Görüş

Siyasi tahlil ve Arap Körfezi'nin geleceği

Bölge, askeri üsleri ve petrol kuyularıyla hâlâ Washington için çok şey ifade ediyor, ancak bu coğrafyada yaşanan süreç yeniden konumlanmayı ve Tahran'ın ortaklığının kabul edilmesini öngörüyor.

Cevad Zarif ve John Kerry bir zirvede bir arada.
İran-ABD yakınlaşması Körfez ülkelerinde huzursuzlukla karşılanırken, bu durum ABD'nin bölgedeki nüfuzunu yakın vadede azaltacağı anlamına gelmiyor. [Reuters]

amerika merkezli araştırmalarda körfez bölgesine ilişkin yapılan maksatlı veya gelişigüzel inceleme, analiz ve açıklamalar seli, petrol sahillerindeki sıcak kumların hareketlendiğinin ve büyük değişim yaşanacağının açık göstergesi. bu değişim, bugün bölgenin sınırları ve demografik yapısı için uygulanmayabilir, ancak büyük fırtınaların giriş kapısı olacaktır.

arap doğusu ve araplarla birinci derecede ilgili bu önemli geleceğin anlaşılmasında (veya kontrolünde) eski-yeni bir paradoks bulunuyor. ancak bu gelecek, bugün uluslararası ve bölgesel alanda yaşananları etkileme gücüne sahip büyük eksenlerin gözlemi altında.

paradoks, bu geleceğin anlaşılmasında tek bir boyuta odaklanarak ortaya çıkıyor. burada (kendi bakış açımıza göre) sunulan hususlar kesin değil ve hatalı dahi olabilir, ancak yapılmaya çalışılan, bölgeyi üç önemli boyuttan kapsamlı bir bakış süreçleri ile değerlendirme girişimi. amaçlanan şey, analizin sadece olumlama amacı taşıdığı gibi bir anlam çıkarılmaması ve arap körfezi'nin geleceğine dair yanlış bir vizyon sunmasının engellenmesi.

üç boyutlu bölge analizi

bu üç büyük boyutun ilki, washington yönetimindeki uluslararası eksen içinde belirlenen nüfuz ve ekonomik çıkarlar. ekonomik çıkarlar ya abd'ye özel ya da çıkarların akışının garantörü olarak avrupa ve japonya ile müşterek. bu da washington'un uluslararası kararlardaki nüfuzunu gücünü arttırıyor.

ikinci boyut ise iran'ın bölgedeki üstünlüğü. bu üstünlük tahran'ın, irak, lübnan ve suriye'deki askeri ve siyasi müdahalesinde başarılı olması, bugün paramparça olan ve politikalarını birleştirecek noktalar bulunmayan körfez tesbihinin dağılması (ki bu da işin üçüncü boyutu) sonrası gerçekleşti. hatta bu körfez bölgesinde belirli bir eksen içine girdiğini açıklayanlar arasında dahi, söz gelimi iki eksenle ilişkilerini diğerinden tamamen bağımsız şekilde yürüten ülkeler var.

iran'ın üstünlüğü tahran'ın, irak, lübnan ve suriye'deki askeri ve siyasi müdahalesinde başarılı olması, bugün paramparça olan ve politikalarını birleştirecek noktalar bulunmayan körfez tesbihinin dağılması sonrası gerçekleşti.

by Mühenna Hubeyl

bu dağılmış tesbih içinde bu ülkeler ile muadilleri arasında, yeni durumun çatlakları veya işaretleri su yüzüne çıkıyor. söz konusu ülkelerin siyasi ve sosyal yapılarını etkileyebilecek büyük gerginliklere doğru yol alınıyor. buradan hareketle batılı araştırmalara yoğunlaşma paradoksu ve bu araştırmaların (bazen bir çelişki sunmasına rağmen) doğru kabuller olarak alınması tabloyu doğru biçimde vermiyor.

diğer yandan körfez ülkelerindeki bu değişimler, artan müdahalenin veya bu eksenlerdeki nüfuz gerilemesinin resminin çizilmesinde rol oynuyor.

suriye'deki durumun, yemen ve bahreyn'in mesajlarının bu şekilde devam etmesi halinde, iran'ın yeni ilerleyişinin sonucu olarak bölge daha büyük bir gelişmeye doğru sürüklenecek. özellikle de tablo sadece analizler ve tahminlerle yetinmeyip, körfez birliği düşüncesinin çökmesi, iran-umman-birleşik arap emirlikleri işbirliği projesinin ön belirtilerinin ortaya çıkması da dahil pratik gerçeklere dönüşmüşken... bu proje suudi arabistan'ın halkasından çıkan ve bölgesel gelişmeler sürecinde iran'a katılan başka başkentleri de kendine çekmeye çalışıyor.

diplomasi dili bunu söylemeyebilir, ancak ülkelerin hareketleri, tutumları ve yoğun ziyaretler ağı bu göstergeyi veriyor. israil'in suriye devrimi karşısındaki güvenlik savaşında iran, arzulanan bölgesel ortak olarak bu göstergeyi güçlendirdi. bu güvenlik savaşını da iran'ın ve özellikle de lübnan'daki kolunun büyük askeri işbirliği pratiğe aktardı. bu noktadan hareketle hasan nasrallah alay konusu olan son konuşmasını, sanki israil'in mavi yıldızı şemsiyesi altında ve esed'in çocuk kanına bulanmış kasaturasıyla yapıyor.

