Türkiye
'Her şeyin başı vicdan'
Ahlâk ve vicdan gelişimi, kişinin kendisini kontrol etmesiyle eşanlamlı. Sosyal Psikolog Çiğdem Kağıtçıbaşı’na göre, Özgecan Aslan cinayetinde 'vicdan yoksunluğu’ başta olmak üzere birbiriyle iç içe geçmiş unsurlar var. Vicdan, çocuk yetiştirmede ebeveynlerin en çok dikkat etmesi gereken konu.
türkiye, mersin’de öldürülen özgecan aslan etrafında tek vücut olmuş durumda. çok sayıda kadın “sen de anlat” diyerek başlarından geçen taciz olaylarını paylaşıyor. tacizden korunma yollarını aktarıyor.
kadın erkek farketmiyor; kurulan her cümle, yapılan her yorum tek bir şeye çıkıyor: vicdan.
en çok konuşulan konulardan biri de çocuk yetiştirilmesine yönelik. sosyal medyada “benim ne giyeceğimi değil, oğluna tecavüz etmemeyi öğret” ifadesi bunun dokunaklı göstergesi. gerçekten öyle mi?
bu soruyu sosyal psikolog çiğdem kağıtbaşı’na sorduk.
“vicdan gelişimi çok önemli”
profesör kağıtçıbaşı'na göre, özgecan aslan olayında karmaşık-iç içe geçmiş olgular var. kriminolojik, insan saldırganlığı, cinsellik sorunu ve ahlâk - vicdan iç kontrol gelişimi noksanlığı dikkat çekiyor.
cinsellik ve hükmetme (saldırganlık) güdüsü birbirini tetiklemiş durumda.
kağıtçıbaşı, hükmetme güdüsünün çok evrensel bir güdü olduğunu ama bazı ortamlarda saldırganlık boyutuna varabildiğini söylüyor. burada en önemli faktör çevre. toplumun yanlış yönlendirmesiyle hükmetme güdüsü toplum için bir tehdide dönüşebiliyor.
“saldırganlık (hükmetme) özelinde bakacak olursak bireyler ve toplumlar arasında farklılıklar var. toplum, bu temel güdüleri iyi bir şekilde yönlendirebilir ve topluma zarar vermeyecek hale getirebilir. cinsellik de biyolojik temele dayanıyor. eğitimden çok çabuk etkileniyor ve yön verilmesi mümkün. cinsellik ve saldırganlık çok temeller ama şekil alabiliyorlar."
burada kilit nokta eğitim. bu iki güdünün çocukluktan kontrol altına alınması. anne ve babanın çocuklarını yetiştirirken insancıl değerleri çocuğa aşılayabilmesi. bir çocuğun doğru ve yanlışı görüp doğru olanı başka birinin diktesine ihtiyaç duymadan kendisinin seçebilmesi.
“ahlâk gelişimi, vicdan gelişimi çok mühim. vicdan, kişinin kendi kendisini kontrol etmesi demektir. kişinin yanlıştan kaçınıp, doğruyu yapmak istemesi bunu ifade eder. vicdanın geliştiğini gösterir. bu otomatikman olmaz. bunun olabilmesi için iç kontrolün gelişmesini sağlamak sağlamak lazım. itaate dayanan çocuk geliştirme modeliyle olamaz. itaat demek, dış kontrol demektir. biri var onu kontrol eden. biri tarafından cezalandırılmamak, o cezayı almamak için doğruyu yapıyor. doğruyu kavradığı için değil. cezalandırılmamak için. benimseme değil, doğruyu kendine mal etme değil. bunu görmüyoruz burada. cezalandırılmamak için yapılmıyor. anne- baba, öğretmen kızmasın diye yapmıyor. onlar olmadığı vakit çabucak yanlışa kayıyor.”
bunun noksanlığı çocuğun ahlâken ve vicdanen noksan olması demek. yani kendi kendine doğru yolu bulmaması.
“özgecan’ın öldürülmesi cinsellik bazlı bir olay. işin içinde kontrol edilmemiş, yönlendirilmemiş kaba kuvvet gösterisine benzeyen bir saldırganlık da var. genç adam tecavüz etmeye kalkışmış. bunu kendinde hak görüyor. etrafında da onu kontrol edecek kimseyi görmüyor. kendi kendini kontrol etmeyi öğrenebilmiş değil. ‘ben bu insana zarar veririm’ diye düşünmüyor, sadece kendi temel güdüsünü düşünüyor. tam bir hayvan gibi. bu, kendi kendine karar verme sürecinden yani bu öğretimden geçmediğini, insancıl değerlerinin gelişmediğini ve medenileşmediğini gösterir.”
“kadına karşı saldırganlık, şiddet arttı”
sosyal psikolog profesör çiğdem kağıtçıbaşı’na göre son 10 yılda artış var. muhafazakârlaşmayla başa baş giden bir durum bu. açıklamasını da şöyle yapıyor:
“çünkü, 'kadın erkek eşit değildir' deniyor. kadın daha aşağıda erkek daha üstte. kadın erkek ilişkilerinde iki temel bakış var. eşitlikçi bakış çağdaş yaklaşımdır. 'her ikisi de insandır, hakları vardır' der ve ilişkilerde insan haklarından yola çıkılır. diğeri tamamlayıcı yaklaşımdır. 'farklıdır ve birbirini tamamlar' denir. dinlerin genellikle öğrettiği de budur. fıtrat bundan gelir. ilkel toplumlarda ya da geleneksel toplumlarda yaygındır. bir kadına cinsellik şeklinde saldırdığı vakit bunu hak olarak görüyor kendinde. bu hakkı görmesi çok ters bir şey. kısır döngü. şöyle öğretiler var: erkek şehveti, cinselliği doğaldır, kadın da bundan korunmalıdır. kadına 'erkeği tahrik etme' deniyor.”
başta aile… daha sonra okul… en son halkada da çevre var… hepsi etken. hareket biçimini pekiştiren.
çiğdem kağıtçıbaşı'na göre çocuklara "doğru olan bu" denmiyor. mükâfat ya da ceza konuyor. çocuklar sadece bunu elde etmek ya da bundan kaçınmak için hareket ediyor; doğru olduğu için değil.
“bireyin gelişmesi için özerk hareket edebilmesine, karar verebilmesine, doğruyu yanlışı benimseyerek ona göre davranmasına özendirilmesi gerekiyor. sadece kanuna uymasını beklemek yeterli değil. zira, böyle olunca kişi kendine hakim olamayıp hayvan gibi saldırganlık ve cinsellik güdüsüyle harekete geçiyor. ‘karşımda insan var. bu insanın bir değeri var. zarar veremem’ diyemiyor.”
kadın neden susar?
profesör kağıtçıbaşı'na göre, kadın sürekli kendini korumak zorunda. çünkü sesine kulak verilmiyor. aksi durumdaysa başı derde girer. sistem kadını korumaktan uzak. kadınlar kazanamayacaklarını bildikleri için susuyorlar.
“aşırı şiddet gören yardım istiyor ama devlet yeterince koruyor mu hayır. koruma evleri yeterli mi? hayır. ciddi adımlar atmaları gerek. uygulamaya dönük. cezalar arttırılmalı. bu tür caniler aftan yararlanmamalılar. iyi hal indirimi olmamalı. kadın ve çocuk korunmalı. hepsi iç içe geçmiş. lafla olmaz bu. ciddi politika üretmek lazım. devlet tarafından topluma karşı garanti altına verilmesi lazım. fevkalade kızgınım, üzgünüm."
Yorumlar