Görüş

Kobani krizinin boyutları ve Çözüm Süreci

Bölgenin önemli aktörlerinden olan Türkiye için Çözüm Süreci'nin başarısı hayati öneme sahiptir. Sürece bölgesel bir 'barış projesi' çerçevesindeki yaklaşımlarla destek verilmesi, sorumluluk duyan tüm aktörler ve vatandaşlar için öncelikli bir milli mesele haline gelmiştir.

Kürt siyasi hareketinin 18-19 Ekim'de Ankara'da düzenleyeceği konferansın başlığı: Barış'ın yolu Kobane'den geçer [Fotoğraf: DİHA]

2014’ün ekim ayında, türkiye ve bölgesinde ortaya çıkan gelişmelerin tarih sayfalarında özel bir yerinin olacağını şimdiden söyleyebiliriz. siyasi iktidarın çözüm süreci’ni oyaladığı ve geciktirdiği yönünde kürt siyasi hareketinde oluşan endişelere karşı ‘çözüm yasası’nın temel ilkeleri ve uygulama prensiplerini gösteren bakanlar kurulu kararı 1 ekim'de resmi gazete’de yayınlanmıştır. aynı gün halkların demokratik partisi (hdp) heyetinin imralı’da abdullah öcalan’la, hdp eşbaşkanı selahattin demirtaş’ın başbakan ahmet davutoğlu ile yaptıkları görüşmeler, gözlenebilen sorunlara rağmen, yeni diyalog kapılarını açan beklentiler olarak da dikkatleri çekmiştir.

ancak, irak şam islam devleti'nin (işid), suriye’de pkk'nın suriye uzantısı pyd'nin ilan ettiği kobani kantonu’nu düşürme amaçlı saldırıları karşısında, tbmm’den çıkarılan tezkerenin içeriği ile kürt siyasi hareketinin meseleye yaklaşımı arasındaki tezadın ortaya çıkardığı/çıkarabileceği sorunlar, gündemi ve türkiye iklimini etkili şekilde değiştirmeye başlamıştır. özellikle tezkerede işid ile pkk terör örgütü ayniyetinin kurulması, türkiye’nin ‘güvenli’ ve ‘uçuşa yasak bölge’ oluşturulması taleplerinin, kürt siyasi hareketi ve pyd'nin silahlı kanadı ypg üzerinde yarattığı endişe ve tepkiler, barış süreçlerinde en önemli unsur olarak görülen ‘güven’ sorununun tüm sıcaklığıyla varlığını sürdürdüğünü göstermektedir. 

işid’nin 6 ekim günü kobane’yi düşürme endişelerinin yarattığı algıyla türkiye’de meydana gelen kitlesel eylemlilik, "serhildan" görüntüleri, öldürme-çatışma-yaralama-yakma-talan gibi ‘vandalizm’ örnekleriyle de ortaya çıkan potansiyelin mevcudiyeti birçok önemli sorunun, objektif şekilde tartışılması ve cevaplandırılması meselesine de aciliyet kazandırmıştır.

yayılmacı işid saldırılarının suriye-irak ortak sınırının genişliği ve kardeş komşu halkların bütünselliği sebebiyle türkiye’yi doğrudan etkileyeceğini yaşayarak gözlemleyebiliyoruz.

by Cevat Öneş

1990’ların hizbullah’ının yükünü taşımakta olan hür dava partisi (hüda-par) çevresiyle meydana gelen çatışmalar ile bingöl emniyet müdürü’ne yönelik suikast girişimi, kitlesel olaylarda görülebilecek provokasyon şüphelerini de ciddi şekilde düşündürmektedir. 40’a yakın insanımızın ölümüyle sonuçlanan olaylar, sebep-sonuç bağlantıları çerçevesinde değerlendirilmesi gereken gelişmelerdendir. özellikle, türkiye siyasetlerinin, kendilerini sorumluluktan dışlama çabalarına fırsat verilmeden, meselenin siyasal-sosyopolitik-psikolojik-ekonomik-güvenlik gibi farklı boyutlarına bütünlük içerisinde bakılarak tahliller yapılabilmesi barış süreçleri için de önem kazanmaktadır.

