Görüş

İsrail ile Iraklı Kürtlerin ittifak kumarı

Iraklı Kürtlerin bağımsız bir devlet kurma arzusunu desteklediklerini açıklayan İsrail, Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını ise görmezden gelerek tutarsız bir tavır sergiliyor.

Mesut Barzani'nin bağımsızlık için referanduma gitmeyi planladıklarını açıklamasının ardından Kürtler, Erbil'de destek gösterileri düzenledi. [Fotoğraf: AFP/Getty Images]

israil ile irak'ın kürdistan bölgesi arasındaki ilişkilerin niteliği ve kapsamına dair yıllardır çeşitli spekülasyonlar yapılır. ancak israil başbakanı binyamin netanyahu, 29 haziran'da işin aslını açıklayarak, bir kürt devleti kurulduğu takdirde bunu destekleyeceklerini söyledi. netanyahu'nun bu açıklamasından kısa bir süre önce, irak kürdistan özerk bölgesi'nden israil'e ham petrol ihracatı yapılmıştı ki, bu da hem irak merkezi hükümetinin, hem de amerika birleşik devletleri'nin konuyla ilgili görüşünün hiçe sayılması anlamına geliyordu.

kürt-israil ilişkilerinin geçmişi, 1960'lı yıllara ve bağımsız bir kürt devletinin netanyahu'nun yakın zamanda kullandığı tabirle israil'in bölgedeki "ılımlı müttefiki" olabileceğinin açıkça fark edilmesine dayanıyor.

irak kürdistanı'nda bulunan duhok üniversitesi'nde barış tesisi uzmanı olarak görev yapan khaider domle, kürtlerin israil'i her zaman dost olarak gördüğünü, zira israil'de birçok kürt yahudi olduğunu, aynı şekilde kürdistan'da çok sayıda yahudi'nin yaşadığını belirterek "her iki halkın da ortak noktası geçmişte zulüm görmüş olmaları" diyor.    

son yıllarda sosyal medyada bu ortak noktaları öne çıkaran çok sayıda bireysel girişim dikkat çekiyor. eski irak cumhurbaşkanı saddam hüseyin'in 2003 yılında devrilmesinden bu yana, güvenlik ve kalkınma sektörleri başta olmak üzere somut işbirliği örneklerine imza atıldı.  

abd'li gazeteci seymour hersh, 2004 yılında kaleme aldığı bir makalede, abd öncülüğünde gerçekleştirilen irak işgalini başta destekleyen israil'in, abd'nin bu işgal savaşını kazanamayacağını anladığını; b planı olarak da kürtlere eğitim verme yoluna gittiğini yazdı. böylelikle müttefiki abd'ye giderek büyüyen bir isyana karşı yardım etmekle kalmayıp, bölgede güçlü bir arap dışı ittifak oluşmasına da katkı sağlayacaktı. bu durumun, irak kürdistanı'nın daha özerk bir statüye ulaşmasını hiçbir koşulda istemeyen türkiye ile israil arasındaki ilişkileri bariz biçimde sarsacağı anlaşılıyordu. hersh, söz konusu yazısında, israil'in bu hamlesinin kürtleri günün birinde bağımsızlıklarını ilan etmeleri yönünde cesaretlendirebileceğini söylüyordu. on yıl sonra bugün, bu senaryo kaçınılmaz görünüyor.

şimdilerde ismini islam devleti olarak değiştiren irak ve şam islam devleti (işid) örgütü, irak içinde hızla ilerlemeye devam ederken, irak kürdistan özerk bölgesi başkanı mesut barzani, bağımsızlık için referanduma gitmeyi planladıklarını duyurdu. uzmanlar ise, kürtleri açgözlülük yapıp ülkenin gücü ve birliği pahasına kendi ulusal çıkarlarını gözetmekle eleştirdi.

