Türkiye
'20 yıldır organ bekliyorum'
Kemal Narçın, organ nakli için bekleyen yaklaşık 28 bin hastadan sadece biri. 20 yıldır böbrekleri yok. Haftanın 3 günü diyalize girmek zorunda. En ufak bir aksama onun hayatına mal olabilir. Narçın gibi binlerce hastanın tek kurtuluşu organ nakli, yani organ bağışının artması. O da istenilen düzeyde değil.
türkiye’de her yıl 3-9 kasım tarihleri arası organ ve doku bağışı haftası. ancak ortadaki tablo, düşünmeyi gerektiriyor. türkiye’de organ bağışı istenilen düzeyde değil. nakiller, daha çok canlıdan yapılıyor. bu konuda geçmiş yıllara göre artış var ancak, nakil konusunda ter döken insanların asıl ulaşmak istediği hedef, beyin ölümü gerçekleşen hastalardan nakillerin gerçekleşmesi.
sağlık bakanlığı organ, doku nakli ve diyaliz hizmetleri daire başkanlığı verilerine göre türkiye’de beyin ölümü gerçekleşen hastaların sadece dörtte biri bağışçı. bu şu demek, aileler yakınlarının organlarını bağışlama konusunda çekimser.
organ bağışı ve nakli sayılarının yetersizliği ölümlere davetiye çıkarıyor. organ yetmezliği nedeniyle tedavi gören birçok hastanın organ beklerken hayatını kaybediyor.
türkiye’de organ bekleyen 28 bin 260 hasta var. tek umutları, nakil. sadece böbrek nakli için bekleyenlerin sayısı 22 bin 158.

"mücadelemiz kadavra kaynaklı nakillerin artırılması"
türk nefroloji derneği’nden prof. nurhan seyahi, son 4 yıllık rakamlara bakıldığında türkiye’nin yıllık nakil aktivitesinin iyi seviyelerde olduğunu söylüyor. seyahi’ye göre asıl sıkıntı nakillerin daha fazla canlı vericilerden yapılması.
"maalesef özellikle son yıllarda kadaverik nakiller yaklaşık % 20 seviyesinde. bizim canlı vericiler ile yapılan nakiller bakımından bir tepe noktasına ulaştığımız söylenebilir, bundan sonraki mücadele kadavra kaynaklı nakillerin artırılması olmalıdır. kadavradan yapılan nakillerin artırılması toplum eğitimi başta olmak üzere birçok faktöre bağlı bir konu. bu konuda kadavradan yapılan nakillere, geri ödeme kurumunca daha yüksek geri ödeme yapılması, kadaverik vericinin ailesine bir takım sosyal yardımların yapılması (örneğin aile üyelerine ücretsiz toplu taşıma imkânı, tıbbi sosyal güvenlik kapsamına alınma) gibi bir takım özendirici tedbirlerin alınması, ayrıca bu konuda bilinçlendirmeyi artırıcı yayınların medyada yer alması, sosyal medyanın aktif kullanımı gibi yöntemlerle konu hakkında farkındalığın artırılması için yararlı olabilir."

“20 yıldır kana kana su içemiyorum”
kemal narçın, 55 yaşında, böbrekleri yok. 20 yıldır diyalize giriyor. haftanın 3 günü istanbul’daki böbrek vakfı’nın diyaliz merkezi’ne geliyor. her seferde işlemlerin tamamlanması, ayağa kalkıp yürüyebilecek duruma gelmesi için 6 saatini burada geçirmek zorunda. ona göre, hastalığıyla birlikte hayatında bir defter kapandı.
"her şeyi kısıtladık. suya mahrumuz. ancak ağzımızı ıslatacak şekilde içebiliriz. hani, kana kana su içmek denir ya; 20 yıldır böyle bir şey yaşayamıyorum. bizler, ekmeğin içindeki sıvının bile hesabını yapmak zorundayız. iki diyaliz arası vücutta toplanan sıvı diyaliz cihazıyla alınıyor."

diyaliz, böbrek yetmezliği olan kişilerde, vücutta biriken fazla sıvı ve atık maddelerin cihaz aracılığıyla temizlenmesi demek. diyaliz hastalarının ifadesiyle, yanlarında duran makine onların böbrekleri. türkiye’de hemodiyalize giren yaklaşık 56 bin hasta var. diyaliz ölümle yaşam arasındaki tek bağ.
"diyaliz makinasını sevgilim olarak görüyorum. nereye gidiyorsun diye sorduklarında sevgilimle buluşmaya gidiyorum diyorum. bu sevgili can kurtarıyor. can da yakıyor, elbet. yüzde 5 oranında can yakar; yüzde 95 oranında da hayat kurtarır. bu cihaza girmezsek ölürüz. buraya bağımlıyız."
narçın, 20 yıldır böbrek nakli için bekliyor. ancak şimdiye kadar sıra hiç ona gelmedi. bekleyişi sürüyor. umudunu koruyor. kemal narçın, organ bağışının yeterli düzeyde olmamasının çok ağır bedelleri olduğunu söylüyor.
"bizim bir tek hayalimiz nakil olmak. yıllardır uğraşıyoruz. organ bağışı çok az. organ bekleyen hastaların ancak yüzde 2’si organ bulunuyor. canlılar olmasa nakil yok neredeyse. aileler yakınlarına veriyor, ancak öyle arkadaşlarımız öyle kurtulabiliyor. bakın bir kadavra 11 kişiye hayat verebiliyor. insanlar, 2 böbrekli yaratılmış. veren kişinin de hayatından kısıtlama yapması gerek. ama kadavra toprakta çürüyor. ölen insanın organın bir başkasında yaşaması kadar güzel bir şey var mı?"

kemal narçın, sadece bir hasta değil. aynı zamanda böbrek hasta hakları koruma ve sosyal yardımlaşma derneği (böhak) kurucularından. diyalize girdiği günlerin haricinde, dernekte hastalıkla yeni yüzleşen hastalara yol gösteriyor; bir anlamda onlara rehberlik yapıyor.
1999 yılında kurulan derneğin amacı, kamuoyunu böbrek hastalıkları konusunda aydınlatmak, böbrek bağışı yapmaya teşvik etmek, böbrek hastalarına maddi ve manevi destek sağlamak hastaların korunması ile sosyal yardım işlerini yapmak.
kaynak: al jazeera
Yorumlar