yayılmacı işid saldırılarının suriye-irak ortak sınırının genişliği ve kardeş komşu halkların bütünselliği sebebiyle türkiye’yi doğrudan etkileyeceğini yaşayarak gözlemleyebiliyoruz. böylesine karmaşık ve süreklilik kazanan/kazandırılan çıkar çatışmalarının bulunduğu bir bölgenin önemli aktörlerinden olan türkiye için çözüm süreci'nin başarısı hayati öneme sahiptir. çözüm süreci'ne olması gereken temel kriterler çerçevesinde bölgesel bir 'barış projesi' çerçevesindeki yaklaşımlarla destek verilmesi, sorumluluk duyan tüm aktörler ve vatandaşlar için öncelikli bir milli mesele haline gelmiştir.

bu sebeplerle, bazı temel tespitler üzerinde durulması ve konulara şeffaflık kazandırılması yararlı olacaktır.

vizyon ve temel ilkeler

çözüm süreci, türkiye’nin toplumsal ve demokratik dinamiklerinin dayatmakta olduğu bir gerçekliktir. çözüm süreci'nin engellenmesinin, geciktirilmesinin, ortadan kaldırılmasının sonuçları (açıklıkla görülebilen demokratik sistem dışına çıkma, otoriterleşme ve istikrarsızlaştırma) öncelikli sorumluluk taşıyan siyaset kurumlarını ve kadrolarını negatif şekilde etkileyici mahiyettedir.

çözüm süreci'nin hedefe ulaşabilmesi için nitelikli demokratikleşme adımlarına süreklilik kazandırılması gerekir. ab’nin ve evrensel değerlerin somut kriterlerinin, zihniyet-sistem ve pratik şartlarının yaratılması türkiye’nin kürt sorunu dahil tüm temel meselelerinin çözümlerinin alternatifi olmayan anahtarıdır. 

sürecin silahsızlandırma ayağına paralel olarak demokratikleşme ayağında ihtiyaç duyulan gelişmelerin sağlanamaması, hatta bazı konularda haklı iddiaları da teyit eder nitelikteki geriye dönüşler, barış konusundaki endişeleri artırmaktadır. şu hususa öncelikle vurgu yapılmalıdır:

çözüm süreci'nin hedefe ulaşabilmesi için nitelikli demokratikleşme adımlarına süreklilik kazandırılması gerekir.

by Cevat Öneş

pkk’nın silahsızlandırılması konusunda öcalan, kandil ve önemli aktörlerle yürütülmekte olan kapalı diyalog/müzakere görüşmeleri önemlidir, kaçınılmazdır. ancak demokratikleşme ayağı ile bağlantılı tüm çalışmaların, kapsamlı bir proje çerçevesinde ve meseleye şeffaflık, somutluk kazandırarak, en geniş demokratik katılımla parlamento bünyesinde gerçekleştirilebileceği gerçeğini görmek durumundayız. siyasi iktidarın atabileceği adımların çerçevesini ve temel kriterlerini katılımcı şekilde, somut paketlerle parlamentoya getirmesi halinde, muhalefetin ve kürt siyasi hareketinin pozisyonlarının şeffaf bir şekilde toplum tarafından değerlendirilebileceği meselesi çok önemlidir.

yeni demokratik bir anayasa inşası veya somut projesi üzerinde tartışılması, ab hedeflerini koruyan/koruması gereken türkiye için öncelikli ve partiler üstü milli bir meseledir.

yeni anayasada kimlik ayrımcılığı algısı yaratmayan eşit vatandaşlık kavramının kabulü, ana dilde öğretim ve eğitim hakkının sosyo-kültürel ve çağdaş eğitim koşullarına uygun şekilde düzenlenmesi, etnik-mezhep-kültürel farklılık taleplerine dayandırılmadan, ülkenin sosyo-ekonomik gelişme dinamikleriyle uyumlu olarak yerel yönetimlerin güçlendirilmesi gibi konular, pkk’nın silahsızlandırılmasını da bünyesinde bulunduran çözüm süreci'nin önemli demokratikleşme ayağını oluşturmaktadır.

