Uyuşturucu

Bağımlı kız çocuklarında artış var

İzmir başta olmak üzere bölgedeki madde bağımlılarına hizmet veren Ege Üniversitesi Ergen Bağımlılık Polikliniği’ne başvuran kız çocuk sayısında artış yaşanırken, madde kullanma yaşının ortalamasının yükseldiği tespit edildi.

Konular: Türkiye
Ege Üniversitesi Ergen Bağımlılık Polikliniği’nin Sorumlusu Doç. Dr. Zeki Yüncü, kız çocuklarındaki artışa dikkat çekti. [Fotoğraf: Turaç TOP / Al Jazeera]

ege üniversitesi ergen bağımlılık polikliniği (egebam)  "izmir ilinde çocuk ve ergenlerde uçucu ve uyuşturucu madde kullanımının yaygınlığı ve madde bağımlılığıyla savaşım ortak projesi" kapsamında hayata geçti ve 2003'ten bu yana izmir başta olmak üzere bölge illerine hizmet veriyor.

egebam sorumlusu doç. dr. zeki yüncü'nün al jazeera'ye verdiği bilgilere göre, bağımlılık merkezine başvuran kız çocuk sayısında artış yaşandı, madde kullanma yaş ortalaması ise yükseldi. verilen bilgilere göre, 2003’le 2005 arasındaki dönemde madde kullanma yaşı ortalaması 13.7’ydi. 2011 ile 2013 döneminde bu oran 14.5’a çıktı. merkez, 2003 yılında faaliyete geçtiğinde 45 kişi tedavi edildi, 2013 yılında bu sayı 2 bin 600'e çıktı. kurumun ilk yıllarında erkekler daha yüksek oranda başvuruda bulunuyordu. ancak yıllar geçtikçe kız sayılarında yoğunluk oldu. 2003 yılında, tedavi olmak isteyen kızların oranı yüzde 10 civarındayken, son dönemde bu oran yüzde 21'i geçti. yani, bağımlı kız çocuklarının sayısında iki kattan fazla bir artış var.

uyuşturucu deneme yaşının yükseldiğine dikkat çeken psikayatrist yüncü, "bu iyi bir gelişme. toplumsal farkındalığın artması konusunda gayet önemli. bu rakamların sonucu bize şunu söylüyor; madde kullanma yaşının düştüğünü değil ama ileri yaşlara kaydığını gördük" dedi. yüncü, şöyle devam etti:

"bunun yanında geçmiş dönemlerde maddeye başlama ile ilgili ailesi ya da okul görevlileri, 'galiba bu çocukta böyle bir sorun var' deyip tedavi merkezine getiriyordu. bu dönem 2.5 yıl kadar sürüyordu. yani 14 yaşında uyuşturucuya başlıyor. 16.5 yaşında tedaviye geliyordu. 2.5 yıl, bu yaş dönemi için çok önemli bir dönem. bu dönemde çocuk madde kullanıyor, aile, okul, komşuları, arkadaşları fark etmiyordu. 2011-2013 rakamlarına baktığımız zaman ise, çocuk madde kullanmaya başlıyor ve 15 ay sonra tedavi merkezine geliyor. tedaviye geliş için bekleme süresinin düştüğünü görüyoruz. farkındalığı artırarak bu süreyi daha da aşağıya çekmemiz lazım. aileler, tedavi başvurularında ilk sırada yer alıyor. 2003 yılındaki yüzde 61.8’lik aile başvuru oranı 2013’te yüzde 69.5’a çıktı. bağımlılığın, erken uyarı belirtilerinin ne olduğunu topluma öğretip bu sorunun herkesin başına gelebilecek bir durum olduğunu daha iyi anlatmalıyız”

kızlarda dikkat çekici artış

doç. dr. yüncü, uyuşturucu kullanımında 18 yaşın altındaki kız çocuklarına dikkat çekerek şöyle devam etti:

"oranlara baktığımızda, 2003 yılında kızlar yüzde 10.6, erkekler yüzde 89.4’tü. 2013’te ise kızların oranı yüzde 21.9, erkekler 78.1 oldu. fakat denetimli serbestlikte erkeklerin bariz bir üstünlüğü var. bunu araştırmak lazım. kızlar nasıl gizleniyor, ona bakmak lazım. muhtemelen bu sorunun kızlarda fazla olmadığı düşünülüyor ama rakamlar öyle söylemiyor. veya polis erkekleri yakalıyor, kızlar bir şekilde kaçıveriyor.”

nitelikli tedavi alınacak merkezler sınırlı

yüncü, uyuşturucu kullanımının, her türlü tedbire rağmen var olmaya devam edeceğini söyleyerek, şöyle devam etti:

“biz aldığımız bir takım önlemlerle kullanımı en aza indirmek zorundayız. çünkü sıfırlama şansı yok. dolayısıyla sorunu olan insanların yardım alabileceği merkezler oluşturmamız gerekiyor. türkiye’de bence en önemli sorun, bu şekilde sorunu olan kişilerin yardım alabileceği nitelikli merkezlerin olmaması. ‘uyuşturucu kullanıyorum’ dediğiniz anda özellikle yaşınız belli bir düzeyin altındaysa nitelikli tedavi alabileceğiniz merkez sayısı yok denebilecek kadar az, son derece sınırlı. bu izmir’in ve türkiye’nin en önemli sorunlarından bir tanesi.”