abd'nin rolü

her halükarda bölgenin geleceğinin analiz süreçlerinin anlaşılması için doğru soru şu: arap körfezi tarihinin en büyük başat gücü olmuş washington hakkında ne söylenebilir?

daha önce de belirtildiği gibi bu algı, washington'ın bölgeyi tamamen terk edeceği anlamına gelmez. abd daha çok, yeni bir nüfuz alanı yaratma amacıyla ve afganistan savaşı'ndan beri tüm amerikan politikalarının başarılı olduğunu kesinleştirmek için mevzileri 'en garanti' ortaklara terk edecektir. hatta abd'nin, suriye'de pratik hatası olan rus planlarına desteğine rağmen durum böyle. ortada amerikalıların itiraf ettiği ve siyasi gerçeklerin su yüzüne çıkardığı önemli başarısızlıklar bulunuyor.

burada dikkatimizi washington enstitülerinin yayınladıkları raporlara veya yüzeysel ve duygusal arap analizlerine çevirmeyi amaçlıyoruz. bu analizler, washington için bölgede iran'la paylaşılmamış yeni bir nüfuz algısı sunuyor ve abd'nin arap körfezi'ndeki nüfuz mevzilerinden lojistik veya coğrafi çekilmesine değinme niyeti taşımıyor.

arap körfezi'yle ilgili dengeli siyasi bir vizyon iç içe geçmiş veriler etrafında dönerken, körfez'in yaşadığı bahara savaş açılması sonrası despotluğun güçlenişini büyük kesişmeler ve gizli anlaşma hesapları karşılıyor.

by Mühenna Hubeyl

arap körfezi askeri üsleri ve petrol kuyularıyla hâlâ washington için çok şey ifade ediyor, ancak ortada obama yönetiminin veya stratejik araştırmaların sunumundan anlaşılan başka kanaatler var. bu kanaatlere göre bu süreçte (amaç ister çin yayılmacılığını frenlemek, ister iran nüfuzunu kontrol altına almak için olsun) konum değişikliğinin ve tahran'la ortaklığın kabul edilmesi gerekiyor.

gözlemcinin gözardı edemeyeceği çok önemli bir başka konu da batı medyasının arap körfezi ülkelerinin iç karışıklıklarını ve bölgenin arap baharı sonrası yaşadığı siyasi reform hayallerini gizlemeye çalıştıkları yönündeki raporları aktarması.

bu birikimler toplumda bir tepki yaratıyor ve hükümet politikaları güvenlik önemlerini tırmandırmak suretiyle toplumu bastırmaya çalışıyor. bilincin alfabesi bu durumun, bölgede toplumsal patlamanın yaşanma ihtimaline katkıda bulunması anlamına geliyor. abd'nin bölgeye yönelik bu gözlemi washington'ı, (körfez hükümetlerine önemli politikalarının sorumluluğunu taşımaları gerektiği yönünde göstergeler veren ve bazen de en son bahreyn'de yaşandığı üzere iran'la anlaşmalara sevk eden) politikalarının bekasını değerlendirirken daha hayati bir konuma getiriyor.

her halükarda washington sahneyi gözlemliyor ve bu karışık politikaları, çıkarları için tehdit oluşturmayacak şekilde lehine çevirmeye çalışıyor. bu da körfez birliği projesinin ölmesi sonrası amansız körfez içi çekişmenin sadece bazı taraflar arasında medya üzerindeki sert ağız dalaşı savaşında ortaya çıkmadığı, dayanışmacı veya uzlaşmacı görülen projelerde de kendini gösterdiği yönündeki tespitleri bir kez daha vurguluyor. bu projeler de bölgenin yeni haritalarıyla doğrudan ilişkili aynı özel hesaplara sahip.

özetle arap körfezi'yle ilgili dengeli siyasi bir vizyon, bu iç içe geçmiş veriler etrafında dönüyor. bu vizyon şu noktada birleşiyor: körfez'in yaşadığı bahara savaş açılması sonrası despotluğun güçlenişini, büyük kesişmeler ve gizli anlaşma hesapları karşılıyor. bu anlaşmalar, iran ekseni ile amerika merkezi arasında yeni bir körfez ilanını hazırlıyor, ancak ilandaki etkileşim sahnesinin seviyelerini belirlemek mümkün değil ve büyük körfez patlaması diye adlandırılabilecek bir seviyeye çıkabilir.

mühenna hubeyl, körfez bölgesi ve bölgesel çekişmeler üzerine makaleler kaleme alıyor; irak, filistin ve afganistan'da islami direnişin yükselişiyle ilgili sunum ve analizleri bulunuyor. suudi arabistan'da milliyetçi ve islamcı aktivistlerle birlikte islami anayasa reformu sözleşmesine katıldı. arap ülkelerinin gelişimi ve bağımsızlığını teminat altına alacak islami anayasa hukuku kanalıyla reform çağrılarında bulundu.

bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve al jazeera’nın editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Mühenna Hubeyl

1963 suudi arabistan doğumlu olan mühenna hubeyl, körfez bölgesi ve bölgesel çekişmeler üzerine makaleler kaleme alıyor; irak, filistin ve afganistan'da islami direnişin yükselişiyle ilgili sunum ve analizleri bulunuyor. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;