Gazetecilere özgürlük
'Korku ve baskı havası hakim'
Bugün Al Jazeera, dünya çapında eylemlerle Mısır’da gözaltında tutulan dört gazetecisi için özgürlük istiyor. Al Jazeera Türk Mısır'da basının durumunu Uluslararası Gazetecileri Koruma Örgütü’ne sordu.
mısır’da temmuz 2013’te muhammed mursi’nin devrilmesiyle başlayan şiddet ortamında altı gazeteci öldürüldü, 45 gazeteci saldırıya uğradı ve 11 basın kuruluşuna baskın düzenlendi. en az sekiz gazeteci şu anda hapiste.
bu verilere, tüm dünyada gazetecilere destek veren ve hak ihallerini belgeleyen gazetecileri koruma örgütü’nün (cpj) ülkede yaptığı araştırmalar sonrası ulaşıldı. örgüte göre en az 44 gazeteci de aynı süreçte herhangi bir suç belirtilmeden gözaltına alındı.
ülkede şubat 2011’de hüsnü mübarek’in devrilmesiyle birlikte uzun yıllar baskı altında tutulan gazeteciler için de daha özgür bir dönemin başlaması umut ediliyordu. ama uluslararası basın örgütlerine göre mısır’da gazeteciler ne muhammed mursi yönetimi altında, ne de sonrasında tamamen özgür olabildi. cpj genel müdürü joel simon gazeteciler için hayli iç karartıcı bir ortamın söz konusu olduğunu belirtiyor:
"mısır her zaman için gazetecilere baskı uygulanan ve özgürlük ortamının olmadığı bir ülke oldu. gazeteciler hükümetin çıkarlarına hizmet etmeliydiler ve bağımsız gazetecilik yapmak çok zordu. ama şu anda bu neredeyse imkansız. çünkü mevcut hükümet tüm eleştirel gazeteciliği terörizm olarak değerlendiriyor. yani şu anda hükümeti eleştiren haber yapmak mümkün değil. hükümet gazetecilere ya bizim yanımızdasın ya da bize karşısın diyor."
mısır, sınır tanımayan gazeteciler örgütünün 2014 dünya basın özgürlüğü sıralamasında 180 ülke arasında 159. sırada yer alıyor.
2013 yazı gazeteciler için de kanlıydı
mısır ordusunun mursi’yi görevden almasıyla başlayan şiddet ortamında insan hakları izleme örgütü’ne göre 1300 kişi hayatını kaybetti.
bu dönemde hem mısırlı, hem de yabancı gazetecilerin çeşitli hak ihlallerine uğradıkları belgelendi. uluslararası basın örgütlerine göre hedefte çoğunlukla mursi’ye yakın gazeteciler vardı. birçok mursi yanlısı medya kuruluşu ya kapatıldı ya da sansürlendi. joel simon, müslüman kardeşler'e ve mursi'ye yakın görülen basın kuruluşlarının hedefte olduğunu ifade ediyor:
"medyanın bir kısmını hedef yapmaları çok sakıncalı. ama daha da kötü olan müslüman kardeşleri haberleştirmek isteyen bağımsız gazetecilerin direk müslüman kardeşler üyesi ya da destekçisi olarak görülmesi. ve 'bu tarz gazetecilik terörizme destektir' deniliyor. bu kabul edilemez. bu basının rolünü yanlış değerlendirmektir."
cpj’e göre yeni yönetimin askeri rejime karşı olarak gördüğü cnn ve al jazeera gibi bazı yabancı basın kuruluşlarına da baskı uygulandı. al jazeera'nin dört gazetecisi halen gözaltında tutuluyor.
fransız gazeteci polis tarafından dövüldü
soyadını kullanmayan fransız belgesel yapımcısı ve foto muhabir mani, mısır polisi tarafından bu dönemde şiddete uğrayan gazetecilerden biri.
mani, ağustos 2013’te ingiliz channel 4 news için muhammed mursi’yi destekleyenlerin eylemlerini görüntülemek ve kısa belgeseller üretmek üzere kahire’deydi.
mani, 14 ağustos günü mısır ordusu ve polisinin rabia'tul adeviyye meydanı'nda müslüman kardeşler taraftarlarına yaptığı kanlı müdahaleyi bir ‘katliam’ olarak görüyor. mani, meydana ulaşmaya çalışırken polis tarafından durdurulduğunda yaşadıklarını şöyle anlattı:
“onlara gazeteci olduğumu ve resmi akreditasyonum olduğunu, uluslararası bir basın kuruluşu için çalıştığımı söyledim. tüm ekipmanıma, pasaportuma ve basın kartıma el koydular. sonra beni dövmeye başladılar, tutukladılar ve kendilerine ait bir minibüse götürdüler. orada başka bir polis vardı. o da bana vurmaya başladı. göğsüme yumruk attı. ona gazeteci olduğumu ve bana vurmaması gerektiğini söyledim. vurmasına daha fazla dayanamadım ve yere yığıldım. bu sefer beni tekmelemeye başladı. bilincimi kaybetmeye başladım. daha sonra beni minibüse bindirdiler. binmeden önce de kafama silahlarıyla vurdular.”
mani, diğer gözaltına alınanlarla beraber bir stadyuma götürüldü. orada biri amerikalı, diğeri fransız iki gazeteci daha vardı. onlar da dövüldüklerini ve ekipmanlarına el konulduğunu anlattı. stadyumda dört saat bekletildikten sonra serbest bırakıldılar. mani pasaport, basın kartı ve kamerasını bir daha geri alamadığını söyledi. kahire’deki fransız konsolosluğu'ndan acil pasaport alarak olaydan iki gün sonra ülkesine geri döndü.
mani, o dönemde gazetecilere uygulanan şiddetle ilgili, “gazetecilerin ajan olduğunu ve mısır devleti'ne karşı kurulmuş büyük bir komplonun bir parçası olduklarını düşünüyorlardı. bu nedenle de şiddete başvuruyorlardı” dedi.
kaynak: al jazeera
Yorumlar