Haber analiz

Irak Savaşı'nın değerlendirmesi

ABD’nin Irak’taki ‘macerasının’ ardından öne çıkan 10 unsur aynı zamanda belirsiz bir geleceğe işaret ediyor.

Konular: Ortadoğu, Irak, Petrol
ABD askeri dönüş yolunda uçağa binmeyi bekliyor.
ABD askerleri 2011 sonuna kadar Irak'tan tamamen çekildi. [Reuters]

abd askerlerinin resmi olarak çekilişinin hemen ardından bağdat’ta patlayan bombalar ülkenin abd desteği olmadan ayakta durabileceğine dair soru işaretleri oluşturdu. henüz saldırıyı üstlenen bile olmamışken cumhurbaşkanı yardımcısı tarık el haşimi hakkında çıkarılan tutuklama kararı ve sonrasında cumhurbaşkanı celal talabani’nin açıklamaları neticesinde ülkenin 2006-2007 yıllarındakine benzer bir mezhep çatışmasına sürüklenme kaygıları belirdi.

mart 2003’te başlayan irak işgalinin hemen ardından brookings kurumu’nun araştırmacıları irak endeksi (raporların ingilizce metinleri) ismi altında savaşın nasıl gittiğiyle ilgili bir raporlamaya başladılar. ancak böylesi savaş durumlarında ölçütlerin ne olacağını belirlemek ve bu ölçütlerin önem sıralamasına karar vermek epey zorlayıcı bir durumdur. yapılan tanımlamalar yanlış yönlendirmeye yahut etkisiz verilerin önem arz ediyormuş gibi görünmesine neden olabilir. ayrıca, savaş ilerledikçe yeni ölçütler belirebilir, eskileri önemini kaybedebilir.

savaşın ilk zamanlarında baas partisi’nin güç kaybetmesi ve tasfiye edilen güvenlik güçleri, düzensizlik ve kargaşayı ölçme konusunda işe yarar bir kıstas olarak değerlendirilebilinirdi. ancak geçen zamanla birlikte abd’nin, irak’ta yeni güvenlik güçlerinin oluşumuna ayırdığı kaynak ve altyapı çalışmaları, her ne kadar sonuçları bir anda gözükmese de, devam eden düzensizlik ve kargaşayı değerlendirmek için başka bir ölçüt haline geldi.

2006 ve 2007 yıllarında had safhasına ulaşan mezhep çatışmalarında şiddet olayları birincil ölçüt haline geldi. sivil ve askeri ölü ve yaralı sayısı takip eden yıllarda düşüşe geçtikçe bu ölçütün savaşı değerlendirmedeki isabetliliği kesinlik kazandı. ancak sonrasında ölçütler tekrar yeniden yapılandırma ve kalkınma alanlarına odaklandı.

abd’nin ülkedeki fiziksel varlığı sona ermişken, irak endeksi raporlarına göre savaş boyunca irak’ta öne çıkan 10 unsurun detaylı bir değerlendirmesini yapıyoruz.


yaklaşık 5000 koalisyon gücü öldü. [marsmet461, flickr]

1. abd ve koalisyon güçleri can kayıpları ve yaralılar

son sekiz yılda irak’ta en az 4487 abd’li ve 318 diğer ülkelerden asker öldü. buna ek olarak 32.226’dan fazla abd askeri görev sırasında ciddi şekilde yaralandı. en büyük kayıplar, aynı zamanda ülkenin mezhep çatışmalarına sahne olduğu 2004 ve 2007 yılları arasında gerçekleşti. özellikle de el kaide’nin 2006 yılında samara’da el askeri camii’nin bombalaması ardından en üst düzeye ulaştı.

irak’taki silahlı grupların, abd’nin savunmasının en zayıf olduğu noktanın emprovize patlayıcı cihazlara (epc) karşı hazırsızlık olduğunu fark etmesi üzerine, bu tip saldırılar büyük kayıplara neden oldu. aynı zamanda koalisyon güçleri ile doğrudan bir silahlı çatışmaya girmek bu gruplar için bombalamalar kadar sonuç getiren bir yöntem değildi. her ne kadar silahlı çatışmalar yaşanmış olsa da, abd’nin kayıplarının yaklaşık yüzde 55 ila 65’i epc saldırıları sonucu oluştu. genel toplamda epc’ler savaştaki kaybın yüzde 40’ı civarına neden olmakla beraber, etkili bir yöntem olması dolayısıyla afganistan’daki abd askerlerine karşı da kullanılmaya başlamıştır.


yüz binden fazla sivil hayatını kaybetti. [reuters]

