Kürt sorunu

'Oyunbozanlık yapmadık'

Al Jazeera’nin sorularını yanıtlayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, "CHP çözüm sürecinde 'oyunbozan' olmadı" dedi. AK Parti'nin süreci Meclis'e taşımayarak CHP'yi uzak tuttuğunu savundu. PKK'nın silah bırakmayacağını düşünen Tanrıkulu, "Örgüt artık sadece Türkiye'de değil Kürtlerin olduğu tüm coğrafyada etkili" diye konuştu.

Konular: Çözüm süreci, CHP

Haberin Öne Çıkanları

- Kürt seçmenle CHP arasında güven bağı 90'lardan itibaren koptu.

- PKK'nın tamamen silah bırakmasını beklemek gerçekçi değil.

-Tüm kimlikleri kucaklayan bir Cumhurbaşkanı olmalı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Al Jazeera'nin sorularını yanıtladı. [Al Jazeera-Osman Baytürk]

yerel seçimlerde doğu ve güneydoğu anadolu’dan çok az oy alabilen cumhuriyet halk partisi, bölgedeki seçmenle yeniden temas sağlamanın yollarını arıyor. diyarbakır barosu başkanlığı yaparken siyasete giren chp’li sezgin tanrıkulu, partisinin bölgede seçmene güven veremediği görüşünde. al jazeera’nin sorularını yanıtlayan chp genel başkan yardımcısı sezgin tanrıkulu, chp'nin çözüm sürecine en büyük katkıyı, “oyunbozan olmayarak” yaptığı görüşünde. pkk’nın uzun vadede tamamen silahsızlanmış bir örgüte dönüşmesi ihtimalini görmediğini de söyleyen tanrıkulu, partisinin türkiye’nin tüm kimliklerine sahip çıkan bir ismi cumhurbaşkanı adayı göstereceğini belirtti.

chp kürt sorunun çözümü için başlatılan süreçte hangi noktada duruyor?

biz, her şeyden önce bu sürecin oyun bozanı olmak istemedik. ve hatta başından itibaren de türkiye’de silahlı çatışmanın sonlanması, silahsızlanma sürecinin başlaması, şiddetin bir araç olmaktan çıkması için de ak parti’den, başbakan’dan çok daha kayda değer öneriler geliştirdik. başbakan’ın dilinden kan damlıyordu, gittiği her yerde kürtleri aşağılıyordu, idam cezasını yeniden getireceğiz diyordu. cumhuriyet halk partisi o koşullarda yazılı bir öneriyle önce meclis başkanı’na gitti. meclis başkanı’na gittikten sonra da başbakan’a gittik ve başbakan’a yazılı önerimizi verdik, bir komisyon kurulsun dedik.

bu sürdürülebilir bir tutum muydu? bir yandan da parti içinden bunun parti politikası olarak görülmemesine sebep olacak açıklamalar oldu...

olabilir ama partinin tüzel kişiliğinden, parti meclisinden, myk’sından bir şey gördünüz mü bu tutumu zayıflatacak? milletvekillerinden, il başkanlarından olabilir ama partinin tüzel kişiliğinden bir karşı çıkış gelmedi. oyunbozan olmadık anlamında söylüyorum bunu, oyun kurmak istedik. bir parti meselesi değildir, türkiye meselesidir, dedik ama başbakan daha baştan topu taca attı, “meclis’i boşverin, gelin beraber yapalım”dedi. biz de bunu yapmadık ama ne yaptık? oyunbozan olmadık. bu, bu işin özünü anlamayan, bu işe siyaset açısından bakan bir anlayıştır. madem bize ihtiyacınız yok, meclis’te komisyon oluşmasını istemiyorsanız, ne yaparsanız yapın, dedik. akp kendisi yürütmek istedi, muhtemel bir başarıya chp’yi ortak etmek istemedi, siyasi açıdan bunun rantını elde etmek için. aralık’ta sürecin başlayacağı ifade edildi, genel başkan 3 ocak’ta, ‘ben sana açık çek veriyorum’dedi. başbakan, “sen kimsin kredi veriyorsun” diye elinin tersiyle reddetti. biz bu süreçte negatif bir tutum almadık, oyunbozan olmadık.

parti içinden eleştiriler oldu ama...

bu olabilir her parti içinde eleştiri oluyor. altan tan her gün partisini eleştiriyor mesela. akp içinde de insanlar var ama chp içinde birisi bir söz söylediği zaman herkes o negatif sözü alıyor.

bu eleştiriler parti politikasına ilişkin soru işaretleri oluşturmadı mı?

partinin politikasını, partinin yazılı belgeleriyle genel başkan ve parti meclisi belirler. tek tek milletvekillerinin ya da genel başkan yardımcılarının sözleri partiyi bağlamaz.