1982 ‘darbe anayasa’sında yer alan ‘türk milleti’ tanımı, parlamentonun çözüm çalışmalarında olabilecek katkıları için, atlanması güç psikolojik-siyasi bir eşik olarak gözükmektedir. hatta çözüme taraf olmayanların bu psikolojik eşiği kamuflaj olarak kullanmakta oldukları da bir vakıadır. yeni anayasa dibacesinde (başlangıç bölümünde), ‘türk milleti’ kavramının, kapsayıcı-eşitlikçi anlamının güçlü şekilde vurgulanmasının yol açıcı ve geçmiş bazı pratiklerle yüzleşerek, toplumsal bütünlüğün yeniden kazanılmasının etkili bir yöntemi olabileceğine işaret etmek istiyorum. 

yeni anayasanın vatandaşlık ve diğer maddelerinde de hiçbir kimliğe atıf yapılmaması çağdaş ve çözümleyici bir yöntem olarak gözükmektedir. akp, chp ve hdp’nin yanısıra, kitlesel olayların provokatörler tarafından kullanılmaması için tabanının hassasiyetlerinin korunmasına süreklilik kazandırmış olan mhp’nin de bu konuda yapıcı pozisyon alması, 'pozitif milliyetçi' yaklaşımlar bakımından önemlidir.

iç ve dış politika paralelliği

son gelişmelerde de gözlemlendiği gibi barışçı-demokratik ilkeler, sınırlarımızı aşan sorunlara yaklaşımın da anahtarı mahiyetindedir. türkiye sınırlarının ve toplumsal bütünlüğünün korunmasında ön plana çıkan evrensel değerler-eşit vatandaşlık kavramlarının hayata geçirilme meselesi, suriye-irak gibi ülkelerin halklarının demokratik hak taleplerinin kazanım mücadeleleri bakımından da savunulabilmelidir. bölge barışı için türk-kürt birlikteliğinin kazandığı ivme ve gerçeklik çerçevesinde pyd eşbaşkanı salih müslim’in açıklamalarında da yer aldığı gibi demokratik suriye mücadelesinin gelişimi içinde geçici özerk yapıların korunması çalışmaları, türkiye açısından da desteklenmesi gereken gelişmelerdendir.

pkk’nın varlığını koruyarak meşruiyet kazanma gibi arayışlarının, küresel-bölgesel ve türkiye gerçekliği içerisinde mümkün olamayacağını, öcalan ve kürt siyasi hareketinin silahlı güç aktörlerinin görmesi gerekir.

by Cevat Öneş

burada önem kazanan bir konu bir gerçeklik olan, ancak çözüm süreci sonuçlanmadığı için hukuki meşruiyete sahip olmayan pkk’nın, pyd ve diğer hukuki meşruiyete sahip organizasyonlarla olan ilişkilerinin mahiyetidir. bu durum, çözüm süreci içerisinde, pkk’nın silahsızlandırılması ve demokratik türkiye siyaseti ile entegrasyonu gibi can alıcı bir meseleyi karşımıza çıkarmaktadır. pkk’nın da öncelikli konuları arasında bulunması gereken bu husus, varlığı ve demokratik gelişimi hassasiyetle korunması gereken hdp ve meşruiyete sahip legal çevresinin rollerinin artışı ile giderilebilecek bir problemdir. pkk’nın varlığını koruyarak meşruiyet kazanma gibi arayışlarının, küresel-bölgesel ve türkiye gerçekliği içerisinde mümkün olamayacağını, öcalan ve kürt siyasi hareketinin silahlı güç aktörlerinin görmesi gerekir.

