19. milli eğitim şûrası'nın gündem maddelerinden biri de öğretim programları ve ders çizelgeleri. müfredatın tartışıldığı çalışma grubunda matematik profesörü ali nesin de var.  al jazeera türk, istanbul bigi üniversitesi öğretim üyesi ve şirince'deki matematik köyü'nün kurucusu prof. dr. nesin'e matematikteki başarısızlığın sebebini ve müfredattaki sorunları sordu.

Nesin, "Matematiğin rengi vardır. Ders kitaplarındaki gibi renksiz, soluk, hantal değildir" diyor. Foto: AA

ekonomik işbirliği ve kalkınma örgütü'nün (oecd) uluslararası öğrenci değerlendirme programı (pisa) 2012 sonuçlarına göre türkiye matematikte 65 ülke arasında  44. sırada. türkiye, matematik puanını bir parça yükseltse de, 2003 yılından bu yana bir üst ya da alt sıra dışında konumu değişmedi. nesin aslında eğitim müfredatında değil sistemde sorun olduğu görüşünde:

sorun tek tipçilik

"bugüne kadar o kadar farklı sistem denendi, hiçbirinde başarılı olamadık. demek ki sorun sistemde değil. sorun tüm denenen sistemlerin değişmezi olan otoriterlikte. 100 bin okullu varken merkezî bir sistem çok fazla hasar yapamaz. ama 30 milyon öğrenciye tek bir merkezden tek bir müfredat, tek bir öğretmen tipi, tek bir bina tipi, tek bir anlayış, tek tip kitaplar önerirsen olacağı budur. çeşit çeşit öğrenci var. çeşit çeşit öğretmen var. farklı yöreler, farklı alışkanlıklar, farklı ihtiyaçlar var. a'dan z'ye her şeye ankara'nın karar vermesi yanlış. türkiye eğitim bölgelerine ayrılmalı. her bir bölgenin bir eğitim akademisi olmalı ve bu eğitim akademilerinin bazı özgürlükleri olmalı. bu anlayışla türkiye'de hiçbir reform olumlu sonuç veremez, hangi parti başa gelirse gelsin. boşa kürek çekiliyor. kayık karaya oturmuş farkında değiller."

öğrencinin gözünde matematik anlaşılmayan

nesin matematik öğretmenlerinin de kendini geliştirmediğini belirterek, ders kitaplarında da yanlışlar olduğunu anlatıyor:

"matematik kitaplarında metin yok. metni kaldırmışlar. sadece teoremler, formüller ve olgular veriliyor, örnekler ve alıştırmalar var. anlatım yok. kavramın üstüne gidilmiyor yani. öğrenci matematiği sihirli bir değnek sanıyor, anlaşılması mümkün olmayan, sadece çözülmesi gereken sorulardan oluşan bir yumak. oysa matematik çok derin bir konudur. insanoğlunun en derin uğraşlarından biridir. felsefî yanı vardır, çok önemlidir. tarihi vardır sonra. renkleri vardır. matematik yaşar. kitaplardaki gibi soluk, renksiz, hantal bir konu değildir. matematik köyünde öğrencilerin pasif dinleyici değil, aktif katılımcılar olmasına çalışıyoruz. 8-9 yaşında çocukların iki saat bir problem üzerine düşündüklerini hiç gördünüz mü? ben gördüm!"

nesin müfredatın konuşulduğu grupta önerilerde de bulundu. sistemin merkezî olmamasını öneren nesin, "kimi öğretmen bir konuyu bir başka konudan önce anlatmak isteyebilir, kimi bir başka konuya daha fazla eğilmek zorunda kalabilir. buna izin verilsin. öğretmenler daha özgür olsunlar. iki kez önerdim. ama pek kale alınmadı. anaokulunda din ve ahlak dersleri öneren de, isteğe göre sadece kız ya da sadece oğlan çocukları için olması gerektiğini öneren de oldu. kimileri de önce milli değerler üzerine uzun uzun konuşulması gerektiğini önerdi, çünkü aksi halde müfredat havada kalıyormuş, her ne demekse!" diye konuştu.