Görüş

Nesillerin nitelikli din eğitimine ihtiyacı var

Din eğitiminin gereksiz olduğu düşüncesi ne kadar geçersiz ve temelsiz ise dinin asıl kaynaklarına dayalı, hurafelerden uzak, sevgi, hoşgörü ve ahlak temelli bir din eğitimi ve öğretiminin zeminini hazırlamak ta o denli gerekli ve elzem.

Konular: Türkiye, Eğitim
2-6 Aralık 2014'te düzenlenen 19. Mili Eğitim Şurası'nda alınan kararlar arasında din eğitiminin ilkokul 1. sınıfta başlatılması yer alıyor. [Fotoğraf: AA/Arşiv]

19. milli eğitim şurası, 2 – 6 aralık 2014 tarihlerinde antalya’da gerçekleştirildi. birçok eğitim şurasına üye sıfatıyla katılmış, tüm alt komisyonlar ve genel kurula aktif şekilde iştirak etmiş birisi olarak itiraf etmeliyim ki; 19. şura, şimdiye kadar düzenlenenler arasında en demokratik olanlardan biriydi. kavga, tartışma, münakaşa, laf atma olmadı mı? elbette oldu. fakat sonunda herkes eğitim politikalarının belirlenmesinde en üst düzey tavsiye kurulu sayılan milli eğitim şurası’nın üyesi olduğu farkındalığı ile silkindi ve bu değerli toplantıya gönülden katkı sunmaya çabaladı. bu kanaatimin oluşmasında, bakan nabi avcı ve bakan yardımcısı orhan erdem’in teskin edici tutumları ve nazik, naif davranışlarının katkısı büyüktü.

19. milli eğitim şurası’na din temalı tartışmalar ve din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin damga vurduğunu söyleyebiliriz. eğitime dair ele alınan diğer tüm konular gölgede kaldı. milyonlarca öğrenci ve velimizin, özel sektör ile birlikte 1 milyon kişilik eğitimci ordusunun, hâsılı 77 milyon vatandaşımızın hayatını doğrudan ilgilendiren onca konu ve alınmış birçok önemli karar, kamuoyunun dikkatini yeterince çekemedi. şura üyeleri ve kamuoyu, 5 gün boyunca karma eğitim, din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin temel eğitimde başlatılıp ders saati sayısının artırılması, turizm ve otelcilik liselerinin müfredatındaki içki servisi ve kokteyl dersinin kaldırılması gibi haberlerle kilitlendi.

hâlbuki şura üyeleri ve ilgili kamuoyu, din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin niceliği yerine nitelik ve içeriğine kafa yorsaydı, “nasıl bir din öğretimi vermeliyiz?” sorusu üzerinde durulsaydı, daha doğru olurdu.

[KARŞI GÖRÜŞ] Hasan Şimşek: Eğitimde 'muhazakârlaştırma' operasyonu

türkiye’nin ‘din eğitimi’ meselesi

türkiye, nitelikli ve pedagojik standardı yüksek din eğitimi konusunda çağdaş dünyanın çok gerisinde. din eğitiminin, öncelikle temel eğitim hakkı olmanın yanı sıra çocukların ahlaki gelişimine büyük katkı sunması; toplumsal uyum, huzur ve barışın tesisine fayda sağlaması nedeniyle özellikle avrupa birliği (ab) ülkelerinde devlet tarafından büyük maddi destek gördüğünü kimse dile getirmedi. 

bence asıl sorun, türkiye’de ezberci, şekilci, dogmatik ve sınavcı bir din eğitimi anlayışı olmasıdır. devletin kontrolü dışında, merdiven altı diyebileceğimiz çok ciddi bir din eğitimi sektörü var. din eğitiminde akıl ve bilimden uzaklaşmak, dogmatik kavram ve kabullerle dini anlamak, anlatmak ve yaşamak, insanları ötekileştirmek, karşı dünyayı düşman görmek en büyük sorun olarak karşımızda duruyor.

