Haber analiz

Kürtlerin oy tercihi

Doğu ve Güneydoğu'da 12 il. Yüzde 75 ve daha fazlasını Kürt nüfus oluşturuyor. Son seçimlerde eğilimleri ne yönde oldu, 30 Mart yerel seçimlerinde tercihleri ne olacak? Al Jazeera'den Ozan Bakır yazdı.

ozan bakır

editör

twitter

 

özellikle iktidar partisinin, “doğu ve güneydoğu’da en fazla oy alan parti olma” ve muhalefeti suçlarken kullandığı “sivas’ın doğusuna geçememe” söylemlerinin altında türkiye’nin görece ekonomik anlamda geri kalmış bölgelerinde halkın ilgisine mazhar olduğu algısını kamuoyuna gösterme amacı yatıyor. ancak bir diğer amaç da “kürt yurttaşlar bizi tercih ediyor” mesajı vermek.

peki gerçekten öyle mi?

türkiye’de etnik yapıya dayalı bir nüfus sayımı yapılmaması, kürt nüfus hakkında kesin bir bilgiye ulaşmayı engelliyor. genel etnik yapı dışında hangi kentte ne kadar kürt yurttaşın yaşadığı gibi bir veri de ancak tahminlere dayanıyor. yapılan birkaç araştırma ve buradan yola çıkılarak yapılan tahminler türkiye’deki kürt nüfusun, genel nüfusa oranını yüzde 15 ile 20 arasında gösteriyor.

kürtlerin hangi partiye oy verdiğini tespit etmek ise; hem nüfus sayımındaki bu eksiklik, hem de sandık başına giden farklı etnik gruplardan yurttaşların oy tercihini bilememe nedeniyle bir kat daha zorlaşıyor.

bilimsel bir çalışma yapmayı zorlaştıran bu durum, yine toplumda artık genel kabul haline gelen tahminlerle aşılmaya çalışılabilir.

yarış ak parti ve bdp arasında

herhangi bir etnik grubun hangi partiyi tercih ettiği konusunda bir kanaat oluşturmak için, o etnik grubun önemli bir oranda çoğunlukta olduğu bölgelerdeki oy dağılımına bakmak doğru olacaktır.
kürtlerin siyasi parti eğilimi hakkında da bu noktadan yola çıkacak olursak, karşımıza gelen tabloda iki parti ön plana çıkıyor: adalet ve kalkınma partisi (ak parti) ile barış ve demokrasi partisi (bdp).

türkiye’de kürt nüfusa 81 ilde de rastlamak mümkün. nüfusunun %75 veya daha fazlası kürt yurttaşlardan oluşan kentleri ise şu şekilde sıralayabiliriz: ağrı, van, hakkari, şırnak, siirt, bitlis, muş, tunceli, bingöl, diyarbakır, batman ve mardin.

bu kentlerde seçmenlerin siyasi parti tercihi konusundaki genel eğilimlerini, yerel seçimlerden ziyade genel seçimlerde kullandıkları oylardan tahmin etmeye çalışmak, daha gerçekçi bir tabloya ulaşmamızı sağlayacaktır.

2011 genel seçim sonuçlarına göre; yukarıda saydığımız 12 kentten, van, hakkari, şırnak, muş, diyarbakır, batman ve mardin’de, seçime bağımsız adaylarla giren bdp; ağrı, siirt, bitlis ve bingöl’de ak parti; tunceli’de ise chp birinci parti olarak sandıktan çıktı. 2007 genel seçimi ve 2009 yerel seçimlerinde tercihini bdp öncülü partilerden yana kullanan tunceli’nin, son seçimde chp’ye yönelmesinin birincil nedenini kemal kılıçdaroğlu faktörüyle açıklamak mümkün. kemal kılıçdaroğlu’nun memleketi, son genel seçimlerde chp’ye yöneldi.

tabloya bakarak, bölgedeki oy tercihinin ak parti ve bdp arasında dağılmış durumda olduğunu söyleyebiliriz.

kürt yurttaşların oy eğilimini biraz daha genel tabloda görebilmek ise, partilerin bu 12 kentte aldıkları oy sayılarını toplamakla daha belirgin hale geliyor. 12 kentteki oyları partilere göre topladığımız zaman, bdp’nin 1.410.853; ak parti’nin 1.037.687 oy aldığını görüyoruz.

