Haber analiz
ÖSO komutanı El Kaide'ye katıldı
Özgür Suriye Ordusu'nun en başarılı komutanlarından biri olarak tanınan Saddam El-Cemal artık Irak Şam İslam Devleti saflarında savaşacağını ilan etti.

suriye’nin doğusundaki bir çiftlik evinde masanın etrafında oturan bir grup adamın dikkatini, yanan paraların üzerinde kaynayan bir çaydanlık çekiyor.
bir muhalif komutan, birlikte savaştığı arkadaşlarına şakayla karışık tüp olmadığı için suriye liralarını yakarak çay yapabileceğini söylüyor.
ancak bu şaka kısa bir süre sonra gerçeğe dönüşüyor. dakikalar sonra 35 yaşındaki komutan konuklarına küçük kupalarda çay ikram ediyor.
saddam el cemal’in dostları bu anektodu, onun ‘espri anlayışı ve özgür ruhlu karaterine’ vurgu yapmak için anlatıyor.
cemal, deyr ez zor kentinde bir dönem beşşar esed rejimine karşı en etkili mücadeleyi veren allahu ekber tugayı’nın başındaydı. savaşçılarıyla birlikte batı’nın desteklediği özgür suriye ordusu’nun (öso) komutası altında mücadele eden cemal, sadece bir tugayın başındaki isim olarak değil, öso’nun suriye’nin doğusundaki en önemli komutanlardan biri olarak tanınıyordu.
ancak kasım ayında sürpriz bir şekilde, öso ve tugaydaki görevini ‘tövbe ederek’ bıraktı ve bir dönem birlikte savaştığı grupları ‘dönek’ ilan etti.
cemal son olarak görüldüğü videoda, kahverengi deri ceketi ve siyah-beyaz poşusu ile siyah el kaide bayrağının önünde savaşçılarına sesleniyor.
el kaide bağlantılı irak şam islam devleti’nin (işid) yayımladığı videoda cemal, savaşçılarından öso’dan ayrılmalarını istiyor.
cemal öso’yu, islamcı mücadeleyi sürdürenlerin öldürülmesi ve yer yüzünde allah’ın düzeninin kurulmasının engellenmesi çağrısı yapmakla suçluyor.
cemal’in açıklamaları, son aylarda işid ve diğer radikal grupların uzun süredir dillendirdiği, öso’nun batı ve arap müttefiklerince esed rejiminden ziyade ‘radikal’ gruplara silah doğrultması için desteklendiği yönündeki iddiaları tekrarlıyor.
değişen saflar
cemal 32 dakika süren ve işid’i hedef alan büyük komplo başlığıyla yayımlanan videoda, batılı ve arap istihbarat birimlerinin öso’ya esed’e karşı nasıl ve nerede savaşılacağı konusunda baskı kurduğunu detaylı bir şekilde anlatıyor.
“günler geçtikçe bu projenin yabancı ülkeler ve özellikle katar tarafından finanse edildiğini farkettik. ancak temelde dünyadaki tüm istihbarat birimleri bu projeye dahil oldu” ifadelerini kullanıyor cemal.
“ürdün, suudi, bae, katar ve tabii ki batı. hepsi askeri komuta ve konsey toplantılarında yer aldı.”
cemal görüntülerde, saf değiştirmeden önce sık sık suriye ve türkiye arasında gidip gelerek, aralarında salim idris’in de bulunduğu ve müdahil devletlerin temsilcilerinin katıldığı üst düzey toplantılara katıldığını anlatıyor. cemal’e yakın isimler de al jazeera’ya yaptıkları açıklamada bu bilgiyi doğruluyor.
cemal’in söz konusu toplantılarda yer alması ve esed güçlerine karşı kazandığı başarılar, onun muhaliflere silah sağlayan ülkelerin gözünde güvenilir bir figür olmasını sağladı.
cemal’in komuta ettiği grup, memleketi deyr ez zor’un ebu kemal kasabasını rejim güçlerinin kontrolünden çıkardığı için takdir toplamıştı.
