'Öngörülebilir ölüm zinciri' | Al Jazeera Turk - Ortadoğu, Kafkasya, Balkanlar, Türkiye ve çevresindeki bölgeden son dakika haberleri ve analizler

Soma'da Facia

'Öngörülebilir ölüm zinciri'

Çağdaş Hukukçular Derneği'ne göre, Soma'da "hükümet üretim modeli, şirket kar hırsı, kamu idaresi denetim, mühendis ve teknikerler de üretimi hızlandırmaktan sorumlu". Başkan Selçuk Kozağaçlı bunu "Öngörülebilir ölüm zinciri" diye tanımlıyor.

Konular: Türkiye

soma'da al jazeera'nin sorularını yanıtlayan çağdaş hukukçular derneği başkanı selçuk kozağaçlı, maden faciası soruşturmasının yukarıya doğru değil aşağıya doğru derinleştiğini söyledi. kozağaçlı’ya göre, üretimin sürekli artmasını teşvik eden sistem işçi ölümlerini de göze aldı, yargılama da buna göre yapılmalı.

soma’da kaç müvekkiliniz var?

çağdaş hukukçular derneği (çhd) olarak ‘soma için adalet grubu'nun ana bileşenlerinden biriyiz. türkiye barolar birliği’nin desteklediği, bütün adli hizmetlerin ücretsiz verildiği yaklaşık 700 gönüllü avukatın katıldığı bir projeyi manisa barosu ile birlikte yürütüyoruz. çünkü avukatların topluma olan borçlarını ödemeleri gerektiği bir dönemdeyiz. biz çhd olarak ağırlıklı olarak ceza davalarıyla ilgileniyoruz. aldığımız vekâletler var, şu anda müvekkil sayımız tam olarak belli değil ama hedefimiz 1500.

şu ana kadar hukuki anlamda neler yaptınız?    

üç temel başvuru yaptık. iş teftiş kurulundan katliamın büyümemesi için hızla tedbir almasını istedik. burada başka madenler de var ve bu madenlerde kapsamlı denetim raporları açıklanmadan üretime geçilmemesinde ısrar ettik. ikincisi çhd olarak, enerji bakanı taner yıldız’dan başlayarak sermaye şirketinin sahipleri, türkiye kömür işletmeleri'nin temsilcileri ve denetçi kurulları ihbar ettik. üçüncüsü, aldığımız vekâletlerle müşteki sıfatıyla aynı kişileri şikayet ettik ve savcılıktan hızlı bir biçimde tedbir almasını ve bu kişileri tutuklamasını istedik.

neden?  

şirket ile hükümet arasında maalesef yakın ilişki var. organik bir ilişki bu, şirket yöneticilerinin eşleri hükümet partisine üye ve il genel meclisi üyesi. ayrıca maden özelleştirmesi ihalesiz yapıldığı için, hükümet tarafından tercih edildiği anlaşılan bir şirket ile karşı karşıyayız. bu gibi durumlarda kamu idaresi ve teftişin çalışması zorlaşır. tutuklama ile bu ilişki kesilsin ve rahat bir soruşturma ortamı oluşsun diye ısrar ettik.

ceza davasında temel teziniz ne olacak?  

savcının iddiası şu "bu işyerinde özen ve dikkat yükümlülüğüne aykırı nedenlerle birden fazla insan yaşamını yitirdi. bu özen ve dikkat yükümlülüğüne aykırı davranan insanları tespit edeceğim ve ölümlerden sorumlu tutacağım." bunun üst sınırı 15 yıl hapis cezası ve basit kusurlu adam öldürme cezası.

bizim iddiamız ise "olası kasıt." biz bu katlimanın öngörülebilir olduğuna inanıyoruz ve öngörülebilir olduğu için de kaza demiyoruz. savcılık soruşturmasından ve kendi tanık beyanlarımızdan edindiğimiz izlenim tamamen "öngörülebilir ölüm zinciri" olduğu.

biz ölümlerin de göze alındığını düşünüyoruz. evet burada şirket, işçiyi kasten öldürmek istemiyor ama başka bir şey istiyor; çok para kazanmak için üretimin sürekli artması. bu isteğini yerine getirmek için de işçinin ölümünü göze alıyor mu, almıyor mu; mesele bu.

