Görüş

Nükleer anlaşma sonrası İran projesi

Baskı altındaki İslam devleti maruz kaldığı yaptırımların altından kalkmaya çalışırken, bölgede nasıl bir aktör olacağını tekrar tanımlıyor.

İran 5+1 Nükleer anlaşma
İran'ın Batı'yla yakınlaşması bölgede istikrarın sağlanması ve İran'ın izolasyondan kurtulması için umut verici nitelikte. [AFP]

nükleer anlaşma sonrası iran ne istiyor? soru, bölgede bahsi geçen anlaşma sonrası şu günlerde yazılan yeni tarih bağlamında hiç de marjinal ve saçma değil.

görünen o ki bu sorunun yanıtı, bazılarının sevgi ve bağlılığından yahut düşmanca hislerinden dolayı (özellikle de mezhebi düşmanlık) sanıldığının aksine bilinmiyor ve kesin değil. iran, islam ümmetinin çoğunluğuyla tarihte bir benzeri görülmemiş düşmanlık içine girdi. bir istisna olarak osmanlı devleti'yle çatıştığı dönemde benzer bir düşmanlık yaşanmış olabilir. o vakit iran safevi devleti olarak biliniyordu.

bu durum arap ve islam sahasında birçok kişinin şu basit sebepten dolayı bu tarihe atıfta bulunmasına açıklık getiriyor. iran'ın, ümmetin çoğunluğunu oluşturan sünni islam çevrelerinde şu günlerde kazandığı düşmanlığın derecesi, osmanlı-safevi düşmanlığının derecesine yaklaştı neredeyse.

iran nükleer heyeti, anlaşmayla sonuçlanan son turda 5+1 grubu ile görüşme yolundayken dini lider ali hamaney, devrim muhafızları'na bağlı on binlerce besiç gücüne yaptığı konuşmada 'kudüs'e doğru' tatbikatlarının başladığını ilan ediyor ve iran'ın nükleer haklarından ödün vermeyeceğini belirtmeyi unutmaksızın, israil'in 'yok olacağı' yönündeki klasik konuşmasını tekrarlıyordu.

esed, tahran'la ittifakı stratejik olsa da iran'a suriye devleti içinde büyük oranda yayılma izni vermeyen babasının aksine, ülkeyi adeta iran'in bir vilayetine çevirdi.

by Yaser Ez Zeatira

bütün bunlar batı ile anlaşma çok yakın olmasına rağmen yaşandı. uzlaşının özü, altı aylık kısmi anlaşma içinde yaptırımların kaldırılmasına karşın iran'ın nükleer silaha sahip olma çabasından ödün vermesi şeklinde. bu durum iran'ın sert yaptırımlara maruz kalmasının sebebi olmuş (yaptırımların iranlının hayatı üzerinde güçlü etkisi oldu, ancak 1979 devrimi'ni yayma projesinin gerilemesine yol açmadı) nükleer dosyayla ilgili olarak batı'yla tam bir anlayış içine girdiği anlamına geliyor. iran'ın 'ikinci baskı yayılmacı projesi' washington'ın pervasızlığı yüzünden pratik olarak iran'a komşu irak'ı kontrol altına alma imkanı verilmesine yol açtı. irak, üstlendiği rol itibariyle devrimden çıkan iran'la savaşında 'birinci baskı yayılmacı projesini' başarısız kılmıştı.

bazılarının tekrarladığı üzere ne irak'ta ne de afganistan'da bir amerikan-iran anlaşması vardı. yeni binyılda iran yayılmacılık projesinin başarılı olması (özellikle de irak ve lübnan'ı kontrol altına almasının yanı sıra, beşşar esed'in gölgesinde suriye üzerinde fiili kontrol kurması) sebebiyle bu kimselerde komplo zihniyeti tavan yaptı. esed, tahran'la ittifakı stratejik olsa da, suriye devleti içinde büyük oranda yayılma izni vermeyen babasının aksine, ülkeyi iran'ın adeta bir vilayetine çevirdi.

orta doğu projesi içerisinde iran

abd'nin irak'ı işgal projesi, iran'ı ve keza tüm bölgenin yeniden şekillendirilmesini hedefliyordu, ancak abd, çoğunluğu sünnilerden gelen sert bir direnişle karşılaştı. bu direniş isyanın yönetimi, sünni siyasetçilerin çiğliği ve hüsnü mübarek yönetimindeki arapların kırılgan durumlarıyla alakalı sebeplerden dolayı ülkeyi iran'ın rehinesi yaptı. kürtlerin fiili bağımsızlığı gölgesinde iran'a daha fazla meyleden şii çoğunluğun da irak'ın, iran'ın rehinesi haline gelmesinin doğrudan sebebi olduğunu unutamayız.

lübnan'da başlayan, arap ve islam dünyasındaki şii azınlıkları kutuplaştıran, suriye ve ardından irak'a uzanan yayılmacı projeye tarih düşmek bir yana, halihazırdaki soru makaleye başlarken sorduğumuz sorunun aynısıdır: iran şu an batı'yla geçici ve sonrasında nihai şekil alacak anlaşmasıyla, suriye ve irak tutumlarıyla ve bölgedeki en önemli mesele olan siyonist projeyle çekişmeye yönelik tutumuyla şu an ne yapmak istiyor?

acaba iran, yayılmacı projesini ve kendi coğrafyasının düşmanlığını alma riskine girse dahi bölgede en güçlü olma ısrarını sürdürecek mi, yoksa araplar ve türkiye'nin yanında üç güçten biri olmaya rıza mı gösterecek?

