareketin emiri ile hareketin lider kesimi içinde emiri eleştirenler arasındaki sürtüşmeyi giderme amaçlı girişimlerinin başarısız olması sonrası şebab hareketinin emiri ahmed abdi cundi'ye açık bir mektup yazdı. mektubunun başlığı "evet ortada sorunlar var" şeklindeydi. mektupta emirin şeriat mahkemesinin çekişmeleri bitirme amaçlı kararlarına muhalefet ettiğine, muhaliflere işkence etmek için özel mahkemeler kurduğuna, ebu mansur amriki ve arkadaşları hattab mısri ve usame britani gibi hareketin somalili ve göçmen liderlerine suikast girişiminde bulunduğuna işaret etti. bu mektubun yayınlanması sonrası kendisinden haber alınamadı. onun da şeyh ibrahim afgani ve muallim burhan'la birlikte öldürüldüğü muhtemel, ancak hareket öldürüldüğünü doğrulamadığı gibi yalanlamadı da.
[eş şebab'ın eylemleri] somali kamuoyunun, hareketin tasarruflarına karşı islam'ın doğru metodunun dışına çıkan bir grup olarak bakmasına yol açtı. ayrıca somali alimler heyeti, harekete karşı fikri mücadele verilmesi ve savaşılması çağrısı yapan bir fetva yayınladı. 

by Osman A. Mahmud
ömer hamami: ebu mansur amriki adıyla tanınıyor. mogadişu operasyonlarının komutanı ve askeri eğitmen. ingilizce yayın yapan medyaya yönelik enformasyon biriminin oluşturulmasıyla görevlendirilmiş batılı bir yüz olarak görüldü. birkaç ay süren kovuşturma sonrası somali'nin güneybatısındaki bay bölgesinin ormanlarında öldürüldü. son açıklamasında kendisi için endişelendiğine işaret etmişti ve kendisiyle birlikte ebu usame britani gibi batılı ülkelerden gelen birçok savaşçıyla birlikte infaz edildi.
hareketin saygın liderlerini hedef alan bu operasyonlar şebab'ın geleceği ve somali'deki varlığı etrafında temel soru işaretleri oluşturdu. alışıldığı üzere içerden parçalanan her örgütün kuşkusuz öncelikle kendi üyeleri ve ardından yandaşları önündeki ahlaki varlık gerekçesi son bulacaktır. son olarak da bu parçalanma toplumun kendilerine yönelik bakış açısını etkileyecektir. son dönemde şebab hareketine bilfiil olan da bu. şöyle ki, geçmişte hareketi destekleyen isimler ortaya çıkıp şu an hareket yönetiminin fikri ve dini eğilimini eleştirmeye başladılar. bu da içlerinden bazılarını akıntının yönünde doğru kaçmak zorunda bıraktı ve nihayetinde düşmanlarından sığınma talebinde bulunmak zorunda kaldılar: eski islam partisi lideri şeyh hasan tahir uvesy örneğinde olduğu gibi. şartlar kendisini brava sahil kentinden ülkenin ortasına gitmek üzere küçük bir tekne kiralamak zorunda bırakmıştı. sonunda tutuklandı ve somali hükümetinin mogadişu'daki cezaevlerinden birine kondu. 
en yakınlarla mücadele 
şebab, son üç yıl zarfında medya çabalarını ve eylemlerini kendisine yakın olduğu düşünülen (din alimleri ve özellikle de selefi alimler) gruplara yöneltti. selefi hareketin ileri gelen din alimlerini hedef aldı. en önde gelen isimleri ahmed hac abdurrahman, aralık 2011'de aşure günü sabah namazı sonrası busasu'daki cami yakınında suikasta uğradı. bu eylem harekete karşı halk öfkesi ve kınaması aldı. alime saldırıyı gerçekleştiren beş kişi yakalandı ve haklarına idam kararı verildi. suikasttan bir yıl sonra da infaz edildi.