bizim eğitim sistemimizde, belli dini disiplinlere yönelik yetkinliklerin yanında; analitik ve eleştirel düşünme, yaratıcılık, yenilikçilik, iletişim ve bilimsel düşünme gibi beceriler, din eğitimi sistemimizin kazandırması gereken özellikler olarak ortaya çıkıyor. bunun yanında iyi birer dünya vatandaşı olmak için gereken, çevre, cinsiyet eşitliği, insan hakları, çok kültürlülük, etik, ahlak ve demokrasi bilincinin de kazandırılması ihtiyacı da ortada. bu nedenle türkiye’nin, din eğitimi ve öğretiminde de rol model olma sorumluluğuyla çok dikkatli hareket etme ve başarıya ulaşma mecburiyeti bulunuyor.

yoksa çocuklara daha küçük yaşlarda din öğretiminin verilip verilemeyeceği, bugün tüm dünyada eğitimciler arasında çokça tartışılan bir konu. ilkokul 1, 2 ve 3. sınıf dönemleri, iddia edilenin aksine, aslında çocuğun mq’sünün (mistik zeka), dini konulardaki merak ve gelişiminin yoğunca yaşandığı bir evre. daha da ötesinde, çocuğun bu yaşlarda aldığı dini eğitim, ileriki yaşlarında dine ve dindarlığa bakı açısını belirlemede çok etkilidir. bir olgu olarak din, inanç, iman, ibadet ve tanrı esasları üzerinden çocuğun etik gelişimine doğru derin bir koridor açmak bu yaşlarda daha kolay oluyor. üstelik çocuğun küçük yaşlarda aldığı din eğitiminin niteliği ve ruhu, onun toplumsal, duygusal, psikolojik ve kişilik gelişimine şekil veriyor.

dünyada ‘din eğitimi’ örnekleri

gelelim bu işler çağdaş ülkelerde nasıl oluyor sorusuna cevap aramaya… avrupa'daki din eğitiminde, devletten çok kiliseler ve sivil kuruluşların büyük etkisi olduğunu görüyoruz. avrupa genelinde din derslerinin, okul bitirme ve sınıf geçmede belirleyici olduğunu da biliyoruz. avrupa'da müfredat, ilgili dinlerin temsilcileri tarafından belirleniyor ve öğretmenler de yine bu dine mensup cemaatlerce atanıyor. devlete yalnızca öğretmenlerin maaşını ödemek kalıyor. türk eğitim sisteminin de, hangi din ve mezhepten olursa olsun, öğrencinin bu talebini karşılaması gerekiyor. bu hususta türkiye’de çok ciddi eksiklikler var.

dünyada din eğitiminin, gerek ders sayısı gerekse saat miktarı açısından arttığını özellikle belirtmek isterim. başta avrupa olmak üzere, dünyanın neredeyse tümünde din dersi zorunlu. abd'de her beş özel okuldan dördü, dini gruplar tarafından yönetiliyor. fransa'da özel okulların yüzde 95'i katolik kilisesine bağlı.

din eğitimi konusunu anayasa maddesi haline getiren almanya'da kiliseler, okul öncesinden üniversiteye kadar her aşamada eğitime katılıyor ve devlet okullarında da din ve ahlak dersi düzenli olarak okutuluyor. ispanya'da ilk ve ortaokullarda din dersi almak zorunlu. danimarka'da ilkokuldan liseye kadar din dersi zorunlu. isveç ve norveç'te ise devlet okullarında ilk 9 yıl din dersi zorunlu olarak okutuluyor. hollanda'da özel okulların üçte ikisini cemaat okulları oluşturuyor. finlandiya'da öğrenciler din ve ahlak dersinden birini seçmek zorunda.

türkiye’de ihmal edilen din eğitiminin tekrar gözden geçirilip bilimsel anlayışla hazırlanan müfredata modern eğitim metotlarını katarak pozitif, nitelikli ve etkin bir şekilde verilmesi için gerekenin yapılması gerekiyor.

by Gürkan Avcı

tüm bunlar göz önüne alındığında, türkiye’de din eğitiminin, kontrol ve denetimi zor olan bazı grup ve cemaatler yerine devlet tarafından ve devletin öğretmenlerince verilmesi, buna karşı çıkanların özellikle desteklemesi gereken bir durum olarak görülmeli. uygulamalı din eğitimini çocuklara yasaklayan anlayışlar, temel insan hak ve özgürlüklerini kısıtlayan, eğitim hakkını baskılayan antidemokratik bir uygulama ve antidemokratik bir eğitim sistemi olarak değerlendirilmeli.

