Eğitim
'Din dersi olsun, zorunlu olmasın'
Geçen hafta Antalya’da yapılan Milli Eğitim Şûrası Genel Kurulu'nda İlkokul 1, 2 ve 3. sınıflara zorunlu din dersi konulması kabul edildi. Tavsiye niteliğindeki karara muhafazakâr yazarlardan tepkiler geliyor. Çoğunluk dersin verilmesinden yana, ancak zorunlu olmasına karşı çıkıyorlar.

19. milli eğitim şûra'sında alınan kararın hayata geçmesi için milli eğitim bakanlığı'na sunulup burada da onaylanması gerekiyor. ancak ilköğretim 1., 2., ve 3. sınıflarda din eğitimi konusu birçok çevrede tartışma konusu oldu. muhafazakâr çevrede de din dersinin verilmesi gerektiğini düşünenler çoğunlukta, ancak zorunlu olması konusunda ihtilaflar var. din dersine karşı çıkanların gerekçesi ise o yaştaki çocuğun din dersinde verilen bilgileri algılayamayacak olması.
çocuğa her yaşta dini eğitim verilmesi mümkün
konuyla ilgili al jazeera’ye konuşan star gazetesi yazarı ahmet taşgetiren dini eğitimin verilmesinden yana olduğunu belirtti, ancak bunun zorunlu olmasının gerekmediğini ifade etti. taşgetiren’e göre ilköğretimde din eğitimi ailelerin tercihine bırakılmalı. din eğitimi verecek öğretmenlerin de o yaştaki çocuğa bu eğitimi verecek pedagojik formasyona sahip olması gerekiyor.
‘çocukların o yaşta pedagojik yaşlarına uygun olarak dini eğitim almalarının yararlı olacağını düşünüyorum. yani üniversiteyi bitirmiş birisinin dini konulara yönelik ilgisi ve algısı ile daha çocuk yaştakilerin pedagojik formları farklı. ama her yaşta da dini eğitimin belli ölçüde verilebilmesi mümkün. birtakım davranış modelleri ile çocuğun ruh dünyası beslenebilir kanaatindeyim.’
bazı ailelerin çocuğuna hiç dini bilgi vermek istememesinin de bir tercih olduğunu dile getiren taşgetiren "çocuğun böyle bir manevi iklimden soyutlanmış olmasının da ayrıca tartışılması gerektiğini düşünüyorum” dedi.
'keşke incil ve tevrat da okutulsa'
vakit gazetesi yazarı abdurrahman dilipak’a göre ise, insanın inandığı şeyin gereklerini öğrenmesi manevi bir sorumluluk. ancak bunun zorunlu kılınması bürokratik bir anlam ifade eder:
"bunun yasal zorunluluk olması ayrı bir şey ama bir şeye inanıyorsanız o inandığınız şeyin gereklerini öğrenmek manevi bir sorumluluktur. o yüzden manevi, bizim hayatımızdan daha değerli olan bir şeyi idari olarak zorunlu kılmak bence bürokratik bir anlam ifade eder. bana kalsa insanlar inançlarını öğrenebilmeli. bunu örgün eğitim içinde de karşılayabilir. bu yeterli değilse dışarıda da karşılayabilir. hatta kozmopolit bir toplumda yaşıyorsa insanlar ötekilere karşı hak ve sorumluluklarını ya da dinlerini koruyup geliştirebilmesi için öteki inanç sistemlerini de öğrenmesi gerekir. keşke bir incil’in de, tevrat’ın da seçmeli ders olarak okutulduğu gelişmiş bir öğrenim sistemi olsa benim arzum odur."

'topluca alınan din dersi çocukları hep olumlu etkilemez'
ilköğretimde din eğitimi ile ilgili görüşlerini gazetedeki köşesinde paylaşan fehmi koru’ya göre ise, din dersinin ilkokul üçüncü sınıfa kadar zorunlu olmasına şûraya katılan dindar veliler itiraz ederdi. çünkü o yaştaki çocuklar henüz “din dersi” kapsamı içerisinde verilen konuları algılayabilecek ve öğrendiklerini hazmedebilecek durumda değil. koru köşesinde şunları yazdı:
"ailelerinden görerek bazı dini uygulamalara katılsalar ve sorularıyla bilgilenme ihtiyaçlarını belli etseler bile, topluca alınan bir din dersinden o yaştaki çocukların hep olumlu etkileneceklerini düşünemeyiz. o yaşlar, ailelerin veya çocuklarına özel hocalar eliyle dini bilgiler aktarmayı düşünen velilerin ilgi alanı olmalıdır. henüz algılayamayacağı bir yaşta, çocukla bir öğretmenin kuracağı din dersi ilişkisi, sınıfta hiç de arzu edilmeyecek erken tartışmalara ve etkileri sonraki yıllarda da sürecek tepkilere yol açabilir."
‘din eğitimi küçük yaşta verilmeli'
gazeteci yazar ekrem kızıltaş ise ilköğretim 1., 2. ve 3. sınıflarda zorunlu din dersinin verilmesinin oldukça sevindirici bir şey olduğunu söylüyor. kızıltaş çocukların küçük yaştan itibaren hayat boyu kendilerine gerekecek diğer hususların yanında dini konularda da bir şeyler öğrenmelerinin olumlu bir adım olduğunu belirtiyor.
kızıltaş o yaştaki çocukların dini eğitimi algılayamayacağı şeklindeki eleştirilere ise şöyle cevap veriyor:
"bence bu karşı çıkmak için öne sürülen bir argümandan ibaret. çünkü herhangi bir konunun sağlıklı olarak çocuklara verilebilmesi için küçük yaştan başlamak gerekiyor. mesela diyelim ki müzik eğitimi, bale eğitimi gibi benzeri birçok eğitim için o yaştaki çocuklara eğitim verilmesine itiraz etmeyenler dini konu devreye girince bunun küçük yaştan verilmesinin mahzuru olduğunu söylüyorlar. zaten bunu söyleyen kişilere dikkat ederseniz büyüdüğünde bile böyle bir eğitim verilmemelidir hatta mümkünse hiç verilmemelidir."
milli eğitim bakanı nabi avcı geçen hafta yaptığı açıklamda, kararın tavsiye niteliğinde olduğunu hatırlatıp, şûrada alınan kararlardan hangilerinin ne kadar ve ne zaman uygulanabileceğinin ayrı çalışma konusu olduğunu söylemişti. avcı ayrıca "din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin içeriğinin zaten tartışma konusuyken bu tartışmayı ilkokul düzeyine de taşımak doğru gelmiyor" şeklinde açıklamada bulunmuştu.
Yorumlar