Nükleer enerji
Nükleer felaketin 28. yıldönümü
26 Nisan 1986'daki kazanın yarattığı tahribat aradan 28 yıl geçmesine rağmen giderilebilmiş değil. Felaketten yıllar sonra dünyaya gelen çocuklar ya hastalıklı doğuyor, ya da hastalıklara yakalanıyor.

çernobil nükleer santrali’ndeki kaza sonrasında yayılan radyasyon bulutları, yüzlerce kilometre uzaktaki yerlerde bile kanser vakalarına neden oldu. bu çevre felaketi kazadan sonra doğan nesilleri de etkilemeye devam ediyor.
nükleer felaket etkisini en çok ukrayna’nın kuzey bölgelerinde, komşu belarus’ta ve rusya’nın güneybatı bölgelerinde gösterdi.

'çocukların dişleri çıkmıyor'
çernobil mağduru çocukların da tedavi edildiği merkezlerden biri kiev sinir cerrahisi enstitüsü. enstitünün çocuk hastalıkları bölümü başkanı ve ukrayna sağlık bakanlığı baş sinir cerrahı profesör yuriy aleksandroviç orlov, felaketin etkisine maruz kalan bölgelerde bazı çocuklarda dişlerinin çıkmadığını ve çeşitli sakat doğumların meydana geldiğini söylüyor. orlov’un belirttiğine göre çocuklarda en çok görülen hastalık gırtlak kanseri. orlov bununla birlikte, günümüzde bu bölgelerde kaç çocuğun kanserden ve radyasyonla bağlantılı hastalıklardan etkilendiği konusunda yeterli araştırmanın yapılmadığını belirtti.
çernobil mağduru çocukları koruma vakfı başkanı lyudmila zakreyevskaya da, çocuklarda özellikle iyot eksikliğinin çeşitli hastalıklara neden olduğunu söyledi. bu nedenle vakıf her yıl belli sayıda çocuğun ukrayna’nın güney bölgelerindeki sanatoryumlarda birkaç hafta tedavi görmesini ve denize girmesini sağlıyor.
zakreyevskaya, ukrayna’nın bağımsızlık sonrasında yaşadığı ekonomik sıkıntıların ise çernobil mağduru çocukların tedavisini zorlaştıran hususlardan biri olduğunu vurguluyor. türkiye’nin bu konuda kendilerine çok büyük destek sağladığını söyleyen zakreyevskaya, özellikle türk işbirliği ve kalkınma ajansı’nın yardımlarını hatırlatıyor. zakreyevskaya, bu konuyla bizzat ilgilendiği ve çocuk hastanelerine yardım ettiği için başbakan recep tayyip erdoğan’a müteşekkir olduklarını belirtiyor.
kendisi de felaket sırasında nükleer santralin bulunduğu pripyat kasabasındaymış. lyudmila zakreyevskaya o dönemi ise şöyle anlatıyor:

“o zamanlar, sovyetler birliği’nde çok sıkı sansür uygulandığı için, felaketin boyutları uzunca bir süre öğrenilemedi. bizim yaşadığımız pripyat kasabasının hemen tahliye edilmesi gerekirken bu tahliye 36 saat sonra gerçekleşti. bu esnada halk günlük yaşantısına devam etti ve bölgedeki nükleer serpintilerden kimse korunmadı. sonra bize, yanımıza üç günlük yiyecek almamızı söyleyerek birkaç günlüğüne bölgeyi terk etmemiz gerektiğini söylediler. sonra santralde bakım-onarım çalışmalarının yapılacağı söylenerek bu süre ayları buldu”.
'tahliyeler isteğe bırakıldı'
zakreyevskaya’nın belirttiğine göre, patlamanın gerçekleşmesinden sonra radyasyonun yayıldığı çevre yerleşim yerlerinden bazılarının boşaltılması haftalar sonra gerçekleşmiş. bazı bölgelerde tahliye zorunlu tutulurken bazı bölgelerde ise isteğe bırakılmış. lyudmila zakreyevskaya, bölge halkı tarımla uğraştığı ve toprağa bağlı olduğu için tahliyelerin isteğe bağlı olduğu yerlerde hiç kimsenin işini bırakıp ayrılmak istemediğini söylüyor. zorunlu boşaltılan yerlerde bile bölge halkı bir süre sonra tekrar köylerine dönmüş. oysa patlamadan ancak bir hafta sonra boşaltılan 30 kilometrelik birinci derece risk bölgesinin dışında, 200 kilometrelik alanda bugün bile pek çok noktada radyasyon oranı normalin 17 kat üzerinde.
Yorumlar