by Yaser Ez Zeatira

bu bağlamda hamaney'in konuşmalarına kulak kabartmak abesle iştigaldir. zira ne hamaney'in söylemi aldığı kararları değiştiriyor, ne de ruhani ya da dışişleri bakanı cevad zarif kendi başlarına hareket edebiliyor. aksine yaptırımların yorgunluğunun doruğa çıkması sonrası dini lider'den batı'yla anlaşmanın (geçici şıkkı akabinde) nihai şıkkının tamamlanması yönünde fiili bir direktif bulunmaktadır.

nihai anlaşmanın ayrıntılarına girersek aklı başında hiçbir insan, anlaşmanın sadece nükleer silah emellerinden ödün vermekle son bulacağını ifade edemez. keza anlaşma siyonist projeye yönelik yeni bir tutumu da kapsamaktadır. bunun kanıtı ise ruhani'nin bm'deki konuşmasının dini lider'in konuşmasıyla hiçbir bağlantısının olmamasıdır. konuşma daha çok, arap rejimlerinin siyonist oluşumu tanımaya ve anlaşmaya varılması halinde filistinlilerin kabul edeceklerini kabul etmeye yakındır.

bu boyut büyük ölçüde netleşti. bu da iran'ın hizbullah'ın bir direniş hareketi olarak bitmesine neden olacak (fiilen bitti zaten). ayrıca lübnan'daki iran politikalarına ve keza pratik olarak gerileyen filistin direniş güçlerine verdiği desteğe yansıyacak. hal böyleyken başka noktalar (irak dosyası, arap ve islam coğrafyasındaki ilişkiler) net değil. iran, irak ve suriye sebebiyle arap ve islam dünyasını geçmişte benzeri görülmemiş bir düşmanlık kazandı.

bazıları soruların çoğunun bir ölçüde suriye'deki savaşın sonucuna dayanacağını düşünecekler, ancak durum öyle görülmüyor. zira sorular büyük ölçüde iran'ın bölgede kendisine ve keza uluslararası düzlemdeki rolüne yönelik bakış açısına dayanacak.

acaba iran, yayılmacı projesini riske atsa ve kendi coğrafyasında düşmanca karşılansa bile dahi bölgede en güçlü olma ısrarını sürdürecek mi, yoksa araplar ve türkiye'nin yanında üç güçten biri olmaya rıza mı gösterecek?

daha net ifade edecek olursak acaba iran geçmişte yayılmacılık projesinde kullandığı direniş söylemini, (birçok ülkeyi kışkırtmak ve istikrarsızlaştırmaya çalışmak suretiyle) arap ve islam dünyasında şiiliğin babası ve resmi kollayıcısı söylemiyle mi değiştirecek?

önceliklerini arap baharı'nı bitirmek ve sünni siyasal islam'la mücadele etmek olarak belirleyenler kaybetti. mısır'ı kaybettiler ve sınırladılar. suriye'yi kurtaramadılar. hatta türkiye'ye komplo kurdular. şimdi de batı'yla uzlaşma içindeki yeni iran'la mücadele içindeler.

by Yaser Ez Zeatira

buna karşın başkaları ve özellikle de iran'da etnik ve mezhepsel zıtlıkların olduğunun ve bu zıtlıkların hattına güçlü şekilde girilebileceğinin farkında olanlar sessiz mi kalacak?

iran'ın yayılmacılık projesinde mezhep faktörüne başvurmadan kendi doğal konumu içinde iyi komşuluk ilişkilerini ve karşılıklı memnuniyeti güçlendirecek bir davranış içine girmesi bu başkalarıyla ortak paydalarının güçlenmesine yol açacak ve iran insanına olumlu yansıyacaktır. iran, başkalarını korkutmak ve endişeleri körüklemek noktasında hegemonya dilini ve mezhepleri kullanmakta ısrar ederse çekişme devam edecek, sömürgeci güçlere ve daha da önemlisi siyonist projeye yarayacak kan kaybı sürecektir. siyonist düşünce defalarca siyasi olarak kullanılabileceği ve hatta bütün araçlarla güçlendirilmesine çalışabileceği sünni-şii çekişmesinden defalarca bahsederek bu konuya yoğunlaştı.

üç bölgesel eksen (araplar, türkiye ve iran) arasında birlikte yaşama fırsatı var, ancak en önemli problem iran'da. tabii arap rejimlerinin reformu ve siyasi katılımı reddetme eğiliminin de iç istikrarsızlığı devam ettireceğini ve bunun sonucu olarak arapların komşuları ve dünya ile ortak bir dille konuşan tek güç olması ihtimalinin zayıflığını görmezden gelemeyiz.

önceliklerini arap baharı'nı bitirmek ve sünni siyasal islam'la mücadele etmek olarak belirleyenler kaybetti. mısır'ı kaybettiler ve sınırladılar. suriye'yi kurtaramadılar. hatta türkiye'ye komplo kurdular. şimdi de batı'yla uzlaşma içindeki yeni iran'la mücadele içindeler.

bu kesimler önceliklerini değiştirmezlerse ne alçakgönüllülükle iran'a destek olurlar ne de kendilerine.

1962 filistin eriha doğumlu yaser ez zeatira, bir süre gazete muhabiri olarak çalıştı. daha sonra filistin'de yayımlanan el müslime dergisinin yazı işleri müdürlüğünü yaptı. 1998 yılından beri ürdün düstur gazetesinde günlük makaleler kaleme alan yazarın birçok kitabı bulunuyor.

bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera’nın editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Yaser Ez Zeatira

1962 filistin eriha doğumlu yaser ez zeatira, bir süre gazete muhabiri olarak çalıştı. daha sonra filistin'de yayımlanan el müslime dergisinin yazı işleri müdürlüğünü yaptı. 1998 yılından beri ürdün düstur gazetesinde günlük makaleler kaleme alan yazarın birçok kitabı bulunuyor. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;