türkiye bölge halklarının barış ve gelişme taleplerinin önemli aktörü olduğunu, abd liderliğinde işid'e karşı oluşturulan koalisyon içinde de unutmamak zorundadır. maceracı-ideolojik-romantik yaklaşımlar, sadece felaketleri davet eder.

belirsizlik

kürt siyasi hareketinin önemli aktörlerinin yaptıkları açıklamalar ile pkk’nın artarak devam eden silahlı ve hukuki olmayan eylemleri haklı olarak, ‘süreç bitti mi?’ sorularını yaygınlaştırmakta ve endişeleri artırmaktadır.

kck yürütme konseyi eşbaşkanı cemil bayık’ın "tezkerenin kabulüyle türkiye, barış sürecini sona erdirmiştir. silahlı birliklerimizi türkiye’ye geri gönderdik" ifadelerini ciddiye almak zorundayız. keza, çeşitli haberlere ve genelkurmay başkanlığı'nın açıklamalarına göre sınırda ve yurt içinde artış kaydeden silahlı eylemler olmaktadır. 13 ekim'de teröristler tarafından dağlıca üs bölgesi’ne birkaç noktadan uzun namlulu silahlar ile yoğun şekilde taciz ateşi açılması üzerine türk f-16 jetlerinin bombardımanıyla karşılık verildiğine dair açıklama ciddi bir tırmanışın ve kopuşun işareti olabilir.

kobani eylemliliğinde yaşananlar ve gelişmeler de değerlendirildiğinde tüm sorumlu aktörlerin çözüm süreci'nin stratejik hedefleri bakımından, yeni-yapıcı değerlendirmeler yapmaları gerçeği ile karşı karşıyayız.

kobani’nin düşüş endişelerini, pkk’nın meşruiyetini sağlayabilmek için taktiksel çıkışlarını, muhtemel küresel-bölgesel merkezler bağlantılarını, türkiye’nin hedefleri konusunda duyulan tereddütleri, silahın pazarlık için kullanılması gibi yaklaşımları bünyesinde bulunduran kürt siyasi hareketi ile cumhurbaşkanı tayyip erdoğan dahil siyasi iktidarın aktörlerinin bazı açıklamaları dikkate alınırsa çözüm süreci'nin hedefleri, çözümün paradigması bağlamında ortak bir iradenin mevcut olmadığını ifade edebiliriz. ayrıca kullanılan dilin barış değil, yeni çatışmaları davet edici, endişeleri artırıcı bir rol oynamakta olduğu tespitinin yapılması da önemlidir.

ancak akp’nin ve kürt siyasi hareketinin, kitlesel çevre psikolojisine ve oy sandığına göre politik dil kullanarak, taraftarlarını konsolide etme amaçlı siyaset üretimi pratikleri dikkate alındığında çözüm süreci'ne yeni adımlarla yeniden ivme kazandırılabileceği ihtimalinin de güçlü olduğu ifade edilebilir.

kürt siyasi hareketi ile siyasi iktidarın aktörlerinin bazı açıklamaları dikkate alınırsa çözüm süreci'nin hedefleri, çözümün paradigması bağlamında ortak bir iradenin mevcut olmadığını ifade edebiliriz. ancak yeni adımlarla sürece yeniden ivme kazandırılabileceği ihtimali de güçlü.

by Cevat Öneş

nitekim, hdp-dtk-dbp eşbaşkanları ve hdk eş sözcülerinin 9 ekim günü yaptıkları ortak açıklama, muhtemel pozitif gelişmeleri de ihtiva eden vurgulara sahiptir. özellikle “kck yönetiminin, sürecin önünü açacak tedbirleri alarak, gösteri yapan grupların şiddet kullanmamaları çağrısını tekrar yapmalarını, silahlı eylemleri ciddiyetle soruşturmalarını ve önüne geçecek tedbirleri almalarını, tansiyonu düşürecek şekilde bir gayret içinde olmalarını diliyoruz” ifadeleri, hdp ve diğer meşru siyasetlerin, demokratik-hukuki iradelerinin ağırlık kazandırılması gerçeğinin önemine işaret etmektedir.