sizce şu an çözüm süreci ne noktada?

biz kamuoyuna yansıyan bilgilerden çıkardığımız analizlerle siyaset yapıyoruz. onun dışında bana veya başkasına verilen resmi, gayriresmi bilgi yok. geldiği nokta şudur; tamam 15 aydır insanlar ölmüyor. hiçbir itirazımız yok. bunun sonsuza kadar devam etmesi gerek. ne olursa olsun, hiçbir zaman silahlı şiddet ve yöntemin bir daha kullanılmaması lazım.

bu potansiyeli görüyor musunuz sürecin gidişatında?

bu yürütenlerin karar verdiği bir şey. şunu ifade ediyorum, aktörlerle yürüyen süreç var. parlamentoya aktarılmış, şeffaf bir süreç yok. dolayısıyla pamuk ipliğine bağlı bir süreçtir. bu kadar kararlılıkla devam etmesinin nedeni halkın bu işe sahip çıkmasıdır.

hem batı'da hem doğu’da mı?

bence evet. büyük oranda hem batı’da hem doğu’da insanlar, ölümlerin olmadığı bir sürece sahip çıkmıştır. bundan sonrası cumhurbaşkanlığı seçimine kadar da böyle devam eder. zaman zaman sertlikler yaşanır. ama esas itibarıyla cumhurbaşkanlığı seçimindeki atmosfere göre de bir dahaki seçime kadar devam edebilir. esas itibarıyla kürt tarafının bu işi devam ettirmesinin nedeni suriye rojava’sındaki durum. bu erdoğan’ın başarısı filan değil. kürtler bu işe stratejik açıdan bakıyorlar. hem türkiye’de hem suriye’de savaşmak istemiyorlar. dolayısıyla burası bakımından dondurdukları bir süreç var.

pkk silah bırakır mı sizce bu sürecin sonunda?

bu örgüt artık türkiyeli bir örgüt değildir. ortadoğu’da kürtlerin bulunduğu tüm coğrafyalarda örgütlü bir yapıdır. kısa vadede örgütün silahsızlanmasını beklemek mümkün değildir. bizim açımızdan gerçekçi beklenti şu olabilir; türkiye açısından bir daha silahlı şiddetin olmayacağı bir ortam. yoksa kısa vadede silahsızlanmış bir örgüt beklemek doğru değil.

abdullah öcalan’ın oynadığı rolü nasıl değerlendiriyorsunuz?

sonuç itibarıyla ben şunu önemserim. silahsızlanmaya katkı sunması, çatışmasızlığa katkı sunması bakımından tabii ki önemlidir. sonuçta kürtler üzerinde, kendi hareketi üzerinde halen neredeyse tek belirleyici aktördür. başka faktörler de var ama neredeyse tek belirleyici aktördür. sonuçta 15-16 ay süren fiili bir durum var, o durum önemlidir. buna katkı da sunmuştur. kendi siyasi hareketi üzerinde tek belirleyicidir, kürtler üzerinde de önemli bir aktördür.

öcalan’ın ev hapsine çıkarılmasına nasıl bakıyorsunuz?

bu aşamada bunların konuşulmasını doğru bulmuyorum çünkü şeffaf olmayan bir süreç var. nasıl bir süreç izleniyor, bunları bilmiyoruz. dolayısıyla bir aktörün cezaevi koşulları üzerinden konuşmayı doğru bulmuyorum.

cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaşırken çözüm sürecine ilişkin ne bekliyorsunuz?

cumhurbaşkanlığı süreci şu bakımdan önemli. biz abdullah gül gibi bir cumhurbaşkanı istemiyoruz. hele hele tayyip erdoğan gibi kutuplaştıran, kibri ve egosu patlama noktasına gelen ve türkiye’yi kendi yakınları, kendisine oy veren seçmenler diye ayıran bir siyasetçinin cumhurbaşkanı olmasını arzu etmeyiz.

kürt sorunu bağlamında bakarsanız...

kürt sorunu bağlamında kapsayıcı, türkiye ölçeğinde demokrasi, özgürlük, adalet zemininde kültürel çoğulculuğa ve kimliklere eşit yaklaşan birisinin olmasını isteriz. ayrıştıran ve kutuplaştıran değil türkiye’nin tüm kimliklerine sahip çıkan bir cumhurbaşkanı olmasını istiyoruz. o nedenle söylüyoruz; biz chp’nin değil türkiye’nin cumhurbaşkanını seçmek istiyoruz.

deniz baykal chp ve mhp’nin ortak aday çıkarmasını önerdi. böyle bir ittifakla bahsettiğiniz kriterlere uygun bir aday çıkarılabilir mi?

eski genel başkanımızın kendi kişisel görüşüdür. fakat chp’nin kurumsal kimliği henüz karar almış değil ama biz kendi adayımızı ilk turda çıkaracağız. sonuçta biz ana muhalefet partisiyiz, dediğimiz anlamda bu sorun bağlamında türkiye’yi kucaklayacak bir aday olmasını isteriz.

son yerel seçim sonuçlarına da bakıldığında ortaya çıkan bir oy dağılımı tablosunda chp’nin bölgeden oy alamadığı görülüyor. sizce chp’nin de kendi içinde bir kürt açılımına ihtiyacı var mı?