can güvenliği endişesiyle ismini açıklamayan, deyr ez zor’da yaşayan yerel bir gazeteci, cemal’i hiçbir entelektüel yanı olmayan ancak son derece cesur bir kişi olarak tanımlıyor; “ismi parladıktan sonra muhalifleri finanse eden herkes cemal’e yüklü miktarda para yardımı yapmak istedi. gücünü gittikçe artırdı ve komutasında on binlerce asker savaşmaya başladı. cemal, suriye’de iç savaştan önce ebu kemal ve irak arasında kaçakçılık yapan basit bir adamken, büyük coşkusu ve iyi bağlantıları sayesinde ebu kemal’in kahramanı oldu.”
öso’nun temmuz ayında al jazeera’ya sunduğu verilere göre, o dönem allahu ekber tugayında savaşan asker sayısı 800’e ulaşmıştı.
çok kısa bir süre sonra ise, cemal’e yolsuzluk ve para yardımının usülsüzce kullanıldığına dair suçlamalar yöneltilmeye başlandı.
cemal’in silah arkadaşlarından biri onun için, “güç yozlaştırır. cemal kendi kasabasında küçük bir esed’e dönüştü. etrafına kendi kardeşlerini topladı, çevresini ahpab-çavuşlardan oluşturdu. adamları kasabada kendisine karşı gelen herkesi tutukladı” ifadelerini kullanıyor.
ebu kemal’de yaşayan muhammed isimli bir aktivist, cemal’in bölgede esed’e karşı mücadelesiyle saygın bir kişilik olmasına rağmen çok sayıda kişinin zamanla kendisine tepki göstermeye başladığını belirtiyor.
muhammed’e göre, cemal’in eline geçen parayı yakın akrabaları ve kardeşlerine dağıtması nedeniyle kendi savaşçıları bile fakirleşti.
“çete gibi hareket ediyorlardı. tıpkı esed’in mahluf ailesini zenginleştirip halkın geri kalanını fakirleştirmesi gibi...”
ancak cemal’in güç ve zenginlikle dolu hikayesi sona ermek üzereydi.
el kaide’nin suriye kolu olan nusra cephesi, deyr ez zor’daki muhalif bölgelerin kontrolünü elinde tutmakta kararlıydı.
muhalefet içi çatışma
nusra, bölgesinde prestij kaybına uğrayan ve islami ideolojiiye yakın durmayan cemal ve adamlarıyla işbirliği yapmak gibi bir durumda değildi.
işid ve nusra gibi gruplar, öso’yu ülkede bir islam devletinin kurulmasına karşı gelen laiklik yanlısı kanattan olmakla suçluyor. aslında, cemal’in grubu da dahil olmak üzere birçok öso savaşçısı hiçbir ideolojiye sahip değil. kendilerini esed rejimini devirmeye çalışan müslüman savaşçılar olarak tanımlıyorlar.
bununla birlikte, islam cephesi ile işid gibi grupların güçlendiği ve uluslararası toplumun öso’ya yaptığı yardımın gittikçe azaldığı ortamda, cemal gibi komutanlara saf değiştirmeleri ve islami retoriği benimsemeleri yönünde baskı yapıldığına dair iddialar ortaya atılıyordu.
suriye’nin doğusundaki isyancı gruplar arasındaki tansiyon da çoktan yükselmeye başlamıştı. rakka’da işid ve öso’ya bağlı ve cemal’in grubunun da içinde yer aldığı ahvad el-resul (peygamberin torunları) tugayı arasındaki çatışmalar, işid’in tugaya ait bir üsse baskın düzenlemesiyle daha da şiddetlendi.
deyr ez zor’da savaşan bir ‘peygamberin torunları’ grubu üyesi al jazeera’ya yaptığı açıklamada, rakka’da işid ile yaşanan gerginliğin deyr ez zor’da nusra ile yaşadıkları gerilimde rol oynadığını söyledi.
