Görüş

ABD-İsrail ilişkilerinde yeni bir dönem mi?

İsrail, ABD ile İran arasında imzalanan nükleer anlaşmaya karşı çıkarken, Obama, İsrail'in bu itirazında yalnız olduğunu söylüyor. Amerikalı liderin İran anlaşmasıyla alınan dersleri Filistin meselesine de uygulama yoluna gitmesi halinde ise İsrail'in yeni sıkıntılarla karşı karşıya kalması muhtemel.

Geoffrey Aronson'a göre, İsrail'in İran ile imzalanan nükleer anlaşmaya karşıt tavrı, ABD ile arasındaki stratejik işbirliğini zedeledi. [Fotoğraf: AP]

amerika birleşik devletleri başkanı barack obama'nın 6 ağustos'ta başkent washington'daki amerikan üniversitesi'nde yaptığı konuşma, abd-israil ilişkilerinde tarihi bir dönemece girildiğini işaret ediyor.

söz konusu ortam, başkan obama'nın iran ile nükleer anlaşmaya varma başarısını, eski başkanlardan john f. kennedy'nin elli yıl kadar önce nükleer çağda diplomasi yönündeki benzer bir çağrısı ile ilişkilendirmek üzere özellikle seçilmişti.

obama'nın anlaşmayı cesur bir şekilde savunmuş olması elbette önemli, ancak başkanın konuşmasını abd-israil ilişkileri tarihinde bir dönüm noktası – ab-israil ittifakını savunanların başını ağrıtacak bir gelişme – haline getiren şey bu değil.

netanyahu'nun, hatta belki en popüler rakiplerinin yönetimindeki bir israil'in, iran nükleer meselesine ilişkin hiçbir diplomatik çözümle ilgilenmediği kesin.

by Geoffrey Aronson


amerikan başkanlarının iki müttefik ülkenin "arasından su sızmadığını" rahatça iddia edebildiği günler çok geride kaldı.

iran konusundaki anlaşmazlık, benimsedikleri stratejik değerlendirmeler bağlamında abd ile israil arasında kapanacak gibi görünmeyen bir gedik açmış durumda.

amerikan üniversitesi'ndeki konuşmasında amerika-iran uzlaşmasına resmi olarak karşı çıkan israil'in bu tutumunda yalnız olduğunu ifade eden obama şunları söyledi:

"bu, şimdiye dek üzerinde görüşülen en güçlü silahsızlanma anlaşması. bu yüzden, israil hükümeti hariç, konuyla ilgili olarak yorumda bulunan tüm ülkeler destek mesajı veriyor."

'niteliksel askeri üstünlük'

bu tutumundan geri adım atmayan israil başbakanı binyamin netanyahu ise, kongre'yi başkana karşı çıkıp tahran ile yapılan anlaşmayı bozmaları yönünde kışkırtmak için abartılı bir kampanya yürütüyor.

üstelik bunu tam da anlaşma birleşmiş milletler güvenlik konseyi'nde oybirliğiyle onaylanmışken yapıyor.

söz konusu strateji ne kadar sıra dışı olsa da, israil'in obama'ya karşı yürüttüğü kampanya, abd-israil ilişkilerinin kalbinde daha derin bir sıkıntıyı yansıtıyor.

giderek artan bu soğukluğun sonuçları henüz belli değilse de iran nükleer programı meselesinden çok daha geniş kapsamlı olacağı ortada.

şimdilerde israil'in tehlikeye attığı abd-israil stratejik ortaklığı, ürdün'de eylül 1970-temmuz 1971 tarihleri arasında yaşanan ve kara eylül adıyla anılan iç savaş sırasında doğdu. o dönemde sürgündeki filistin kurtuluş örgütü (fkö) ürdün devletine karşı savaşırken, israil de suriye'nin ürdün'ü işgal etmesine engel oldu.

abd-israil ilişkisi, mısır cumhurbaşkanı cemal abdül nasır'ın haziran 1967'deki altı gün savaşı'nda aldığı yenilginin ardından kurulan yakın ilişkilere dayalı olarak gelişti.

ittifakın en önemli bileşenlerinden biri, abd'nin israil'in niteliksel askeri üstünlüğünü koruma sözüydü.

bu yönde ilk adım 1968 yılında, abd'nin f-4 phantom savaş uçağı temin etmek üzere israil ile anlaşmasıyla atılmış oldu. f-4 phantom, o dönem batının en gelişmiş savaş uçağıydı.

abd-israil ilişkisinin bir de nükleer boyutu vardı.

washington'ın israil'in konvansiyonel üstünlüğünü her türlü bölgesel tehdide karşı koruması karşılığında, israil de – sayılarının 200'ün üzerinde olduğu söylenen, iyileştirilip modernize edilmiş vaziyette hazır bekletilen, ancak varlığı açıklanmayan – nükleer bombalarını olduğu yerden çıkarmama sözü verdi.