 ancak en can alıcı darbe yine bir başka selefi dini referans şeyh abduladir nur karih'e 15 şubat 2013'te suikast düzenlemesi oldu. genç bir erkek, karih'e uzaktan ateş açtı. şeyh karih o sırada bunteland bölgesinin başkenti gruvi kentinde bir camide namaz kılıyordu. cemaat zanlıyı yakaladı. şu an tutuklu ve hakkındaki yargı kararını bekliyor.
bu davranışlar somali kamuoyunu, hareketin tasarruflarına karşı islam'ın doğru metodunun dışına çıkan bir grup olarak bakmasına yol açtı. ayrıca somali alimler heyeti, harekete karşı fikri mücadele verilmesi ve savaşılması çağrısı yapan bir fetva yayınladı. bu fetvalar toplum kesimlerinin harekete yönelik öfkesini arttırdı. şebab hareketinin fikirlerine karşı alimlerden ve kabile büyüklerinden komisyonlar oluşturuldu.
hareketin kontrol çıtasının düşmesi
şebab'ın başkent mogadişu'dan çekilmesinden itibaren sahadaki gerilemesi başladı. sahil kenti kismayo üzerindeki kontrolünü kaybetti. bu kent şebab'a, limana mal akışından alınan ücretlerden elde ettiği kaynaklar akıtıyordu. en önemli gelir kaynağı hareketin en büyük mali kalemlerinden biri olarak görülen kömürdü. kismayo kentini, şu an cuba yönetimi güçleri ve sonrasında afrika güçleri'ne (amisom) katılan kenya güçleri kontrol altında tutuyor.
hükümet ve amisom güçleri beydava kentini birlikte kontrol altına alabildi. kentin önemi ülkenin güneybatısının başkentiyle bağlantılı olmasından kaynaklanıyor ve hareketin savaşçılarına kucak açan birçok kent de idari olarak buraya bağlı. bu durum hareketin ana kaleleri olan bay ve bekul bölgelerinin bazı kısımlarını kaybetmesine yol açtı. ayrıca bu bölgelerin insanları hemşerileri şeyh muhtar rubu ve hareketin eski sözcüsü ebu mansur'un tecrit edildiğini ve liderlik rolünün sınırlandırıldığı da öğrendiler.

GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE EŞ ŞEBAB

hareket somali'nin ortasında hiran bölgesinin başkenti beldevin kentini kaybetti. bu kent ülkenin kuzeyi ile güneyi arasında bir bağlantı oluşturuyor. bu kenti kaybetmesi özellikle de orya bölgelerdeki savaşçı hareketlenmelerini askeri ve güvenlik açısından felce uğrattı. ayrıca bu kenti kaybetmesi harekete geçişini kolaylaştıran ana yolları kapattı. bu bölgeyi şu an amisom'a bağlı cibuti güçlerinden çağrılan hükümet güçleri kontrol altında tutuyor.
bu üç bölge somali'nin güneyini ele geçirmek isteyenler açısından stratejik noktalar olarak görülüyor. hareketin bu bölgeleri kaybetmesi, kendisini köylerde ve dağlık kentlerde dolaşan seyyar bir konuma indirgemiş durumda. şebab, ülkenin dokuz bölgesini kontrol altına almış bir örgütten, askeri bloklara ve seyyar hücrelere dönüştü. en büyük çabası ise savaşçılarını korumak, ülkenin güney bölgelerinde nitelikli eylemler planlamak veya iyi programlanmış patlamalar ve suikastlarla hükümet ve afrika güçleri binalarını hedef almak.
psikolojik savaş: insansız uçaklar
cihatçı örgütlerle savaşma amaçlı yeni amerikan planı doğrultusunda insansız uçaklarla şebab hareketinin askeri liderleri hedef alındı. bu durum son aylarda tekrarlandı ve liderlerin hareket etme yapısını etkiledi. pentagon aralıklarla harekete bağlı saha liderlerini hedef almakta başarılı olduğunu açıkladı. ayrıca bazı durumlarda kenya asıllı lider ikrima örneğinde olduğu gibi bu liderlere ulaşmakta başarısız kaldığına da işaret etti. ikrima, brave kentinde esir alınmaktan son anda kurtuldu. kendisi, hareketin nairobi'deki westgate saldırısının planlayıcısı olmakla suçlanıyor.
