Görüş

Avrupa yeniden kazanılmalı

Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aşırı sağın aldığı galibiyet, vatandaşlardaki AB şüpheciliğini ve düş kırıklığını yansıtırken, güveni yeniden tesis etmenin yolu, ekonomi, istihdam ve ar-ge gibi stratejik öncelikleri merkezine alan politikalar geliştirmekten geçiyor.

Konular: Avrupa, Almanya, Fransa, Rusya
Avrupa Birliği'ni destekleyen kesimler, yapının devamı için Avrupalı liderlerin etkin ve cesur adımlar atmalarını talep ediyorlar. [AP]

avrupa parlamentosu'nun yeni üyelerini belirlemek üzere 22-25 mayıs 2014 tarihlerinde düzenlenen seçimler, avrupalı seçmenlerin hayal kırıklığını, hoşnutsuzluğunu ve hem avrupa birliği, hem de kendi ulusal hükümetlerine olan güvensizliğini tüm çıplaklığıyla gözler önüne serdi.

ab kurumları şimdi giderek artan bu memnuniyetsizliğin damgasını vuracağı bir parlamento ile karşı karşıya kalırken, yükselen avrupa şüpheciliğinin de ulusal politikalar üzerinde derin bir etki yaratacağı kesin. ab eğer avrupa kamuoyunun kendisine bağlı kalmasını istiyorsa, onları dinleyip harekete geçmeli ve stratejik önceliklerden oluşan bir programı hayata geçirmelidir.

bu noktada, şüphesiz, her şeyden önce ekonomi gelmeli. şüphesiz avrupa istikrar mekanizması ve bankacılık birliği gibi adımlarla, yeni entegrasyon mekanizmaları konusunda çok önemli ilerlemeler kaydedildi. lakin daha yapılması gereken çok şey var.

yeni göreve gelecek avrupa komisyonu, ekonomik büyüme ve istihdamı canlandırma konusunda cesur davranmalı ki, güney avrupa ülkeleri, bütçe açığı ve borç azaltma hedefleri ile büyüme odaklı politikaları arasında bir uyum sağlayabilsin. en nihayetinde, uzun vadeli sürdürülebilirlik ancak bu tür politikalar ile mümkün.

komisyon ayrıca, öncelikle genç nüfusta işsizliğin azaltılması için aktif emek piyasası politikaları da uygulamalı. dinamizm, talep ve tüketimin iyileşmesi, burada alınacak başarıya bağlı.

avro krizinin en kötü safhası geride kalmışken, para birliğini kurumsal tasarımındaki kusurların giderilmesi de hayati önem taşıyor.

by Javier Solana

hiçbir büyüme taraftarı politika, özel sektör ve kamuda araştırma-geliştirme çalışmalarının teşvik edilmesi kadar önemli değildir. bu bağlamda ab, örneğin, ar-ge harcamalarının (ve gençleri hedef alan aktif emek piyasası politikaları ile ilgili bazı harcamaların), üye ülkelerin borç hesaplarının dışında tutulmasına müsaade etmeli.

finans sektörüne destek olmak için uygulanan bu ilke, yatırım için de aynı derecede uygundur. gelir tarafında ise avrupa'nın dibe vurmaması için en azından kurumsal vergi konusunda asgari bir mali homojenliğe ihtiyaç söz konusu.

avro krizinin en kötü safhası geride kalmışken, para birliğinin kurumsal tasarımındaki kusurların giderilmesi de hayati önem taşıyor. bankacılık birliği yolunda kaydedilen ilerleme mühim, ama hâlâ iki temel bileşene ihtiyaç var:

birincisi; bir yandan avro bölgesi genelinde kredi akışının sürebilmesi, diğer yandan da deflasyonun önlenmesi için avrupa bankacılık sisteminin gerçek manada rehabilite edilmesi zorunlu. ikincisi; kırılgan ülkelerin pazardaki çalkantılardan korunması için borç yardımlaşması da şart.

avrupa merkez bankası'na gerek bu iki konuda gerekse de büyümeye verilecek desteğin devamlılığı açısından son derece önemli rol düşüyor. büyüme desteği, genişlemeci para politikası aracılığıyla ve mali açıdan hâlen avrupa merkez bankası'nın dolaylı teminatına bel bağlayan ülkelerin pazara erişimini kolaylaştırmak suretiyle verilebilir.

avrupa'nın benimsemesi gereken vizyon

ancak avrupa'nın ele alması gereken hususlar ekonomi ile sınırlı değil; zira dünyanın durup bekleyecek hali yok. avrupa dış politikasının gözden geçirilmesi için bir fırsat olduğu ortada. bu noktada avrupa'nın vizyonu, üç komşu bölgesinin karşı karşıya kaldığı sorunları merkez almalı.

avrupa'nın doğusuna ukrayna krizi damgasını vurdu. rusya'nın yasadışı olarak kırım'ı ilhak etmesi ve dahası ukrayna'nın doğusundaki rövanşist yaklaşımı nedeniyle, vladimir putin yönetimindeki kremlin ile ilişkiler yeniden gözden geçirilmeli. coğrafi yakınlık, tarihi bağlar ve enerji bağımlılığı, rusya'yı avrupa'nın geleceği bakımından kilit bir ortak yapsa da, putin'in dış siyaseti, avrupa'nın güvenliği ve birliği karşısında doğrudan sorun teşkil ediyor.