öte yandan, israil ile bir kürt devleti arasındaki mukayeselerin artması da, araplar arasındaki kürt karşıtı duyguları körükledi. ancak bu tür eleştiri ve karşılaştırmalar, hem siyasi gerekçelere dayalı, hem de yanlış.

bir çıkar evliliği mi söz konusu?

kürt ve filistin halklarının maruz kaldığı tarihi haksızlıkların kökeni, ortadoğu bölgesini ingiliz ve fransız menfaatlerine göre bölen sykes-picot anlaşması'na dayanıyor.

irak genelinde güvenlik koşulları kötüleşirken, kürdistan bölgesinin nispeten emniyetli ve müreffeh bir yer olarak kalmasında, emrindeki güvenlik unsurlarının – yani peşmergelerin, asayiş güçlerinin ve her köy ve kasabaya yayılmış durumdaki muhbir ağının – payı büyük.

kürt kamuoyu genel olarak israil ile resmi ilişkiler kurulmasını destekler görünmekle birlikte, pek çok analist, konunun kendi kaderini tayin bağlamında değerlendirilmesi ve özünde bir çıkar evliliği olarak görülmesi gerektiğini de kabul ediyor.

ingiltere'deki durham üniversitesi'nde doktora araştırmacısı olarak görev yapan amjed rasheed, "1948 yılında israil devleti kurulduğunda abd'nin bu yeni devleti 11 dakika içinde tanıdığı gibi, israilliler de kürtlerin bağımsızlığını anında tanıyacaktır" diyor.

fakat bu hem israil, hem de kürtler için riskli bir siyasi kumar değil mi? kürtlerin kendi kaderini tayin arzusunu desteklerken, filistin'de aynı hakkı elde etmek için verilen mücadeleye karşı çıkmak bir çelişki teşkil etmiyor mu? bu durumun bağımsız "kürdistan"ı bölgede tutarsız bir konuma sokacağı kesin.

rasheed, kürtlerin filistinlilerin duygularını paylaştığını, ancak "ürdün kralı abdullah'ın 'önce ürdün kampanyası'ndaki gibi, kürt yönetiminin de önceliklerini belirlemesi gerektiğini" ısrarla belirtiyor.    

bununla birlikte, kurulacak bağımsız bir kürt devleti ile israil arasındaki olası bir ittifakın, filistin'in devlet olma mücadelesine nasıl yansıyacağı da merak uyandırıyor.

israil medyası, kürtlerin bağımsızlığını destekleyen makale ve açıklamalarla dolu. hatta kimilerinde, kürtlerin çektiği acılar, yahudilerin tarih boyunca maruz kaldığı zulümlere benzetiliyor. 26 haziran'da arutz sheva haber sitesinde yayınlanan "israil'in kürtlere yardım etmesinin zamanı geldi" başlıklı makalede, yazar şöyle diyor: "korkunç bir bölgede yaşıyor ve dostlara büyük ihtiyaç duyuyor olsa da, israil, düşman komşularının zulmünden mustarip olan kürt halkına karşı özel sorumluluğundan kaçamaz, kaçmamalıdır."

gerçek mağdur kim?

bu tür ifadeler, israil'in tipik arap saldırganları söyleminden yararlanıyor ve bunu, kürtlerle bir çıkar evliliği yapılması için kullanıyor. iraklı kürtlerin, saddam hüseyin'in enfal operasyonu'nun mağdurları olduğuna şüphe yok. insan hakları izleme örgütü'nün verdiği bilgiye göre, operasyonda 100 binden fazla kürt öldü, 2 bin köy de tahrip edildi.

fakat bu ortak mağduriyet söylemini ciddi bir gerçeklik testine tabi tutmak şart. her şeyden önce, israil devleti tarihi bir adaletsizlik neticesinde kuruldu. filistinlilere yönelik etnik temizlik kapsamında 531 köy yok edildi. sonuç olarak, şu anda filistinlilerin bir kısmı komşu arap ülkelerine dağılmış durumda, bir kısmı ülke içinde yerlerinden edildi ve mülteci kamplarında yaşıyor, bir kısmı ise diasporada. kalıp israil devleti sınırları içinde israil vatandaşı olarak yaşamaya devam eden filistinliler ise, sürekli bir güvensizlik hissiyle hayatını sürdürüyor ve iran'daki kürtlerin durumundan farksız olarak, ikinci, hatta üçüncü sınıf vatandaş muamelesi görüyor.