bu arada avrupa insan hakları mahkemesi'nin (aihm) türkiye'deki din dersi uygulaması hakkında verdiği, “zorunlu din dersi kaldırılsın!” kararını adil bulamadığımı belirtmek istiyorum. lakin avrupa ülkelerinin birçoğunda din dersi, zorunlu ve uygulamalı olmakla birlikte farklı din ve mezheplere tahammül göstermeyen bir müfredata sahip. avrupa'daki bazı ülkelerin okullarında din dersleri, mezheplere göre okutuluyor. öğrenciler din derslerinde, bağlı oldukları mezhebe göre, ayrı sınıflarda ders görüyor ve ayrı kiliselerde uygulama yapılıyor.

aihm’nin karını değerlendirirken bir noktaya dikkate etmek gerekiyor. avrupa ülkelerinde mezhepler arasındaki farklılıklar giderek büyümüş, mezhepler ayrı birer din haline gelmiş durumda. avrupalılar şimdilerde ulusal birliği sağlayıcı din öğretimi yöntemleri üzerinde çalışıyorlar. dolayısıyla türkiye’nin din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinde, mezheplerden bir kaçının öğretiminin değil mezheplerin dayanağı olan islam dininin temelleri ve bu temeller doğrultusundaki erdemli ve ahlaklı yaşayışın ürünleri olan din kültürünün öğretilmesine gayret edilmeli.

böyle yapılmadığı sürece, çocuğunu din kültürü ve ahlak bilgisi dersinden muaf tutmak isteyen anne babaların haklılığı daha çok haklılık kazanacak. çünkü türkiye’de eğitim, hele hele din eğitimi, açık konuşmak gerekirse bir beyin yıkama faaliyeti. eğer beyin yıkama hakkı tartışılacaksa, bu devletin değil öncelikle anne babanın hakkıdır.

devlet, vatandaşının çocuğuna istediği eğitimi vermesini yahut vermeme hakkını sağlamalıdır. fakat hemen hemen bütün dünyada siyasetçiler, devlet maharetiyle çocuklara el koyuyor ve devlet aygıtı üzerinden onları nasıl istiyorlarsa öyle yetiştiriyorlar. oysa çocuklar devletin değil anne babanındır. dahası ne okuyacağına öncelikle çocuğun kendisi karar vermelidir, sistem yahut anne baba değil.

din eğitiminin gerekliliği

dini konularda hassas fakat dini iyi öğrenememesi, din eğitiminin hâlâ asırlar öncesinin yorumlarına bağlı kalması ve akıl-mantık ölçülerinden mahrum olması nedeniyle dindeki hoşgörünün sınırlarını da daraltarak diğer insanların yaşam biçimine tahammül edemeyen ciddi bir kitle oluşmaya başladı. bu düşünce ve yaşantı tarzı, islam'ın ruhuna aykırı ve yanlış.

bugün din eğitimi, bütün dünyada genel eğitim ve öğretim içinde vazgeçilemeyecek bir öneme sahip. din eğitiminin gereksiz olduğu düşüncesi ne kadar geçersiz ve temelsiz ise dinin asıl kaynaklarına dayalı, hurafelerden uzak, sevgi, hoşgörü ve ahlak temelli bir din eğitimi ve öğretiminin zeminini hazırlamak ta o denli gerekli ve elzem.

dünyada hemen hiçbir milletin dinsiz yaşayamayacağı gerçeğini göz önünde bulundurarak, türkiye’de ihmal edilen din eğitiminin tekrar gözden geçirilip bilimsel anlayışla hazırlanan müfredata modern eğitim metotlarını katarak pozitif, nitelikli ve etkin bir şekilde verilmesi için gerekenin yapılması gerekiyor.

gürkan avcı, demokrasi ve eğitim stratejik araştırmalar merkezi (desam) genel başkanı. gazi üniversitesi eğitim bilimleri bölümü'nden mezun oldu. üniversite yıllarında, parti gençlik örgütlerinde aktif olarak çalıştı. 1998’de memur-sen, eğitim-bir-sen ankara il başkanlığı ile başlayan ve genel örgütlenme sekreterliği ile devam eden sendikal hayatında çeşitli kademelerde görev yaptı. 

twitter’dan takip edin: @gurkanavci_

bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera’nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Gürkan Avcı

desam (demokrasi ve eğitim stratejik araştırmalar merkezi) başkanı. gazi üniversitesi'nde eğitim bilimleri okudu. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;