Kobani
Kobanililer boş dükkânlarda yaşıyor
'Her ambulans geçtiğinde ağlıyorum, içim yanıyor. Eşim aklıma geliyor.' Bu sözler IŞİD’in Kobani’ye saldırısı sonrası Suruç’a kaçan Fadile Muşo’ya ait. IŞİD'in Kobani’ye saldırısı sonrası Suruç’a sığınan Suriyeli Kürtlerin verdiği yaşam mücadelesi sürüyor.

suruç’ta kurulan iki kamp ve üç çadırkentte kalan kobanililerin bazıları suruç merkezde buldukları boş dükkan ve depolarda kalıyor. al jazeera türk, 22 gündür bu boş dükkanlarda yaşayan kobanililerle görüştü. bunlardan biri de 30 yaşındaki altı çocuk annesi fadile muşo. eşinin kobani’de kalarak işid’e karşı savaştığını, zaman zaman telefonla görüştüklerini anlatıyor.
kobani’den yaralıları taşıyan ambulanslar genellikle, fadile muşo’nun kaldığı dükkanın önünden geçiyor. muşo, “her ambulans geçtiğinde ağlıyorum, içim yanıyor. eşim aklıma geliyor. diğer gelenleri düşünüyorum. hepsi kardeşimiz” diyor.
beş aile bir depoda
muşo ve çocukları suruç'taki depoda beş aile ile birlikte kalıyor. tek eşyaları yerdeki kilimler, şilteler, bir tüp ve birkaç kapkacak. depoda tuvalet, banyo, su yok. temizlik ihtiyaçlarını başka bir yerde karşılıyorlar.
bu depo ve dükkanlarda kalanlar çevredekilerin yardımlarıyla geçiniyor: “bazen bir araba geliyor, tanımıyoruz, bize gıda, su bırakıp gidiyorlar.”
muşo, “hiçbir yardım istemiyorum. tek isteğim, çok sevdiğim kentime ve evime dönmektir” diyor. muşo, cumhurbaşkanı recep tayyip erdoğan’a da şöyle sesleniyor: "sınır kapılarını açıp ülkelerine aldılar. allah razı olsun. erdoğan’dan bir ricam var, kobani’ye yardım etsin. yaralılarımız sınırda bekletiliyor. yaralılarımız bekletilmesin."
aynı depoda kalan 70 yaşındaki ahmet mustafa “kobani’de evimiz, bahçemiz vardı. burada yersiz yurtsuz olduk. her şeyimiz gitti. burada bu depoda yaşıyoruz” derken, araya 60 yaşındaki müslüm haco araya giriyor. kobani’nin kor bingar köyünden. işid saldırınca suruç’a geldiklerini hatırlatıyor:
“kobani’nin köyünde evim vardı. yaktılar. bizi çöllere düşürdüler. bu ateşin sönmesini istiyorum. biz türkiye ile komşuyuz. komşudaki ateş, diğer komşuya da sıçrar. bize olduysa, onlara da olur. türkiye kobani’ye yardım etsin.”
küçük dükkanda 12 kişi
yol üstündeki küçük bir dükkana girerek, burada yaşayan kobanililerle konuşuyoruz. birkaç metrekarelik dükkanda iki ayrı aile kalıyor. hame ailesi amca çocukları. 12 kişi kalıyorlar.
ismail ve zehide çiftinin beş çocuğu var. ama iki oğulları yanlarında değil. suriye'deki savaşta, daha güvenli olduğu için halep'ten kobani'ye taşındıklarını anlatıyorlar. zehide hame, iki oğlunun dokuz ay önce çalışmak için irak'ın kuzeyine giderken rakka'da işid tarafından alıkonulduğunu söylüyor. anne hame oğullarını görmek için yollara düştüğünü, daha sonra çocuklarının götürüldüğü halep’in mumbuç bölgesindeki cezaevine gittiğini gözyaşlarıyla anlatıyor:
“oğullarımdan biri 21, diğeri 17 yaşındaydı. onları görmek için bir ay orada kaldım. bir türlü bana göstermediler. iki gün önce yaşadıklarının haberini aldık. tek isteğim çocuklarımın bırakılıp yanımıza gelmesi.”
halep’ten suruç’a
emine hame dört çocuk annesi; bir oğlu erbil’de çalışıyor. aile bir yıl öncesine kadar halep’in kürt mahallesinde yaşıyordu. emine hame, burada yaşanan çatışmalar sonrası çocuklarıyla birlikte kobani’ye taşındıklarını ancak eşinin halep'te kaldığını anlatıyor. uzun süre eşiyle görüşemediğini söyleyen hame “bayramın birinci günü öldürüldüğü haberini aldık” diyor.
“kobani’yi dünyanın hiçbir şeyine değiştirmem” diyen hame, tek isteğinin kobani’ye dönmek olduğunu söylüyor.
kaynak: al jazeera
Yorumlar