Türkiye
Mardin: Bir şehir iki zıt görüş
Referandum sonuçlarını konuşmak üzere Mardin’deyiz. Birbirine taban tabana zıt iki ayrı siyasi görüş hâkim şehre. Bir kesime göre, HDP’den “Evet”e kayan oylar daha iyi bir gelecek umuduyla emanet olarak verildi. Diğer bir kesim ise, “evet” oyu verilmesinin baskıdan başka hiç bir sebeple olabileceğine inanmıyor.
mardin, bölgenin hassasiyetleri farklı bir ili. şehirde kürtler, araplar ve süryaniler bir arada yaşıyor. bu siyasi atmosfer, hdp ile ak parti arasındaki rekabete ayrı bir anlam katıyor. 2014 yılında şehrin önde gelen isimlerinden ahmet türk’ün belediye başkanlığına seçilmesi mardin için önemli bir tercihti. 7 haziran ve 1 kasım seçimlerinde hdp kentte birinci parti oldu. 16 nisan referandumunda, yüzde 59 gibi büyük bir çoğunlukla “hayır” oyu çıktı, ama hdp bu iki seçime göre en düşük oyunu aldı. peki neden? bu sonucu nasıl anlamak lazım?
soruya, şehrin farklı noktalarından farklı yanıtlar aldık.
kızıltepe’de tepki
kızıltepe, geleneksel hdp çizgisinin en güçlü olduğu ilçelerden biri. fakat, referandum sonuçlarına göre bu ilçede dahi hdp’nin yüzde 10 oranında oy kaybettiği görülüyor. ancak kızıltepeliler “oy kaybı” ifadesinin kullanılmasına bile tepkili.
“oy artışı tamamen iktidar etkisinden kaynaklanıyor. bölgede erdoğan’a desteğin nedeni baskıdır. bunun dışında emanet oylar da verilmiştir mutlaka.”
“evet değil, bu kadar baskıya rağmen ‘hayır’ çıktı. özellikle tüm köylerde baskı vardı. birkaç köy hariç tek bir hayır oyu bile çıkmadı. ben şimdi sizinle konuşuyorum ama konuşmaya bile korkuyorum. bu koşullarda konuşmak zor. ben baskı olmasa ‘evet’ oyu çıkacağına inanmıyorum.”
çetinkaya ile konuşurken bir sandalye bulup yanımıza oturan vasfi gültekin de aynı düşünceleri paylaştığını söylüyor. o, referandum gününden bu yana gündemde olan mühürsüz oyların aslında bölgede kullanıldığını iddia ediyor.
“mardin’de, batman’da hep damgasız oylar geldiği söyleniyor. yoksa nasıl evet oyu verilir? bu 18 madde içinde kürtlere ne vardı? ben neden evet oyu vereyim?”
adının verilmesini istemeyenler de benzer mesajlar veriyor. adlarının neden verilmesini istemediklerini ise olağanüstü hal koşullarından rahatsız olduklarını belirterek açıklıyorlar.
kızıltepe sokaklarında hâkim görüş bu. oysa, sadece 15-20 dakika uzaklıktaki şehir merkezinde bambaşka şeyler duyuyorsunuz.
öncelikle, siyasi tercihlere de etki eden şehrin durumunu görmezden gelmek mümkün değil. özellikle yılın bu mevsiminde, yani hava ne sıcak ne de soğukken, mardin sokakları hareketliliğe, turist trafiğine alışkın. ama 2 senedir bölgenin bu en turistik şehrinde durum böyle değil. sokaklar boş, dükkânlar kapanmış. çünkü, nusaybin, sur, cizre gibi merkezlerde kazılan hendekler ve operasyonların ardından mardin merkezde hiçbir sorun yaşanmasa da artık şehre turist gelmiyor.
bu, büyük bir ekonomik kayıp mardin için. ve bu durum, doğal olarak hdp’ye zaten şüpheyle yaklaşan ticari merkezde siyasi tercihleri de etkiliyor.
“erdoğan her şeyin en güzelini yaptı. halk da bunu görüyor. artık hdp milletvekilleri bu sokaklarda yalnız başına yürüyor.”
“çok kişi evinden, çok kişi köyünden oldu. böyle giderse buradan hdp bir daha tek bir milletvekili çıkaramaz. millet artık uyanmaya başladı. sonuçlar da bunu gösteriyor.”
“ben daha çok evet oyu çıkmasını bekliyordum. erdoğan’ın şimdiye kadar yaptıkları yeter oy vermek için. yaptığı hizmetlerden dolayı verildi bu oylar. demirtaş’ın neden hapiste olduğunu görüyor artık bu insanlar. dolaylı yoldan yaptıklarından dolayı hapiste. milletin gözü açıldı artık.”
“evet”e emanet oylar
ancak, yeni yerleşim yerlerinde farklı görüşler dile getiriliyor. örneğin, yaşanan olaylardan sonra nusaybin’den göç edenlerin yerleştiği 13 mart mahallesi'nde.
burada isminin kullanılmasını istemeyen ak partililer de var, hdp’liler de. konuştuğumuz ak partililer arasında, ohal olmasa bu kadar ‘evet’ oyu çıkmayacağını dile getirenler oldu. bazı ak partililer de, bazı köylerde blok olarak ‘evet’ oyu çıktığını belirtti ve tek sandık kurulan bu köylerde insanların "sorun olmasın" diye isteseler de "hayır" oyu kullanmadıklarını savundu. bunun yanında bazı ‘evet’ oylarının ise, siyasi bir değişim, daha iyi bir gelecek umuduyla emanet olarak verildiği de sohbetimiz sırasında bir kaç defa dile getirildi.
Yorumlar