2. iraklı sivil ve güvenlik gücü kayıpları

savaşın faturasını en çok ödeyenler iraklılar oldu. irak endeksi’ne göre 115.000 civarında iraklı sivil savaş nedeniyle doğrudan ya da dolaylı yoldan hayatını kaybetti. bu tahmini bir sayı olmakla beraber, gerçek bilanço on binlerce insan daha fazla olabilir. başka kaynaklarda bu sayı 600.000'e kadar çıkabiliyor. el kaide ve diğer dış unsurların etkisiyle mezhepleri karşı karşıya getiren iç savaşın zirve yaptığı dönemde (2006 ve 2007’nin ilk yarısı) her ay 3000’den fazla insanın öldüğü kaydedildi. sadece 2006 yılında, kabaca 35.000 sivil, savaş sonucu öldü.

buna ek olarak haziran 2003’ten 2011 sonuna kadar, irak güvenlik güçleri toplamda 10.000’den fazla kayıp verdi. 2005 ve 2007 yılları arasında her ay 200-300 civarı irak askeri veya polisinin hayatını kaybettiği kaydedildi. abd ve iraklı askerlerin taktiklerini geliştirmesi ve irak’taki siyasi durumun iyileştirilmesi sonucu 2007’nin ikinci yarısından itibaren kayıp sayıları azalmaya başladı ve 2008’de dramatik bir düşüş gözlendi. abd’nin irak’taki varlığının sonlarına doğru iyice azalan ölüm oranları ayda toplam 100 ve 300 sivil arasına sabitlendi. günlük saldırılar ve küçük bombalamalar sık sık gözlemleniyor ve 22 aralık 2011 saldırıları gibi büyük çaplı eşgüdümlü saldırılar arada gene yaşanıyor olsa da, birçok iraklı saddam hüseyin’in düşüşünden beri hiç bu kadar güvende hissetmediklerini kaydediyor. şiddet düzeyi yüksek suç oranlarının olduğu güney afrika veya meksika gibi “barış” içindeki ülkelerin seviyesine inmiş durumda. (örneğin 110 milyon nüfuslu meksika’da her yıl 10.000’den fazla kişi örgütlü şiddet sonucu ölürken, dörtte bir nüfusa sahip irak’ta bu oran meksika’dakinin beşte biri seviyesinde.)


siyasi istikrarsızlık ülkeyi kırılgan hale getiriyor. [afp]

3. yeni bir hükümet kurmanın zorlukları

işgal ve sonrasında irak rejiminin devrilmesi savaş şartları içerisinde arzu edilebilecek bir hızda gerçekleşmiş olsa da, yeniden yapılanma, halen devam etmekte olan ve oldukça zor bir süreç/süreçti. temmuz 2003’te abd önderliğinde geçici koalisyon yönetimi’nin altında irak yönetim konseyi kuruldu. bu tarihten itibaren 2004 yılında irak geçiş yönetimi, sonrasında da 2005 yılında irak geçiş hükümeti oluşturuldu.

ülkede ilk serbest seçimler 2005 başında düzelendi. bir sene sonrasında yeni irak hükümeti kuruldu ve yeni anayasa belirlendi. anayasanın mezhep ayrılıkları üzerine kurulu bir yapısının olması belki de ülkedeki şiddetin artmasında etkili oldu. 2010 yılında irak’taki ikinci seçim dizisi gerçekleşti. bu seçimlerden net bir sonucun çıkmaması dolayısıyla ülkede dokuz ay süren siyasi bir kriz yaşandı. uzun soluklu görüşmeler sonucunda, uzlaşı üzerine kurulu bir birlik hükümeti kuruldu. ne var ki abd’nin 2011’in ikinci yarısından itibaren askerlerini çekmesiyle birlikte daha da derinleşen bir kriz ışığında, hükümetteki bazı anahtar pozisyonlar halen doldurulabilmiş değil.


petrol, irak'ın en büyük gelir kaynağı. [reuters]

4. petrol geliri ve enerji altyapısı

irak’ın yaşam kaynağı olan petrol, ihraç gelirlerinde yaklaşık 5 milyar dolarlık bir paya sahip. petrol üretimini arttırma süreci yavaş ve hantal bir şekilde devam etmektedir. gelirdeki artış ise üretimin artmasından ziyade, dünya petrol fiyatlarının yükselmesi ile ilgilidir. savaş öncesi günlük üretim olan 2,5 milyon varil, savaşın başlangıcıyla birlikte bir süreliğine sekteye uğramış olsa da, 2003 yılı sonu itibariyle tekrar günlük 2 milyon varil miktarına ulaştı. o zamandan bu yana ise çok küçük bir artış gözlemlendi ve bugün itibariyle günlük üretim kapasitesi 2,7 milyon varil civarındadır.