özellikle son dönemlerde sentetik esrar olarak geçen maddede (bonzai) ciddi bir artış olduğu yönünde bilgileri olduğunu ancak net bir şey söyleyemediklerini anlatan yüncü, bu maddeye araştırmalarında bakmadıklarını, çünkü bonzai'nin varlığını bilmediklerini belirterek, "şu anda bonzai moda, yarın, öbür gün başka bir madde moda olur. biz de o maddenin peşinden gideriz. dolayısıyla tek tek madde üzerinden değilde bağımlılık sendromunun üzerinde durmalıyız" dedi.

aileler aşırı tepki vermemeli

uyuşturucuyla mücadelede toplumun tamamını ilgilendiren projelere ihtiyaç olduğunun altını çizen yüncü, şu önerilerde bulundu:

“madde kullanımı toplumun genelini ilgilendiren bir durum. çocuğunuzu iyi bir okula göndererek, onu güzel, yüksek duvarlı sitelerdeki evlerde büyüterek uyuşturucudan kaçıramazsınız. sonuçta biz aynı denize giriyoruz, denizin bir tarafı kirlenirse diğer tarafı da kirlenir. toplumun tamamını korumamız lazım. benim yıllar içerisinde artan değerlendirmem şu; korkmamak gerekiyor. 'bu çocuk madde kullanıyordur' deyip o çocuktan korkmamak gerekiyor.

çocuk nasıl depresyona giriyorsa, grip oluyorsa bu olaya da bu şekilde bakmak gerekiyor. belki gerçekten merak etmiştir, belki bir partiye gittiğinde sigara diye eline vermişlerdir, haberi olmadan içmiştir ve bağımlı olmuştur. bu kadar basite indirgemek doğru mu, onu da bilmiyorum ama yaklaşımı böyle yapmak lazım. aşırı tepki verirseniz yaklaşımı olumsuz yönde etkilersiniz. dengeyi iyi tutmak lazım. böyle bir kişi bize geldiğinde bizim durumu değerlendirmemiz gerekiyor. ne içmiş, ne kadar süredir içiyor, ne ölçüde etkilenmiş. tedaviyi belirlememiz açısından önemli bilgiler bunlar. çevre analizini mutlaka almamız gerekiyor. arkadaş çevresine bakmamız gerekiyor. ve en önemlisi aile. çocuğun yaşadığı ortam çok önemli. risk faktörlerini iyi saptamamız gerekiyor. çocuğu anlamak lazım. onunla beraber mutlu olmak, derdini anlamak, bu işi beraber başaracağımıza inandırmak lazım. eğer yolun başındaysa sosyal desteği varsa kendi de bu bağımlılıktan kurtulmak istiyorsa başarılı olma şansı çok çok yüksek”

sevgi köyü projesini hayata geçirmek istiyorlar

alkol ve madde bağımlılığı ile mücadele federasyonu’nun genel başkanı mustafa güney de 1.5 yıllık tedavinin ardından bağımlılıktan kurtulduktan sonra kendisini alkol ve madde bağımlılığıyla mücadeleye adadı. yaşadıklarını şu sözlerle anlatıyor:

“kişiliğimi kaybetmiştim. ailemle, çevremle, toplumla ilişkim kopmuştu. tüm değerlerim kaybolmuştu. ancak ders aldım ve insanlık için bir şeyler yapmam gerektiğine inandım. federasyon çatısı altında mücadeleye başladık. bu hayatı yaşamayan bilemez. o yüzden de yol gösterici olmak istedik. bağımlılık durdurulabilen bir hastalık. bağımlılar, emniyete, hastaneye gitmekten korkar. ancak bize gönüllü olarak başvuruyorlar. biz de hemen tedaviye yönlendiriyoruz. bir bağımlının, tedavisinin ardından kesinlikle eski çevresine gitmemesi lazım. ne yazık ki, tedavi gören 100 kişiden 95’i eski ortamına dönüyor. türkiye’de, tedaviden sonra bağımlıların rehabilite edilecekleri bir yer yok. federasyon olarak, 9 ay önce, hem bağımlıların rehabilite edilmesi hem de hiç içmeyenlerin bilgilendirilmesi amacıyla kurmak istediğimiz sevgi köyü’nün projesini cumhurbaşkanlığı başta olmak üzere resmi makamlara sunduk. şu ana kadar bir gelişme yaşanmadı. bağımlıların aslında bu tip yerlerle sosyal kucaklamaya ihtiyacı var”

güney, “uyuşturucu maddeler, önce bedava veriliyor. ilk olarak esrar köprü olarak kullanılıyor. esrar kesmedikçe daha tehlikelileri arkadan geliyor. bu da modern köleliğe neden oluyor. bağımlı oldukçada o maddenin bulunması için her yol deneniyor. aslında en büyük başarı, hiç bu maddelere bulaşılmaması. ailelere çok büyük görev düşüyor, çocuklarına, arkadaş gruplarına çok dikkat etmeleri gerekiyor. biz de, federasyon olarak, bastırdığımız, alkol ve madde bağımlılığı aile ve eğitimci el kitaplarını dağıtarak gençlerimizi ve ailelerimizi bilgilendiriyor, bu illetten korumaya çalışıyoruz” dedi.

kaynak: al jazeera  

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;