Türkiye

'Evim rüyalarıma giriyor'

Operasyonların sona ermesi ile Diyarbakır’ın Sur ilçesi üç aydan bu yana en hareketli gününü yaşıyor. Zırhlı araçların çıkmaya başladığı Sur’da iş makineleri ve hafriyat kamyonlarının trafiği var. Esnaf ve yasaklı bölgelerde evleri olanlar şimdi yasağın kaldırılmasını bekliyor. Herkes, evinin, işyerinin ne halde olduğunu merak ediyor. Onlardan biri "Gece rüyalarıma giriyor. Bir bakıyorum yanıyor, bir bakıyorum yıkılıyor" diyor.

Konular: PKK
sur
Operasyonun bittiğini duyan Surlular yasağın da kalkması için bekliyorlar. [Fotoğraf: Abdülkadir Konuksever/Al Jazeera]

üç aydan beri operasyonların devam ettiği diyarbakır’ın sur ilçesinde dün akşam itibariyle çatışma sesleri yerini sessizliğe bıraktı. ara sıra duyulan patlamalar için ‘bomba düzeneği imha edildi’ yorumları yapılıyor. haberin duyulmasının ardından sur’da oturanlar ve sur esnafı durumu gece boyunca birbirlerine müjdelemişler. hızlı adımlarla sur’a yürüyenlerden birisi ‘dün akşam elli kişiyle konuştum’ diyor.

sur’un yasaklı olmayan bölgelerine giriş noktalarından biri olan dağkapı’daki polis barikatının önü her zamankinden daha kalabalık. basın mensuplarını görenler ‘bu bitti, yasak kaldı’ dedikten sonra üzerinin aranması için gülümseyerek kollarını iki yana açıyor. sur’a girenlerin yüzü daha yumuşak ve herkeste bir telaş.

sur
Sur'da operasyonların bitmesinin ardından hafriyat çeken kamyonların trafiği başladı.

karakol’a kayıt

basın mensupları için ayrı bir prosedür uygulanıyor ilçenin girişinde. birkaç kez aramadan geçirildikten sonra ilçedeki karakola da ‘giriş’ yaptırılması isteniyor.  çıplak teslim olanların fotoğraflarının medyada yer almasının ardından tolerans gösterilmiyor. gazi caddesi üzerinde pek çok dükkânın önünde sabunlu su birikintisi dikkat çekiyor. yasak kalkmış gibi dükkânını yıkayıp temizleyenler var. çarşı daha kalabalık ve tüm yüzler birazdan bariyerler kaldırılacakmış gibi yasaklı mahallelere dönük. önceki zamanlara göre yüzlerdeki sert çizgiler kaybolmuş. ulu cami’nin önündeki alanda oturmuş çay içenler mütemadiyen gülümsüyorlar. bariyerler kalksa koşup dükkânlarına ve evlerine bakacaklar. zira üç aydan beri çatışmaların sürdüğü bölgede ne ile karşılaşacaklarını bilmiyorlar.

‘arabamı alamadım’

zeynel-ozbek
Zeynel Özbek, yasak başladığı için bir otoparka koyduğu seyyar arabasını alamamış.

63 yaşındaki zeynel özbek seyyar satıcı. küçük el arabasına yüklediği ve istanbul’dan aldığı ayakkabıları yenişehir ilçesinde satarak hayatını kazanıyor. akşam olduğundaysa sur ilçesindeki bir otoparka koyuyor arabasını. yasak başladığında arabası ve üzerindeki tüm sermayesi de yasaklı bölgedeki otoparkta kalmış. birkaç kez dilekçe ile başvursa da tehlikeli diye sokulmamış mahalleye. operasyonların sona erdiğini duyunca sabahı zor ederek sur’a koşmuş.

“bütün hayatım arabam. otoparka bıraktım sabah geldim ki yasak. yalvardım, yakardım ama almadılar. valiliğe dilekçe verdim olmadı. üç aydır borç harç ile yaşıyorum. akşam aradılar ‘sur bitti’ dediler. operasyon sona ermiş. geldim sabah erkenden hiç uyumadan burada bekliyorum. eğer izin verirlerse gidip arabamı çıkaracağım. bu bela gitsin bir daha gelmesin inşallah, kimseler ölmesin, her namazımda dua ediyorum bu iş bitsin, insanlar evinden, işinden canından olmasın diye.”

‘bu hale düşürenlere beddua ediyorum’

fehmi-altas
Fehmi Altaş kendilerini bu hale koyanlara beddua ettiğini anlatıyor.

fehmi altaş 65 yaşında. belinden engelli olduğu için çalışamıyor. yasak kapsamındaki dabanoğlu mahallesindeki evini üç ay önce çıktığından bu yana görmemiş. en büyük korkusu evinin yıkılmış olması.

“üç dört aydır çıkmışız evden. gece rüyalarıma giriyor. bir bakıyorum yanıyor, bir bakıyorum yıkılıyor. kalkıp geldim kaç sefer bir kere göreyim hali nicedir diye ama izin vermediler. hayat çok zor bizim için. bir süre oğlumun evinde kaldık, sonra kiraya çıktım. baktım kirada yapamıyorum yine döndük oğlumun evine. artık bu savaş bitsin istiyorum. barış olsun, kimse evinden olmasın. bizi bu hale koyanlara beddua ediyorum.”

‘iki battaniye çıkarttık’

ramazan-kaplan
Ramazan Kaplan (Sağ başta) ancak iki battaniye kurtarabildiği evinin akıbetini merak ediyor.