tablo; bdp’nin, kürt nüfusun yoğun olarak yaşadığı kentlerde daha fazla oy aldığını ortaya koyuyor. ancak sadece bu değil, ortaya koyduğu bir diğer sonuç da, aslında bdp’nin de akp’nin de, “bölgedeki kürt yurttaşları biz temsil ediyoruz” iddiasının zayıf kalması. zira, iki partinin aldığı oylar arasında, bu iddiayı güçlü kılacak kadar bir uçurum bulunmuyor.

urfa faktörü

aradaki farkı daha da azaltabilecek veya artırabilecek faktörler de mevcut. farkı azaltabilecek faktörlerin başında kürtlerin büyük oranda çoğunlukta olmadığı ama yine de yoğun olarak yaşadığı kentler geliyor. bu kentlerin başında da urfa var. başta söylediğimiz gibi hangi etnik grubun hangi partiye oy verdiğini kesin olarak söyleyememek kaydıyla, urfa’yı genel tabloya eklediğimiz zaman, ak parti’nin oy sayısının 1.492.662; bdp’nin ise 1.530.732 olduğunu görüyoruz. yani iki parti arasındaki fark, urfa faktörüyle birlikte, neredeyse görmezden gelinecek noktaya ulaşıyor. urfa’yı, kürtlerin oy tercihini belirlemede kullandığımız 12 kent arasında değil de ayrı bir şekilde ele almamızın en önemli nedeni, kürt yurttaşların oy tercihini gösterecek kadar kürt nüfusa sahip olmaması. zaten 30 mart seçimleri için, yukarıda saydığımız 12 kentin aksine, ak parti’nin, kürt bir ismi değil de kentin eski valisi celalettin güvenç’i aday göstermesi de urfa’da kürt kimliğinin siyasetteki etkisinin belirleyici olmadığını gösteriyor.

kent dışından gelen memur ve askerler

memur ve asker oylarının ak parti’ye gittiği ve bu durumun güneydoğu’da ak parti’nin oylarını yükselttiği argümanı bdp tarafından sıklıkla dile getiriliyor. memurların hangi partiyi tercih ettiğini belirlemek zor olsa da, askerler için elimizde örnek teşkil edecek veriler mevcut. mesela, 2011 genel seçimlerinde diyarbakır 2. taktik hava kuvvet komutanlığı’nda toplam 10 sandıkta kullanılan 2 bin 399 oyun 1158’i ak parti’ye, 662’si chp’ye, 491’i mhp’ye giderken, bdp destekli bağımsızlara bu sandıklardan 19 oy çıktı. bu örnek; subay, astsubay ve uzman çavuşların neredeyse yarısının, tercihini ak parti’den yana kullandığını gösteriyor. sonuç, bdp’nin öne sürdüğü argümanı desteklese de, bu sandıklarda kullanılan oy sayısının çok az oluşu, iki parti arasındaki rekabette ak parti’ye çok az avantaj sağlıyor.

çözüm süreci ve hükümet-cemaat kavgası oyları nasıl etkileyecek?

son bir yılda güneydoğu’da ordu ile pkk arasındaki çatışmaların durmuş olması bölgede olumlu bir havayı beraberinde getirdi. çözüm sürecinin sandığa nasıl yansıyacağı merak konusu. sürecin oylarda herhangi bir değişime yol açmaması çok şaşırtıcı olmayacak. zira, kan akmıyorsa, hem ak parti hem de bdp çözüm iradesini gösterdiği için akmıyor. yani her iki tarafın seçmeni de, bu durumu kendi partisi lehine yorumlayarak oy tercihinde bir değişikliğe gitmeyebilir.

hükümet-cemaat kavgası ise iki parti arasındaki oy farkını ak parti aleyhine değiştirebilecek bir etken. 2002’den bugüne kadar her seçimde ak parti ile hareket etmiş olan gülen cemaatinin, bu seçimlerde, oy tercihini, kendisini “paralel yapı” olarak adlandıran iktidar partisinden yana kullanması zor görünüyor. bu durumun seçime nasıl yansıyacağının yanıtı ise kolay tahmin edilemiyor. zira kapalı yapısından dolayı cemaatin seçmen sayısını bilebilmek mümkün değil. 

kaynak: al jazeera

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;