insansız uçak operasyonları şebab hareketi yönetiminin örgüt veya askeri tabanlarla iletişim şeklini de etkiledi. zira hareketin yüksek komutası ortaya çıkmamak veya örgütün üyeleriyle görüşmemek zorunda kaldı. bu da hareketin liderlerini hayati tehlikeye soktu. aynı şekilde hareketin liderlerinin medya rolünü de azalttı. çok az basın toplantıları, herkese açık paneller yapıldı veya dış medyayla iletişime geçildi. hareketin yönetimi genellikle yazılı basın açıklamalarını baz aldı. haftalık veya aylık şekilde yerel ve dünya medyasıyla bağlantı kurmakta başarılı olması dikkat çekti.
askeri kaynaklar abd ve fransa'nın insansız uçaklara dayalı operasyonlarını yoğunlaştıracağına işaret ediyor. bu operasyonlar harekete bağlı mevzileri ve merkezleri hedef alıyor ve askerle savaşmanın ağır maliyetlerini taşımıyor. bunun yanı sıra halen şebab hareketinin kontrolü altındaki şehirlerde askeri operasyonlar düzenlemek için komşu ülkelerle ortak düzenlemeler yapılıyor ve mevcutlar güçlendiriliyor. bu da hareketi coğrafi açıdan kuşatma altına alıyor ve havadan hedef haline getiriyor.
hareketin yakın geleceği
nairobi'deki westgate saldırısı şebab hareketinin somali dışında gerçekleştirdiği en önemli eylem olarak görülüyor. westgate eyleminin önemi sadece can ve mal kaybı boyutunda değil, eylemin süresinde ve kenya güvenlik organlarının üstesinden gelmesinde saklı. hareketin bu saldırıdaki en önemli kazancı, somali'deki en önemli stratejik mevzii kaybetmesi sonrası savaşçılarına moral kazandırması; aynı şekilde dikkatleri hareketin mensupları arasındaki iç sürtüşmelerden somali dışındaki eylemlere çevirmesi. bu sayede gelecekte komşu ülkelere yönelik saldırılara zihni hazırlıkta ve hareketi yerel bir örgütten bölgesel veya kıtasal bir tehdit haline getirecek patlama ve eylemlerde bulunmayı planlıyor.
hareket, somali'deki devasa bölgeler üzerindeki kontrolünü kaybetmesine rağmen sahadaki varlığı (yapısı farklı seyretse de) hep olacaktır. yakın vadede hareket en önemli düşmanı olarak gördüklerine karşı eylemler gerçekleştirebilecektir. halka yaklaşamadığı için de şehirlerden çekilebilir veya doğrudan savaşlar sırasında cephelerde savaşçılarını kaybetmesi gibi büyük kayıplar vermeksizin nitelikli eylemlerin planlamasına ve gerçekleştirilmesine kendini verebilir.
ayrıca hareketin tarihi liderlerinin yine hareketin mensupları tarafından öldürülmesine veya suikasta uğramasına ve bunun üyeleri arasında bıraktığı psikolojik etkiler ve kuşkulara rağmen örgüt, muhaliflerini tasfiye etmesi sonrası tek bir yönetim altına girmiş oldu. yeni şartların gölgesinde şebab'ın yönetimi güvenlik ve askeri işlerini idare edebilir, hâlâ emirinin temel destekçisi olan el kaide'nin uluslararası örgütüyle sempati ve temasının sürmesiyle birlikte iç birliğini koruyabilir.
osman a. mahmud somali konularında uzman yazar ve araştırmacı.
bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera'nın editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Osman A. Mahmud

somali konularında uzman yazar ve araştırmacı. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;