netanyahu'nun meydan okuyan tavrı

ne gariptir ki, amerika'nın iran'ı nükleer silah peşinde koşmaktan zorla vazgeçirmeyi başarmasını dolaylı olarak sağlayan, israil'in iran karşısındaki taviz vermez tavrı oldu.

ve aynı derecede inanılmaz olan, netanyahu'nun bu başarıdan faydalanma yoluna gitmemesiydi. aslına bakılırsa israilli lider, iran ve amerika'nın "evet"ini cevap olarak kabul etmeyi reddediyor.

iran anlaşması, israil'de de ülkenin nükleer doktrininin yeni gelişen bölgesel düzen bağlamında gözden geçirilmesine ilişkin tartışmaları yeniden canlandıracaktır.

by Geoffrey Aronson


netanyahu'nun, hatta belki en popüler rakiplerinin yönetimindeki bir israil'in, iran nükleer meselesine ilişkin hiçbir diplomatik çözümle ilgilenmediği kesin.

bunun yerine iran'ı daimi olarak kısıtlayacak, yaptırım altında tutacak ve dışlayacak saldırgan bir kampanyayı tercih ediyorlar.

iran'ın bölgedeki gücünü kontrol altına alıp zayıflatmak, onlar için tahran'ın nükleer çalışmalarının yarattığı dar kapsamlı tehditten çok daha önemli.

iran'ın nükleer programını durdurmak için gösterilen uluslararası alaka nasıl israil'in son on yıldaki bölgesel güvenlik gündemini belirleme gücünün altını çizdiyse, netanyahu'nun bu ilginin altını oyma amaçlı mevcut başarısız kampanyası da aynı neticeyi yaratacak.

kaybolan stratejik işbirliği

obama, amerikan üniversitesi'ndeki konuşmasında, bu yarışın kazananının kim olacağını hiçbir şüpheye yer bırakmayacak şekilde söyledi.

"salt değerli bir dost ve müttefik ülke ile geçici bir sürtüşme yaratıyor diye doğru bildiğimin aksi yönde hareket etmek, amerika birleşik devletleri başkanı olarak anayasal görevimi ihlal etmek olur. bunun amerika birleşik devletleri için de, israil için de doğru bir davranış olmadığını düşünüyorum."

obama, abd'nin israil'in konvansiyonel üstünlüğünü – yani o büyük övgülerle bahsedilen niteliksel askeri üstünlüğü - koruma sözünün, mevcut tersliklere rağmen baki kalacağını açık bir biçimde ifade ediyor.

ancak şu anda abd ile israil arasındaki iran anlaşmazlığını karakterize eden stratejik kopukluk, genel anlamda washington-tel aviv ilişkilerini mutlaka etkileyecektir.

mevcut krize yanıt vermenin kolay ve klasik yolu, israil'e normalden çok daha yüksek miktarlarda yeni amerikan silah sistemleri göndermek.

fakat bu, iki ülkenin kaybettiği eski stratejik işbirliğinin yerini tutmayacak, zayıf bir seçenek.

öte yandan şu da bir gerçek ki, obama'nın iran anlaşmasına desteği tahran'ın nükleer doktrinini etkilediği gibi israil'in nükleer kaygılarını da etkiliyor.

israil'in müphem nükleer doktrini, artık sonu gelen bir dönemin şartlarına göre kurulmuştu.

iran anlaşmasının ardından, israil'in gizli nükleer kapasitesine karşı uluslararası itirazlar ve ortadoğu'da nükleer silahlardan arındırılmış bir bölge çağrıları artabilir.

iran anlaşması, israil'de de ülkenin nükleer doktrininin yeni gelişen bölgesel düzen bağlamında gözden geçirilmesine ilişkin tartışmaları yeniden canlandıracaktır.

kimileri, israil'in artık bombaları yer altından çıkarmasının zamanının geldiğini öne sürecektir.

washington kanadında, amerika'nın liderliğinin esaslarını silahlı çatışma yerine diplomasinin öne çıkarılmasına dayandıran ve bu bağlamda israil'in güvenlik koşullarını da iyileştireceğini düşündüğü bir anlaşmaya imza atan başkan obama'nın, buradan alınan dersleri, uzun süredir çıkmazda olan israil-filistin meselesine de uygulamak istemesi muhtemel.

netanyahu ve israil'in sorunları daha yeni başlıyor olabilir.

geoffrey aronson, dünya bankası eski danışmanı ve avrupa birliği'nin batı şeria ve gazze'deki filistin polis desteği koordinasyon ofisi eski mensubu.

bu makalede yer alan görüşler yazara aittir ve al jazeera’nin editöryel politikasını yansıtmayabilir.

Geoffrey Aronson

Geoffrey Aronson

geoffrey aronson, dünya bankası eski danışmanı ve avrupa birliği'nin batı şeria ve gazze'deki filistin polis desteği koordinasyon ofisi eski mensubu. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;