Suriyeli Mülteciler

Misafirliğe 'evet', vatandaşlığa 'hayır'

Hacettepe Üniversitesi'nin yaptığı kamuoyu araştırmasına göre, Suriyeliler Türkiye toplumu tarafından 'misafir' olarak görülse de, sığınmacılara vatandaşlık verilmesini destekleyenlerin oranı yüzde 8'de kalıyor.

Konular: Ortadoğu, Türkiye
İç savaşın başlangıcında Türkiye'ye sığınanların büyük çoğunluğu kamplardaydı, ancak sayıları arttıkça Türkiye geneline yayıldılar. [Reuters]

hacettepe üniversitesi göç ve siyaset araştırmaları merkezi'nde bin 501 kişi üzerinde yapılan "türkiye'deki suriyeliler: toplumsal kabul ve uyum araştırması"na katılanların yüzde 72,2'si suriyelileri "zulümden kaçan insanlar, türkiye’deki misafirlerimiz, din kardeşlerimiz” olarak tanımladı.

araştırma raporunda, bu oranın suriyelilerle ilgili toplumsal kabulün yüksek olduğunu gösterdiği belirtildi. ancak sayıları 1,5 milyonun üzerinde olan suriyeli sığınmacılara vatandaşlık hakkı tanınmasına destek yok. araştırmaya katılanların sadece yüzde 8'i suriyelilere vatandaşlık verilmesini onaylıyor. 

hacettepe üniversitesi göç ve siyaset araştırmaları merkezi müdürü doç. dr. murat erdoğan'ın verdiği bilgiye göre, araştırma 20 ilde 18 yaş üstü bin 501 kişi ile 3-12 ekim 2014 tarihleri arasında yapılan görüşmelerle gerçekleştirildi.

araştırmanın yapıldığı 15 il “bölge dışı”, adana, gaziantep, hatay, mardin, şanlıurfa illeri ise bölge illeri olarak nitelendirildi.

araştırmada derinlemesine mülakatların 72'sinin suriyeli, 72'sinin de yerel halktan olmak üzere 144 kişi ile şubat ve mart aylarında yapıldığı belirtilirken, ayrıca 21 ulusal ve 56 yerel medya kuruluşunun web üzerinden paylaştığı haberlerin incelendiği kaydedildi.

'en büyük sıkıtı kayıt'

türkiye’deki suriyeliler konusunun son üç yılın en önemli gündem maddelerinden birisi olduğuna dikkat çekilen raporda, ekim 2014 itibarıyla sayıları 1 milyon 565 bin olarak açıklanan suriyelilerin yüzde 86’sından fazlasının, yani 1.4 milyonunun türkiye’nin bütün bölgelerine yayılmış vaziyette kamp dışında toplumla birlikte yaşadığı vurgulandı.

raporda, içişleri bakanlığı tarafından yapılan açıklamalar hatırlatılarak, türkiye’deki sadece 9 ilde suriyelinin bulunmadığı, bunun dışındaki 72 ilde suriyelilerin yaşadığı belirtildi. 

türkiye’deki suriyelilerin sadece yüzde 57’sinin kayıt altına alınabildiği, geriye kalan 600 binin üzerindeki sığınmacının kayıt dışı olduğu da raporda yer aldı.

'türk halkının insani kazanımı'

türkiye'de yaşayan suriyeliler karşısında bugüne kadar ortaya konulan tavrın, türk halkının insani bir kazanımı olduğuna dikkat çekilen raporda şu ifadelere yer verildi:

"ancak bu durum hızla tüketilme riski taşımaktadır. 3,5 yıldan bu yana 1.5 milyonu aşkın insanı misafir eden, ülke kaynaklarından 4.5 milyar doların bu kriz için kullanılmasını neredeyse hiç sorun etmeyen ve bütün haksız rekabet ve güvenlik risklerine rağmen tepkilerini çok sınırlı ifade eden türk toplumunun suriyeliler konusunda nasıl bir algıya sahip olduğu konusu, gelecek stratejilerin belirlenmesi bakımından son derece önemlidir."

'toplumun sığınmacıları kabul düzeyi yüksek'

türkiye toplumunun tamamının suriyeliler algısının ölçülmeye çalışıldığı araştırma raporu, 3,5 yıldır türkiye’de yaşayan ve 1.5 milyonu aşan nüfusun günlük hayatına doğrudan yansıyan pek çok etki ve risklerine rağmen türk toplumunun suriyeliler konusundaki toplumsal kabul düzeyinin son derece yüksek olduğunu ortaya koydu.

araştırmaya katılanların yüzde 64,6'sı "suriyeli sığınmacıların diline, etnik durumuna bakılmaksızın kabul edilmesi insanlık görevimizdir" önermesini destekledi.