şunu samimiyetle söyleyebilirim, chp meclis grubunun türkiye’nin kürt meselesinde yasa veya komisyon eliyle yapılabilecekler konusunda neredeyse tamamına yakın bir yasama çalışması önermiş durumdayız. dolayısıyla chp kürt meselesine ilişkin hiçbir şey yapmamıştır demek son derece ağır bir eleştiridir. chp 24’üncü dönemde türkiye’nin kürt meselesi bakımından dediğim çerçevede bir hafıza oluşturacak kadar bir zemin oluşturmuştur.

ama bu chp’nin oy alamadığı gerçeğini değiştirmiyor?

evet bu bizim sübjektif gerçeğimiz, oy alamıyoruz. yerel seçimlerde birkaç puan daha yüksek oy alabilirdik belki ama yerel seçimde seçmen yarışan partiye oy veriyor. biz doğu ve güneydoğu’da yarışan parti değildik, orta anadolu’da olmadığımız gibi, karadeniz’de olmadığımız gibi. bu nedenle de yerel seçimlerde gerekli desteği alamadık, çok az oy aldık.

ama madem bu adımları attınız, neden oy alamıyorsunuz?

attık da özeleştiri olarak şunu söyleyeyim, biz bunu yeterince güven verici bir şekilde, “tamam chp de bunu söylüyor” algısını seçmende örgütlerimizle, milletvekillerimizle birlikte yaratamadık.  bu söylediklerimizin bir parti politikasına dönüştüğü şeklinde bir algı oluşturamadık. partinin yetkili organlarının, milletvekillerinin bunu daha fazla bir parti politikası olarak anlatması lazım.

partinin içinde bir direnç noktası mı var?

tabii ki farklı görüşte olan arkadaşlarımız var, bunu bir kenara itemeyiz. ama türkiye’nin bir sorunu var. siyasi partiler seçmenden oy almak için politika oluşturmak zorunda. biz dediğim çerçeveyi meclis’te yapmamıza karşın, yeterince insanlarımıza güven verici şekilde bunu anlatamadık. siyasette güven çok önemli. güven ilişkisi bozulursa onu hemen bir sihirli değnek gibi düzeltmek mümkün değil.

ne zaman koptu kürt seçmenle chp’nin güven bağı?

90’lı yılların ortasından itibaren. kemal bey’in genel başkan oluşuna kadar da artarak devam etti. belki biz bunu bir yerde dondurduk ama henüz bunu geliştirmiş değiliz. chp metropoldeki kürtlerden oy alıyor, istanbul’da ve izmir’de. kürtlerden oy almıyor değil ama doğu ve güneydoğu’da az oy alıyor. ama biz bunun da değişeceğini, güven ilişkisinin tekrar kurulduğunu görüyoruz.

bölgedeki seçmenin aklındaki chp imajı nedir?

belirsizlik var. eskiden tamamen bir karşıtlık vardı. önceden hiçbir zaman konuşulmaz, uzlaşılmaz bir kimlikti ama şu anda bölgede bir siyasal aktör olarak chp var. ama bu bir seçmen - parti ilişkisine dönüşmemiş. seçmenin beklediği bir güven ilişkisi. eskiden chp örgütü vardı ama bugün van’da hakkari’de chp var. chp genel başkanı 8 yıl diyarbakır’a gitmemişti. yanıbaşımızda çankırı var, 140 kilometre ankara’ya, oradan da oy almıyoruz. bir chp genel başkanı 30 yıl boyunca çankırı’ya gitmemiştir. dolayısıyla bu bir tercih meselesi. geçen günlerde tunceli kovancılar’a gittik daha önce 15 oy almışız, şimdi 150 oy aldık. diyorlar ki 150 oy almış yine de bizimle burada oturuyor genel başkan. biz bağ kurmak zorundayız, insanlara kendimizi anlatmak zorundayız. o bölgenin türkiye’den kopuş yaşadığı bir ortamda siz de kopmuşsunuz. karşı tarafa geçmişsiniz hatta. bizimle ilgili o negatif hafızayı silmeye çalışıyoruz. şimdi gittiğimizde sizler iyisiniz gerçekten de ama yarın bu politikanın değişmeyeceğini nereden bilelim diyorlar.

chp’nin bundan sonra kürt meselesine ilişkin atacağı bir adım var mı?

