Görüş

Libya'dan elinizi çekin

Libya’nın hem kendi evlatları arasındaki çekişmelerin hem de dış müdahalelerin kurbanı olduğunu söyleyebiliriz. Hatta Arap kardeş ülkelerinin günahı da en az Libyalıların günahı kadar acı vericidir.

Libya'da dört cephede çekişme yaşandığını belirten Hüveydi, şu an asıl savaşın Bingazi çevresinde sürdüğünü söylüyor. [Fotoğraf: Reuters]

dışarıdan müdahaleler (özellikle de kardeş arap ülkelerinin müdahaleleri) durmadıkça libya sorununun çözümü umutsuzdur. 

(1)

libya'yla ilgili rapor ve analizlerde devletin dağıldığı ve (çözülme ve yok olma süreci öncesindeki parçalanma ve iç savaş anlamında) somalileşme sürecine girdiği sıkça dile getiriliyor. bugün iki parlamentosu, iki hükümeti ve hatta bazı ülkelerde (örneğin malta'da) iki büyükelçiliği olan bir ‘devletle’ karşı karşıyayız. 

yabancı temsilciliklerin çoğu libya’dan ayrılınca ve yabancı hava yolları libya’ya seferlerini durdurunca petrol üretimi yarı yarıya indi ve devlet organları felç oldu. bu felaketzede petrol ülkesi, iflasın eşiğine geldi. ülkede hareketli tek şey savaş ve dışlama çabası.

libya’da yaşananlar, bazen liberaller ile teröristler arasında bir çekişme gibi sunuluyor; bazen de devrim ile karşı devrim, ulusal ordu ile milisler, islamcılar ile laikler arasındaki bir çekişme gibi veriliyor. bu basitleştirici tanımlamalar sadece bir kareyi alıyor ve onu genelleştiriyor. yahut bir söylem uyduruyor ve onu pazarlıyor ya da bir şeyi temenni ediyor ve gerçekmiş gibi davranıyor. 

bugün iki parlamentosu, iki hükümeti ve hatta bazı ülkelerde iki büyükelçiliği olan bir ‘devletle’ karşı karşıyayız. 

by Fehmi Hüveydi

bu başlıkların libya’da olmadığını iddia ediyor değilim. zira bu başlıkların bilfiil olduğunu da inkâr etmiyorum. yalnız bu başlıklar sahnedeki unsurlardan sadece biridir ve tüm tablo tek başlığa indirgenemez. 

(2)

konuyu basitleştirmek ve daha anlaşılır kılmak için geçen yıl medyada gündeme getirilen iki masalı örnek vereceğim. bu iki masal kamuoyunun büyük ölçüde yanıltılmasına ve libya’da olan bitenin yanlış anlaşılmasına neden oldu. birincisi özgür mısır ordusu masalıyla ilgili. mısır medyası bu masala kendisini adeta adadı ve sözde ordunun mısır sınırındaki derne'de toplandığı söylenen konuşlanmasına karşı endişeleri körükledi.

şu an, iddia edilen orduya ilişkin mısır medyasında altı aydır tek kelime edilmediğini belirtme gereği duymuyorum. oysa bazı gazetelerimiz geçmişte kamuoyunu bu ordunun toplandığına ve yaptığı eğitimlere dair uyarıda bulunmaktan ve korku oluşturmaktan geri durmamış, ilk sayfalarına koydukları fotoğraflarla bu ordunun güç gösterisine yer vermişlerdi. 

belki de bu sözde ordunun bugün tamamen göz ardı edilmesi, bu konunun aslı astarı olmayan büyük bir yalan olduğuna en iyi kanıttır. adı geçen ordunun hareket üssünü oluşturduğu söylenen derne'nin mısır sınırına uzaklığı 300 km'den fazladır. derne tamamen açık bir çöldür ve her hareketlilik çıplak gözle görülebilir.

ikinci masal ise 1980’li yıllarda savaşı kaybeden ve çad’da esir düşen, ardından 20 yıl amerikan istihbaratının gözetiminde abd’de yaşayan ve devrimden sonra libya’ya dönen emekli general halife hafter’in oynadığı rolle ilgili. bu adam şimdi libya’yı yönetmek için askeri konsey kurmaya çalışırken arap ülkeleri ülkeye istikrar getirme adına devrimin bitirilmesi umutlarını onun rolüne bağlıyorlar.

