Suriye'de iç savaş
Hedef: Ortadoğu'da El Kaide devleti
Irak'ta Felluce'yi ele geçiren, Suriye'de geniş bir alana hükmeden, Beyrut’un güneyindeki bombalı saldırıyı üstlenen IŞİD, bazı Suriyeli muhaliflere göre, Suriye Devrimi'ne zarar veriyor.
Haberin Öne Çıkanları
IŞİD'i kim silahsızlandıracak
IŞİD-muhaliflerle çatışıyor
Cenevre öncesi yeni gelişme

“bütün bu silahlı grupları özellikle d’aaş’ı kim silahsızlandıracak?” diye sormuştu yeni yıla bir kaç gün kala konuştuğum, kendisini ‘eski savaş ağası’ olarak tanımlamaktan çekinmeyen ortadoğulu bir siyasetçi.
d’aaş dediği, suriye’nin özellikle kuzeyinde bazı bölgeleri kontrolü altına alan davla al islamiya fi-l irak ve şam yani irak ve şam islam devleti (işid).
örgütün adının içinde geçen şam, yalnızca suriye’nin başkenti ile sınırlı değil, ‘büyük suriye’ ya da ‘bereketli hilal’ olarak da bilinen, lübnan, filistin ve ürdün’ü içeren geniş bir coğrafya.
bizim bu konusmayı yapmamızdan bir kaç gün sonra, yeni yılın ilk günlerinde bölgede dengeleri etkileyecek gelişmeler yaşanmaya başladı.
işid, irak’ta felluce’yi ve suriye sınırına yakın anbar’ın bir kısmında da kontrolü ele geçirdi.
örgüt, 2 ocak’ta suriye rejimi yanında savaşan lübnan’ın şii örgütü hizbullah’ın güçlü olduğu güney beyrut’a düzenlenen ve beş kişinin ölümüne neden olan bombalı saldırıyı da üstlendi.
iş öyle bir hale geldi ki, herkesin aklından geçen ama belki de söylemekten çekindiği durumu, anbar’daki güvenlik yetkililerinden biri, albay ammar ahmed wall street journal’a söyleyiverdi:
“korkarız ki, anbar, suriye ile birleşecek, böylece ortadoğu’da ilk el kaide devleti kurulmuş olacak.”
“batı’nın umrunda mı?”
oysa ‘eski savaş ağasıyla’ suriye iç savaşına çözüm bulmak için ocak ayında cenevre’de toplanması beklenen uluslararası konferansın başarı şansı üzerine konuşuyorduk:
“cenevre toplantısının başarılı olma şansı bence yok. bir çok nedeni var bunun. uluslararası güçler toplantıya hazır olsa bile, kendi çıkarlarından vazgeçmeye hazır değil. iran’ın, rusya’nın, suriye konusundaki tutumu belli. batılar da şaşkın. d’aaş’ın gücünden korkuyorlar. öyle bir noktaya geldiler ki, açık açık ‘esed kalsın, yeter ki, suriye başta d'aaş olmak üzere radikal silahlı grupların eline geçmesin,' diyorlar."
işid’in gücü
işid, 2006 yılında irak’ta, el kaide’nin bir kolu olarak kuruldu. zamanla, irak el kaidesi’ni de yuttu. şimdiki yöneticisi, daha doğrusu emir’i, ebubekir el bağdadi. bereketli hilal de bir halife devleti kurmak istiyor.
bağdadi, 9 nisan 2013’de suriye’de savaşan ve abd’nin terörist örgüt listesine aldığı al nusra ile birleştiğini duyurdu. bağdadi’ye göre, bu birleşmeden sonra örgütün adı, irak şam islam devleti oldu.
al nusra liderliğiyse, suriye’de savaşırken, bağdadi’den yardım aldıklarını, geçmişte irak’ta onunla birlikte savaştıklarını söyledi ama, bağlılığının bağdadi’ye değil, el kaide lideri ayman al zavahiri’ye olduğunu açıkladı.
zavahiri de, al nusra’dan yana bir tavır takındı. işid’in suriye’den çekilmesini istedi. bağdadi’nin buna yanıtı kesin oldu;
“sykes-picot anlaşmasının belirlediği sınırlara uymayacağım.”
birinci dünya savaşı sırasında osmanlı imparatorluğu’nun parçalanmasını öngören bu anlaşma, arapların bir arada kalması gerektiğini düşünenler için bugün de ağır bir travma.
nusra ve işid’in ayrışması, savaşcılarını da etkiledi. nusra ile birlikte savaşanların bir kısmı özellikle libya, tunus ve arap körfez ülkelerinden gelen savaşcılar, işid’in tarafına geçtiler.
kafkaslardan gelen savaşcılar da katıldı
2013 mayıs ayındaysa işid’i güçlendiren başka bir gelişme yaşandı. daha çok orta asya ve kafkasya’dan gelen savaşcıların oluşturduğu, liderliğini gürcistan ordusunda askerlik yapmış dağıstanlı asıl adı tarkan batıraşvili olan ömer şişhani’nin liderliğindeki muhacirin ve ensar ordusu, işid ile birleştiğini açıkladı. şişhani halep, idlib ve lazkiye valisi ilan edildi.
