maden kazasının yaşandığı soma, türkiye’nin ikinci büyük kömür havzası. havzada 13 bin sendikalı işçi var. bunların büyük bir bölümü türk-iş üyesi, yaklaşık 11 bin 500’ü özel sektörde iki  firmada çalışıyor, bin 500'ü ise devlete bağlı bir işletmede istihdam ediliyor.

türk-iş başkanı ergün atalay kaza haberini alır almaz bölgeye hareket etti. al jazeera'nin sorularını yanıtlayan atalay, madenciliğin tehlikeler barındıran bir iş olduğunun altını çizdi ancak ölümler için "kader" denilmesine tepki gösterdi:

“bu kader falan değil. madenci olan ölecek mi illa ki? zonguldak’ta kapalı ocakta adam çalıştırıyorlar. bu, adam vurmakla aynı şey. önce sebepleri ortaya çıkaralım, sonra sorumluları bulalım. en ağır ceza neyse ona bakalım.”

atalay kazanın nedeninin hâlâ net olarak belirlenemediğini söyledi:

“trafo mu patladı, gaz mı sıkıştı, kimse bilmiyor. trafo patladı ama bu trafoyla olacak iş değil, bambaşka bir şey. biz bir şeye odaklandık, öncelikle ne kadar sağ insan çıkar, onunla uğraştık.”

atalay "olayın sorumlusu kim" sorusuna da “illâ insanlar ölünce mi bu iş gündeme gelecek. ocağı boşalttıktan sonra herkes şapkasını önüne koyacak, burada ne olduğu o zaman ortaya çıkarılacak.” yanıtını verdi.

baret üstündeki lambalar sayıldı

atalay madende kaç kişi olduğunun uzun süre tespit edilemediğini söyledi. bunun en önemli sebebi, vardiya girişi ile çıkışının aynı ana denk gelmesi. sayıyı belirlemekte zorluk yaşanınca yeni bir yöntem gündeme geldi. 

ocağa girerken her madenci, üzerinde numara bulunan lambaları baretinin üzerine takıp çalışmaya başlıyor. atalay'ın verdiği bilgiye göre kazadan sonra madende kalanların sayısını belirlemek için diğer yöntemlerin yanı sıra bu nokta da göz önünde bulunduruldu. madencilerin bareti üzerine taktığı lambalar tek tek sayıldı, ne kadar lamba eksikse içerde o kadar madenci olduğu sonucuna varıldı. 

kaynak: al jazeera