sağlığına kavuşması için türkiye’nin seferber olduğu yedi yaşındaki melis akbaş, ilik naklinin ardından yeni yaşamına “merhaba” dedi. minik melis, tedavisi nedeniyle 160 gün ayrı kaldığı evine döndü. evde de maske takması zorunlu olan melis için steril bir ortam hazırlandı. hastanedeyken çok özlediği kardeşi, iki yaşındaki berat arda, ablasını öpücüklerle karşıladı. 

4,5 yaşında başlayan mücadele

sevil ile bahadır akbaş’ın kızları melis'e lösemi teşhisi konulduğunda henüz 4,5 yaşındaydı. tedavi tam iki buçuk yıl sürdü. tedavisi tamamlandıktan sadece 20 gün sonra hastalığın nüksettiği saptandı.

ege üniversitesi tıp fakültesi hastanesi’nde yeniden tedavi altına alınan melis’e uygun ilik bulunması için herkes seferber oldu. almanya’dan gelen ilk haber umutlandırsa da sonuç çıkmadı. türkiye çapında binlerce kişi, uygun iliğin bulunması için kan verdi. sağlık bakanı mehmet müezzinoğlu, uygun iliğe sahip donörün abd’de bulunduğunu açıkladı. vericinin tüm testlerinin yapılması için sgk tarafından 22 bin euro’luk ödeme abd’deki sağlık kuruluşuna yapıldı. üst ve alt tarama testleri sonucunda vericinin kemik iliği hücrelerinin melis’le tam uyumlu olduğu da belirlendi. ama bu arada almanya’da da tam uyumlu bir ilik bulundu. doktorlar almanya’daki donörü tercih etti. 

ilik uyum sağladı

uygun iliğin izmir'e ulaşmasının ardından melis, tülay aktaş onkoloji ve kemik iliği transplantasyonu hastanesi’nde operasyona alındı. bir saat 10 dakika süren operasyonun ardından ilik melis’e nakledildi. naklin ardından iliğin tam uyum sağladığı melis, 17 ocak cuma günü taburcu edildi.

160 gün sonra döndüğü evinde melis ilk gece annesinden sadece patlamış mısır istedi. yaşadıklarının ardından artık "iyiyim" diyor. 

Foto Galeri: Melis artık evinde [Güray Ervin-AJT]

'kötü bir sonun başlangıcı gibiydi'

melis'in dönmesinin ardından evde mutlu bir telaş var. anne sevil akbaş, yaşadıklarını şöyle anlattı:

"ilk dönemler kötü bir sonun başlangıcı gibiydi. ama ben kızıma bir şey olacaksa bari acı çekmesin dedim. zaman geçtikçe 'mücadele etmeye değer' dedim. pes etmemeyi düşündüm. şimdi evdeyiz. hayal değildi belki ama kısır döngüydü. imkansız gelebiliyordu. melis uyuduğunda acı vericiydi. uyandığında ise gerçeklerin dışına çıkıyorduk. bazı şeyler zamanla toparlanmaya başladı. ilk ilik bulundu, sonra olmadı. bu travmaydı bizim için"

'günlerce not tuttum'

hastanede 160 gün kaldıklarını, bu sürede eşi ve oğlundan ayrı kaldığını belirten sevil akbaş, "hastaneye yattığımız günden itibaren not tuttum. melis'le ilgili şeyleri, yaşadıklarımızı tek tek not aldım. şu an melis'in morali çok iyi. hastaneye göre evde beslenmesi daha iyi. normal besleniyor şu an" dedi.

yaşadıklarını anlatırken duygulanan anne akbaş, kızıyla ilgili en büyük hayalinin de onun özgürce hareket etmesi olduğunu söyledi. "onun özgürce hareket edememesi bizde sızı bıraktı. anne, babaya bağlı olmadan özgürlüğünü yaşamasını istiyorum. şu an gözetlemek zorundayız. bu bizim için zor ve üzücü. inşallah bunlar da geride kalacak" dedi.

çok sıkıntılar çektik

günlerce hastane bahçesinde kızını bekleyen baba bahadır akbaş da, "özlediğimiz tabloyu oluşturduk. çok sıkıntılar çektik. nakil kararından sonra ilik bulunması için uğraştık. nakil oldu, kızım şifasına kavuştu. şu an evinde, zamanımız çok iyi geçiyor. inşallah maskesini de atacak. mutluyuz, huzurluyuz, bir aradayız" dedi.