“öngörülebilir ölüm zinciri” dediniz. neye dayanarak?

bu maden çabuk ısınan bir maden. havayla temas edince ısınmaya ve yanmaya başlıyor. doğal olarak elverişli olmayan bir maden sahasından günde on bin tona ulaşan üretim ve bin işçiye ulaşmış vardiya düzeni bu katliamın temel sebebidir. yangın eğilimli bir madende bu tempoda çalışmak öngörülebilir bir biçimde karbonmonoksit zehirlenmesine yol açar. madenden çıkan kömürün tek alıcısı olan devlet, şirkete sınırsız alım güvencesi vermiş. ‘buradan ne çıkartırsan alacağım’ derseniz, çıkardığı her parçayı paraya dönüştürmek için şirket kendi mühendislerine, dayıbaşlarına yüklenir, onlar da işçiye yüklenir. üretimin her aşamasında onlara prim tarzı ücret artışı sağlarsınız, tek kâr etmeyen sabit maaşla çalışan işçidir. bu da zincirleme sorumluluk yaratır.

hükümet bu üretim modeli yüzünden, şirket kâr hırsı yüzünden, kamu idaresi denetimi düzgün yapmamaktan; özel sektör denetimi, yani emniyet mühendisleri ve teknikerler prim karşılığı üretimi hızlandırmaktan sorumlu. ama temel sorumluları bırakıp teknikerlerle uğraşmak kabul edilebilir değil. bizim gördüğümüz soruşturma onlara doğru, yani aşağı doğru derinleşiyor ki, bir kısmı da madende öldü zaten. bu tip davalarda sorumluluk ölmüş olanlara yıkılmaya çalışıldığı daha önce de tanık olduğumuz bir durum.

savcılık da bizimle birlikte katliamın öngörülebilir olduğunu tespit ederse, ölümlerin göze alınıp alınmadığını savcılıkla birlikte tartışırız. denetim düzgün mü, kusurlar var mı, engellemek için ne yaptınız? yani "ölürlerse ölsünler" mi denilmiş, yoksa tedbir alınmış mı?

savcılık sizinle hemfikir değilse?  

esas çatışma yargı sürecinde yaşanacak zaten. iki iddia makamı var, kamusal iddia makamı ve bizim temsil ettiğimiz bireysel iddia makamı. biz elimizdeki bilgileri paylaşacağız. biz zarar görenlerin avukatları olarak kendi iddiamıza göre ceza isteyeceğiz, savcı kendi iddiasına göre. ayrıca biz savcılığın soruşturmaya dahil etmediği enerji bakanı'ndan başlayarak kişilerin de cezalandırılmasını isteyeceğiz.

dava nerede görülecek?

soma ağır ceza bölgesi değil. en yakın ağır ceza bölgesi akhisar. türkiye’de son zamanlarda dava taşımak adalet bakanlığı eliyle yapılan bir manipülasyona dönüştü. bu dava da taşınır mı göreceğiz.

ilk duruşma ne zaman olur?

bilirkişiler bu yaz nihai raporlarını verecekler. bizim bilirkişilerimize hazırlattığımız raporlar da kısa sürede bitecek. sonbaharda ilk celsenin görülmemesi için bir neden yok ama savcılığın çalışma hızına bağlı.

dava ne kadar sürer?

karamsar olmak istemiyorum ama türkiye’de yargı işleyişi çökmüş durumda. uzun sürecektir. gündemden düşmesi şirketin ve hükümetin lehine.yıllar sürecek bir dava olabilir.

soma halkı ile aranız nasıl?

‘dışarıdan gelecekler, burayı gezi'ye çevirecekler’ diye tahrik edildiler. dışarıdan 5 bin polis geldi. dezenformasyon nedeniyle kısa süren bir sorun yaşadık halkla. ama o sorunu çözdük. bu sefer de polis aldı, dövüp bıraktı. şimdi halkla aramız iyi. 'sakın vazgeçmeyin' diyorlar. 'gelip evimizde kalın' diyorlar. biz soma’nın zorlukları olan, bütün dikkatini temel geçim kaynağı olan madene çevirmiş bir kent olduğunu biliyoruz. bu siyasal, sosyal zorlukların farkındayız. soma halkının istemediği hiçbir işi yapmayız ve hiçbir işe karışmayız.

kaynak: al jazeera

Ayşe Karabat

1970 yılında ankara'da dünyaya geldi. orta doğu teknik üniversitesi siyaset bilimi bölümünden mezun oldu. 1995’den beri çeşitli dergi, gazete ve tv kanallarında muhabir olarak çalıştı. Devamını oku

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;