avrupa'nın güney komşuları ise hâlâ oldukça belirsiz bir sosyo-politik geçiş sürecine sıkışıp kalmış durumda. tunus gibi kimi örneklerde süreç başarıya ulaşırken, suriye'nin de aralarında bulunduğu başka örneklerde en basit tabiriyle üzücü bir gidişat var.

avrupa, akdeniz'in güney kıyısından bir dereceye kadar vazgeçip, bunu da kısmen körfez ülkelerinden akan ekonomik yardımla telafi etmiş görünüyor. bu durum, geçmişte – temel hizmetlerin avrupa'nın sağladığı paralarla yürütüldüğü filistin örneğinde tanık olduğumuz üzere – bu tür bir dayanışma konusunda pek de istekli davranmayan arap dünyası açısından memnun edici bir yenilik. bununla beraber, kuzey afrika, ab'nin önemli bir katılımı olmadan iyileşmekte zorlanacağı kesindir.

ab kurumları, kendilerini yeniden canlandırmalı ve avrupalı vatandaşların desteğini yeniden kazanmalıdır.

by Javier Solana

avrupa'nın çevresi ile ilgili üçüncü – ve yönetmesi en zor – unsur ise karşılıklı bağımlılık ki, bu husus, tüm dünyayı avrupa'nın komşusu haline getiriyor. amerika birleşik devletleri'nden çin'e, avrupa'nın en önemli ortaklarını ve yanı sıra diğer gelişmekte olan ülkeler ile devlet dışı aktörleri kapsayan bu komşuluğun sınırları sürekli değişiyor. söz konusu sınır değişimini ise coğrafya değil, ekonomik, siyasal ve toplumsal bağlar belirliyor. bunları yönetmek için de küresel denetimden yana net bir tavır ve her seviyede etkili bir çok taraflılık gerekiyor.

avrupa açısından karşılıklı bağımlılık ile enerji güvenliği arasında güçlü bir bağıntı mevcut. bu bağlamda enerji birliği yolunda ilerleme kaydedilmesi son derece mühim; komisyon'un da temel hedeflerinden biri bu olmalı. tek pazara ve yatırımların birlikte planlanmasına dayalı, fakat aynı zamanda karma kaynakları ve üçüncü taraflardan yapılan alımları da dikkate alan ortak bir enerji politikası benimsenmeli.

bunun için ise – şu anda ab enerji düzenleyicileri işbirliği ajansı'nın yapısından dolayı aşırı derecede hükümetler arası bir nitelik taşıyan – gerçek anlamda ab genelinde bir düzenlemeye ihtiyaç var. keza, üye ülkeleri birbirine bağlayan elektrik hatları ve doğalgaz boru hatları gibi daha fazla altyapı unsuruna da. dolayısıyla trans avrupa enerji ağları'nın da daha süratli bir şekilde hayata geçirilmesi elzem.

ab ayrıca polonya başbakanı donald tusk'un önerdiği gibi, üçüncü taraflardan yapılan enerji alımlarını merkezileştirme konusunu da düşünmeli. en azından üye devletlerin üçüncü taraflardan yaptıkları münferit alımlarda daha fazla şeffaflık lazım. mesela bugün ab üyesi birçok ülke ile rus devletine ait doğalgaz şirketi gazprom arasındaki alım sözleşmeleri gizli statüsünde.

bu enerji entegrasyonu süreci dahilinde bankacılık birliği, ab'nin ana kurumları – avrupa komisyonu, avrupa parlamentosu, avrupa konseyi ve avrupa merkez bankası – arasındaki ortak menfaatlerin nasıl güvence altına alınıp dengenin korunacağına dair ipuçları veriyor. benzer kaygılar, yeni komisyon'a da yabancı düşmanlarını susturmakla kalmayıp avrupa'nın en büyük başarılarından biri olan sınırsız schengen bölgesi ile de bütünlük gösteren, ortak bir göç politikası tasarlama konusunda kılavuzluk etmeli.

ab kurumları, kendilerini yeniden canlandırmalı ve avrupalı vatandaşların desteğini yeniden kazanmalı. etkinliklerini, yenilik yapma kapasitelerini ve taze bir dinamizm ve gayret ile kıtayı canlandırma kabiliyetlerini göstermelidirler. bu doğrultuda atılması gereken ilk ve kritik adım ise doğru önceliklerin belirlenmesidir.

javier solana, brookings institution kıdemli danışmanı ve esade (küresel ekonomi ve jeopolitika merkezi) başkanı. kıdemli ispanyol siyasetçi, avrupa birliği dışişleri ve güvenlik politikası yüksek temsilcisi, nato genel sekreteri ve ispanya dışişleri bakanı olarak görev yaptı.

bu makalenin ilk nüshası project syndicate tarafından yayımlanmıştır.

twitter'dan takip edin: @javiersolana

bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera’nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Javier Solana

brookings institution kıdemli danışmanı ve esade küresel ekonomi ve jeopolitika merkezi başkanı. kıdemli ispanyol siyasetçi, avrupa birliği dışişleri ve güvenlik politikası yüksek temsilcisi, nato genel sekreteri ve ispanya dışişleri bakanı olarak görev yaptı.  Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;