kürt ve filistin halklarının maruz kaldığı tarihi haksızlıkların kökeni, ortadoğu bölgesini ingiliz ve fransız menfaatlerine göre bölen sykes-picot anlaşması'na dayanıyor. neticede hem kürtlerin, hem de filistinlilerin devlet olma ya da kendi kaderini tayin şansı ellerinden giderken, filistin halkı pahasına siyonist hareketin ekmeğine yağ sürülmüş oldu.        

bu tarihi olayların sürekli inkar edilmesi bir yana, israil, nekbe yasası adıyla bir kanun çıkararak, bunların anlatılmasını ya da öğretilmesini yasakladı.

kürtler ve filistinliler arasında bir mağduriyet kardeşliği söz konusu. israil mağdur bir halka destek olmak istiyorsa, çok uzağa bakmasına lüzum yok.

filistinlilerin durumunu görmezden gelirken, kürtlerin kendi kaderini tayin hakkına destek vermelerini meşru göstermeye çalışan kürt yanlısı israilliler, filistinlilerin müstakil bir halk olmadığını; bunun uydurma bir kimlik olduğunu öne sürüyor – yani bir zamanlar türkiye'de anlatılan "aslında kürt diye bir şey yoktur. kürt dediğimiz insanlar, dağ türkleridir" şeklindeki hikâyenin bir benzeri.

aslında bazı akademisyenler bu komik iddiaların foyasını ortaya çıkardı. örneğin israilli bilim adamı shlomo sand "yahudi halkının icadı" isimli kitabında, siyonist hareketin, seçilmiş halk ve vadedilen topraklar kisvesi altında toprakları sömürgeleştirmek için nasıl ırk ve dine dayalı bir "yeni yahudi" kavramı inşa ettiğini anlatıyor.

'ortak bir payda' olarak kürtler

ama bir noktayı da açıkça ifade etmek lazım. israillilerin aksine, kürtler toprakları sömürgeleştirip insanlara zulmetmiyor. 7,5 milyar dolarlık bir silah ticaretinin aktörü değiller. dünyanın diğer yerlerine savaş ve gözetleme teknolojileri ihraç etmiyorlar. uluslararası hukuku çekinmeden ihlal etmiyorlar. nükleer bir güç değiller. dünyada abd'den en çok yardımı onlar almıyor. abd'den sonra en büyük f-16 savaş uçağı filosu onlarda değil. yani tarih anlatımı ancak bir yere kadar manipüle edilebiliyor, zira gerçekleri değiştirmek mümkün değil.

kürtler ve filistinliler arasında bir mağduriyet kardeşliği söz konusu. bu iki halk, israil ve avrupa'nın menfaatleri doğrultusunda hazırlanan meşhur sykes-picot anlaşması'nın kurbanı.

dolayısıyla israil mağdur bir halka destek olmak istiyorsa, çok uzağa bakmasına lüzum yok. işe bölgenin yerlisi olan filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını tanıyarak başlayabilir.

tıpkı kürtler gibi, filistinliler de sykes-picot anlaşması'ndan bu yana, uluslararası toplumun gözü önünde tarihi bir adaletsizliğe göğüs geriyor.

victoria fontan, irak kürt özerk bölgesi'ndeki duhok üniversitesi'nde barış ve çatışma çözümü çalışmaları alanında öğretim üyesi ve king's college london'da savaş çalışmaları alanında doktora adayı.

twitter'dan takip edin: @decolonizingpax

filistinli-kanadalı yazar ahmad moussa, irak kürt özerk bölgesi'ndeki duhok üniversitesi'nde misafir öğretim üyesi olarak görev yapıyor.

twitter'dan takip edin: @a_moussa5

bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Victoria Fontan

Victoria Fontan

irak kürt bölgesel yönetimi'ndeki duhok üniversitesi öğreti üyesi. ingiltere'nin sussex üniversitesi siyaset bilimi bölümü'nden mezun oldu. irlanda'nın limerick üniversitesi'nde 'barış ve gelişme çalışmaları' dalında doktorasını tamamladı. Devamını oku

Ahmad Moussa

Ahmad Moussa

filistinli-kanadalı yazar ahmad moussa, irak kürt özerk bölgesi'ndeki duhok üniversitesi'nde misafir öğretim üyesi olarak görev yapıyor. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;