hiç kuşkusuz hafter’in geçmişi ve özlemleri bazı soru işaretleri oluşturuyor. hafter bazı özlemlerini 2011 yılında ‘asıma’ (başkent) adlı televizyon kanalının kendisiyle yaptığı söyleşide açıklamıştı. bu özel televizyonun sahibi iş adamı cuma usta’dır ve kanal hâlihazırdaki çekişmenin kutuplarından biri olan dr. mahmud cibril’in başını çektiği ulusal güçler ittifakı’na yakın durmaktadır.

bu söyleşide general hafter’e libya ordusunun doktrinine ilişkin görüşü sorulduğunda şöyle bir yanıt veriyor: "libya, servetinde gözü olan açgözlü fakir komşularca çevrilmiştir. bu yüzden bu komşuları düşman olarak görmek gerekiyor." hafter bu ülkeleri mısır, tunus, cezayir, çad, nijer ve sudan diye sıralıyor.

(3)

medyanın büyük bölümünün söylediğinin aksine libya’daki çekişme iki değil, dört cephede yaşanmaktadır. bu cepheleri el ehram stratejik araştırmalar merkezi’nde libya konularında uzman arkadaşımız kamil abdullah mahmud şöyle sıralıyor:

medyanın büyük bölümünün söylediğinin aksine libya’daki çekişme iki değil, dört cephede yaşanmaktadır: doğu cephesi, batı cephesi, derne cephesi ve libya'nın güneyi.

by Fehmi Hüveydi

1) doğu cephesi: ana çatışmalar burada dönüyor ve general hafter buraya yoğunlaşıyor. hafter yanına birçok grubu aldı. 1980’li yıllarda kendisiyle beraber savaşan eski subaylar bu gruplardan. ayrıca bölge tugaylarından biri (hüseyin cuveyfi tugayı) ve ‘kan davalıları’ adını taşıyan grup da hafter'le birlikte hareket ediyor. bu son grup çatışmalarda öldürülenlerin ailelerinden ve ulusal kongre'nin (meclis) çıkardığı siyasi tecrit yasası kapsamına girenlerden oluşuyor. bu yasa muammer kaddafi’nin tüm bakanları ve yardımcılarını siyasi hayattan uzaklaştırmıştı.

ülkenin doğusunun ayrılmasını ve federasyonu savunan, doğuda abidat, beraisa, megaribe ve avakir gibi önemli kabileler de hafter'e destek veren gruplardandır. ayrıca hafter, trablus kentinin güney batısında yoğunlaşan zintan kabilelerince de desteklenmektedir. bu kabilelerin liberalizmle ilişkisi yoktur. bu kimseler seçilmiş parlamento, uluslararası çevrelerce tanınmış ve tobruk’u kendisine karargâh edinmiş parlamentoyu destekliyorlar.

2) batı cephesi: merkezi, ulusal kongre yani meclisin, merkez bankasının ve devlet bakanlıklarının bulunduğu başkent trablus’tur. 17 şubat devrimini yapan güçlerin toplandığı yerdir. bu güçler trablus’u düşürdüler ve kaddafi yönetimini sonlandırdılar. islamcılar bu güçlerin içindeydi. bu kimseler fecr-i libya güçlerini oluşturdular. mısrata, amazigh (berberiler), zaviye ve garyan kabilelerinin yanı sıra suk cuma kenti ve batıda 22 kentin desteğini aldılar. bu kimselerin terörist olarak nitelenmesi şaşırtıcı.

3) derne cephesi: bu yerleşik kent, başta ensar şeria, ensar işid (irak şam islam devleti'ne biat eden başkalarıyla birlikte) ve islam gençliği şûra meclisi olmak üzere şiddet yanlısı islamcıların kalesi sayılıyor.

libyalılar bu grupların ana gövdesini oluşturuyor ancak aralarında arap mağrip ülkeleri ve mısır’ın farklı bölgelerden insanlar da yer alıyor. amerikan kaynakları bu kişilerin sayısının 200’ün üzerinde olmadığını belirtirken arap medya organları 7 ile 10 bin arasında değiştiğini söylüyor. şiddet yanlısı gruplar özellikle kentin coğrafik yapısından istifade ettiler ve bu topraklarda islam emirliği kurduklarını iddia ettiler. hafter'in güçleri bu kente ulaşmakta başarılı olamadı.

