Haber
Kuramer'den cihat sempozyumu
İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Kur’an Araştırmaları Merkezi, İslam kaynaklarında, geleneğinde ve günümüzde cihat konulu bir sempozyum düzenledi. Sempozyumda İslam'da cihat kavramının aslında ne olduğu, zaman içinde nasıl farklılaştığı ele alındı.

üsküdar bağlarbaşı kültür merkezi’nde gerçekleştirilen sempozyum iki gün sürecek. sempozyumun ilk gününde "günüzmü cihat anlayışları ve hareketleri: iç ve dış sebepler, kültürel ve politik arka plan, dinler ve cihat, cihat ayetleri: tefsir birikimine, islam geleneğine ve günümüze yansımaları oturum başlıkları altında konuşmalar gerçekleştirildi. oturumlarda yerli ve yabancı akademisyenler sunum yaptı.
kuramer başkanı ali bardakoğlu cihat konulu sempozyumu gerçekleştirme nedenlerini al jazeera türk’e şöyle anlattı:
“islam dünyasının içinde yaşadığı sorunların siyasi stratejik bir çok yönü var. kur’an araştırmalar merkezi olarak bir dini değer bir kur’an’ın sıkça ifade ettiği bir kavram çokça kullanılıyor, üzerine atıflar yapılıyorsa biz bunu masaya yatırmak ve araştırmak zorundaydık. kur’an-ı kerim’deki ve peygamber efendimizin sünnetindeki “cihat” kavramının, cihat atıflarının, cihat cümlelerinin tarihte nasıl anlaşıldığını bugün nasıl anlaşıldığını bunun doğrusunun ne olduğunu, olması gerektiğini ilmi bir basis açısıyla ele almak istedik. konumuz stratejik ve siyasi bir konu değil daha çok akademik bir konu. çünkü her olayın bir konjektürel tarafı vardır, siyasi tarafı vardır, uluslararası ilişkiler boyutu vardır. bir de dini kaynaklara atıf yönü vardır ve dini değerlerin kullanılması vardır. biz sadece ortadoğu’da, uzakdoğu’da, batı’da her yerde dini değerler sıkça ve rastlgele kullanılıyor. bu kullanımlar hakkında bizim bilgilerimizi gözden geçirmemiz ve bunları bir çırpıda üzerini çizip atmak yerine, gelenekte bu yanlış anlamaları besleyecek bilgi kirliliği var mı, varsa o bilgiler o gün için doğru bugün mü yanlış anlaşılıyor? bunu bizim tartışmamız lazım. burada bir savunmacı bir islam anlayışından ziyade bir aynaya bakmak ve kendimizi tanımak tarihimizle yüzleşmek geçmiş dönemde yapılanları o günkü tarihin içinden algılamak o günkü tarihin olaylarını olduğu gibi bugüne taşımanın sorunlarını görmek gibi bir çok niyetlerimiz var.”
dinler ve cihat oturumunda tebliğini sunan ondokuz mayıs üniversitesi öğretim üyesi prof. dr. cafer sadık yaran cihat kavramının bütün dinlerde olduğunu anlattı. tebliğiyle ilgili al jazeera türk’e konuşan yaran şöyle konuştu:
“dinini yaşamak ve yaymak için elinden gelen gayreti sarfetmek anlamında ilimle, kutsal kitabıyla, fikri mücadelesiyle, nefsiyle ve kendi dindaşlarıyla cihat etmek her dinde var. bu hiç bir tartışma da doğurmuyor. ikinci bir başka cihadın türü olarak senin dinini yaşamana ve özgürce yaymana karşı çıkan sana saldıranlara karşı sen ne yapacaksın, nasıl bir cihat yapacaksın konusunda ise sadece biraz tartışma var. o tartışamada da dinler arasında az çok fark gözüküyor. islamınki benim anladığım kadarıyla esas itibariyle savunma ama burada bazı hocaların söylediği gibi belki bazısı da tam anlamıyla bir saldrıyla karşılaşma değil de ileride olabilecek bir saldırı ihtimali ya da var olan bir kötülüğü bertaraf etme, bir engeli ortadan kaldırma gibi niyetlerle yani haklı ve meşru niyetlerle yapılıyor ve yapılış biçimi uygulanış biçimi mutlaka adil oluyor. bu adil derken de epey şartı var. şunu şunu öldürmeyeceksin gibi. sadece savaşanlarla savaşacaksın falan gibi. islamda bu var ama bazı diğer dinlerde bu kurallar pek dikkate alınmıyor. mesela en çok şiddeti kutsal kitaba bakma itibariyle baktığımızda tevrat’ta çok bol miktarda şiddet ayetleri var. orada zaten hatta acımayacaksızn emiri bile açıkça söyleniyor. emzikteki çocukları bile öldür gibi…”

“islam fakihlerinin cihat anlayışını esas aldık hatta kur’an-ı kerim’in kendi içerisindeki cihat kavramını 23 yılla, nüzul yani peygamberimizin yaşadığı tecrübe içerisinde yaşanan olaylar zinciri içerisinde cenab-ı allah cihat kavramını nereden nereye doğru götürdü, ne şekilde tatbik edildi, anlamı genişledi mi, daraldı mı veya bu ayetler peygamber hayatında doğrudan doğruya nasıl uygulandığına bakmaksızın sadece fakihlerin en son müşriklerle kayıtsız şartsız savaşın şeklinde yorumlanan tövbe suresinin 5. ayet-i kerimesi’ne mutlaklaştırarak zamandan ve mekandan bağımsız olarak nerede bulursanız bulun bütün gayrı müslimleri kılıçtan geçirin ayeti gerideki bütün hoşgörü, diyelim ki töleranslı daranma bağışlayıcı olma ve hatta alttan alma gibi stratejileri salık veren ayetlerin tamamını hükümsüz etmiştir. bütün bu ayetlerin işi bitmiştir. “bundan sonra müslümanlar dünya üzerinde gayrı müslimlerle koşulsuz olarak savaş ilkesi üzerine ilişki kuracaklardır” şeklindeki hükmü aldılar, cihatı buna indirgediler, bunun neticelerini şu anda bedellerini ödüyoruz. bu cihatçı şiddet üreten ve bunun adını da cihat diye tarif eden müslüman sözüm ona grupların mantaleitesi de peygamber hayatındaki bu naifliği bu merhamet dilini adalet duygusunu dikkate almayan fıkıhçıların bu şekilde formüle ettikleri kanunlaştırdıkları cihat anlayışı yani öteki ile koşulsuz savaşı aldılar. kur’an’ı da almadılar. fıkhın doktrinini aldılar aynen bu günkü 2016’nın dünyasına bunu biz birebir uygulayacağız dediler.”
sempozyumun ikinci gününde cihat hadisleri: resulullah’ın uygulamaları, bunlrın culture yansımaları, islam hukukunda cihat konulu oturumlar gerçekleştirilecek.
Yorumlar