Soma'da Facia

Facianın üçüncü gününde Soma

Soma, üç gündür kayıplarına ağlıyor. Sokaklarda feryatlar, belediyeden anons edilen cenaze duyuruları ve camilerden yükselen selâ sesleriyle yankılanıyor.

Konular: Türkiye

 

neredeyse her mahalleden bir veya birkaç cenaze. soma'da sürekli bir uğultu var, umutla umutsuzluk kol kola geziyor. yakınını sağ bulan ya da faciadan kurtulanlar bile haline pek sevinemiyor. ulu cami’den yükselen sela sesine soma belediyesi anons merkezi’nden yapılan anons karışıyor.

'yüreğimiz kor oldu'

'cenaze ilanı' diye başlıyor her anonsuna esra ikiz. mesai arkadaşı merve yavuz’la birlikte yaptıkları işin ağırlığı altında ezildiklerini söylüyor. anons merkezinin kapısı her çalındığında 'yüreğinin cız ettiğini' söyleyen ikiz, yaşadıklarını şöyle anlatıyor: 

“felaketin ertesi günü sabah sela sesleriyle başladık. o saatten beri sela sesleriyle uyanıyoruz. sonrasında bize gelen cenaze yakınları ellerindeki ilanı gözyaşlarıyla uzatıyorlar. ne diyeceğimizi, ne yapacağımızı şaşırıyoruz. tamam daha önce de cenaze ilanı okuyorduk ama bu inanılmaz. sürekli cenaze ilanı okumak gerçekten inanılmaz bir psikoloji." 

"bakın şu masanın üstü, sırada bekleyen cenaze ilanlarıyla dolu. o kadar çok ilân var ki” diye söze giren merve yavuz da, “herkes tanıdık, burası küçük yer sonuçta. ateş düştüğü yeri yakıyor ama inanın bizim yüreğimiz de kor oldu. gözümüzden yaş eksik değil. uzaktan bir akrabam sağ kurtuldu, ona sevinirken başka bir tanıdığımın cenaze ilanı geldi. ben ne diyeceğimi inanın bilmiyorum.” cümleleriyle devam ediyor. 

'gözüme uyku girmiyor'

sokakta karşılaştığımız bir madenciyi başında bareti, yüzü gözü kömür karasına bulanmış halde görünce konuşmak istiyoruz. 'işimden olabilirim' kaygısıyla ismini saklı tutmak kaydıyla konuşan madenci facianın boyutlarını çarpıcı ifadeler anlatıyor. başından beri kurtarma çalışmalarında bulunduğunu belirten madenci, “150’ye yakın yaralı halde sağ arkadaşımızı çıkardık. girdiğimiz her galeri canımızı yakıyordu. üst üste cesetler, bazı uzuvları parçalanmış, yanmış, kurtulmak için herhalde ellerini duvara gömmüş, toprağı yırtmak istiyordu sanki…” derken ağlamaya başlıyor. 

azıcık soluklanıp, “kaç kere şu üstüm başım kana bulandı. arkadaşlarımın kanına. allahım bu nasıl acı. size o manzarayı anlatamam. anlatamam, tam bir katliam bu. onlarca, yığınlar halinde arkadaşlarımızın cesetleri ellerimizde geçti. gözüme uyku girmiyor. bir oğlum var, şimdi onun yanına gideceğim, sarılıp biraz gözümü dinlendireceğim ama biliyorum nafile, gözümde arkadaşlarımın kanı var ağabey, bu nasıl bir kıyımdır allahım” deyip yeniden o anları hatırlıyor. 

cenazeler teslim ediliyor, definler sürüyor

civardaki soğuk hava depoları, soma'daki durumu anlatan merkezler arasında. insanlar bu merkezlere giderek yakınlarının cenazelerini teşhis etmeye çalışıyor. bir yandan defin işlemleri devam ediyor. cenazelerini teşhis edenler, eğer somalı ise madenciler şehitliği’ne, değilse memleketlerine alıp götürüyor.

şehrin alt kısmından geçen çevre yolunun kenarı cenaze araçları ve cenaze yakınlarını taşıyan araçlarla dolu. çarşı esnafı ya dükkanını kapatmış ya da ‘hepimizin başı sağ olsun’ duyurusu asılı işyerinin önünde oturmuş olana bitene anlam vermeye çalışıyor. 100 bini aşkın nüfusa sahip soma’da insanların duyguları karışık. öfkeyle “daha ciddi tedbir alınmalıydı” diyenler de var, “takdiri ilahi böyleymiş. madencinin kaderi maalesef bu” diyenler de...

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;