hükümetin hazırlığını yaptığı yol haritasının bir sayfalık taslağının hdp yönetimine verilmesi de tarafların çıkış yolu arama gayretlerini gösterir mahiyettedir.

siyasi iktidarın ve kürt siyasi hareketinin sorumluluğu

kobani tepkisine dayanan muhtemel provokatif yönlendirmelerle hiçbir şekilde tasvip edilemez olayların yarattığı kırılganlığa rağmen, türkiye toplumunun ezici çoğunluğu barış için çözüm süreci'nin başarı ile sonlandırılması beklentisi içerisindedir.

siyaset dilinin, barış diline evrilmesi ve gelişmelerden dersler çıkarılarak gerçekleştirilecek demokrasi güçleri arası birliktelikle toplumsal çözüm desteğinin yükseleceğinden şüphe edilmemelidir. öncelikli olan türkiye siyasetlerinin, toplumsal taleplere cevap verebilmede, nitelikli siyaset üretimleri ve toplumsal çıkarlara öncelik verebilmeleridir.

çözüm süreci'nin başarısında, siyasi iktidarın ve demokratik muhalefetin katkılarının yanısıra ağır mağduriyetler yaşamış kürtlerin ve siyasi organizasyonlarının, türkiye demokratik siyasetini geliştirerek ve entegrasyonu güçlendiren çalışmalar yaparak, katkılarına süreklilik kazandırabilmeleri ihtiyacı önemini artırarak korumaktadır.

bu bakımdan;

1- somut, şeffaf yol haritası üzerinde siyasi iktidarın ve kürt siyasi hareketinin legal ve silahlı güçlerinin anlaştıklarının açıklanması,
2- öncelikle ve ivedilikle, türkiye sınırları içerisinde hiçbir silahlı ve hukuk dışı eylemin gerçekleştirilmeyeceği taahhüdünün, toplumla paylaşılması,
3- konunun en geniş demokratik-meşru muhalefetle de paylaşılarak sürece dahil edilmesi,
4- silahsızlanma konularında yapılan ve kapalı kalması gereken konuların da muhalefet yetkilileriyle yeterince paylaşımı,
5- silahsızlandırma ile paralel yürütülmesi gereken türkiye’nin genel demokratikleştirilmesi ve kurumsallaştırılması çalışmaları için parlamentoda etkili işbirliği kanalları ve komisyonları kurulması,
6- yakın dönemin deneyimleriyle de gözlenen seçimler ve iç politika malzemesi olarak, “milliyetçi”, “ulusalcı” vs. kitleleri konsolide edici slogan kavramlarından uzaklaşılması,
7- topluma karşı şeffaf olunması, mevcut destek potansiyelini artırıcı çalışmalar yapılması,
8- sürecin temel taşı “güven” unsurunun her adımda yüksek tutulması için olması gereken şartlar ve mekanizmaların gerçekleştirilmesi gibi meseleler önceliklerini ve önemlerini korumaya devam etmektedir.

cevat öneş, milli istihbarat teşkilatı (mit) eski müsteşar yardımcısı. istanbul erkek lisesi ve istanbul üniversitesi hukuk fakültesi mezunu. 1966-2005 yıllarında mit'te görev yaptı ve istihbarattan sorumlu müsteşar yardımcılığı pozisyonundan emekli oldu. öneş'in 'türkiye ekseni - tabular yıkılıyor' (yakın plan yayınları, 2010) isimli bir kitabı bulunuyor.

bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera'nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Cevat Öneş

milli istihbarat teşkilatı (mit) eski müsteşar yardımcısı. istanbul erkek lisesi ve istanbul üniversitesi hukuk fakültesi mezunu. 1966-2005 yıllarında mit'te görev yaptı ve istihbarattan sorumlu müsteşar yardımcılığı pozisyonundan emekli oldu. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;