Türkiye
Karanlık dünyası müzikle aydınlandı
Görme engelini öne süren Güzel Sanatlar Lisesi kurulunu ‘ama gönül gözüm açık’ diyerek ikna eden Diyarbakırlı Mazlum Acar, Ege Üniversitesi Konservatuvarı'na da birincilikle girdi.
Konular:
Kültür-Sanat
mazlum acar bilinen tek görme engelli kanun sanatçısı. bunun dışında ud, cümbüş ve piyano da çalabiliyor. hem de güzel sanatlar lisesi'nden mezun olduktan sonra, konservatuvarı birincilikle kazandı. hayatı müzikle dolu ve 'hep öyle olacak', kendi ifadesiyle; "görmenin sınırı yok, ama görmemenin karanlık bir sınırı var. müziğiyle kendi ve diğer görmeyenlerin karanlıklarını aydınlatmak için çalışacak."
diyarbakırlı acar, babasıyla birlikte müzik yolunda uzun ve zorlu mücadele vermiş. bu süreçte yaşadıkları, hem kendi, hem de pek çok görme engellinin yolunu da açmış.
oğlu mazlum’un gözlerinin görmediğini ilk anladığında baba hüseyin acar’ın aklından geçen tek şey çocuğuna görmediğini hissettirmemek için elinden gelenin en iyisini yapmak olmuş. ‘kulakları işitiyor’ diyerek ara sıra 'tıngırdattığı' çatlak ve iki teli eksik bağlamasını koymuş kucağına oğlunun:
“bağlamanın tellerine vurduğunda ve sevdiğinde biz de sevindik. karanlık dünyasını başka neyle doldurabilirdik ki? kısa sürede sevdi, benimsedi ve sarıldı bağlamasına.”
önce sınıf, sonra okul açtırdı
mazlum’un bağlama ile ilk tanıştığı günleri anlatan baba hüseyin acar’ın gözleri yaşarıyor. oğluna bir yol açmak için verdiği mücadele kolay olmamış:
“oğlumu okula kaydettireceğim ki baktım diyarbakır’da görme engelliler okulu yok. yıl 2002 ve hiçbir görme engelli okula gidemiyor. milli eğitim’e gidince yeterli sayıda öğrenci bulunabildiği takdirde ancak bir sınıf açabileceklerini söylediler. uğraş, didin sekiz öğrenciyi bir araya getirince sınıfı açtılar. ancak o kadar öğrencinin arasında görme engellilerin sıkıntı yaşamaları kaçınılmazdı. sınıf açtırdıysam okul da açtırırım diye düşündüm.”
Baba Hüseyin Acar tüm zamanını Mazlum'a ve diğer görme engellilere vermiş.
bu düşüncesi onu yeniden yollara düşürmüş. okul açılabilmesi için asgari 40 öğrenci olması gerektiğini öğrenince valiliğin kapısını çalmış.
“sağ olsun o zamanki valimiz durumu öğrenince kaymakamlıklara yazı yazdı ve görme engellilerin tespit edilerek kendisine bildirilmesini istedi. bir iki ay sonra yazılar gelmiş ve onlarca görme engellinin adresi tespit edilmiş. sıra ailelerini ikna etmeye gelmişti. eski bir arabam vardı, atlayarak yollara düştüm.”
acar’ın ilk kapısını çaldığı görme engelli 83 yaşında biri çıkmış. o öğrenci olabilecek kişileri ararken ilk görüşmesi olumsuz sonuçlansa da pes etmeden üç ayda diyarbakır’ın tüm ilçelerini ve köylerini dolaşmış.
“durumu uygun 72 kişi tespit ettim. çok zor oldu. kapılarına gittiğimde kimi yardım etmek için geldiğimi düşünüyor; yardım bekliyor, kimi de çocuklarını şehre gönderemeyeceğini söylüyordu. ben ise görme engellilerin avukat, öğretmen olabileceğini söylüyor ikna etmeye çabalıyordum. neyse ki pek çok kişiyi ikna ettim etmesine ama daha ortada okul yoktu. yeniden pek çok kapıyı çaldım. ilk açan diyarbakır milletvekili ihsan arslan oldu.”
arslan’ın giderlerinin tamamını kendisinin karşıladığı diyarbakır’ın ilk görme engelliler okulunun 2005’te 40 öğrencisi ile eğitime başladığını anlatan acar’ın verdiği çaba sonucu hem pek çok görme engelli hem de oğlu mazlum okula kavuşmuş.
ihsan arslan görme engelliler ilköğretim okulu adıyla açılan kurumda bağlamasını elinden hiç düşürmeyen mazlum acar okulun ilk mezunları arasında. müziği çok sevip benimsediği için öğrenimine de bu yönde devam etme kararı almış ancak güzel sanatlar lisesi’ne girmesi düşündüğünden daha zor olmuş:
“güzel sanatlar lisesi’ne gittiğimizde sınavı yapacak komisyon başkanı ‘görme engellileri alamayız’ dedi. üzüldüm ama babamla birlikte pes etmedik. okul öğretmenleri, komisyon başkanıyla konuştular. ‘yeteneği yoksa almayın ama gözleri görmüyor diye almamak olmaz’ dediler. ben de komisyon başkanına, ‘gözlerim görmüyor olabilir ama kulaklarım işitiyor ve ellerim çalışıyor’ deyince ikna oldu. teorik soruları yanıtladım. sonra ‘bugün bize pir geldi' ve 'gül yüzlü sevdiğim' eserlerini okudum, sınavı geçtim.”
başarılı bir lise hayatı geçiren mazlum acar iyice ustalaştığı sazıyla programlara da çıkmaya başlamış. kazandıklarıyla da ailesine yük olmamış.
“değişik mekânlarda çalıp söyledim. düğünlere ve özel davetlere katıldım. trt radyosu'nda kısa bir süre çalıştım. yerel televizyonlarda programlar yaptım. çok şükür aileme katkım oldu.”
müzik konusunda kariyer yapmak en büyük hayali. bunun için de üniversite eğitimi görmesi gerekiyor. bu nedenle sıkı bir çalışmanın ardından babasıyla geçtiğimiz yaz ege üniversitesi’nin yolunu tutmuş:
“hayatımın en büyük sınavıydı sanırım. babam benden heyecanlıydı. beni tuttuğu için biliyorum eli kolu titriyordu. sakin olmasını söyleyip geçtim sınav komisyonunun karşısına. ‘pınar başından bulanır canım oy’ türküsünü çalıp söyledim. komisyon üyelerinden bazılarının ağladığını hissettim. komisyon başkanı da babama ‘tüylerim diken diken oldu’ demiş. yetenek birincisi olarak kazandım sınavı.”
engellilerin en çok kendilerini engellediklerini söyleyen mazlum acar üzerlerindeki çekingenliklerini atıp utanmamaları ve yaşama tutunmaları için yeteneklerini ön plana çıkarmaları gerektiğini düşünüyor. o da öyle yapmış ve bir saz üstadı olmak için var gücüyle çalışacağını söylüyor:
“görme engellilerin zorluk çekmemeleri için makamsal kitapların notalarını kabartmaya çevirmek istiyorum. en büyük hayalim bu. aynı üniversitede kalıp yükselmek isterim. babam nasıl benim ve diğer görme engelliler için mücadele etti bundan sonrasını ben yapacağım.”
kaynak: al jazeera türk
Yorumlar