"sığınmacılar savaş devam ediyor olsa bile ülkelerine geri gönderilmelidir" şeklindeki provokatif önermeye verilen destek yüzde 30,6 olsa da buna karşı çıkanların ve önermeyi reddedenlerin oranı yüzde 57,8 olarak gerçekleşti. araştırmada, "bu yaklaşımın temel insan haklarına duyarlılık bakımından da, toplumsal kabul bakımından da son derece önemli ve değerli olduğu düşünülmektedir" denildi.

suriyeliler nasıl tanımlanıyor?

raporda, suriyelileri “zulümden kaçan insanlar”, "türkiye’deki misafirlerimiz” ve “din kardeşlerimiz” olarak tanımlayanların oranının yüzde 72,2 olduğu kaydedildi. raporda bu verilere dayanılarak, türkiye genelinde suriyelilerle ilgili toplumsal kabulün yüksek olduğu yorumu yapıldı.

yüzde 30'u yardım etti

araştırmada ortaya çıkan bulgular, araştırmaya katılanların sadece yüzde 30’unun bir biçimde suriyelilere yardım ettiklerini, maddi-manevi destek verdiklerini, ancak yüzde 68,3’lük bir bölümün konuya kayıtsız kaldığını gösterdi.

araştırmaya katılanların 70,7’sinin türk ekonomisinin sığınmacılardan dolayı zarar gördüğü görüşüne sahip olduğu belirtildi.

araştırmada genel ortalamada “suriyeliler işlerimizi elimizden almaktadırlar” önermesine desteği yüzde 56,1 olurken, bölge illerinde bu önermeye destek verenlerin oranı yüzde 68,9 gibi çok yüksek oranda gerçekleşti.

araştırma raporunda, türkiye’deki suriyeliler bakımından yaşanan en önemli sorunlardan birinin; hatta orta ve uzun vadede en önemlisinin suriyeli sığınmacıların çocuklarının eğitime ulaşma konusunda yaşadıkları sorunlar olduğu vurgulandı.

komşuluk ilişkisi 

araştırma, türk toplumunda “suriyeliler ile kültürel olarak aynı olduğumuz” düşüncesine mesafeli yaklaşıldığını ortaya çıkardı. bu önermeye destek verenlerin oranı sadece yüzde 17,2’de kaldı.

“suriyeli biri ile komşuluk sizi rahatsız eder mi?” sorusuna "evet" yanıtını verenler yüzde 49,8 olurken, “hayır” diyenler yüzde 50,2 oldu.

'savaş bittikten sonra...'

araştırmada, türk toplumunun yüzde 45,1’inin suriyelilerin tamamının döneceğini bekledikleri, geri kalan yüzde 54,9’unun suriyelilerin türkiye’de tamamının ya da bir bölümünün kalacağı görüşüne sahip olduğunu ortaya koydu.

hacettepe üniversitesi göç ve siyaset araştırmaları merkezi müdürü erdoğan araştırmaya ilişkin değerlendirmesinde, türkiye'de bulunan 1.5 milyon dolayındaki suriyelinin 1 milyondan fazlasının türkiye'de kalacağına dair bir algılarının oluştuğunu belirtti. erdoğan, "onun için de yurtdışındaki türkler konusunda yaptığımız araştırmamız gibi bu insanların yaşayacaklarına dair uyum politikaları geliştirmemiz gerekiyor. türkiye'nin bunun adımlarını atması gerekiyor" diye konuştu.

erdoğan; lübnan, mısır, irak'a giden suriyelilerin arapça eğitim konusunda sorun yaşamadığını, ancak türkiye'deki suriyelilerde en önemli sorunun kendi dillerinde eğitim alamamaları olduğuna işaret ederek, bunun ya arapça eğitim verilerek ya da türkçe öğrenme olanakları genişletilerek çözülmesi gerektiğini ifade etti.

türkiye'de çeşitli şehirlerde yaşayan suriyelilerin kayıt altına girmek istemediklerini, bunun da rejim muhalifleri olarak tescillenmek istemediklerinden kaynaklandığını kaydeden erdoğan, suriyelilerin türkiye'deki en büyük sorunlarından birinin çalışmak olduğunu söyledi.

kaynak: anadolu ajansı

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;