biz zaten önerdik. bugün o komisyon bizim söylediğimiz şekilde kurulmuş olsaydı, yasal zemin tartışması olur muydu? yangından mal kaçırır gibi bir günde komisyon kurdular, 10 kişi akp’den 1 kişi bdp’den. biz şunu söylüyoruz, bu işin yasal altyapısı meclis’te olur. biz siyasi partilerden meclis’te komisyon kurulsun, tüm bu bilgiler komisyona devredilsin dedik. şimdi chp’nin tamamen dışlandığı bir ortamda “hadi gelin beraber yürüyelim” diyorlar. hangi bilgiyle beraber yürüyeceğiz. bu süreçte karşı durmamamız bile bu sürece, barışa verdiğimiz en büyük destektir. biz türkiye’nin kürt meselesini bir demokrasi, özgürlük, adalet meselesi olarak görüyoruz. türkiye’nin bütünlüğü içinde çözülmesinden yanayız. silahın yöntem olmadığı bir zeminde çözüm istiyoruz. chp’nin parti tabanında da parti meclisi'nde de meselenin bu şekilde çözümünden yana ağırlıklı bir grup var.

bdp’nin yasal zemin önerisine nasıl bakıyorsunuz?

bizim bunlarla alakamız yok. sonuç itibarıyla öcalan cezasını çekmekte olan bir hükümlüdür. onun pozisyonundan bağımsız olarak söylüyorum. ilk olarak meclis’te bir araya gelmeyi beceremedik. neden chp’nin önerisi görüşülmedi?

bdp’nin özerklik talebine nasıl bakıyorsunuz?

her siyasi partinin kendi yaklaşımı olur. biz önerimizi seçim öncesinde açıkladık, biz yerinden yönetimi savunan bir model öneriyoruz. spekülatif konuşmalar bir meselenin özünü tartışmaktan insanları uzaklaştırıyor, sıradan insanın aklında önyargılar oluşturuyor. biz yerel yönetimler özerklik şartı'ndaki çekincenin kaldırılmasını önerdik. niye kaldırılmamış? anadilde eğitim meselesi bir anayasa meselesidir. biz çocuğun yüksek yararı neyi gerektiriyorsa ondan yanayız. anadilde eğitim bir haktır, hükümetin bu konuda bir çalışması yok. benim kişisel görüşüm şu; eğitimin her kademesinde resmi dil olan türkçe’nin zorunlu olması şartıyla insanlar kendi dillerinde eğitim öğretim görebilirler.

dersim ile ilgili hdp grubunda “chp yüzleşsin” çağrısı yapıldı...

bdp karşısında chp gibi bir siyasi aktör bulmuş, tüm muhalefetini chp’ye yöneltiyor. dersim meselesi cumhuriyet’in, devletin meselesidir. bu cumhuriyet'in geçmişte bir pozitif bakiyesi vardır, cumhuriyet kurulmuştur, devrimler yapılmıştır ama bir de negatif bakiyesi vardır. bunu genel başkanımız da ifade etti, yüzleşmekten kaçınmamalıyız. çok somut önerilerimiz var, en basitinden dersim adının değiştirilmesi, önergeyi biz verdik. neden yasalaşmıyor bu? ama özür dünyada kamusal olur, o nedenle biz arşivlerin açılması teklifini de verdik. bir adım olarak bu arşivleri meclis’te toplayalım, tarihçilerin araştırmasına açalım dedik. iki yıla kadar bunlardan meclis’e bir rapor sunulsun dedik. ne çıkarsa, bizim payımıza düşen ne varsa, biz buna hazırız. yaşanan bir acı varsa sorumlusu devlettir. o zaman 10 tane parti yoktu ki iktidarda, tek parti vardı, cumhuriyet'in tüm kadroları da bunun içindeydi. şimdi akp’nin sahip çıktığı kadrolar da, bdp’lilerin dedeleri de bu partinin içindeydi. chp’nin üzerine düşen bir şey varsa bundan kaçınmaz, gereğini yapar.

kaynak: al jazeera 

Yorumlar

Bu sitede yer alan içerikler sadece genel bilgilendirme amacı ile sunulmuştur. Yorumlarınızı kendi özgür iradeniz ile yayınlanmakta olup; bununla ilgili her türlü dolaylı ve doğrudan sorumluluğu tek başınıza üstlenmektesiniz. Böylelikle, Topluluk Kuralları ve Kullanım Koşulları'na uygun olarak, yorumlarınızı kullanmak, yeniden kullanmak, silmek veya yayınlamak üzere tarafımıza geri alınamaz, herhangi bir kısıtlamaya tabi olmayan (format, platform, süre sınırlaması da dahil, ancak bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) ve dünya genelinde geçerli olan ücretsiz bir lisans hakkı vermektesiniz.
;