şişhani, suriye isyancılarını başlangıçta epey sevindiren menagh havaalanının ele geçirilmesinde önemli bir rol oynadı. şişhani ile güçlerini birleştiren başta nusra ve ahrar-ı şam, pkk ile ilintili pyd’nin silahlı örgütü ypg ile savaşmaya başladı.
temmuz 2013'de, irak'taki iki hapishaneyi basan işid, 500'den fazla el kaide üyesinin serbest kalmasını sağladı. iraklı yetkililere göre, serbest kalanlar savaşmak için suriye'ye gitti.
rakka ve halep’te, otoritesizliğin doğurduğu durumdan kaçınmak isteyen bazı yerel aşiretler de işid’e boyun eğdiler. işid, özellikle rakka’da, neredeyse kendi mini devletini oluşturdu, insanlara temel ihtiyaç maddeleri dağıtmaya, ulaşım ağları kurmaya başladı.
fakat bu arada, işid diğer silahlı grupların oluşturduğu mahkemeleri tanımamaya, kendi mahkemelerini kurmaya başladı. başlangıçta işbirliği yaptığı, diğer silahlı örgütlerin komutanlarını da kaçırmaya başladı.
halkın epey korkmasına neden olan, kafa kesme eylemlerinin yanısıra, muhafazakar olmasına rağmen suriye halkının dokusunda bulunmayan radikallikleri de gündelik hayata soktu.
ilk bakışta, hem nusra hem işid, el kaide bağlantılı gözükse de, yine de arada bazı farklar var. örneğin her ikisi de iran’dan ve şii olan bir çok şeyi ‘yok etme’ amacında olsalar da, nusra, nusayri olmayan, devlet yetkilisi olmayan şiilere karşı, işid’e oranla daha az radikal.
yüzyıllardan beri bir çok mezhebin ve dinin bir arada yaşadığı suriye’nin yerel güçlerinin oluşturduğu silahlı gruplarsa, her iki örgüte göre daha az radikal.
suriye’deki diğer silahlı gruplar, rejime karşı savaşmaya yardımcı oluyor, diye başlangıçta işbirliği yaptıkları işid’in kendi başlarına da bela olabileceğini kısa bir süre önce anladılar ve yeni yılın ilk günlerinde işid ile savaşmaya başladılar.
bardağı taşıran damlalar
işid ile diğer silahlı grupların savaşmaya başlaması, halkın önemli bir kısmının işid’den olan rahatsızlığını açıkça ifade etmeye başlamasıyla oldu.
suriye’de işid karşıtı dalga, işid’in suriye devrimi’nin sesi olarak da tanımlanan idlib’in kuzeyindeki kafranbel köyüne aralık ayının son günlerinde saldırmasıyla iyice yükseldi.
kafranbel, barışcıl gösteriler olarak başlayan suriye ayaklanmasının sembol yerlerinden biri. burada başta radyo olmak üzere çeşitli medya organları var. ayaklanmanın sloganlarının bir kısmı burada üretiliyor. yaratıcı protestoların da önemli merkezlerinden biri kafranbel. örneğin, işid’i, ünlü bilim kurgu filmi alien (yaratık) benzetilmesi, kafranbel gençlerinin işi.
türk gazeteci bünyamin aygün’ü de rehin alan işid’in kafranbel’i basıp, medya organlarına zarar vermesi, gazetecileri gözaltına alması yeni bir durum değil ama bardağı taşıran damlalardan biri.
işid’in kafranhbel’i basmasından sonra, suriye ayaklanmasının ilk günlerinde olduğu gibi, ülkede 3 ocak cuma günü, işid karşıtı gösteriler yapıldı. 3 ocak cumasının adı ‘hepimiz ebu rayyan’ızdı.
ebu rayyan ya da asıl adıyla hüseyin el süleyman, bölgede sevilen bir doktor ve ahrar şam örgütünün önemli isimlerinden biriydi. işid tarafından kaçırılmıştı ve 1 ocak’ta, çeşitli organları kesilmiş ve işkence edilmiş cesedi bulundu. ebu rayyan, işid’in kaçırdığı, işkence ve infaz ettiği ilk suriye silahlı muhalefeti lideri de değildi.
işid’in türkiye sınırını kontrol çabası
ebu rayyan’ı, işid’in hedef tahtasına oturtan asıl mesele türkiye’den suriye’ye açılan bab el hava sınır kapısının kontrolü. bu kapı, hatay’daki cilvegözü’nün suriye tarafı. suriye isyancıları için yaşamsal önemde çünkü suriye’ye giden yardımların ve insan trafiğinin önemli bir kısmı bu kapıdan yapılıyor. sınır gelirleri de, isyancılar için önemli.