“onlar bizi (şeytanın torunları) ismiyle çağırmaya başladı”
deyr ez zor’da, cemal’in grubuyla işid arasında yaşanan bir dizi gerginlik daha sonra silahlı çatışmaya döndü ve sonuçta cemal’in birlikleri büyük kayba uğradı. iki kardeşi kaçırıldı, bir kardeşinin evi bombalandı, çok sayıda savaşçısı öldü ve kendisi de bir suikastten kıl payı kurtuldu.
cemal’in eski yardımcısı bu durumu, “savaşçılar, kaybolan moral ve motivasyonlarının yanı sıra cihatçı gruplara karşı silah çekme konusunda da isteksizlerdi. allahu ekber tugayı bu yüzden kaybetti” sözleriyle açıklıyor.
deyr ez zor’da bir kardeş allahu ekber tugayındayken, diğerinin nusra cephesi’nden olması olağan bir durumdur. bu savaşmaya değmeyecek bir muharebe.”
kentte bulunan gazeteci, daha sonra birkaç gün içinde nusra ve işid’e teslim olan cemal’in artık başka bir çaresinin kalmadığını söyledi; “bu islami ideolojiyle hiçbir ilgisi bulunmayan pragmatik bir insanın hayatta kalma stratejisiydi.”
ancak yayımlanan videoda cemal, radikal gruplara geçiş sebebini “dünya ve öso komutanları bize işid’in terörist ve kafir olduğunu söyledi. ancak allah bana tövbe etmeyi nasip ettikten sonra tüm bu iddiaların temelsiz ve yanlış olduğunu gördüm.” sözleriyle açıklıyor.
eski yardımcısı, cemal’in sarfettiği bu sözlerin tam olarak işid’in duymak istediklerine işaret ettiğini belirtiyor.
ona göre iddialar abartılı olsa da cemal’in söyledikleri büyük oranda gerçeği yansıtıyor. kendisi de istihbarat ajanlarının öso toplantılarına katıldığını ve ahvad el-resul tugayının katar tarafından finanse edildiğini ve bazı osö komutanlarının ürdün’de eğitildiğini öne sürüyor.
ancak yardımcıya göre savaşçıların cihatçı gruplara saldırılması için emir aldığına yönelik iddialar gerçek değil; “muhalifleri finanse edenler öso üzerinde ne kadar etki sahibi olurlarsa olsunlar, sahadaki savaşçıları ikna olmayacakları bir savaşa sürükleyemezler. bizim savaşımız söz konusu gruplara karşı değil sadece esed’e karşı.”
nusra ve işid cephesi ise bunun tam tersini düşünüyor. al jazeera’ya konuşan bir ahvad el resul komutanına göre, öso’ya karşı güvensizliğin artmasında, bazı öso komutanlarının paris’te batılı diplomatlarla yaptıkları görüşmeler etkili.
komutan, geçtiğimiz eylül ayında yapılan toplantıda batılı diplomatların osö’dan, varlığından endişe duydukları el kaide bağlantılı gruplara karşı savaşmalarını talep ettiğini ancak hiçbir osö üyesinin bu yönde bir taahhütte bulunmadığını ileri sürüyor; “işid bu toplantıyı öğrendikten sonra köprüler atıldı. sahada cihatçı gruplarla yaşanan çatışmaların temelinde bu toplantı yatıyor.”
cemal’in eski savaşçılarından biri, onun cihatçılara katılması nedeniyle ödül olarak işid tarafından ebu kemal’in komutanı olarak atandığını söylüyor; “ancak cemal’e kesinlikle güvenmediklerine eminim, nasıl olur da bir insan ansızın cihatçı olabilir?”
deyr ez zor’daki gazeteci ise, cemal’in yeni görevinin de çok uzun sürmeyeceğini iddia ediyor: “ebu kemal halkı onu bir diktatör olarak kabul etmedi, radikal bir savaşçı olarak da kabul etmeyecektir”.
kaynak: al jazeera
Yorumlar