irak 2018 yılına kadar günlük üretimi katlayarak günde 13,5 milyon varile çıkarmayı hedeflemektedir; ancak bu bir plandan çok hayal niteliğindedir. dış yatırım miktarının umulandan az olmasının nedeni olarak ise idare ve yönetim kademesindeki siyasi çalkantılar ve güvenlik durumu gösteriliyor. 2005 yılında sözü verilen ve gelirin irak ile yarı otonom kürt bölgesi arasında paylaşımını öngören hidrokarbon yasası halen çıkmış değil. silahlı gruplar savaştan harap olmuş ve giderek kötüleşen enerji altyapısına hâlâ görece sıklıkla saldırmaya devam etmekte. en son aralık ayının ortasında rumeli bölgesindeki petrol havzasına yapılan saldırı günlük üretimini günde 700.000 varil azalttı.


elektrik talebinin ancak yüzde ellisi karşılanabiliyor. [reuters]

5. elektriğin akışı için verilen mücadele

hayal kırklığına uğranan sektörler arasında irak petrol sektörü tek değil. esasında, çarpıcı gelişmelere rağmen irak’ın elektrik sorunu en büyük sorunlardan birisi olabilir. üretim miktarı savaş öncesi düzeye gelmesine rağmen (ortalama 4000 megavattan 6500 megavata), talep çok daha büyük bir artış gösterdi. özel girişimler sonucu kurulan üretim tesislerine rağmen irak’taki elektrik ağı, talebin yüzde 50’sine dahi yetişmekte güçlük çekiyor. buna ek olarak şehirlerdeki elektrik hatlarında çakışmalar tehlike yaratıyor. bu tip çakışmalar elektrik kesintilerinin sıkça yaşanmasına ve şikayetlerin had safhaya ulaşmasına neden olurken, aynı zamanda siyasi istikrarsızlığa katkıda bulunuyor.

çin ile imzalanan 1,2 milyar dolarlık anlaşma ile bağdat yakınlarında yeni elektrik santrallerinin kurulması planlanıyor. buna göre üretim 1260 megavat artacak. irak ayrıca komşusu iran’dan elektrik satın alıyor. 2014 yılında kendi kendine yeterli hale gelmeyi hedefleyen ülke için bu hedefe ulaşmak zor görünüyor.


cep telefonu sayısı son yıllarda katlandı. [afp]

6. modern iletişim teknolojilerinin yayılımı

irak’ın gözle görünür en büyük kazanımlarından birisi cep telefonlarının ve internet kullanımının yayılımı olabilir. savaştan önce 1 milyon iraklının cep telefonu vardı ve sadece 5000 kişinin internet bağlantısı bulunuyordu. bugün yaklaşık 22 milyon cep telefonu abonesi ve 2 milyonda fazla internet kullanıcısı var. telefon ve internete ek olarak, önceden sadece devlet propagandası, çizgi film ve spor kanalları izlenebilen bir ülkede uydu kanalları aboneliği oldukça yayılmış durumda. telekomünikasyon sistemlerinin modernizasyonu halen devam ediyor ve bu sektördeki dış yatırım iyi bir noktada. büyüme çok hızlı gerçekleşmiş olsa da, tam bir modernizasyon için hâlâ yapılması gereken çalışmalar mevcut. halkın yarısından fazlasının herhangi bir telefonu yok ve bilgisayarlar halen çok küçük bir iraklı kesimin evlerine girebilmiş durumda.


altyapı yetersizliği halen ülkede büyük bir sorun. [afp]

7. irak’ta hayat: temel hizmetler ve ekonomi

iraklılar dış dünyaya, önceden hiç olmadığı kadar erişime sahip. (en azından elektronik cihazlarını çalıştıracak elektrik bulduklarında.) hayatın diğer alanlarında da dikkate değer bir iyileşme gözlemlenebilir, ancak daha fazla çalışma yapılması gerekiyor. modern sanitasyon hizmetlerine erişim 2008’de yüzde 8 iken, bugün yüzde 30’lara kadar gelmiştir. gene de nüfusun büyük bir kısmı hâlâ bu kapsamın dışındadır. su kenarlarında işler daha iyi yürümektedir. birkaç yıl öncesine kadar nüfusun yüzde 25’i bile içme suyuna erişmekte güçlük çekmekteyken, bugün erişim oranı yüzde 70’i geçmiş durumdadır.

büyüyen ekonomi kamu hizmetlerinde kritik bir rol oynamaktadır. savaştan önce 20 milyar dolar olan gsyih, bugün itibariyle 113 milyar dolara ulaşmış durumdadır. eğer yeni bir savaşa sürüklenmeden petrol üretimi umulan artışı gösterirse, irak kendisini kalkındırmak için yeterli bir zenginliğe ulaşacaktır.


irak'ın güvenliği artık sadece iraklıların elinde. [reuters]

