Hasta mahkumlar
Cezaevinden mektup var
Al Jazeera olarak avukatları aracılığıyla bazı hasta mahkûmlardan mektuplar yazıp sağlık sorunlarını yazmalarını, tedavi süreçlerini anlatmalarını istedik. Abdurrahman Fidan, Abdülaziz Sevinç ve Abdurrahman İverendi, kaldıkları İzmir Aliağa 4 numaralı T tipi Cezaevi'nden bize mektup yazdılar.
Haberin Öne Çıkanları
Hasta mahpus mektupları
Aksayan tedaviler
İyileşinceye kadar ceza ertelemesi

cezaevlerindeki tutuklu ve mahkumların, dış dünya ile iletişim kurabilmeleri için en sık başvurdukları yol eskiden olduğu gibi mektuplar. "görülmüştür" damgalı mektuplarında yakınlarına sorunlarını, içeride yaşadıklarını, özlemlerini dile getirdiler. bize yazdıkları mektuplarında, hapse düşmelerine neden olan olayları, yargı süreçlerini ve hapishanede ortaya çıkan ya da ilerleyen hastalıkları ile ilgili durumu kendi bakış açılarıyla anlattılar.
aksayan tedaviler
abdurrahman fidan 15 yıldır epilepsi yani 'sara' hastası, sürekli olarak ilaç kullanıyor, iki yıldır da tutuklu olarak yargılanıyor. 18 ocak 2014 tarihli mektubunda sorunlarını tek tek anlatıyor. 2012 yılının nisan ayında otomobiliyle cizre’den nusaybin’e giderken yol üzerinde polis tarafından ateş açıldığını, bu esnada vücuduna üç mermi isabet ettiğini, ameliyatlar ve sonrasındaki tedavinin ardından da “örgüt üyeliği suçlamasıyla” cezaevine gönderildiğini anlatıyor. sonrasında ise aksayan tedavi süreci ve alınması gereken ilaçlara çeşitli sebeplerle ulaşılamama sorunu var.
'iyileşinceye kadar ceza ertelemesi'
revire çıkmak zor
iki yıldır tutuklu yargılanan bir başka mahkûm da abdurrahman iverendi. 25 yaşında. hakkında “ağırlaştırılmış müebbet” cezası isteniyor. yazdığı mektubun 18 ocak tarihli.
“hapishanede sağlıklı insanların hastalandığı, hasta insanların da hastalıklarının ağırlaştığı bir gerçek olurken, her yıl onlarca hastanın cezaevinde öldüğünü de biliyoruz” diyor mektubunda.
hastalığını trafik kazasında çeşitli yerlerinden kırılan bacağına yerleştirilen platinlerin bir buçuk yıl önce çıkarılması gerektiğini ama hâlâ bacağında olduğunu anlatıyor: sağ bacağım zayıflamakta, kemikler de erimektedir. böyle giderse sağ bacağım tamamen işlevsizleşecek.
bir yandan da cezaevi revirindeki ilgisizlikten yakınıyor. “revire çıkıncaya kadar bir sürü zorluk çıkarılıyor. bazen haftalarca revire çıkarılmıyoruz. çıktığımda da doktora sağ bacağım ile ilgili şikayetleri söylüyorum. o da ‘normaldir, bacağının erimesi gayet normal’ diyor. (hastaneye) sevkler çok geç oluyor, bazen hiç olmuyor” diyerek sağlığı ile ilgili konularda yaşadıklarını dile getiriyor.
ailesinden 1576 kilometre uzakta
cezaevinden al jazeera’ye mektup yazan bir diğer hasta mahpus da abdülaziz sevinç. cizre doğumlu. mektubunu 20 ocak’ta yazıp yollamış. o bir hükümlü, 7 yıl 1 ay ceza aldığını anlatıyor. o da sara hastası.
haftada iki defa sara krizi geçirdiğini, arkadaşının yardımlarıyla ilaçlarını kullansa da yarar göremediğini anlatıyor. bir buçuk yıl önce mardin e tipi kapalı cezaevi’nden izmir aliağa t tipi cezaevi’ne gönderildiğini söyledikten sonra memleketinden bu kadar uzakta olmasının kendisi için yarattığı dezavantajları anlatıyor.
bunlar içinde en önemlisi ailesinin 1576 kilometre öteden ziyarete gelmesinin neredeyse imkansız olması. sevinç, 5275 sayılı kanunun 16’ıncı maddesi uyarınca kalan cezasının iyileşinceye kadar ertelenmesini talep ediyor.
eğer tahliye olmazsa başka bir isteği var. “hasta olduğum için aileme en yakın bir cezaevinde olmamın hem benim, hem de ailem için maddi ve manevi katkısı olacaktır. çünkü her moral bozukluğum hastalığımı daha çok tetikliyor” diyerek, daha insani bir yaklaşım beklediğini söylüyor.
Yorumlar