adalet ve kalkınma partisi'nin 30 mart'taki en önemli hedeflerinden biri chp'nin elinde bulunan izmir'de seçimi kazanmak. başbakan recep tayyip erdoğan, bu amaçla ak parti hükümetlerinde en uzun süreli bakanlık yapan binali yıldırım'ı izmir'den aday gösterdi. erdoğan gündoğdu meydanı'ndaki mitingde de özellikle chp'ye yüklendi.

erdoğan, mitinge izmir'in bütün ilçelerini tek tek sayıp selamlarını göndererek başladı. izmir'in demokrasi şehri olduğunu söyleyen erdoğan, "bu millet, demokrasiden umudunu kesmedi, bu millet milli iradeden vazgeçmedi. işte, bugün de millet demokrasiye sahip çıkıyor" dedi.

'sen o hareketi nasıl yaparsın?'

erdoğan, konuşmasında izmir'e gelişinde yaşadığı bir olayı anlattı:

"bir bayan balkonda, yanında herhalde kocasıydı, beyiydi. oradan eliyle öyle çirkin bir hareket yapıyor ki, öyle çirkin bir hareket yapıyor ki... işte chp bu. ülkenin başbakanı oradan geçiyor, sen elinle kolunla o hareketi yapıyorsun. sen, bir bayansın, sen bir kadınsın. sen, bu ülkenin başbakanı buradan geçerken, o kol hareketini nasıl yaparsın? işte, chp zihniyeti budur. bunu, bir erkek yapsa, akıl erer de, ki o dahi yapamaz, bir bayanın bunu yapmasını ben anlayamıyorum. işte 30 mart, bunun için çok önemli."

'bunlar belediyecilikten anlamaz'

kendisinin belediyecilikten geldiğini hatırlatan erdoğan istanbul'da da hava kirliliği, çöp, susuzluk gibi sorunlar olduğunu, ancak bunları çözdüklerini söyledi. başbakan, izmir'de de bu sorunları çözmek için eski ulaştırma bakanı binali yıldırım için oy istedi. 

"hâlâ izmir gibi bir şehirde vahşi depolama yapılıyor, çöp depolamada. kaç dönem burası chp tarafından yönetildiği halde hâlâ modern depolama yapamadınız mı daha? kardeşlerim, chp çöp demektir, chp kirlilik demektir, chp yolsuzluk demektir, chp susuzluk demektir. bunlardan belediyecilik olmaz. şu andaki belediyecilik anlayışına parlamentoda bu chp karşı çıkar, bunu anayasa mahkemesi'ne götürdü. anayasa mahkemesi de bu müracaatı reddetti. neden biliyor musunuz? bunlar belediyeciliği bilmez. genel müdür, zaten bu işlerden hiç anlamaz."

'gezicilerle çevrecilik olmaz'

erdoğan konuşmasında chp ve mhp gençliğini de eleştirdi.

"kardeşlerim, gittiğimiz illerde hiç kimse taşkınlık yapmıyor. onunla iftiar ediyorum. chp'nin gençliğine bak. elinde molotof, taş, sopa. ortalığı terörize edenlerle beraber, öyle dolaşıyorlar. bakıyorsun mhp gençliğine, aynı. ama ak parti gençliğine bakıyorsun, elinde bilgisayar, tablet bilgisayar, kalem, kitap. işte, bizim gençliğimiz bu. aydınlık yarınları ve türkiye'sini biz böyle kuracağız. öyle taşla, sopayla, molotoflarla bu iş olmaz. affedersiniz, edep dışı yazılar yazmakla bu olmaz. gezicilerle çevrecilik olmaz."

cemaate ağır sözler

başbakan erdoğan, izmir mitinginde yine gülen cemaati'ne yüklenerek fetullah gülen'in birilerinin maşası olarak türkiye'yi karıştırdığını söyledi. ayrıca, "bunlar sülük gibi kan emdiler, sülük zararlı kanı emer ama bunlar faydalı kanı emdiler" diyerek halkı 'paralel yapıya' karşı mücadeleye çağırdı.

"biz seferberliğimizi yaptık, her türlü hazırlığımızı yaptık. bunların yayın organlarını, gazetelerini evlerinize sokmayın. bunlara gereken dersi hep beraber milletçe verelim, neyin, ne olduğunu anlasınlar."

'neo-ergenekon ile mücadele'

erdoğan'ın izmir'den birkaç saat önce manisa'daki seçim konuşmasında da suçlamaların hedefinde cemaat vardı. adalet ve kalkınma partisi (ak parti / akp) iktidarı boyunca mafyayla, çetelerle ve cuntayla mücadele ettiklerini söyledi. 'neo-ergenekon' dediği fethullah gülen cemaati için şunları söyledi:

"devlete sızmış, milletin enerjisini hortumlayan çeteleri tasfiye ettik. inşallah 30 mart'tan sonra kalan çeteleri de tasfiye ediyoruz. ergenekon ile mücadele ettik. pensilvanya yönetimindeki neo-ergenekon ile de mücadele edeceğiz. neymiş? pensilvanya'da inzivaya çekilmiş. inzivaya çekileceksen gel ülkende inzivaya çekil. inzivaya çekilmiş ama oradan alüfteleri takip ediyor. duydunuz değil mi? alüfte yani aşüftenin benzeri. siyasilerden birine alüfteyi musallat etmişler de, o da haber göndermiş. ya sen hoca mısın yoksa istihbarat örgütünün başı mısın, nesin ya? inzivaya çekilmiş iş takipçiliği yapıyor. inzivaya çekilmiş ama senaryo talimatları veriyor. uluslararası gazetelere ülkesini karalayan yazılar yazıyor. inzivaya çekilmiş ama cumhurbaşkanı'nın, başbakan'ın, genelkurmay başkanı'nın telefonlarını dinleyip en mahrem devlet sırlarını kaydediyor. bu casusluktur, yapamazsın böyle bir şey.''

"defol demek lazım"

erdoğan manisa'daki konuşmasında da karşısındaki kalabalığa, gülen cemaati mensuplarının kapı kapı gezdiğini hatırlattı.

"şimdi çıkmışlar birileri abla olmuş. duydunuz mu bu ablaları? sizin de kapılarınıza geldiler mi? bunlara sadece bir şey söyleyin: sizin hocanız benim kızımın başının örtüsünü açmaya çalışan birisidir. 'defol' demek lazım. afedersiniz kendine göre fetva verenlerle bizim işimiz yok. bunu söyleyin. sizin gibi düşünmeyen öğrencileri dışarı atıyorsunuz. ne oldu şimdi size? aldığınız o zekat paralarını nereye harcadınız? aldığınız kurbanlıkları nereye harcadınız? 30 mart aynı zamanda bu hesabın bozulmasıdır. ablalar diyorlar ki, oylarınızı ak parti'ye değil mhp'ye verin. ne zamandan beri siz bu kadar iyi dostsunuz? dert ak parti'nin manisa'da, türkiye'de oylarını düşürebilir miyiz derdi."

"devleti sokakta bulmadık" diyen erdoğan, "milli birliğimizi, milli güvenliğimizi tehdit eden bu unsurlara karşı gerekli tedbirleri aldık, alıyoruz; gerekli hesabı da soracağız" diye konuştu.

kaynak: al jazeera