Kültür-Sanat
'Bunu yapan ben miyim?'
Zeki Alasya, Tatlı Dillim'in antrenörü, Salak Milyoner'in 'Himmet Ağa'sı, Mavi Boncuk'un 'Şeker Kamil'iydi. Daha birçok unutulmaz rol, laf ve hatta yüz ifadesi bıraktı aklımızda...
verdiği son röportajlardan birinde böyle söylüyordu. geçmişine dönüp baktığında ve elde ettiği başarıları düşündüğünde, kendini bu soruyu sormaktan alıkoyamıyordu:
"bunu yapan ben miyim, bunu başaran metin'le ikimiz miyiz?"
her şey 1958'de babasının ölümüyle başladı. varsıl değil ancak kazancı iyi bir babanın oğluyken, birdenbire babasız kaldı. yine kendi deyimiyle ailesinin 'olabildiğince yoksullaştığı' bu dönemde robert kolej'de okuyor ancak okulun parasını denkleştirmek için öğle tatillerinde bulaşıkçılık yapıyordu. 1958'de şehir tiyatroları sınavını kazandıysa da tiyatroya başlamak için 1960'ta liseden mezun olup birlik tiyatrosu'na adım atmayı beklemesi gerekecekti. ardından 1963'te arena tiyatrosu'nda ilk kez sahneye çıktığı için düzenli olarak para kazanmaya başladı, profesyonel oldu.
haldun taner'le pelit pastanesi'nde yaptıkları bir konuşmanın ardından kabare tiyatrosu kurmaya karar verdiler. metin akpınar, ahmet gülhan ve haldun taner'le birlikte 1967 yılında kurdukları devekuşu kabare, vatankurtaran şaban ile açtığı perdesini yıllarca açık tuttu ve temsillerini aralarında yasaklar ve haneler gibi oyunlarla sürdürdü.
sinemada izleyici onu çok sevdi. naif, iyi kalpli, umut dolu ve her zaman gülmeyi başaran karakterleri canlandırdı. kimi zaman da taşranın bağrından kopup gelen, gözlerini şehirde açan saf köylüye hayat verdi. tatlı dillim'in antrenörü, mavi boncuk'un şeker kamil'i, devekuşu kabare'nin kültleşen oyunu yasaklar'ın hem oyuncusu hem yönetmeni, salak milyoner'in bir türlü altın saymayı beceremeyen himmet ağa'sı...
zeki alasya, yakın zamana dek akasya durağı ve ardından da küçük ağa dizileriyle yine izleyicisiyle buluşmaya devam etti. türvak'ta öğrenci yetiştirdi. şahan gökbakar'ı recep ivedik serisi yüzünden ağır bir dille eleştirdi, cem yılmaz'ın kapasitesinin altında işler yaptığını iddia etti, ferzan özpetek ve nuri bilge ceylan'ı çok beğeniyordu. kabul edilmiş masonlar'ın üyesi olduğunu bizzat açıkladı. yeşilçam'ı yeşilçam yapan en önemli karakterlerden biriydi.
bir de kirada oturuyordu. 'kendi hatalarım yüzünden' dediyse de telif hakları kanunu tam anlamıyla yürürlükte olsa, farklı televizyon kanallarında her gün en az üç ya da beş zeki alasya filminin gösterilmesi ve alasya gibi birçok sanatçının daha 'kirada' oturuyor olması, bu yazının konularından biri olmazdı. aklımızda pek çok an bıraktı. şaşkın bir yüz ifadesi, hüzünlü bir bakış, umut dolu bir gülümseme. kim ne derse desin, türk sinemasının karakteristiğini yansıtan en önemli figürlerden biriydi.
Yorumlar