8. koalisyon ve iraklı askerlerin gücü ve güvenlik devir teslimi

savaş süresince irak’ta toplamda bir milyondan fazla abd askeri hizmet verdi. toplam uluslararası askeri güç iki sefer 180.000’in üzerine çıktı. (2005 ve 2007’deki mezhep çatışmaları sırasında bu sayının üzerine çıkılırken, ülkede 170.000’den fazla abd askeri bulunuyordu.) 2009’un ortası itibariyle (bir noktada sayıları 25.000’e ulaşan) abd’li olmayan son birlikler de ülkeyi terk etti ve kontrol abd’li ve iraklı güçlere devredildi.

irak ordusu işgalden sonra resmi olarak lağvedilmesine rağmen, birkaç bin kişiden oluşan küçük bir polis gücü hemen tesis edildi. 2003’ün sonlarına doğru sınır güvenliği ve ulusal muhafızlık görevleri verilmek üzere yeni silahlı güçler oluşturuldu. her ne kadar yabancı destek olmadan ve tek başlarına etkisiz olsalar da, 2004 yılı başlangıcı itibariyle irak güvenlik güçlerinin sayısı 100.000’e kadar ulaştı. 2007 yılında ise bu sayı 400.000’e çıktı. ağustos 2010’da abd’nin irak’taki muharip misyonu sona erdiğinde, (kendi operasyonlarını yürüten) irak güçlerinin sayısı 670.000’e ulaştı ve bugün de o civardadır. etkili olup olmadıkları halen karmaşık; ancak belirtildiği gibi, abd’nin son dört yılda müdahalesinin azalmasına karşın düşen şiddet olayları, irak güvenlik güçlerine yaklaşımın olumlu ve umutlu olduğunu gösteriyor.


savaş yüzünden milyonlarca insan yerinden oldu. [codepinkhq, flickr]

9. insan akımı

savaşın öncesinde yer değiştirmek zorunda kalmış 1 milyon iraklı varken, işgalin ardından ve mezhep çatışmalarının yaşattığı şiddet yıllarında milyonlarcası daha yerlerinden oldu. çatışmaların tepe noktasının yaşandığı dönemde toplamda 2,5 ila 3 milyon iraklı dağınık kamplarda ve gecekondu benzeri alanlarda yaşamak zorunda kaldı. buna ek olarak 2 milyon mülteci de suriye ve ürdün ağırlıklı olmak üzere, komşu ülkelere sığındı.

mülteci statüsü verilmemiş sığınmacılar da artarak, 2007 yılında 45.000 kişi olarak zirve noktasına ulaştı. birçoğu abd ve ab üyeleri gibi gelişmiş devletlere gitti. 2008 yılında 100.000 civarı mülteci evlerine döndü ve yerinden edilmiş kişilerin sayısında daha da dramatik bir düşüş gözlendi. ancak gene de yaklaşık 1,5 milyon iraklı yerinden edilmiş kişi statüsündedir. evlerine dönen birçok iraklı, geri dönmekten dolayı pişman olduklarını belirtiyor. (ingilizce bm mülteciler yüksek komiserliği raporu için tıklayın) gelecekteki şiddet olayları ve yeniden yerinden olma ihtimalleri somutluğunu korumaktadır.


son siyasi krizler iraklılarda umutsuzluk yaratıyor. [afp]

10. iraklıların ülkenin geleceğiyle ilgili görüşleri

uluslararası cumhuriyetçi enstitüsü’nün (international republican institute) son kamuoyu yoklamalarına göre iraklıların çoğu maalesef ülkenin yanlış bir yöne gittiğini düşünüyor. (araştırmanın ingilizce metni için tıklayın) bu durum birkaç sene önce yapılan başka bir yoklamada çıkan iyi gidişata karşıtlık oluşturuyor. özellikle bağdat’ta, aralık 2011’de açıklanan bir araştırmaya göre katılımcıların yüzde 28’i ülkenin iyi bir yönde gittiğini söylerken, yüzde 62’si ise bunun tam tersini söyledi. (araştırmanın ingilizce metni için tıklayın)

iyimser bir nokta ise büyük bir çoğunluk durumun, bir sene öncesine göre daha iyi olduğunu düşünüyor. aynı şekilde irak ordusu ve irak ulusal polisi, performans değerlendirmelerinde hükümetten daha yüksek puan alıyor. 2010 yılında seçimlere girilirken, hükümeti onaylama oranı yüzde 60 iken, halkın yüzde 25’i karşıt görüşteydi. başbakan nuri el maliki hükümeti için bu oran yüzde 50-50 şeklinde. kaygıların büyük bir oranı 2003’te başlayan işgalden sonra direnişi başlatan sünni nüfus içindedir. irak, büyük bir mesafe kat etmiş olabilir, ancak süreç kırılgan ve içinde bulunduğumuz zamanlar olumsuz gelişmelere gebedir.

kaynak: al jazeera ve brookings enstitüsü irak endeksi

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;