işid 7 aralık’ta, bab el hava sınır bölgesinde bulunan hür suriye ordusu (hso) karargahını bastı.hso'un yardımına islami cephe’yetişti. işid'i püskürttü ve sınır kapısını kontrol etmeye başladı. bu kontrolün komutanlığını da ebu rayyan’a verdi ama işid, intikamını onu kaçırarak ve öldürerek aldı.
türkiye, suriye rejimi ve batı tarafından sınır kapılarından suriye’ye savaşmak için giden radikal unsarlara geçit vermekle itham ediliyor. oysa türk dışişleri bakanı ahmet davutoğlu 3 ekim 2013’de verdiği bir mülükatta bunun türkiye’ye haksızlık olduğunu söylemiş şunları eklemişti:
“biz hiçbir şekilde ne suriye’de, ne diğer komşu bir ülkede ya da dünyanın herhangi bir yerinde herhangi bir radikalleşme eğiliminden ya da el kaide türü faaliyetlerin artmasından memnun olmadığımız gibi bundan en fazla rahatsız olacak olan biziz. dolayısıyla, türkiye’den bu gruplara sağlanmış hiçbir destek, hiçbir müsamaha yoktur."
işid ve diğer silahlı gruplar arasında çatışmanın başlamasından sonra türkiye de cilvegözü sınır kapısını 4 aralık’ta kapattı.
suriye halkının da müsamahası bitti
işid’in 2 ocak’ta, türkiye sınırına yakın atarib’e saldırması, suriye halkının müsamahasının da bitmesine neden oldu. aralık ayında kurulmuş mücahiddin ordusu, suriye devrimcileri cephesi, islami cephe, hso birlikleri ve hatta el nusra, işid’in saldırılarını durdurmasını ya kendi saflarına katılmasını ya da ülkeyi terk etmesini istediler. bazı bölgelerde ağır kayıplar veren işid ise, kuzey suriye’den çekilerek, muhalifleri rejimle başbaşa bırakma tehdidi savurdu.
oysa, 3 ocak’ta ‘hepimiz ebu rayyan’ız” cuması düzenleyen suriye halkı, işid hakkındaki yargısını bu gösterilerde zaten bağırıyordu:
“daash ve esed birdir”
twitter’da suriyeli muhalifler tarafından dikkat çekilen noktalardan biri de işid’in ele geçirdiği yerlere, rejimin saldırmamasıydı.
suriye rejimi- işid ilişkisi
suriye yönetimi, irak işgali sırasında, irak’tan sonra sıranın kendisine gelebileceğini düşünerek, el kaide unsurlarının suriye toprakların kullanarak irak’a geçmesine göz yummuş hatta abd’ye göre, bu geçişleri özellikle 2005-2007 arasında bizzat organize etmişti. abd, bu nedenle bir çok kez protesto ettiği şam’a yönelik yaptırımlar uygulamaya koymuştu.
konuştuğum ‘eski savaş ağası’ da, suriye rejiminin el kaide’nin bazı unsurlarıyla hala işbirliği içinde olduğunu iddia etti. suriye rejiminin kendi sorunlarını ihraç etme kabileyetini en iyi bilenlerden birinin türkiye olduğunu hatırlattı
suriye muhalifleri ve devrimcileri ulusal koalisyonu (smdk) da gerek yaptığı yazılı açıklamalarda gerekse de sözcülerinin verdiği mülakatlarda işid’i suriye rejimi hesabına çalışmakla suçladı. smdk’ya göre, “suriyelilerin bu grup tarafından öldürülmesi, ortaya çıkışlarındaki amaçları ve gündemleri hakkında şüpheye yer bırakmıyordu."
smdk’ya göre, işid, suriye devrimi’nin temel ilkelerine zarar veriyordu ama artık 5 ocak’ta yayınladıkları bildiride de "suriye devriminin amaçlarına ulaşılması için işid ile çatışma kaçınılmaz" deniliyordu.
bildiride başka bir cümle daha vardı:
“suriye halkı aklını başına aldı.”
peki ya cenevre’ye gidecek ülkeler?
güçlerini birleştiren suriyeli silahlı gruplar, şimdilik işid’e karşı üstün gözüküyorlar. işid elindeki bazı bölgeleri savaşmadan terk etti, güçlerini halep’e doğru çekmeye başladı, bunun toparlanıp yeni bir saldıraya geçme hazırlığı olup olmadığı önümüzdeki günlerde belli olacak. işid’in irak’ta, merkezi yönetimle savaşının sonuçlarının ne olacağı da, suriye içindeki çatışmaları etkileyecek.
bütün bu gelişmelerin cenevre’de suriye iç savaşına çözüm bulması beklenen ülkelerin tutumlarını nasıl etkileyeceği de henüz belli değil. 'eski savaş ağasının' dediği gibi, suriye krizi uzadıkça, irak’tan lübnan’a kadar uzanan bölgede durumun tamamıyla kontrolden çıkmasına göz mü yumacaklar yoksa çözüm için gerçekten çaba sarf edecekler mi?
ama ilk sorunun hala yanıtı yok: işid’i kim silahsızlandıracak?
Yorumlar