61 yaşındaki emekli ramazan kaplan evini en son yasağa verilen bir günlük ara sırasında görmüş. üç ayın ardından yeniden görmek umuduyla sur’da bekleyenlerden birisi de o. tek umudu evini sağlam bulmak. sağlamsa dönüp oturacak.

“evim savaş mahallesi saatçi sokak’ta. yasak başlayınca apar topar çıktık. bir yakınımızın yanına yerleştik. sonra ev kiraladım şehitlik mahallesi’nde 550 liraya. emekli adamım belimi büktü. bir günlük arada evime gittim eşya alayım diye ama izin vermediler. iki battaniye alabildik sadece. şimdi ne durumda evim bilmiyorum. belki yıkılmıştır, belki bir şey olmamıştır. ‘operasyon bitti’ dediklerinde çok sevindim, çıkıp geldim sabah erken. izin yok, bombaları temizliyorlarmış. kamyonlarla molozları çekiyorlar. evimi sağlam bulursam derhal gidip otururum. yazık günah bu memleket çok çekti. hepimiz müslüman’ız, kimseler ölmesin artık.”

‘param olsaydı kurban keserdim’

rahim-saygin
Rahim Saygın operasyonların bitmesine çok sevinmiş. 'Param olsa kurban keserdim' diyor.

operasyonların sona ermesinden duyduğu sevinci bu sözlerle ifade ediyor 76 yaşındaki rahim saygın. üç ayda bir aldığı 500 lira yaşlılık maaşının dışında bir geliri yok. kendisinin ve oğlunun evi operasyon bölgesinde. beklerken yasağın kalkması için de dua ediyor.

“dabanoğlu mahallesi yiğitahmet sokakta evlerimiz. eşyalarımız her şeyimiz içinde. ‘inşallah bir şey olmamıştır’ diye dua ediyorum. çok sevindim operasyonların bitmesine. param olaydı kurban keserdim ama yok. üç ayda bir yaşlılık maaşı alıyorum 5 yüz lira. hepimiz ümmet-i muhammed’iz hepimiz müslüman’ız yazıktır, günahtır. kimselerin ölmesini istemiyoruz, hiç kimse ölmesin. huzur içinde, barış içinde yaşamak istiyoruz. allah devletten razı olsun, bize kira yardımı yaptı, vallahi yardım olmasaydı pes perişan olacaktık.”

‘peynirlerim bozulmuştur’

sadik-alihan
Esnaf Sadık Alihan işyerinde bozulan peynirlerini düşünüyor.

gazi caddesi üzerindeki yoğurt pazarı’nda dükkanı bulunan sadık alihan içerisindeki malzemelerinden ümidini kesmiş. peynir, tereyağı, zeytin ve bal üzerine ticaret yapan alihan, ulaşabilirse dükkanını temizleyecek.

“üç aydır girmedim dükkâna. bir kez yasak daha yeni başladığında girmiştim. bu kadar uzun süreceğini bilmiyordum. sonradan girmek mümkün olmadı. peynirlerim, tereyağlarım bozulmuştur şimdi. onlardan vazgeçtim bari huzurumuz bozulmasa bundan sonra. hepimiz aynı anadan, aynı babadan gelmişiz. aramızda bir husumet olması günah. hepimiz kardeşsek bu kadar çatışma ölüm niye?”

‘beş parmaktan hangisini kessen acır’

huseyin-araz
Hüseyin Araz, 'beş parmaktan hangisini kessen acır' diyerek huzur istediklerini söylüyor.

yasak başlamadan iki ay önce sur’da dükkân açan 59 yaşındaki hüseyin araz emeklilik tazminatının tamamını yitirmiş. gıda üzerine açtığı işyerini yasak kalkarsa kapatıp sur’u terk edecek.

“emekli olmuştum yeni, boş duramam, geldim bir yer kiralayıp dükkan açtım. gıda ürünleri, peynir, zeytin, yağ, çökelek aldım. daha borçlarının bir bölümü duruyor. sonra yasak geldi. çok uzun sürdü. bir şey kurtarabileceğimi zannetmiyorum tamamı gitmiştir. şimdi yasak kalkarsa boşaltacağım dükkânı. gideceğim buradan. allah’a dua ediyorum bu ateşe bir su döksün diye. bu savaşın bir anlamı yok. hepimiz kardeşiz bir elin parmakları gibi. hangisini kessen kanar acır. artık acısın istemiyoruz.”

sur

diyarbakır’ın sur ilçesinde operasyonlar bitti. ilçede yerleştirilmiş olan patlayıcılar ve mayınlar imha ediliyor. sokak aralarında yıkılan binaların molozları kamyonlar tarafından ilçenin dışına taşınıyor. bu trafik ise yasaklı bölgelerdeki evlerine ve dükkânlarına ulaşmak için sabırsızlıkla bekleyen surlular tarafından ilgiyle, dikkatle takip ediliyor. bekleyenlerden karamsar olanlara karşın umutla bekleyenlerin sayısı daha fazla. işyerlerine ve evlerine ulaşmak için sabırsızlık gösterenler barikatlar kalktığında kendilerini bekleyenin ne olduğunu bilmeden bu umutlarını diri tutmaya çalışıyorlar ve ‘sur bitti’ haberini bu kez yasakların kalktığı gün tekrar almak istiyorlar.

kaynak: al jazeera

Abdülkadir Konuksever

1971 yılında diyarbakır'da doğdu. 1990 yılında gazeteciliğe başladı. ulusal ve uluslararası yayın kuruluşlarında çalıştı. basılı iki öykü kitabı bulunan konuksever, al jazeera türk diyarbakır ofisi muhabiri olarak görev yapmaktadır.  Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;