Kırım
Çalışma kampında 5,5 yıl
Kırım Tatarı Faize Bekman, İkinci Dünya Savaşı sırasında daha iyi bir hayat için ailesiyle Almanya'ya kaçtı. Ancak kendilerini esirlerin çalıştırıldığı kamplarda buldular. Savaş bitene kadar zor şartlar altında çalıştılar. Bekman, esir kamplarında şahit olduklarını Al Jazeera'ye anlattı.
faize bekman 89 yaşında... kırımlı bir tatar... ikinci dünya savaşı yıllarında, almanya’nın kırım’ı işgâli sırasında 1943’te ailesiyle almanya’ya kaçtı. nedenini şöyle açıklıyor:
“bugünkü zulmü o zaman da kırım tatarları gördü. ondan kaçtık. ve istemedik tekrar ruslarda kalmayı... almanları tanımadığımız için daha iyidir diye kaçtık. almanları gördükten sonra anladık ki almanların, ruslardan farkı yokmuş insan muamelesinde...”
o zaman 15 yaşındaydı. daha iyi bir yaşam için gittiler. ancak almanya’da kendilerini çalışma kamplarında buldular. zor şartlar altında savaş bitene kadar çalıştılar. koşullar ağırdı:
“orada tel örgünün arkasında biz mecburen çalıştık. polonyalılar da vardı, başka milletler de vardı. 15 yaşında kız o zaman ben beton atıyordum, dolduracak mecbursunuz... aramızda hatice diye bir kız vardı. zavallıcık beni öldürsünler diyordu. ben artık çalışamayacağım diye...”
savaş yıllarında birçok olaya şahit olduğunu anlatıyor. yahudi soykırımının da onlardan biri olduğunu söylüyor:
“çok insanları öldürdüler. yahudilere yaptıklarını gözümüzle gördük, bir otobüse çocukları bindirirler. 10-12 yaşında çocukları. zehirli çayı verirler, çukur kazılmış oraya varana kadar o çocuklar ölür, toplu halde mezara gömüyorlardı. onları görünce siz ne düşünürsunuz, ben size soruyorum ne düşünürsünüz?”

annesi kampta öldü
annesi kampta hastalandı. doktora bile götüremediler. annesinin hastayken süt istediğini ancak kampın mutfağından bir bardak süt alamadıklarını söylüyor:
“gidip kampın mutfağından bir bardak süt istedim. vermediler. bir bardak süt... ölmeden...”
annesi kampta ölünce kardeşlerine o baktı. almanya savaşı kaybedince amerikalıların eline düştüler. ancak şartların iyileştiriği söylüyor:
“amerikanlar geldiler, bizleri yine kamplara aldılar. o zaman yiyecek, içecek, çarşaflar verdiler bize amerikanlar. amerikalılar geldiği zaman şartlarımız iyileşti.“
türkiye’ye gelmek için iki yıl beklediler
savaş sonrası sovyetler birliği, abd’den kırımlıların iadesini istedi. ancak sovyetler birliği'ne iade edilmek onlar için ölümle eşdeğerdi. babası çocuklarının müslüman bir ülkede büyümesini istiyordu. babası ve iki kardeşiyle türkiye’ye gelmek için 1948’de bm’ye başvurdular. bm’den cevap gelmesi de iki yıl sürdü. o sırada faize bekman hasta oldu. 1,5 yıl hastanede yattı. kampta tanıştığı ve sözlendiği edip bekman ile hastanede evlendi. 1950’de türkiye’den kabul geldi.
“rahmetli babannem, o zaman onlar zengin olmuşlar gezmişler, gelmişler istanbul’a. gezmişler, görmüşler camileri. yalan dünyanın cenneti diye anlatıyordu bize türkiye’yi. biz ona gelirdik, babaanne anlatsana bize yalan dünyanın cennetini diye. bu kadar türkiye'ye karşı sevgimiz vardı bizim. böyle türkiye’ye geldik. rahatımıza kavuştuk. ne gördüysek burada gördük.”
türkiye onlar için kurtuluş olmuştu. sovyetler birliği'ne iade edilselerdi ya öldürülecekler ya da sibirya gibi uzak kamplara sürüleceklerdi. 65 yıl birlikte yaşadığı eşini iki yıl önce kaybetti. şimdi vaktini istanbul'da, kendisi gibi kırım tatarı dostlarıyla eski günleri yâd ederek geçiriyor.
Yorumlar