4) libya’nın güneyi: komşu afrika ülkeleriyle bitişik ve iç içe geçmiş bir kemerdir. afrika kökenli tabu kabileleri, tuaregler ve amazighlerin yanı sıra araplar yaşamaktadır. bu kabileler arasında devrimden sonra sınır bölgelerindeki kaçakçılık ve ticaret yolları etrafındaki nüfuz kapma yarışı sebebiyle birçok çekişme yaşayan komşu kabileler de bulunmaktadır.

(4)

hâlihazırda asıl savaş bingazi çevresinde yaşanıyor. hafter güçleri hava kontrolüne sahip, ancak karada zayıflar. batı cephesini zayıflatma, trablus’u ve hilal petrol bölgesini ele geçirme girişiminde hava üstünlüğünü kullanıyorlar. ancak karada güçlü olan fecr-i libya kuvvetleri hâlâ mevzilerini koruyor. hatta trablus’u çekişmenin içinden çıkardılar ve kent güvenli hâle geldi. dolayısıyla tabloyu aşağıdaki şekilde özetlemek mümkün:

a) taraflardan hiçbiri diğerini yenilgiye uğratamadı, dışlama ve yok etme söylemi sahada gerçeğe dönüşmeksizin medyada sürekli tekrarlanan bir başlık oldu.

b) dış destek, çatışmanın uzamasında temel rol oynuyor. ülkenin güneyine fransa’nın müdahale edeceğine dair haberlere rağmen her iki taraftaki savaşçılara körfez desteğinin süremsinin savaşın uzamasında büyük payı var. katar ve birleşik arap emirlikleri (bae) taraflara para desteğinde bulunuyorlar; bae buna hafter ve grubuna silah desteğini de ilave etti. bu durum hafter’e hava üstünlüğü sağladı ve sahaya hâkim olmamalarını telafi etti. bae desteğinin medya ve siyaset düzlemlerinden hafter grubuna arka çıkan kahire’den geçtiği sır değil.

c) savaşan taraflar son olarak birleşmiş milletler temsilcisinin çağrısıyla cenevre’de bir araya gelmişlerdi. bu gelişme, nihayetinde tarafların diyalog masasına oturmanın zorunluluğunu ve silahın aralarındaki anlaşmazlığı bitirmek için yeterli olmadığını anladıklarını gösteren bir işaretti.

bazı komşu ülkelerin, özellikle de cezayir, tunus ve sudan'ın desteklediği diyalog ve uzlaşı düşüncesine mısır ve bae temkinli yaklaşıyor.

by Fehmi Hüveydi

böyle bir çıkarım önemli olmasına rağmen iki sebeple yararlı olacağı şüpheli. ilki, general hafter ateşkese onay verdiği zaman ‘teröristlerle’ mücadeleyi istisna tuttu. bu ifadenin batılı çevrelerde kabul görse de tüm muhaliflerini terörist gördüğü için sahada bir başka anlamı vardır. hafter dış desteğin (körfez ve mısır) sürmesinden emin olmasa böyle bir tutum almazdı.

ikincisi bazı komşu ülkelerin, özellikle de cezayir, tunus ve sudan'ın desteklediği diyalog ve uzlaşı düşüncesine mısır ve bae temkinli yaklaşıyor. bu da çekişmenin süresinin uzaması ve sadece allah’ın bildiği bir vakte kadar devam edeceği anlamına geliyor.

d) tabloda zihinleri kurcalayan tek nokta sadece doğu ile batı blokları arasında çekişmenin sürmesi değil. dışarının kendi amaçlarına ulaşma çabası içinde yaptığı müdahalelerin, kabileler arasındaki tarihi ve klasik çekişmeleri canlandırması da kafaları kurcalıyor.

mısrata ile zintan kabileleri, afrika tabu kabilesi ile arap kabileler arasındaki yaşananlar buna örnektir. bu durum çekişmenin halkasını genişletiyor ve libya’ya istikrarın ve uyumun dönmesini ulaşılması zor bir hayale dönüştürüyor. dolayısıyla libya’nın hem kendi evlatları arasındaki çekişmelerin hem de dış müdahalelerin kurbanı olduğunu söyleyebiliriz. hatta bu bağlamda arap kardeş ülkelerinin günahı da en az libyalıların günahı kadar acı vericidir.  

fehmi hüveydi, mısırlı gazeteci ve yazar.

bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera’nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Fehmi Hüveydi

mısırlı gazeteci ve yazar. 1937 yılında dünyaya geldi. kahire üniversitesi hukuk fakültesi'nden mezun oldu.  Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;